Trump’ın politikalarının olası sonuçları risk iştahını baskılıyor

ABD’de enflasyonun önümüzdeki aylarda Fed’in faiz indirimlerini sekteye uğratabileceği endişeleri geçen hafta doların küresel çapta değer kazanımını sürdürmesine ve ABD tahvil faizlerinde yüksek seyrin devam etmesine neden oldu. Trump’ın göreve başlamasının ardından atacağı adımlar, bu adımların hızı ve boyutu gibi konular küresel risk iştahı ve varlık fiyatları üzerinde belirleyici olacaktır…
21.11.2024 11:44 GÜNCELLEME : 21.11.2024 11:44

ONURCAN BAL/ Donald Trump'ın yeniden ABD Başkanı seçilmesinin ardından küresel çapta Trump'ın politikaları ve olası sonuçlarına yönelik fiyatlamaların öne çıktığı görülüyor. Geçen haftaki yazımızda detaylıca ele aldığımız üzere Trump'ın ortaya koyduğu ekonomi politikaları içerisinde özellikle küresel ticarete yönelik ek gümrük vergileri ve ABD içerisinde planlanan vergi indirimlerinin enflasyonist sonuçlarının olması beklenmektedir. Trump'ın ekonomi politikalarının ABD ekonomisinde enflasyonda yükselişi ve ABD borçluluğunda artışı beraberinde getirebileceğine dair değerlendirmelerin risk iştahı ve birçok varlık sınıfı üzerinde baskı oluşturduğu takip ediliyor. Bu hususta ABD'de yükselmesi beklenen enflasyonun önümüzdeki aylarda Fed'in faiz indirimlerini sekteye uğratabileceği endişeleri geçen hafta doların küresel çapta değer kazanımını sürdürmesine ve ABD tahvil faizlerinde yüksek seyrin devam etmesine neden oldu. Önceki yazımızda belirttiğimiz üzere güçlenen dolar ve yükselen tahvil faizlerinin küresel hisse piyasaları, gelişmekte olan ülke varlıkları ve emtialar üzerinde baskı oluşturduğu görüldü. Ek gümrük vergilerinin Avrupa ve özellikle Çin ekonomilerini olumsuz etkileyeceği beklentileri de talep duyarlı emtialar ve Euro, Sterlin gibi para birimlerini baskıladı. Dolar Endeksi 107'li seviyeleri test ederek son iki yılın en yüksek seviyesi görürken, ons altın da satıcılı seyrini devam ettirerek 2.550 dolara kadar gerileme gösterdi. Trump'ın seçimi kazanmasından önce dolar endeksi 103'lü seviyelerden ve ons altın 2.750$ seviyelerinden işlem görmekteydi. Trump'ın 2025 Ocak ayında yemin edip göreve başlamasının ardından atacağı adımlar, bu adımların hızı ve boyutu gibi konular küresel risk iştahı ve varlık fiyatları üzerinde belirleyici olacaktır.

ABD'DE ENFLASYON VE POWELL'IN AÇIKLAMALARI ÖN PLANDAYDI

ABD'de çarşamba günü açıklanan ekim ayı TÜFE verisi beklentilerle uyumlu olarak aylık bazda %0,2 oranında artış kaydetti ve yıllık TÜFE %2,4'ten %2,6 seviyesine yükseldi. Fed'in para politikaları açısından daha yakından izlediği çekirdek TÜFE verisi ise aylık bazda %0,3 oranında artış göstererek yıllık bazda %3,3 olarak gerçekleşti. Perşembe günü açıklanan ekim ayı ÜFE verisi de beklentiler paralelinde aylık bazda %0,2 oranında artış kaydetti ve yıllık ÜFE %2,4 olarak kaydedildi. Küresel piyasalarda, gelecek dönemde yaşanabilecek olası korumacı politikaların enflasyon baskısını yeniden güçlendirebileceği endişesiyle yön arayışı devam ederken, Fed Başkanı Jerome Powell'ın perşembe akşamındaki açıklamaları yakından takip edildi. Fed Başkanı Powell, ekonominin faiz oranlarını düşürmek için acele edilmesi gerektiğine dair herhangi bir sinyal vermediğini ve ekonomide görülen gücün Fed'in kararlarını dikkatle alma imkânı sağladığını ifade etti. Powell, ekonominin maksimum istihdam ve fiyat istikrarı hedefleri doğrultusunda önemli ilerleme kaydettiğini, iş gücü piyasasının sağlam durumda kalmaya devam ettiğini söyledi. Powell ayrıca ABD'nin seçilmiş Başkanı Donald Trump'ın uygulayacağı politikaların etkisini kestirmek için henüz erken olduğunu ve gelişmelerin yakından izleneceğini söyledi.

