Girişimcilerin afet planı!

GİRİŞ TARİHİ: 04.05.2023 GİRİŞ TARİHİ: 13:11 SON GÜNCELLEME: 04.05.2023 13:17
“İyileşmek İçin Girişimcilik” temasıyla düzenlenen “Sekizinci Yeni Nesil Girişimcilik Zirvesi”, geleceğin girişimcilerini aynı platformda buluşturdu. Girişimciliğin her yönünün ele alındığı zirvede, afetlerin girişimcilikteki payı, gençlerin bu alandaki vizyonu ve daha pek çok konu masaya yatırıldı…

Türkiye'nin tek haftalık ekonomi dergisi Para tarafından bu yıl sekizincisi düzenlenen "Yeni Nesil Girişimcilik Zirvesi", "İyileşmek İçin Girişimcilik" temasıyla 2 Mayıs Salı günü online olarak gerçekleştirildi. Zirvede çeşitli konu başlıklarıyla özel oturumlar ve paneller düzenlendi. Halkbank, Türk Telekom, Borsa İstanbul ve THY sponsorluğunda gerçekleşen zirvenin açılış konuşmasını, Turkuvaz Dergi Grubu Genel Müdür Yardımcısı Özgür Atanur yaparken zirve, özel oturumlarla devam etti.

Goonj Kurucusu ve Sosyal Girişimci Anshu Gupto, Halkbank Girişimci Bankacılık Daire Başkanı Didem Dilara Alp, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Milli Teknoloji Genel Müdürlüğü Genel Müdürü Zekeriya Çoştu, Habitat Derneği Başkanı, TOBB GGK Başkan Yardımcısı, GEN Türkiye Başkan Yardımcısı Sezai Hazır, Etki Yatırımı Danışma Kurulu (EYDK) Başkanı Şafak Müderrisgil, Kolektif House Kurucu CEO'su Ahmet Onur özel oturumların konuğu olurken, "Afetler için Girişimcilik", "Yatırımcıların Gözünden Girişimciliğin Yarını", "Girişimcilik Dünyayı Nasıl Değiştirir" başlıklı üç farklı panel düzenlendi. Yaşanan büyük deprem sonrası girişimcilerin özellikle afetler konusuna dikkat çekmesi, zirvenin en önemli konu başlıklarından biri oldu. Girişimcilik ekosisteminin tartışıldığı, genç girişimcilerin nasıl desteklenmesi gerektiği ve uzmanların girişimcilik ile alakalı tavsiyelerde bulunduğu zirvede, kurumların girişimcilik alanında yaptığı çalışmalar masaya yatırıldı.

"KIRSAL KESİMİN KALKINMASI İÇİN UĞRAŞIYORUZ"

Özel oturumun il konuşmacılarından biri Goonj Kurucusu ve Sosyal Girişimci Anshu Gupto oldu. "Sosyal Girişimcilik: Hindistan Örneği" başlıklı konuda, kentsel ve kırsal yaşam arasındaki döngüye dikkat çeken Gupto, giyim konusunda yaptıkları girişimlerden söz etti. Sürdürülebilir Kalkınma Çözümler Ağı (SDSN) Türkiye Koordinatörü Bahar Özay'a, kurdukları ve geliştirdikleri projelerden bahsetti. "Türkiye deprem sebebiyle çok zor dönemler geçirdi. Toplum dayanışma içerisinde güzel çalışmalar yaparak tüm dünyaya örnek oldu. Biz şu anda 25. yılımızdayız. Bana ilk başladığım zaman sosyal girişimci diyorlardı ve biz bunun ne demek olduğunu bilmiyorduk. O dönemde bizi rahatsız eden bir şey vardı ki o da kıyafet ve insanların giyimleriydi. Bunun bir temel ihtiyaç olduğunu gördük. Son birkaç yılı düşünürseniz kıyafetin ne kadar büyük bir ihtiyaç olduğunu anlayabilirsiniz. Yardım malzemeleri arasında önemli bir yere sahip. Bunun üzerinde çalışmamız gerektiğini düşünüyoruz" diyen Gupto, afetlerin her yıl meydana gelmesiyle giyimin bir ihtiyaç olduğunun altını çizdi.

Giyimin, kalkınmanın bir parçası olduğunu ve bu alanda yeni bir ekonomi yaratabileceklerinden bahseden Gupto, takas ekonomisini geliştirerek, perakende sektöründen tonlarca kıyafet topladıklarını anlattı. "Halen kullanılacak durumda olan kıyafetleri insanların ihtiyacı için topladık. Ülkelerin köylerine gittik. Az kullanılmış malzeme ve toplumun işgücü var. Bunları bir araya getirmeye çalıştık. Bine yakın çalışanımız var. Bu 25 yıl içerisinde 45 milyon dolarlık bir ekonomi yarattık" diyerek sözlerine devam eden Gupto, Hindistan'ın kırsal kalkınmadaki sorunlarını dile getirdi. Ülkenin büyük bir bölümünün kırsal kesimden oluştuğunu, şehirdeki insanların yaşaması için üretim yaptıklarından söz etti. Gupto; "Afetlerde en çok kırsal kesimdeki insanlar mağdur oluyor. Tüm kırsal kesimdekiler sorun yaratmıyor ama bütün sorunlar onların başına geliyor. O nedenle bizim kırsal kesime odaklanmamız gerekiyor. Biz şöyle çalışıyoruz, şehirlerin kaynaklarını kırsal kesimin gelişimi için kullanıyoruz. İnsanlar bu nedenle köylerinden göç etmek zorunda kalmayacaklar. Çünkü ülkelerin çoğu kırsal kesimdeki insanlara çözüm bulmuyor. Göçü nasıl azaltabiliriz diye çalışıyoruz. Onlar için ne yapabiliriz diyoruz ve şehirdekilerin onların sorunlarını anlamasını sağlıyoruz" diye bahsetti. Ayrıca girişimcilere ise şu tavsiyelerde bulundu: "Her bir afet daha fazlasını yapmamız için bir fırsattır. Bazı insanlar yıllardır bu konuda çalışıyor. Her birimiz iki şey yapabiliriz. Bizler bir dayanışma ve destek sağlayabiliriz. Aynı zamanda baş etme çabalarında bir araya gelebiliriz."

