PARA YAPAY ZEKA/ ŞULE GÜNER Artık teknolojiye liderlik eden ülkeler değil; tüm dünya ülkeleri teknoloji, girişimcilik, yatırımcı-girişimci iş birliğiyle ilgili ekosistemler oluşturup yeni ekonomiye ayak uydurmaya, bununla birlikte yeni sosyolojik-kültürel altyapıyı oluşturmaya çalışıyor.
Enerji üretimi ve tarımcılıkta iddialı komşumuz Gürcistan da bu yolda ilerleyen ve kapasitesini büyüten bir ülke. Ülkenin en büyük girişim topluluğu Touch Platform, 2016'dan bu yana faaliyet gösteriyor. Etkinlikler, profesyoneller, mentörler, start-up'lar, şirketler ve yatırımcıların iş birliği yaparak birlikte geleceği inşa etmesi amacıyla kurulan bir oluşum.
Gürcistan'daki ilk dijital pazarlamacılar ve kullanıcı deneyimi tasarımcılarıyla bir ağ etkinliği düzenlemek üzere yola çıkan bir ekip, diğer şirketlerin ve kuruluşların yeni geliştirilen dijital araçlar ve platformlarla nasıl çalıştığını, en son teknolojileri nasıl kullanıp diğerleriyle paylaştıklarını öğrenmek istedi. Böylece pek çok uluslararası konuk getirerek ufuk açtılar.
YARATICILIK NEREDE BAŞLAR?
Bu bakış açısıyla yola çıkan platform, etkinliklerini Touch adı altında düzenlemeye başladı; zaman içinde pek çok sektör ile alanı kapsayıcı bir hale dönüştü. Bu yıl da Touch23'te aynı bakış açısıyla Google, Cloudflare, Spotify ve Meta gibi dev şirketlerin yanı sıra dünyanın dört bir yanından pek çok konuşmacı ve katılımcı katıldı.
Başkent Tiflis'teki Rustavelli Tiyatrosu'nda gerçekleştirilen 7-8 Aralık günlerinde düzenlenen etkinlikte, ben de yapay zeka-yaratıcılık-uluslararası regülasyon ilişkisini inceleyen "Yaratıcılık nerede başlar?" adı altında bir açılış konuşması (keynote) yaptım.
Konuşmamda, dijital sanat kavramının üretken yapay zeka araçlarıyla desteklenmesiyle birlikte bu araçlardan elde edilen görsel veya videoların anonim olması konusuna değindim. Dünyada binlerce yazar, sanatçı, senaryo yazarı, sinemacının bu araçların kendi eserleriyle eğitilmesinin telif haklarının ihlal edilmesi anlamına geldiğini düşünüyor.
Bu noktada açılan ve emsal olarak hukuki literatüre girecek mahkeme kararları da var. Bu kararlar teknoloji şirketlerinin yazar ve sanatçıların eserlerinin "adil kullanım ve dönüştürücülük kuralı" merkezinden verilmiş durumda. Özetle teknoloji şirketleri internetten topladıkları verileri, yani eserleri, eserin sahibinin haklarını koruyarak mı aldı? Ve bu adil kullanım, eserlerin "sadece dijital anlamda dönüştürülmesinden" mi ibaret?
EMSAL OLACAK DAVA
Bu süregelen tartışmaya emsal olacak 1980'lerin ünlü pop kültür sanatçısı Andy Warhol'un adını taşıyan vakfa açılan ve ABD Yüksek Mahkemesi'nce mayısta karara bağlanan davada; Andy Warhol'un, fotoğrafçı Lynn Goldsmith'in 1981'de geç müzisyen Prince için çektiği bir fotoğrafa dayanan bir dizi ipek perde resmi oluşturarak Goldsmith'in telif hakkını ihlal ettiğine hükmedildi.
Ekim ayında ABD Federal Mahkemesi'nden ise iki görsel sanatçının Midjourney, Stable AI ve DevianArt tarafından yapıldığı iddia edilen telif hakkı ihlali taleplerine ret kararı çıktı. Yargıç, bir sanatçınınsa Stability'nin eserini eğitmek için kullandığına dair iddiasını devam ettirmesine izin verdi.
Henüz çözülmeyen bu konu, hem teknoloji hem de uluslararası hukuk sistemini zorlayacağa benziyor. Diğer yandan Refik Anadol başta olmak üzere pek çok sanatçı, dijital sanat eserlerine yapay zekayı dahil ediyor. Anadol, şu anda dünyanın en popüler, en ilgi gören dijital sanatçısı demek yanlış olmaz. Sosyal medyadaysa yapay zeka araçlarıyla geliştirilen görsel ve videoların yer aldığı şimdiden binlerce hesap bulunuyor.
