Funika Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Civan Sözkesen, aynı zamanda oyun dünyasındaki PolyVerse ve RowaGames'in kurucu ortağı. Dijital dünyada emin adımlarla ilerleyen Sözkesen, Denizli'nin teknoloji yatırımları konusunda cazibe merkezi olmasını amaçladığını söylüyor ve ekliyor: "Dünyada hızlı dijitalleşme ve teknoloji rüzgarını yakaladık. Sosyal ticarette, sosyal medya, ticaret ve Z kuşağı buluşmasını doğru kullanmak gerekiyor."
Funika Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Civan Sözkesen, dijital dünyaya dair planlarını anlattı.
-Funika Holding olarak tekstil alanında faaliyet gösterirken, ne zaman ve neden dijital dünyaya yönelmeye karar verdiniz?
Funika Holding, Türkiye'de yaratmış olduğumuz görsel kimlik ile ilk 20 firma arasında. Günümüzde etkin olduğumuz tüm sektörlerde de halihazırda dünyadaki gelişmeler ışığında ve yapmış olduğumuz araştırmaların izinde ilerliyoruz. Yenilikleri izliyoruz, gelişmelere göre refleks gösterebiliyoruz. Pandemi döneminde de gördük ki; sanayiye yatırım yapmaktansa dijital alanlar, oyun sektörü, yazılım projeleri gibi alanlara yönelmek, bizim açımızdan çok daha etkili olacaktı. Holdingin yönetim kurulu yaş ortalaması 30'larda. Bizler zaten genç insanlarız. "Biz yapmayacağız da kim yapacak?" diye düşündük. Böylece bundan yaklaşık beş sene önce yeni bir serüven başladı ve dijital alana oyun sektörüyle ilk adımı attık.
-Bu noktada ilk oyununuz "Çukur" büyük ilgi gördü. Çukur sonrası sektörde neler yaşadınız?
Evet, oyun sektörü için Ay Yapım'ın dizisi "Çukur"un aynı isimli oyununu geliştirdik. Çukur, uzun bir süre indirmeler listesinde birinci sırada kaldı. Türkiye'de 8 milyon indiricisi olan bir oyundu. Teknolojinin ne kadar önemli olduğunun farkındalığıyla bu alanda girişim ve ortaklıklarda bulunuyoruz. Mobil dünyanın ve dijitalleşmenin hızlı dönüşümünü yaşıyoruz. Partner Republic ve Funika Games; mobil oyun sektöründe kişiselleştirilmiş reklam verilmesini sağlayacak yeni bir anlaşmaya imza attı. Amerika'nın en büyük oyun şirketleriyle partnerlik yaptık. Fransız şirketleriyle "exclusive" partner olduk.
Öte yandan bizim dijitale yöneldiğimiz dönemde dünya, web 2'den web 3 dediğimiz alana doğru evriliyor. Bu sırada oyun sektörü de çok değişiyordu. Biz yine 2020 yılından itibaren mobil oyunla başladığımız serüvene, artırılmış gerçeklik, sanal gerçeklik gibi teknolojileri de ekledik. Bodrum'da sanal gerçeklik üzerine bir şirket kurduk. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin '4 Mevsim Müzesi'ni tamamen Metaverse dediğimiz VR'a aktardık. Sabancı Holding ile Esas Holding'le çalışmalar yaptık. Sabancı Üniversitesi'nin kampüsünü de VR'a aktardık. Mobil telefon, tablet bilgisayardan gezilebilecek üç boyutlu sanal mekanlar tasarlamaya başladık. Meta ile birlikte çalışıyoruz; Meta'ya oyun ve uygulama geliştiriyoruz.
-Web 3'ten bahsetmişken, Çağlayan Ceylan ve Remzi Binar ile ortak yürüttüğünüz PolyVerse Life isimli girişiminize değinmek isterim. PolyVerse'in içeriğini ve işlevini anlatır mısınız?
