Cari denge Eylül’de de fazla verdi
PARA ANKARA/ HÜLYA GENÇ SERTKAYA Türkiye'nin yıllıklandırılmış cari işlemler açığı son 33 ayın en düşük seviyesini gördü. Haziran, Temmuz ve Ağustos'ta fazla veren cari işlemler dengesi, Eylül'de de bu seriyi sürdürdü. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre, Eylül'de cari işlemler hesabı 2 milyar 988 milyon dolar fazla kaydetti. Beklenti 2.8 milyar düzeyinde cari fazla verilmesi yönündeydi. Güncellenmiş verilerle cari işlemler hesabı Haziran'da 768 milyon dolar, Temmuz'da 1 milyar 453 milyon dolar, Ağustos'ta 4 milyar 853 milyon dolar fazla vermişti. Yıllıklandırılmış cari açık Eylül'de bir önceki aya göre 192 milyon dolar azalışla 9 milyar 652 milyon dolara gerilerken, 2024 yılının ilk dokuz ayında cari işlemler hesabı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 85 oranında, 30 milyar 851 milyon dolar tutarında gerileyerek 5 milyar 271 milyon dolar açık verdi.
TCMB verilerine göre Eylül'de altın ve enerji hariç cari işlemler hesabı 7 milyar 734 milyon dolar fazla verdi. Eylül'de, ödemeler dengesi tanımlı dış ticaret açığı 3 milyar 113 milyon dolar olarak gerçekleşti. Seyahat kaleminden kaynaklanan net gelirler 5 milyar 970 milyon dolar oldu.
Doğrudan yatırımlardan kaynaklanan net girişler 649 milyon dolar olarak kaydedildi. Portföy yatırımları 370 milyon dolar tutarında net giriş kaydetti. Resmi rezervlerde Eylül'de 719 milyon dolar net azalış oldu. Eylül'de net hat noksan kaleminde 6 milyar 239 milyon dolar kaynağı belirsiz para çıkışı olurken, böylece yılın dokuz ayında toplam 20.7 milyar dolar düzeyinde çıkış yaşandı.
Orta Vadeli Program'da (OVP) 2024 yılı sonu cari açık hedefi 22 milyar dolar düzeyinde. Kasım ayı piyasa katılımcıları anketinde ise, katılımcıların yıl sonu cari açık beklentisi 14.1 milyar dolar olarak kaydedildi.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, yıllık cari açığın milli gelire oranının üçüncü çeyrekte yüzde 0.8'e gerilemesini ve son çeyrekte de düşüş eğilimin devam etmesini öngördüklerini vurguladı. Bakan Şimşek, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonu'nda bakanlığının bütçe sunumunda ise, Program döneminde, ilave rezerv birikimini sağlamak ve dış borç sürdürülebilirliğini güçlendirmek için cari açığın milli gelire oranını yüzde 2'nin altında tutmayı hedeflediklerini kaydetti.
"CARRY-TRADE İMKANI SUNMAYA DEVAM EDECEK"
Galatasaray Üniversitesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ata Özkaya, ara malı, sermaye malı ithalatındaki yüksek oranlı düşüşün etkisiyle ithalatın azaldığını ve cari dengenin iyileştiğini vurgulayarak, ayrıca tüketim talebini kısmak için konan gümrük sınırı ve altın ithalatına getirilen sınırlamaların bunda etkisinin büyük olduğunu kaydetti, Üretim girdileri azaldığı için sanayi üretimindeki azalmanın da devam ettiğini belirten Özkaya, "Cari dengenin iyileşmesi, yurtdışı kaynaklı tahvil yatırımcıları açısından önemli bir ölçü. Döviz kurlarının nispeten dalgasız seyredeceğini gösterdiği için düşük riskli yüksek kazançlı carry-trade imkanı sunmaya devam edecektir. Ancak, yavaşlayan sanayi ve kısıtlamalar ile cari açığın azaltılmış olması bir denge oluşturmamaktadır. Bu da, önümüzdeki dönemde bu geçici dengede olumsuz bir 'shift' meydana geleceğini göstermektedir" dedi.
