PARA ANKARA/ HÜLYA GENÇ SERTKAYA Türkiye'nin turizm geliri 2024 yılının ilk dokuz ayında yıllık yüzde 6.6 artışla 46 milyar 880 milyon dolara yükselirken, ziyaretçi sayısı da yıllık yüzde 8.3 artışla 48 milyon 314 bin 553 düzeyinde gerçekleşti. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Ocak-Eylül döneminde kişi başı ortalama harcama yıllık yüzde 1.6 azalışla 970 dolar, gecelik ortalama harcama ise yıllık 4.4 artışla 96 dolar oldu. Ocak-Eylül döneminde yurtiçinde ikamet edip başka ülkeleri ziyaret eden vatandaşların harcamalarından oluşan turizm gideri yüzde 7.3 azalışla 5 milyar 609.7 milyon dolar düzeyinde gerçekleşirken, yurtdışını ziyaret eden vatandaş sayısı ise yüzde 9.8 artışla 8 milyon 699 bin 118 kişiye yükseldi. Yılın üçüncü çeyreğinde turizm geliri yıllık yüzde 3.9 artarak 23 milyar 219 milyon 751 bin dolar oldu. Turizm gelirinin yüzde 14.7'si Türkiye'yi ziyaret eden yurtdışı ikametli vatandaşlardan elde edildi. Türkiye'den çıkış yapan ziyaretçi sayısı yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 3.5 artarak 23 milyon 206 bin 579 kişi oldu. Ziyaretçilerin yüzde 12.2'sini 2 milyon 835 bin 74 kişi ile yurtdışında ikamet eden vatandaşlar oluştu. Bu çeyrekte Türkiye'den çıkış yapan ziyaretçilerin gecelik ortalama harcaması 95 dolar, yurtdışında ikamet eden vatandaşların gecelik ortalama harcaması ise 62 dolar oldu. Üçüncü çeyrekte turizm gideri, yıllık yüzde 22.5 azalarak 1 milyar 874 milyon 216 bin dolar oldu.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, üçüncü çeyrekte elde edilen 23.2 milyar dolar gelirin, bir çeyrekte elde edilen en yüksek turizm geliri olduğunu açıkladı. 60 milyon olan yıl sonu ziyaretçi hedefini 61 milyon olarak yukarı yönlü revize ettiklerini söyleyen Bakan Ersoy, yıl sonu 60 milyar dolar gelir hedefini koruduklarını vurguladı.
ENFLASYON BEKLENTİLERİ GERİLEDİ
2024 Ekim'de 12 ay sonrası yıllık enflasyon beklentileri piyasa katılımcıları için 0.1 puan azalarak yüzde 27.4, reel sektör için 1.6 puan azalarak yüzde 49.5, hanehalkı için 4.4 puan azalarak yüzde 67.2 seviyesine geriledi. TCMB'nin piyasa katılımcıları anketi, iktisadi yönelim anketi ve TÜİK iş birliğiyle yürütülen tüketici eğilim anketi ile finansal ve reel sektör uzmanlarının, imalat sanayi firmalarının ve hanehalkının 12 ay sonrası yıllık tüketici enflasyonu beklentilerinden derlenen sektörel enflasyon beklentilerine göre, gelecek 12 aylık dönemde enflasyonun düşeceğini bekleyen hanehalkı oranı bir önceki aya göre 0.7 puan azalarak yüzde 28.3 oldu. Enflasyon beklentilerinin toplumun her kesiminde iyileştiğine işaret eden Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, dezenflasyon sürecinin de etkisiyle 12 ay sonrası yıllık enflasyon beklentisinin son beş ayda hanehalkında 8.9 puan, reel sektörde 6.5 puan ve piyasa katılımcılarında 5.8 puan gerilediğini vurguladı.
Bu arada, Ekim ayı enflasyon verisi 4 Kasım'da açıklanacak. TÜİK verilerine göre tüketici fiyat endeksi (TÜFE) Eylül'de aylık yüzde 2.97 artarken, yıllık TÜFE yüzde 49.38'e geriledi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda yaptığı açıklamalarda, kalıcı refah için enflasyonun düşürülmesinin çok önemli olduğunu vurgulayarak, "Bu bütçemizin en önemli hedeflerinden birisi enflasyonu düşürmektir. 2026'da enflasyonda tek haneli rakamı hedefliyoruz" dedi.