Datalara baktığımız zaman bugün toplum hala web 2'de. web 3'ü karmaşık ve kullanıcı dostu olmaktan uzak buluyor. PolyVerse'ün amacı, insanların web 3'te kolaylıkla proje yapmalarını sağlamak. Siz web sitesine giriyorsunuz. Baktığınız zaman web 2 görünümlü bir web sitesi. Hiçbir şey bilmenize gerek yok. "Al ve sürükle" mantığında. Yani bugün web 3 altında yapılabilecek tüm bacaklarla ilgili biz "as a service" dediğimiz hizmeti veriyoruz. "as a service" nedir? Sizin dışarıya açtığınız hizmetten herkes faydalanabilir. Sermayeden de emekten bağımsız büyüme modeli. Yatırımcılar en çok parayı "as a service" iş modellerine yatırıyor. Yaptığınız iş "as a service" büyüme modeline uygun değilse o şirketin yatırım alması zorlaşıyor. Bir kod yazarsınız, indiren herkes ondan yararlanmaya başlar. Buna SDK deniyor: "Software Development Kit". Biz de bu şekilde yazılım kitleri oluşturduk. Bu yazılım kitlerini kullanan herkes projesini web 3'e dönüştürebiliyor. Sizi yönlendirerek proje yapmanızı, kendi token'ınınızı yaratmanızı; bir ödeme sistemi geliştirmenizi ve bir cüzdan altyapısı oluşturmanızı sağlıyor.
-PolyVerse Life ile önemli bir anlaşmaya da imza attınız, değil mi?
PolyVerse Life olarak iki buçuk yıldır üzerinde titizlikle çalıştığımız PolyWallet cüzdan ve ödeme servisi açısından önemli bir adım attık. Dubai'deki bir e-ticaret girişimiyle entegrasyon için masaya oturduk. PolyWallet çatısı altında iki ana ürün sunuyoruz. Bunlardan birincisi hem bireysel hem de ticari kullanıcılar için tasarlanmış güvenilir bir cüzdan servisi, diğeri de ödeme altyapısı.
Öte yandan PolyVerse Life Platformu yetişmiş insan gücü eksikliğine çözüm olarak da ele alınabilir. Geliştiriciler ve son kullanıcılar, web 3 adaptasyonunu hızlandıran bu platform sayesinde, kod yazmadan veya az kod kullanarak blokchain üzerinde web 3 ürünleri üretebiliyor. Platform var olan yazılımları da kolaylıkla Web 3'e entegre edebiliyor. Bu platform sayesinde, eğitim misyonumuz topluluğumuzla sınırlı kalmıyor. Üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarıyla sürekli iletişim halinde olacağız.
-Yapay zeka hızlı bir biçimde gelişiyor; dünya dijitalleşiyor ve para da dijital dünyada blockchain teknolojisi üzerinden tanımlanıyor. Dijital varlıklar ve blockchain hakkında neler söylersiniz?
2014 yılında NFT kavramının hayatımıza girmesiyle birlikte "sahiplik" kavramı da devreye girdi. Bir şeyin NFT olması için mutlaka bir blockchain'e bağlanması gerekiyor. Şimdi dijitalleşme ister istemez, sahiplik kavramının gelişmesi için blockchain teknolojisinin gelişmesini de hızlandırdı. Büyük yazılım şirketleri ve ekonomi uzmanları "Madem dijitalleşmeden konuşuyoruz, o zaman bunların ticaretini de konuşalım. Bu ticaret dijital paralarla olsun" dedi. Dijital varlıkların değiş tokuşu gündeme geldi. Burada da dijital token'lar, paralar devreye girdi. Böylece bu değiş tokuşla bir ekonomi oluştu; ticaret başladı. Birçok yazılım şirketi bu hayatı Metaverse olarak adlandırdı.
Microsoft, Elon Musk, Jack Dorsey gibi şirketler ve zengin girişimciler blockchain'e yoğunlaşıyor. Dünyada para sahibi teknoloji şirketlerinin veya lider girişimcilerin hepsi şu anda blockchain teknolojilerine kafa yoruyor ve yatırım yapıyor. Biz de blockchain teknolojisi üzerine yazılımlar geliştirmeye iki sene önce başladık.
-Denizli'den çıkan başarılı bir iş insanı olarak hedefleriniz nelerdir?
Yaratıcılık ve üretimin dünyadaki trendleri takip ederek iş hayatında etkin kılınmasının başarı getireceğine inanıyorum. Biz şirketimizin faaliyetlerinde, yatırımlarında ve yarınlara kalmasında ülkemiz için en iyisini istemeye ve hayata geçirmeye devam edeceğiz.