SANAYİ ÜRETİMİ ARTTI
Büyümenin öncü göstergesi sanayi üretimi ise Eylül'de aylık yüzde 1.6 artarken, yıllık yüzde 2.4 geriledi. TÜİK verilerine göre Eylül'de bir önceki aya göre madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi yüzde 1.2, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 1.8 artarken, elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 1.8 azaldı. Sanayi üretimi ara malında yıllık yüzde 1.2, sermaye malında yıllık yüzde 6.3 azalırken, aylık bazda ise ara malında yüzde 3, sermaye malında yüzde 3.8 artış gösterdi. Eylül'de yüksek teknoloji üretimi aylık bazda yüzde 3.1, yıllık yüzde 21 geriledi.
Selçuk Üniversitesi İİBF İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Savaş Erdoğan, sanayi üretim endeksinin reel anlamda büyümeyi etkileyen en önemli göstergelerden birisi olduğunu vurgulayarak, "Sanayi üretim endeksindeki iyileşme büyümenin daha fazla yukarı çıkabileceğinin bir göstergesi. 2023 yılı üçüncü çeyrekte gelen yüksek büyüme rakamını dikkate aldığımızda baz etkisi ile bu sene daha düşük bir büyüme rakamının geleceği söylenebilir. 2024 yılı üçüncü çeyrek büyüme oranının yüzde 3 civarında geleceğini tahmin ediyorum. Böylelikle 2024 yılının tamamında yüzde 4'e yakın bir büyümenin geleceği, enflasyonun düşme eğilimi ile birlikte 2025'te ekonomik büyüme hızının toparlanarak yüzde 4'ün üzerine çıkacağı söylenebilir" dedi.
OVP'de gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) büyüme hedefi 2024 yılı için yüzde 3.5, 2025 yılı için yüzde 4 olarak öngörülmüştü. Kasım ayı piyasa katılımcıları anketinde ise, katılımcıların GSYH 2024 büyüme beklentisi ise bir önceki anket dönemine göre değişmeyerek yüzde 3.1 düzeyini korurken, 2025 için yüzde 3.3'ten yüzde 3.2'ye geriledi.
BÜTÇE 186.3 MİLYAR LİRA AÇIK VERDİ
Bu arada geçen hafta ciro endeksleri ve ticaret satış hacim endeksleri de açıklandı. TÜİK verilerine göre sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri toplamında ciro endeksi 2024 Eylül'de yıllık yüzde 47, aylık yüzde 5.5 artış gösterdi. TÜİK verilerine göre ticaret satış hacmi Eylül'de yıllık yüzde 12.7, aylık yüzde 3.2 arttı.
Geçen hafta Ekim ayı merkezi yönetim bütçe verileri de açıklandı. Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre, Ekim'de bütçe gelirleri yıllık yüzde 62.4 artışla 769.2 milyar lira, bütçe giderleri yıllık yüzde 67.9 artışla 955.5 milyar lira olurken, bütçe dengesi 186.3 milyar lira açık verdi. Ekim'de faiz dışı denge ise 50.1 milyar lira açık kaydetti. Ocak-Ekim döneminde yıllık bazda bütçe gelirleri yüzde 75.1 artışla 6 trilyon 853.8 milyar lira, bütçe giderleri yüzde 79.4 artışla 8 trilyon 114.1 milyar lira düzeyinde gerçekleşti. Bu dönemde bütçe açığı 1 trilyon 260.3 milyar lira, faiz dışı açık ise 211.4 milyar lira oldu.