"BEKLENTİLERİN ÇIPALANMASI GEREKİYOR"
Banka ve banka dışı finans kesiminin enflasyon beklentilerinin TCMB'nin beklentilerine yakınsamaya devam ettiğini vurgulayan TOBB ETÜ Öğretim Üyesi Dr. Cahit Sönmez, ancak reel kesim ve hanehalkının beklentilerinin halen uzak olduğunu kaydetti. Sönmez, atalet oluşmaması için bu beklentilerin de çıpalanması gerektiğin ifade etti.
Ekim'de TÜFE'nin büyük olasılıkla yüzde 2.5'lar seviyesinde gerçekleşeceğini, bunun da yıllık yüzde 47'nin biraz üzerinde bir oran anlamına geldiğini vurgulayan Sönmez, "Son iki ayda da yüzde 2'ler civarında gerçekleşme olursa yüzde 45'lerde yılsonu enflasyona tanık oluruz" dedi.
DIŞ TİCARET DENGESİ 5.1 MİLYAR DOLAR AÇIK VERDİ
Türkiye'nin ihracatı Eylül'de yıllık yüzde 1.9 azalışla 21 milyar 987 milyon dolar, ithalatı yüzde 1.4 azalışla 27 milyar 116 milyon dolar olurken, dış ticaret dengesi 0.7 puan artışla 5.1 milyar dolar açık verdi. Geçen hafta TÜİK ile Ticaret Bakanlığı iş birliğiyle genel ticaret sistemi kapsamında üretilen Eylül ayı geçici dış ticaret verileri açıklandı. Yayınlandıktan bir süre sonra geri çekilen veri, düzeltilerek yeniden yayına sunuldu. TÜİK verilerine göre Eylül'de ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 81.1, enerji ve altın hariç ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 98.2 oldu.
Ocak-Eylül döneminde Türkiye'nin ihracatı yüzde 3.2 artarak 192 milyar 764 milyon dolara yükselirken, ithalatı yüzde 8 azalışla 252 milyar 638 milyon dolar oldu. Dış ticaret dengesi ise bu dönemde yüzde 31.7 azalışla 59 milyar 874 milyon dolar açık verdi.
EYLÜL'DE DE CARİ FAZLA BEKLENTİSİ
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda ihracatın Eylül'de sınırlı gerilemesinin nedenlerini takvim etkisi ile altın ve enerji ihracatındaki düşüş olarak açıkladı. Yılın ilk dokuz ayında Türkiye'nin turizm gelirlerinin 46.9 milyar dolara yükseldiğine işaret eden Bolat, mal ve hizmet ticaretinde izlenen söz konusu seyir ile üç aydır fazla veren cari işlemler hesabının Eylül'de de fazla vermeye devam edeceğinin tahmin edildiğini kaydetti.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, sürdürülebilir cari denge hedefinde önemli mesafe kat edildiğini vurguladı. Şimşek, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda yıllık cari açığın milli gelire oranının üçüncü çeyrekte yıllık 3.4 puan iyileşerek yüzde 1'in altına gerilemesini öngördüklerini vurguladı. Şimşek, "Yeşil ve dijital dönüşümü hızlandıracak, yüksek katma değerli üretime yoğunlaşacak ve enerjide dışa bağımlılığı azaltacak politikalarımızla program hedeflerimiz doğrultusunda sürdürülebilir cari açığı kalıcı hale getireceğiz" ifadelerini kullandı.
