Bal gibi işi olan aile…
PARA RÖPORTAJ/ İDRİZ ÇOKAL Bal konusunda Türkiye çok şanslı bir ülke. Endemik bitki örtüsü nedeniyle arıcılık sektöründe avantajı büyük. 500 civarında ballı endemik bitki örtüsüne sahip olan Türkiye'de, çiçek, çam ve kestane gibi bilindik balların dışında anason balı, Peygamber çiçeği balı, çakşır balı, meşe balı, yonca balı, üçgül balı, pamuk balı, tütsü balı gibi birçok bal çeşidi bulunuyor. Türkiye'de yılda 110 bin ton bal üretiliyor. Hemen hemen ülkenin her karış toprağında üretim mevcut. Bal hasadı da bu nedenle oldukça geniş bir takvime yayılıyor. Adana bölgesinde nisan ve mayıs ayında başlayan hasat, ekim-kasım ayında Ege Bölgesi'nde son buluyor. Yedi aylık bu uzun sürede ülkenin her bölgesinde bal hasadı yapılıyor.
Biz de tam bal hasadının başlayacağı şu dönemde bir bal markasını sayfalarımıza taşıyalım istedik. Adana'nın kozan ilçesinde faaliyet gösteren Sezen Gıda, Anavarza Bal markası ile tanınıyor. Anavarza Bal'ı 1995 yılında Süleyman Sezen kurmuş. Halen şirketin Yönetim Kurulu Başkanlığı'nı da kendisi yürütüyor. Oğlu Can Sezen ise şirketin hem ortağı, hem de CEO'su. Şirket sözcülüğünü de Can Sezen yapıyor. Can Sezen, bugün Anavarza Bal'ı klasik ürünlerin dışında inovatif ürünlerle de öne çıkarma çabası içinde. Örneğin firma krem baldan sonra toz balı da piyasaya sürdü. Çayın yanında şeker yerine toz bal dönemini başlattıklarını belirten Can Sezen ile İstanbul'da bir araya geldik. Şirketin gelecek planlarını ve hedeflerini konuştuk…
Sezen Ailesi'nden bahseder misiniz? Ailenin ilk işi neydi? Aile olarak kaç yıldır ticaretin, üretimin içindesiniz?
Babam Süleyman Sezen, 1979 yılında ticari hayatına başlamış. Kozan'da demir ticaretiyle adım attığı ticari yolculuğu daha sonra tavukçuluk işletmeleri ile devam ettirdi. 1993 yılında Kozan'da ilk süpermarketi açtık. Sonra Kozan'ın da bir değeri olan bal sektörüne 1995 yılında Anavarza markasıyla girdik.
Peki biraz da kendinizden bahseder misiniz?
1982 yılında Adana'nın Kozan ilçesinde doğdum. İlk ve orta öğrenimini Kozan'da tamamladıktan sonra lise eğitimimi Mersin Toros Koleji'nde Fen Lisesi Bölümü'nde yatılı olarak bitirdim. Ardından Anadolu Üniversitesi İşletme Bölümü'nden mezun oldum.
İş hayatına ne zaman başladınız?
Aile şirketlerinde özellikle oluşma ve büyüme dönemine denk geldiyseniz iş hayatınızın belirli bir başlama tarihi olmayabiliyor. Küçüklükten başlayan süreçte ticarete hevesli birisi olduğum için zaten okul dönemlerinde de hep çalıştım şirkette. Okul dönemi sonrasında da şirkette farklı pozisyonlarda görev aldım. Şu anda CEO olarak görevime devam etmekteyim.
Aile olarak bal işine ne zaman ve nasıl girdiniz? Büyüme sürecinden bahseder misiniz?