KASIM AYI TÜFE BEKLENTİSİ YÜZDE 2.01
Piyasa katılımcıları anketine göre, katılımcıların Kasım ayı tüketici enflasyonu (TÜFE) beklentisi yüzde 2.01 oldu. TCMB'nin reel sektör, finansal sektör temsilcilerinden oluşan 68 katılımcı tarafından yanıtlanan ankete göre, katılımcıların yıl sonu TÜFE beklentisi yüzde 44.11'den yüzde 44.81'e çıktı. 12 ay sonrası TÜFE beklentisi ise bir önceki ankete göre yüzde 27.44'ten yüzde 27.20'ye geriledi. Kasım'da, katılımcıların cari yıl sonu döviz kuru (ABD doları/TL) beklentisi bir önceki anket döneminde 36,63 lira iken, bu anket döneminde 35,75 liraya düştü. 12 ay sonrası döviz kuru beklentisi ise 42,73 liradan 42,75 liraya yükseldi. Katılımcıların TCMB bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı Kasım ayı sonu beklentisi ise değişmeyerek, yüzde 50 düzeyinde gerçekleşti.
Bu arada, TCMB Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısını 21 Kasım'da gerçekleştirecek. TCMB son yedi aydır politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 50 düzeyinde sabit tutuyor. Ağırlıklı beklenti, TCMB'nin Kasım'da da faiz indirimini pas geçeceği şeklinde.
İŞSİZLİK ORANI YÜZDE 8.6
İşgücü istatistiklerine göre 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı Eylül'de bir önceki aya göre 35 bin kişi artarak 3 milyon 100 bin kişi olurken, işsizlik oranı değişim göstermeyerek yüzde 8.6 düzeyini korudu. Eylül'de aylık bazda mevsim etkisinden arındırılmış verilerle istihdam edilenlerin sayısı 95 bin kişi artarak 32 milyon 823 bin kişi, işgücü aylık 131 bin kişi artarak 35 milyon 923 bin kişi oldu. 15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı 0.3 puan artarak yüzde 17.1 düzeyinde gerçekleşti. Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı Eylül'de bir önceki aya göre 1.7 puan azalarak yüzde 25.6 oldu.
Prof. Dr. Harun TANRIVERMİŞ /Ankara Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Gayrimenkul Geliştirme ve Yönetimi Bölümü Başkanı
"Alım gücü iyileşmezse 2025'te konuta talep sınırlı kalır"
Konut satışlarındaki yüzde 76.1'lik yıllık artış, konut talebinin önemli ölçüde arttığını gösteriyor ve sektördeki canlılığı destekliyor. Bu artış, son 22 ayın en yüksek seviyesine ulaşmış olup, görece düşük faiz oranları, kredi kullanımındaki kolaylıklar, birikmiş talepler ve mevsimsel faktörlerin etkisiyle hız kazandı. Özellikle, ipotekli satışlarda yıllık yüzde 278.2 artış dikkat çekici. Ancak Ocak-Ekim döneminde ipotekli satışların azalması, yüksek faiz oranları ve azalan krediye erişimin kısıtlayıcı etkisini gösteriyor. Veriler, konut piyasasında arz ve talep dengesinin hareketlendiğine işaret ediyor. Konut satışlarındaki bu ivmenin sürdürülebilmesi için faiz oranlarının düşük seyretmesi önemli. Ancak hane halkının artan borç yükü, yüksek enflasyon ve alım gücündeki düşüş, talebi orta ve uzun vadede baskılayabilecek. Konut talebindeki bu artışın bir diğer nedeni, mevduat faizi ve sabit getirili yatırım alanlarına çekimser davranan ve özellikle makroekonomik dalgalanmalardan korunmak isteyen vatandaşların gayrimenkulü güvenli bir yatırım aracı olarak görmesi. 2025'te, maliyetlerin artması ve talebin yavaşlaması beklense de konut fiyatlarının nominal artış hızı enflasyonun altında ve reel fiyatlar ise azalış eğilimi gösterebilir. Yüksek inşaat maliyetleri de konut fiyatlarını artırıcı bir etken, ancak ekonomik koşullar tüketicilerin alım gücünü sınırladığından fiyat artış hızı yavaşlamakta.