Piyasalar beklentilere paralel gelen enflasyon rakamları sonrasında Fed'in aralık ayında 25 baz puan faiz indirimine gideceğini %85 ihtimalle fiyatlasa da Powell'ın perşembe günkü konuşmasında faiz indiriminde aceleci olunmayacağı vurgusu sonrasında aralık ayı için faiz indirim beklentilerinin bir miktar törpülendiği görüldü. Halihazırda piyasalarda aralık ayında 25 baz puanlık faiz indirimini %60 oranında bir ihtimalle fiyatlanırken, faizlerin değişmeyebileceğine de %40 ihtimal veriliyor. Ayrıca mevcut durumda piyasalar, Trump'ın ekonomi politikalarının olası enflasyonist etkileri ile ABD ekonomisinin gücünü korumaya devam etmesine bağlı olarak 2025 yılı için toplamda 50 baz puanlık bir faiz indirimi öngörüyor. Daha önce 2025 yılı için beklentiler 100 baz puanlık bir indirim yönünde şekilleniyordu. Elbette ekonomik ve siyasi gelişmelere bağlı olarak Fed'e yönelik beklentilerin değişeceği unutulmamalıdır. Önümüzdeki süreçte enflasyon ve istihdam rakamları Fed'e yönelik beklentiler ve dolayısıyla risk iştahı üzerinde ana belirleyiciler olmaya devam edecektir.

AVRUPA MERKEZ BANKASI'NIN TRUMP SINAVI

Trump'ın %10'luk küresel gümrük vergisi planı, Çin'e getirmeyi düşündüğü ek gümrük vergileri ve ABD'deki vergi indirimlerinin enflasyonist etkiler oluşturacağı ve Fed'in faiz indirim döngüsünü yavaşlatacağına ilişkin beklentiler son yazılarımızda vurguladığımız üzere doları küresel çapta destekliyor. Doların küresel çapta değer kazanması Euro üzerinde de baskı oluştururken, aynı zamanda ek gümrük vergisinin Avrupa ekonomilerini zayıflatacağı ve ECB'nin faiz indirim döngüsünü ekonomiyi desteklemek için hızlandırabileceğine dair beklentiler de Euro üzerindeki baskının artış kaydetmesine neden oluyor. Ancak diğer taraftan Euro'daki değer kaybının önümüzdeki süreçte derinleşmesi halinde Avrupa'nın ithal ve enerji maliyetlerindeki artışın enflasyon üzerinde yukarı yönlü bir baskı oluşturma ihtimali de göz ardı edilmemelidir. Bir taraftan ek gümrük vergisinin büyüme üzerinde oluşturacağı baskı ile diğer taraftan Eurodaki zayıflamanın ithal maliyetleri yükselterek enflasyon üzerinde baskı oluşturması, Avrupa Merkez Bankası'nı zor bir ikilem içerisinde bırakabilir. ABD'de enflasyonun korkulduğu gibi yükseldiği ve Fed'in faiz indirimlerine ara vermek zorunda kaldığı bir senaryoda, ECB başta olmak üzere diğer büyük merkez bankalarının Fed ile ayrışmayı derinleştirmek pahasına faiz indirimlerini aksatmadan sürdürüp sürdüremeyecekleri de ayrı bir merak konusu olacaktır. Avrupa Merkez Bankası (ECB) yetkilileri Olli Rehn ve Robert Holzmann, Trump'ın korumacı politikalarının küresel büyümeyi engelleyeceği ve Avrupa'nın bu duruma 2018'den daha iyi hazırlanması gerektiğini söyledi. ECB üyesi Francois Villeroy de Galhau, Trump'ın ekonomik gündeminin, enflasyonu ABD'ye geri döndürme ve dünya çapında ekonomik büyümeyi zedeleme riski taşıdığını belirtti. ECB Yönetim Konseyi Üyesi ve Almanya Merkez Bankası (Bundesbank) Başkanı Joachim Nagel, Trump'ın gümrük tarifelerini uygulaması durumunda, bunun Almanya'nın GSYH'sının yüzde 1'ine mal olabileceğini ve Alman ekonomisini rayından çıkarma riski taşıdığı konusunda uyarıda bulundu.