Biz yıllardır bu bölgede yaşıyoruz, bu bölgenin üretim gücünü ve bu bölgedeki arıcılığı iyi tanıyoruz. Arıcılığın bu bölgenin bir değeri olduğunu düşünerek 1995 yılında Anavarza markası ile Türkiye'nin en fazla bal üreten ilçesi olan Kozan'da bal ambalajlama ve paketleme sürecine başladık. Tesisimizin bulunduğu yer, babamın ilk tavukçuluk işletmeleri için aldığı bir yer. Burası başlangıçta 500 metrekarelik bir yerdi. 500 metrekarelik alanda başlayan süreç şimdi aynı yerde 15 bin metrekare olarak devam ediyor. Ve tesis olarak şuan gerek alt yapısı, gerek kapasitesi ve gerekse laboratuvar olanakları bakımından dünyanın ilk 10 tesisinden birisi. Bu anlamda başladığımız günden bu yana işimize yatırım yapmaya devam ediyoruz. Türkiye'nin yıllık bal üretimi 110 bin ton. Bizim üretimimiz ise 8 bin 500 ton.
Sezen Gıda'nın bal markası Anavarza ismi nereden geliyor?
Anavarza, Kozan ilçemize bağlı Dilekkaya Köyü'nde yer alan bir antik kent. Efes'ten sonra Türkiye'nin en büyük antik kenti. Unesco Dünya Miras Listesi'nde geçici listede yer almakta. Bu antik kent, Yaşar Kemal'in İnce Memed romanında geçen yerdir. Biz de bal markamızın yöremize uygun olması için Anavarza'yı tercih ettik.
Sezen Gıda'nın ortaklık yapısı nasıl? Aile dışından ortak var mı? Aileden kim, hangi görevleri üstleniyor?
Babam Süleyman Sezen'in kurmuş olduğu şirketimiz bir aile şirketi. Dışarıdan ortak yok. Babam, annem ve ben ortağız. Babam Süleyman Sezen Yönetim Kurulu Başkanı, kız kardeşim Burcu Sezen Garip Gıda Mühendisi-İşletme Müdürü ve ben Genel Müdür olarak görev yapmaktayız. Aile şirketlerinde en önemli hususlardan birisi aile üyelerinin görev dağılımıdır ve bu dağılıma göre görev tanımlarıdır. Biz bunu iyi yaptığımızı düşünüyorum, o yüzden uyumlu bir şekilde işlerimizi yürütüyoruz. Temennimiz odur ki, bizden sonra da çocuklarımızın bu markayı daha ileriye götürmesidir.
Kaç çeşit bal var? En çok hangi ürünleriniz ilgi görüyor?
Arılar balı gezdiği çiçeklerin nektarından yapmaktadır. Dolayısıyla bir balın lezzetini oluşturan en önemli unsur, çiçek/nektar çeşitliliğidir. Ülkemiz bu yönden çok zengin bir biyo çeşitliliğe sahip. Anavarza Bal olarak lezzet iddiamızın kaynağı da aslında ülkemizin bu zenginliğidir. O yüzden çiçek balı ve çam balı ürünlerimizin dışında keven-kekik balı, kestane çiçeği balı, narenciye çiçeği balı, keçiboynuzu balı gibi birçok farklı lezzette ürünlerimiz bulunuyor. Anavarza Çiçek Balı ürünümüz en çok ilgi gören ve satılan ürün olmakla beraber sonrasında keven-kekik balımız ve kestane balımız geliyor.
İnovatif ürünlerinizden bahseder misiniz?
Türkiye'de ilk kez Krem Balı çıkardık. Özellikle çocukların bal tüketimini kolaylaştıran ve ekmeğe rahatça sürülen bir ürün. Avrupa'da Amerika'da yıllardır satılan bir ürünü ilk kez ülkemizde yapmış olduğumuz Ar-Ge çalışmaları sonucunda çıkarmış bulunmaktayız. Bu ürünümüz şu anda raflarda bulunmakta. Ayrıca yine Türkiye'de ilk kez ürettiğimiz Anavarza Toz Bal ürünümüz var. Henüz endüstriyel satışı yapılıyor ancak ilerleyen dönemde nihai tüketiciye de ulaşmış olacak. Çayınıza, kahvenize şeker yerine yüzde 100 doğal olan Toz Balı kullanabileceksiniz. Şu anda birçok çikolata, cips, mama, ekmek markası bu ürünü balla yaptığı inovatif ürünlerinde kullanıyor.