Doç. Dr. Ata ÖZKAYA / Galatasaray Üniversitesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi
"Perakende satış hacmi yüksek hızda artıyor"
TCMB enflasyon raporunda 2024 ve 2025 yılı yılsonu enflasyon tahmin aralığında ve dolayısı ile enflasyon orta değeri tahmininde güncellemeye gitti. 2024 yılını yüzde 45 etrafında bir değer ile kapatacağımız anlaşılıyor. 2025 yılı için ise yüzde 26-yüzde 16 aralığında yüzde 21'lik bir orta-değer tahminde bulunmakta. TCMB'nin bu tahminleri, piyasa katılımcılarının tahminleri ile uyumlu olmakla beraber, reel sektörün ve hanehalkının tahminlerinden oldukça aşağıda kalmakta. Bunun nedeni, TUİK enflasyon ölçümleri üzerinde uzlaşma sağlanamaması, ürün fiyat listesinin kamuoyu ile paylaşılmaması. TCMB'nin yüzde 26-yüzde 16 tahmin aralığı, TCMB'nin yüzde 70 olasılıkla tutacağını düşündüğü tahmin kümesidir. Dolayısıyla, bunun oldukça sapmalı bir tahmin olacağı şimdiden açıktır. Çünkü tahminin, matematik olarak anlamlı olabilmesi için, yüzde 95 güvenle bir aralıkta yapılması gerekir. TCMB'nin yüzde 21'lik tahmini, bir beklenti değeri değil, bir 'subjectif olasılık' değeridir, ayrıca eksik bir değerdir. Bu 'subjectif olasılık' değerine dayanarak, asgari ücret artışı yapılması uygun değildir. Diğer yandan, iç talebin yeterli derecede kısılmadığını, perakende satış hacminin yüksek hızda arttığını görüyoruz.
Prof. Dr. Savaş ERDOĞAN / Selçuk Üniversitesi İİBF İktisat Bölümü Öğretim Üyesi
"Yılı 10 milyar dolar civarında cari açıkla kapatacağız"
Cari açık beklenildiği gibi düşme eğiliminde. Böyle devam ederse, 2024'yılını 10 milyar dolar civarında bir açıkla kapatacağız. Cari açıktaki gerilemede özellikle enerji fiyatındaki azalmalar veya en azından yatay seyir ile altın ithalatına getirilen kısıtlamaların etkisi var. Cari açıktaki bu azalmanın sürdürülebilir olup olmadığı ise dış ticaret endeksleri ile izah edilebilir. Eylül ayı verilerine göre ihracat değer endeksinin azaldığı buna karşılık ithalat değer endeksinin arttığı görülüyor. İki değeri bir birine oranladığımızda dış ticaret hadlerine ulaşırız. Son açıklanan verilere göre dış ticaret hadleri 86 civarında seyretmekte. Yani her 100 birimlik ithalat harcamasına karşılık 86 birim ihracat geliri elde etmekteyiz. Bu durum, dış ticaret aleyhine. Yani ucuza satıp pahalıya alma durumumuz hala devem ediyor ve bu cari açığın azalmasına baskı yapıyor. Ayrıca miktar endeksine baktığımızda ise her 100 birimlik ithal mal miktarına karşılık 114 birim ihraç mal sattığımız ortaya çıkıyor. Bu durum hala ucuza çok mal satarak gelirimizi artırdığımızı ortaya koyuyor. Cari açıktaki azalma aynı zamanda turizm gelirlerindeki artış ile de izah edilebilinir. 2025 yılında altın ithalatındaki azalma ve enerji fiyatlarında bir baskı öngörülmediği müddetçe cari açık için en azından fazla bir artış göstermeyeceği söylenebilir.