Yapay zekayı hukuksal sistemle sınırlandırmak mümkün mü?
Yapay zekanın hayatımızın her alanına dahil olacağı bir dünyaya doğru gidiyoruz. Bu dönüşüm sürecinden hukuk dünyası da elbette nasibini alacak… Ancak açık ne net söylemek gerekirse teknoloji, yazılım ve yapay zeka işin içine girdiğinde mevcut bir hukuksal sistemler maalesef sınırlı kalıyor. Yani yapay zeka ile başlayan sürecin hukuk ile sınırlandırmanın çok da mümkün olamayacağı öngörülüyor.
Vira Hukuk Kurucu Ortağı Avukat Can Hasan Acılıoğlu'na göre, bu düşüncenin temel nedeni; merkeziyetsiz olarak öğrenimine devam eden yapay zekanın oldukça hızlı gelişmesi. Acılıoğlu, "Ben de Chat CPT başta olmak üzere özellikle Deep Learning alanında yapay zekayı büyük bir keyifle kullanıyorum; hatta Chat CPT'i ilk kullandığımda "Ofise yeni bir yardımcı aldık" demiştim" diyor. Zaten dünyada da insanlar araştırmak hatta bir metin kaleme almak yerine, artık Chat GPT gibi ve hatta daha kompleks yapay zekaya sormayı ya da ona yazdırmayı tercih edebiliyor. Acılıoğlu, düşüncelerini söyle aktarıyor:
"Chat GPT ya da benzeri uygulamalar, bilgi birikim yöntemi olarak şimdiye kadar bildiğimiz tüm modellerden bir hayli farklı. Tam da bu farklılık -merkeziyetsiz olup kendi kendine öğrenebilmesi- nedeniyle yapay zeka, özellikle kişisel verilerin korunması alanında güvenlik sorunları yaratabilecek ciddi bir potansiyel taşıyor. Bu pencereden baktığımızda hukuksal müdahaleye ihtiyaç duyduğu, duyacağı çokça alan olması şaşırtıcı değil elbette. İşte yapay zekanın bu özelliklerine bakıldığında bu alanın sınırlarını belirlemenin pek de mümkün olmadığını düşünüyorum."
"YETERLİ DEĞİL"
En son haziran ayında Avrupa Parlamentosu (AP) alt teşkilatlarında, ChatGPT gibi çeşitli yapay zeka teknolojileri ele alındı. Ancak genel bir tanımlama dahi yapılmaksızın "müzakere yetki taslağı" adlı bir belge ile çalışma sonlandırıldı.
Ancak bu gibi çalışma ve tartışmaların kaygıyla ve belki de hızlıca yapıldığından yeterli olmadığını belirten Acılıoğlu, "Şu aşamada Türkiye ve dünyada baktığımızda yapay zekanın boyutu ve işlevi açısından da yeterli değil" diyor. Ona göre asıl sorun şu ki; "doldurulması gereken alanın ancak hukukla doldurulabilecek bir kapsama sahip olup olmadığından da emin değiliz. Burada düşünülmesi gereken sadece 'olan hukuk', 'normatif yorumlanan hukuk' değil, 'yorumlanması / olması gereken hukuk' da aynı zamanda."
Peki baktığımızda burada en önemli risk olarak neyi ya da neleri görüyoruz?
YAPAY ZEKA DONAMINDAN DESTEK ALMAK
Acılıoğlu'nun belirttiğine göre; "aktüel kısmı bir yana bırakırsak, yapay zeka kendi kendini geliştiriyor. İnternet, sosyal medya gibi bir veri setiyle, dijital ayak izleriyle buluştuğunda insanların kişisel hayatlarının ihlali anlamına gelebilecek sonuçların ortaya çıkması kaçınılmaz! İnsan Hakları, Çevre, milletlerarası İlişkiler gibi biraz daha siyasetin girdiği alanlarda da oldukça yönlendirici cevapların alınması da büyük bir risk." Acılıoğlu, açıklamasını şöyle sürdürüyor:
"Vira Hukuk olarak danışmanlık verdiğimiz bazı şirketlerde -özellikle yatırım şirketleri- ortak sorun, müşteriyle çalışan arasında gelişen diyalogda, gerekli yönlendirmeler sırasında eksik ve hatalı yapılan işlemlerdi. Siz ne kadar başarılı bir sistem kursanız da son noktada durum bir kontrol mekanizması, dolayısıyla bir insanın yeterliliğine gelip dayanıyor. Bir insanın kabiliyeti, yeteneği, motivasyonu o son noktada belirleyici oluyor. Bu sistemsel bir boşluk. Bir hukukçu olarak, müşteri ile şirketler arasında geçen telefon konuşmaları nedeniyle kaybedilen davalar gördüm. İşte bu nedenle yeni eğilim, müşteriyle temas edilen bölümlerde insandan çok yapay zeka donanımından destek almak yönünde. Müşteriyle bir insanın değil, yapay zekanın temas ettiği, kişiselleştirilmiş bir analiz ile veri setlerinin sunulduğu bir sistem üzerine çalışılıyor. Birçok banka, yatırım ve teknoloji şirketi yapay zekaya ciddi yatırımlar yapıyor."
"HUKUK DÜNYASI GELİŞMELERİ İZLEMEKLE YETİNİYOR"
Genel olarak şu an hukuk dünyasının yapay zeka ile ilgili gelişmeleri izlemekle yetindiğini vurgulayan Acılıoğlu, "Ancak zaman zaman hukuk alanında yapay zekanın kullanımına ilişkin haberler de geliyor. Örneğin ABD'de bir hukuk ofisi, bir trafik kazasına dair yapay zeka ile dava dilekçesi yazdı. Tüm davayı avukatlık görevleri açısından yapay zeka üstlendi. Başka bir büro, yapay zeka ile avukat tanımladı. Ancak yapay zekanın avukatlık gereklerine uygun olmadığına dair itiraz geldi" şeklinde açıklama yapıyor.
Hukuksal alandaki bu gibi denemelere benzer olarak gündelik hayatta da bazı uygulamalar gördüklerini ve beraberinde ortaya çıkan boşlukların da farkında olduklarının altını çizen Acılıoğlu, "Bu boşluklar elbette zamanla dolabilir. Yapılan çalışmalar hiç kuşkusuz geliştirilebilir, iyileştirilebilir. Tüm bunların nasıl sonuçlanacağını yaşayarak göreceğiz. Hukuksal olarak beraberinde getireceği tartışmaları da…" diyerek açıklamasını tamamlıyor.