Denizli'de kendi kripto parası ve bilgisayar oyunlarıyla piyasaya çıkan tek firmayız. 20'den fazla yazılımcı ve tasarımcı ile çalıştık. Tüm dünya borsalarında kote olmak anlamında da önemli proje. Dünyadan herkes kripto paramızla işlem yapıp oyunlarımızı indirebilecek. Denizli ve Funika olarak, teknoloji ve dijital yatırım rüzgarını yakalamamız gerektiğini düşünüyoruz. Denizli'nin teknoloji yatırımları konusunda cazibe merkezi olmasını amaçlıyoruz. Bu trenin kaçırılmaması gerekiyor.
Türkiye'de ve dünyada öncü olmayı hedefliyoruz. 80 milyon insanımızın kripto ve dijital varlıklar aracılığıyla ticaret yapabildiği, bu varlıkları cüzdanımızda sakladığı büyük bir şirket olma hayalimiz var. 30 yıldan fazla yazılım sektörü deneyimine sahip bir ekip ve Türkiye'nin en iyi hukukçuları ile çalışıyoruz. Gerçekten öncü bir teknoloji şirketi olma yolunda hızlı ve iddialı adımlar atıyoruz.
Startup'ların melek yatırımcısı
Funika Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Civan Sözkesen'in bir de yatırımcı yönü var. Sözkesen, yatırımları hakkında şunları söylüyor:
"Yatırımcı olmak da bir strateji. Türkiye'de ve dünyada girişim sermaye fonları, risk sermayesi fonları var. Özellikle Amerika'da, Türkiye'de bu risk sermaye fonlarında yatırımcıyım. LP; Limited Partner olarak geçiyorum. Amerika'daki beşten fazla startup'a yatırım yaptık; üç tanesi exit yaptı. Hepsi de dünyada bilinen şirketler. Mesela biri AppLovin. Coursera var; dünyanın en büyük online eğitim şirketlerinden. Coursera'nın 'seri a' yatırımcılarındanız.
Flutterwave diye bir girişim var. Visa, Master Kart, Alibaba ile beraber ortak yatırım yaparak orada yer aldık. En son bir uzay satellite şirketine yatırım yaptık, adı Umbra. Yani aktif, aynı zamanda da Amerika'da da Silikon Vadisi'nde de startup'lara yatırım yapıyoruz.
Aynı zamanda ben bir melek yatırımcıyım. 2019 yılında özellikle Türkiye'de pizza alanında devrim yaptık. 'Napolitan Pizza' kavramını Türkiye'de oturttuk diyebiliriz. Bugün birçok ünlü restoran Napolitan pizzaya dönmüş durumda. Bugün aramalarda google'da, trendlerde pizzayı da geçti; hatta Napolitan diye değil 'Nappo' olarak aratıyor. Nappo markasını Türkiye'nin Selpak'ı yaptık.
Ayrıca yine 'melek yatırımcı' olarak Elif Boyner ile de bir çalışmamız oldu. Boyner'in Caddebostan'daki binasının altında farklı bir konsept denedik. Garsonların sadece içecek hizmeti verdiği paylaşımlı yeme içme alanı. Bizim önde sadece İtalyan Circle diye bir restoranımız var. Burada atığımız da yok. Bir torba çöp çıkmıyor.
Bununla beraber Özgür Bolat, eğitmen ve psikolog, Amerika'da konusunda ciddi bir influencer. Harvard'da okumuş, çok başarılı bir kişi. Onunla 'parentwiser' diye bir app geliştirdik.
İkna ve hipnoz teknikleri eğitimi aldı
Civan Sözkesen, İzmir Amerikan Koleji'nden mezun olup üniversite öğrenimini Sabancı Üniversitesi Üretim Sistemleri ve Endüstri Mühendisliği bölümünde tamamladı. 2008 yılında Harvard Üniversitesi'nden "Cross Border Innovation" ve Richard Bandler'dan ikna ve hipnoz teknikleri eğitimi aldı.
2009 yılında Funika Holding ve ona bağlı şirketlerin Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı oldu. Funika Holding, tekstil alanında kumaş boyama fabrikası ve su arıtma tesisi; yazılım alanında mobil uygulama ve oyun geliştirme stüdyoları ile Denizli'de öncü ve saygın bir kuruluş olarak faaliyet gösteriyor.
Dünyanın en büyük girişimcilik ağlarından biri olan GEN Türkiye'nin Yönetim Kurulu Üyesi olan Civan Sözkesen, 2019 yılından bugüne TAİDER Aile İşletmeleri Derneği Yönetim Kurulu Üyeliği ve Habitat Derneği Başkan Yardımcılığı görevlerini de yürütüyor.