Siz balları üreticilerden alıyorsunuz. Kaç üretici size bal tedariki yapıyor?
Ülkemiz genelinde yaklaşık 100 bin arıcı ailesi bu işten geçimini sağlıyor. Bunlar ülkemizin çeşitli coğrafyalarını gezmek suretiyle bal üretimi yapmaktalar. Bizler de ülkemizin her yerindeki arıcılarımızdan ürün alımı yapmaktayız. Bizim için önemli olan kriter, alacağımız balın agredite laboratuvarımızda yapmış olduğumuz 100'e yakın analizden geçmiş ve son olarak da Tat Kurulumuzun Lezzet Testlerinden geçmiş olması. Bu kriterlere uyan ürünleri alıyoruz.
Bal üretimi yapacak girişimcilere bir öneriniz var mı? Kaç kovan ile girmeliler? Kovan maliyeti nedir?
Ülkemiz dünyanın ikinci büyük arıcılığına sahip, yaklaşık 9 milyon arı kolonisi ve 100 bin arıcı ailesi var. Dolayısıyla dünyada bal üretiminde önemli bir yere sahibiz. Bu yüzden istiyoruz ki ülkemizde arıcılık daha fazla gelişsin ve bu işi yapmak isteyenler artsın. Bu işe girecek olan girişimcilere en önemli önerimiz arıcılık severek yapılması gereken bir iş ve emek yoğun bir iş olduğu için süreçleri işe başlamadan önce iyi incelemeleri ve gerekirse bu konuda eğitimler almaları. Kovan sayısı olarak da 100 kovan ve üzeri daha ideal bir başlangıç olacaktır.
Bal üreticilerine devlet desteği var mı?
Bu yıl için 60 TL kovan başı destek veriliyor. Ancak arıcılarımızın en önemli giderlerinden birisi ülkemizde gezici arıcılık olduğu için arılarını taşıma/yakıt gideridir. O yüzden çiftçilerimize olduğu gibi arıcılarımıza da mazot desteği verilmelidir. Ayrıca bu destekler önemli olmakla birlikte ülkemiz arıcısının dünya ile rekabet edebilmesi için polen, arısütü, propolis ve arı zehiri gibi kovandaki mucizevi ürünleri de alabiliyor olması lazım. Bunun içinde ürüne dayalı teşviklerin ülkemizde olması gerekiyor.
Bal ile ilgili yeni yatırım yapıyor musunuz?
Geçen yıl içerisinde güneş enerjisi yatırımımız oldu. Şu anda tesisimiz tüm ihtiyacı olan elektrik tüketimini güneş enerjisinden sağlıyor. Bu anlamda kapasite artırımımız da bu yıl içerisinde muhtemelen olacak. Ayrıca laboratuvar yatırımlarımız devam ediyor. En son C3 Analizlerini gerçekleştirmek için cihaz yatırımı yaptık. Şu anda ülkemizde bu analize bakan birkaç kuruluştan birisiyiz.
Sezen ailesinin bal dışında bir işi var mı? Gelecek planlarınız nelerdir?
Bal gibi bir işimiz var. Bal dışında bir işimiz yok. Yıllardır ailemizin tek konsantrasyonu Anavarza Bal. Gelecek planımızda markamızı dünya markası yapmak adına yine tüm yatırımlarımız bu işe olacaktır. Çünkü ülkemizin bal üretimindeki potansiyeline güveniyoruz. Evet zorluklar var, düzeltilmesi gereken konular da var sektörde ama dünya ölçeğinde bizler gibi üretim yapan kuruluşlar da var. Dolayısıyla bu potansiyelin gelecekte dünyada kendi sektöründe çok daha ileri gideceğine inanıyoruz.