*****
"Patentin mucidi ancak insan olabilir"
ABD'li Stephen Thaler'in DABUS adlı yapay zeka sistemi tarafından tasarlanan buluşlar için İngiltere'de yaptığı iki patent başvurusu, İngiltere Fikri Mülkiyet Ofisi tarafından "mucidin bir makine değil, bir insan veya şirket olması gerektiği" belirtilerek reddedilmişti.
Bunun ardından Thaler, İngiltere Yüksek Mahkemesi'ne başvurdu.
Bugün mahkemenin kararını açıklayan yargıç David Kitchin, oy birliğiyle Ofis'in patent yasalarını doğru uyguladığı kararına vardıklarını belirtti.
Kitchin, yapay zekanın İngiltere patent yasaları uyarınca mucit olarak kabul edilemeyeceğine ve herhangi bir icadın patentini alamayacağını vurgulayarak, yasaya göre "bir mucidin gerçek kişi olması gerektiğini" ifade etti.
Thaler, yapay zeka sistemlerinin de teknolojik icatların patentini tıpkı insanlar ve firmalar gibi alabileceğini savunuyordu.
Thaler, bu yılın başlarında ABD'de de benzer bir davayı kaybetmişti.
*****
Putin sanal ikiziyle konuştu
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, her yıl sonu halkın sorularını da cevapladığı yıllık televizyon röportajı veriyor. Bu kez dört saat süren ve yaklaşık 80 soru yöneltilen programın sunucuları Putin'e yapay zekalı bir sürpriz yaptı.
Sunucular yapay zekayla geliştirilen Putin'in sentetik ikizine "görüntülü bağlandı."
Putin ikizini görünce şaşırdı, ama onun da soru sormasına izin verdi. Yapay zekayla geliştirilen sahte Putin, "Ben St. Petersburg Enstitüsü'nde öğrenciyim. Çok fazla doppelgänger'ınız (bir kişinin benzeri) var mı? Sinir ağlarının ve yapay zekanın tehlikelerine karşı tutumunuz nedir?" sorusunu yöneltti.
Putin "taklitini" dikkatle dinledikten sonra, "Bana benzediğini ve benim sesimle konuştuğunu görüyorum. Ama bana benzeyen bir kişi olmalı, o da ben olacağım" şeklinde cevap verdi.
Sanal ikiz ve yapay zeka tarafından yayılan yanlış, gerçek olmayan haber ve görüntüler, hem iç siyaset hem de uluslararası siyasette kötü niyetli kişiler tarafından kullanılabilir. Seneye gerçekleştirilecek ABD Başkanlık Seçimleri ve 2025 İngiltere Parlamenter Seçimleri şimdiden potansiyel manipülasyon alanları olarak görülüyor.
*****
ALS hastası kendi sesiyle iletişim kurmayı başardı
Kocaeli'nin Kartepe ilçesinde, ALS (Amyotrofik Lateral Skleroz) hastalığı nedeniyle dört yıldır yatağa bağımlı kalan 33 yaşındaki Gürkan Özcan'ın, yapay zeka firmasınca geliştirilen uygulama sayesinde kendi ses tonuyla iletişim kurması sağlandı.
Bolu'da yüksek lisans eğitimi aldığı sırada yakalandığı hastalık nedeniyle eğitimini yarıda bırakan Özcan, bilgisayarda göz takip sistemini ve robotik sesleri kullanarak sosyal medyada içerikler üretmeye başladı.
Boğazdan hortumla beslendiği için konuşma yeteneğini de kaybeden Özcan, ağustos ayında sosyal medyadan ulaştığı bir yapay zeka firmasından kendi ses tonuyla içerik üretmesi için yardım talep etti.
Bunun üzerine ziyarete gelen firma yetkilileri, Gürkan Özcan'ın hasta olmadan önceki ses kayıtları ve kendi ses tonuna çok yakın olan ağabeyi Hakan Özcan'ın kayıtlarını kullanarak yapay zekayla ses modeli üretti.
Bu uygulama sayesinde göz takip sistemiyle bilgisayarda kendi sesiyle içerikler üreten Özcan, aynı zamanda evde babası Remzi Özcan ile daha rahat iletişim kurmaya başladı.
Göz takip sistemiyle herkese açık sesleri kullanarak içerik ürettiğini anlatan Özcan, "Kendi sesimle konuşmak çok hoş hissettirdi. Daha önce herkese açık sesi kullanıyordum. O da iyiydi, iletişim ihtiyacımı karşılıyordu ama kendi sesimle içerik üretebilmek çok mutlu ediyor. Yapay zeka gelişmelerini yakından takip ediyorum. Yabancı şirketler de var bu konuda çalışan ama ben yerli ve milli şirketle çalışmak istedim. Onlar da sağ olsun hiç müşteri gibi davranmadı" diye konuştu.