Dr. Cahit SÖNMEZ / TOBB ETÜ Öğretim Üyesi
"Dış talepteki artış TCMB'ye hareket alanı açıyor"
Üçüncü çeyrekte turizmden 23 milyar dolar gibi önemli bir döviz girişi olmuş. Cari işlemler kaleminde dış ticarette verdiğimiz açığı mümkün olduğunca turizm ile telafi etmeye çalışıyoruz. Bu yüzden turizm gelirlerinin yükselmesi makul seviyelere gerileyen cari açığa olumlu yönde katkı yapıyor. Ancak turizmde yapısal sorunların devam ettiğini de gözlemliyoruz. Halen güneş kum deniz turizminin toplam içindeki payı oldukça yüksek. Turist başına gelir de de fazla bir artış halen söz konusu değil. Kısacası daha üst gelir grubu turistleri de çekebilmeliyiz ve turizm faaliyetlerini ve dolayısıyla gelirleri sadece yaz aylarına değil 12 aya yaymalıyız. Dış ticaret gelişmelerine bakıldığında, ithalat tarafında iki gelişmenin doğal diyebileceğimiz sonuçlarına tanık oluyoruz. Birincisi ara mal ithalatının azalması. İkincisi nihai tüketim malı ithalatının belirgin bir şekilde artması ve toplam ithalat içindeki payının yüzde 15'in üzerine çıkması. Reel olarak TL'nin halen değerli olması ithal mallarını cazip hale getiriyor. İhracat tarafında ise Eylül'de gerileme olmuş. Umarım geçici bir gelişmedir. Çünkü talep dengelenmesinin sürmesi gerekiyor. Yani dış talebin büyüme üzerinde olumlu etkisi Merkez Bankası'nın büyüme ödünleşmesinde bir hareket alanı açıyor.
Prof. Dr. Murat ŞEKER / İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi
"Sürdürülebilir cari denge hedefi için önemli bir süreçteyiz"
Ziyaretçi sayısı ve gelirinde gözlenen artışın son çeyrekte de sürmesini bekliyorum. Enflasyonist sürecin etkisi ve döviz kurlarındaki yatay seyrin devam etmesi turizm gelirlerinin daha yüksek olmasını engellese de genel olarak eğilimin pozitif seyretmesi genel ekonomik koşullar altında sevindirici bir durum olarak değerlendirilebilir. Ocak-Eylül dönemi düşünüldüğünde ihracattaki artışın ve ithalattaki azalışın dış ticaret dengesini olumlu etkilediğini görüyoruz. Sürdürülebilir cari denge hedefi için önemli bir süreç yaşanıyor. Dış ticaret açığında dokuz aylık performansta yüzde 30'u geçen azalışın gözlenmesi sürecin doğru yönetildiğini işaret ediyor. Ekim'de aylık enflasyon beklentim 2.5-2.7 bandında, yıllık ise yüzde 48 düzeylerinde. Yıl sonunun yüzde 45 düzeyinde kapanacağını düşünüyorum. Sektörel enflasyon beklentilerinde genel olarak azalış yönünde bir beklenti olsa da azalışın yavaş bir hızla gerçekleşeceği beklentisi çok daha hakim görünüyor. Özellikle hanehalkında hissedilen enflasyon oranının yüksek seyretmesi beklentiyi de olumsuz etkiliyor.
Prof. Dr. Mustafa YILDIRAN / Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi
"Enflasyonda beklentiler önem kazanıyor"
Ekonomideki temel hedef olan enflasyonda belirsizlikler ve yüksek faiz baskısına karşı artan direnç nedeniyle beklentiler önem kazanıyor. Halen iş dünyası ve yatırımcılarda enflasyon programına olan güven artmasına rağmen, hane halkı ve reel sektörün küçük ve orta ölçekli işletmelerin sahiplerinde sabırsızlıklar artıyor. Burada özellikle, vadeli sözleşmelerin tamamen sona ermesi ve yüksek kredi faizleri nedeniyle bu kesimlerin enflasyonla mücadeleye olan desteklerinin sürdürülebilirliği önemli bir sorun olmaya devam edecek. Hane halkının enflasyon konusunda güvenin sağlanması açısından yılbaşından sonraki fiyat artışlarının kontrol edilebilirliği önemli gösterge olacak. Eğer beklenen enflasyon üzerinde zamlar söz konusu olursa, beklenen enflasyonun gerçekleşmesi zor olacaktır. Bu konuda ayrıca reel karı düşen işletmelerin yüksek fiyat artış eğilimine girmesi de önemli bir tehdit olarak düşünülmesi gerekir. Özellikle temel hizmet fiyatlarının henüz dengeye gelmediği bir ekonomik ortam da enflasyon hedeflemesindeki zorluklar 2025 yılında da devam edecektir. Fakat programda, harcamaların GSYİH'ye oranı yaklaşık yüzde 1,5 oranında azaltılırken, vergi gelirlerinin GSYİH'ya oranla yüzde 1 seviyesinde artması hedefinin maliye politikasının nispeten sıkılaşacağını gösteriyor.