TCMB'DEN FAİZ DEĞİŞİMİ BEKLENMİYOR

Yeni haftada 21 Kasım Perşembe günü Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) kasım ayı toplantısı yakından takip edilecektir. Piyasadaki genel beklentiler ve bizim görüşümüz TCMB'nin kasım toplantısında faizlerde bir değişime gitmeyeceği ve politika faizini %50,0 olarak koruyacağı yönünde şekilleniyor. Bununla birlikte 8 Kasım Enflasyon Raporu sunumu sonrasında piyasalarda TCMB'nin aralık ayından itibaren kademeli faiz indirim döngüsüne başlayacağına ilişkin beklentilerin güç kazandığı görülüyor. Enflasyon Raporu sunumunda TCMB Başkanı Fatih Karahan'ın son dönemde enflasyon tahminlerindeki sapmaların büyük ölçüde yüksek kira ve gıda enflasyonu gibi para politikası kontrolü dışında kalan faktörlere dayandığını belirtmesi, kira enflasyonu hariç tutulduğunda hizmet enflasyonunda bir miktar yumuşama gözlemlendiğini ifade etmesi ve 2024 sonu için önceki enflasyon hedefinin 3 aylık bir gecikmeyle gerçekleşeceğini ve bu gecikmenin de dezenflasyon sürecinde önemli bir sorun teşkil etmeyeceğini söylemesi piyasalardaki faiz indirim beklentileri kuvvetlendirdi. Bu açıdan 21 Kasım'daki toplantı karar metninde aralık ayında faiz indirimlerinin başlayabileceğine işaret edecek olası bir değişim olup olmayacağı yakından izlenecektir. Elbette TCMB'nin faiz indirimlerine ne zaman başlayacağı konusundaki ana belirleyici enflasyon görünümdeki gelişim olacaktır. Bu hususta kasım ve aralık ayı enflasyon rakamları ve hizmet enflasyonunda yumuşamanın devam edip etmeyeceği kritik önemde olacaktır.

BIST-100'DE TOPARLANMA ÇABASI ETKİSİNİ SÜRDÜRÜYOR

Yurt içinde faiz indirimlerinin önümüzdeki aylarda başlayacağına ilişkin güç kazanan beklentiler, geçen hafta içerisinde bankacılık sektöründe alımların güç kazanmasına ve Borsa İstanbul genelinde yükselişlerin yaşanmasına katkı sağladı. BIST-100 Endeksi haftayı %2,23 oranında yükselişle 9.390 puandan tamamladı. Ekim ayından itibaren 50 haftalık üssel ortalaması altında işlem gören BIST-100 Endeksi geçen hafta başındaki alımlarla bu ortalama üzerinde tutunma sağlarken, haftanın devam eden bölümünde de kritik öneme sahip 200 günlük üssel ortalamasını aşmayı başardı. 200 günlük üssel ortalaması (9.320) üzerinde kalıcılık korunduğu sürece yukarı yönlü denemelerin etkisini sürdürebileceği endekste 100 günlük üssel ortalama (9.496) yakından takip edilecektir. 2024 Ağustos'tan itibaren güçlü bir direnç olarak çalışan 100 günlük ortalama (9.496) üzerinde hacim destekli kapanışlar görebilirsek alımların yeni bir ivme kazanabileceğini değerlendiriyoruz. Bu durumda 9.600 ve 9.705 seviyeleri kısa vadeli ilk direnç noktaları olup, devamında 9.850 – 9.900 ve 10.000 seviyeleri direnç konumunda bulunmaktadır. Psikolojik öneme sahip 10.000 puan üzeri kapanışlarda teknik görünümdeki iyileşme güç kazanacaktır. Endekste 100 günlük ortalamanın (9.496) aşılamaması ve kâr satışlarının gözlenmesi halinde ilk olarak 200 günlük ortalama (9.320) ve 9.250 seviyeleri destek olarak izlenecek olup, devamında 50 haftalık üssel ortalama (9.190) destek olarak önem kazanacaktır. 50 haftalık ortalama altındaki günlük kapanışlarda hız kazanan satışlarla 9.100 ve 9.000 seviyeleri gündeme gelebilir. 9.000 puan altında satış baskısı yeniden artış kaydedebilir.

BİZE ULAŞIN