Anavarza Bal'ı büyüklük olarak tarif etmek istersek ciro, istihdam ve büyüme oranlarınızla ilgili bilgi verebilir misiniz?
Yaklaşık 100 kişilik bir ekiple Türkiye'nin iki büyük markasından birisiyiz. 2023 yılı ciromuz yaklaşık 235 milyon liradır. Bir önceki yıla oranla yüzde 100 civarında bir büyüme gerçekleştirdik TL olarak. 2024 yılında da yüzde 100'lük bir büyüme öngörüyoruz. Tonaj olarak ise yüzde 30 gibi bir büyüme gerçekleştirmiş olduk. İhracatımız henüz az. Ciromuzun yüzde 5'i kadar bir ihracatımız var. Balkan ülkeleri, dönemsel olarak Amerika ve bazı Ortadoğu ülkelerine ihracat yapıyoruz.
"Balda yöre ismi değil, çiçek ismi önemli"
Öncelikle bir yanlışı düzeltelim. Dünyada balın isim tanımlaması yöreden ziyade çiçek/nektar kaynağına göredir. Yani bir bala verdiğiniz isim o bitkinin/çiçeğin ismidir aslında ve arının yoğun şekilde o çiçekten bal aldığını belirtir. Ama ne yazık ki ülkemizde şehir isimleri ile belirtilen veya yayladır, obadır, ovadır, özeldir vs. gibi tanımlamalar yapılıyor. Bunlar doğru değil. Dolayısıyla ülkemizin bitki/çiçek zenginliği çok geniş ve buna bağlı olarak da bal çeşitliliği fazla. Bilinen balların dışında anason balı, Peygamber çiçeği balı, çakşır balı, meşe balı, yonca balı, üçgül balı, pamuk balı, tütsü balı gibi birçok çeşidi bulunuyor. Ve ülkemizde en önemlisi yaklaşık 500 civarı ballı endemik bitki bulunmaktadır. Buradan hareketle bu balları ortaya çıkarmak ve ülkemizin bu zenginliğini tüketicilerimiz ile buluşturmak için her yıl polen haritamızı yayınlıyoruz. Buradaki sayının ilerleyen yıllarda çok daha artacağına inanıyoruz.
Tüketici bal alırken nelere dikkat etmeli?
Can Sezen bu soruya şu yanıtı veriyor: "Markalı balları tercih etmeli. Bal üretimi için istenen birçok belge var. Bunların markalardaki varlığına dikkat etmeli. Her zaman söylediğimiz bir şey var. Dere suyu da doğal ama tüketmiyoruz çünkü kontrollü ve güvenilir değil. Bu bal için de geçerli. Bizler tesisimizde tüketici adına gelen her ürünü tek tek teneke teneke analiz ediyoruz ve sadece doğallık analizlerine değil, pestisit, antibiyotik ve kalıntı analizlerine de bakıyoruz. Bu anlamda bahsettiğim üzere agredite laboratuvarımızda 100'e yakın analize bakıyoruz.
Tüketici sahte balı nasıl anlar? Anlayabilir mi?
Can Sezen'in en çok merak edilen bu soruya yanıtı ise şöyle: Ne yazık ki tadına, rengine, kokusuna bakarak bir balın gerçek ya da sahte olduğunu anlama şansımız bulunmamaktadır. O yüzden bir balın gerçek ya da sahte olduğunu anlamanın tek yolu laboratuvar analizleridir. Hatta bu konuda da şunu belirtmem gerekiyor. Bizler gibi işine yatırım yapan ve dünyada balda analiz olarak ne varsa yapabilen kuruluşlar dersine çalışırken, hırsız da ne yazık ki dersine çalışıyor ve yeni yöntemler geliştiriyor. Dolayısıyla sürekli olarak laboratuvar yatırımlarımız bir yandan devam ediyor.