"1 MİLYON GENCİMİZ BAŞVURDU"

Zirvenin özel oturumunda konuşan bir diğer isim ise Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Milli Teknoloji Genel Müdürlüğü Genel Müdürü Zekeriya Çoştu oldu. İstanbul'da yapılan Teknofest sonrası, girişimciliğin gençler tarafından önemsendiğini bir kez daha bu festivalde gördüklerini söyleyen Çoştu, dünyanın en büyük festivali ve organizasyonunu gerçekleştirdiklerinin altını çizdi. "Geleceği İnşa Etme Vizyonu" başlıklı özel oturumda konuşan ve özellikle Teknofest vurgusuyla bugün geldikleri noktadan bahseden Çoştu; "Festivalimize beş günde 2.5 milyon katılımcı ağırladık. Belki bunun da ötesinde bu sene 1 milyondan fazla gencimiz teknoloji yarışmalarına başvurdu. Teknoloji açısından umut vaat eden bir gelişme oldu. Öğrencilere Teknofest'e neden geldiklerini sorduğumuzda, yerli otomobile, insansız hava araçlarına yakından temas etmek ve görmek için geldiklerini söylediler. Teknofest, Türkiye'nin özellikle son 20 yılda ulaştığı kapasitenin, önemli bir göstergesi haline geldi. Türkiye, şu an itibarıyla teknoloji geliştirme noktasında önemli bir kapasiteye ulaşmış durumda. Yerli otomobil, Altay tankı, insansız hava araçları teknolojileri konusunda kendi kendine yeten bir ülke haline geldik" dedi. Bugün gelinen noktada Teknopark sayısının 100'e, teknoloji girişimci sayısının ise 10 binlere yaklaştığının altını çizdi. Bin 500'den fazla Ar-Ge tasarım merkezinin ekosistemi oluşturduğuna dikkat çeken Çoştu, araştırmacı kaynaklarının 220 binlerin üzerine çıktığını anlattı. "Türkiye'nin vizyonu elbette bununla sınırlı değil. Paradigma dönüşümlerini ülke olarak yakalamamız gerektiğine inanıyorum. Benzer şekilde otomobilde yaşanan fırsatlar ülkemizin değerlendirdiği bir fırsat oldu" diyen Çoştu, Türkiye'nin teknoloji hamlelerine değindi.

"KOBİ'LERE DİJİTAL DÖNÜŞÜMDE KATKI SAĞLIYORUZ"

"Sürdürülebilirlik ve Girişimcilik" konu başlıklı özel oturumun konuğu ise Habitat Derneği Başkanı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Genç Girişimciler Kurulu (GGK) Başkan Yardımcısı, GEN Türkiye Başkan Yardımcısı Sezai Hazır'dı. Sürdürülebilir Kalkınma Çözümler Ağı (SDSN) Türkiye Koordinatörü Bahar Özay'ın moderatörlüğünü yaptığı özel oturumda, iyileşmek için girişimin rolüne dikkat çekildi. Yaşanan deprem felaketinin büyüklüğüne dikkat çekerek konuya giriş yapan Sezai Hazır, son iki yıllık planlarını deprem bölgesine ayırdıklarını belirtti. "Büyük bir felaket yaşadık. Çok ciddi sorumluluklarımız olduğunun farkında olarak o bölgeyi unutmadan unutturmadan çok ciddi işler yapmamız gerekir. Ortaklaşmanın çok kıymetli olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Uzun yıllardan beri bilim insanlarının özellikle Birleşmiş Milletler Raporu dünyadaki felaketleri uyarıyor. Sadece deprem değil, iklim krizi konusunda da ciddi endişeler var" diyen Hazır, iyileşmek için girişimciliğin teşvik edilmesi konusunu vurguladı. "Girişimciliğin de kavramsal olarak içinin doldurulması ve başka manalarla yüklenmesi gerektiğini düşünüyorum. Dünyaya baktığımız zaman bütün iş yapma biçimleri değişti. Toplumsal farkındalık gittikçe değişiyor" diyerek girişimciliğin etkilerinden bahsetti. Uzun yıllardır Türkiye'de katılım üzerine çalışan bir kuruluş olduklarını ve Birleşmiş Milletler'in (BM) sonucunda ortaya çıktıklarını aktaran Hazır, 1996'da Habitat Zirvesi'yle Türkiye hükümeti ve Birleşmiş Milletler'in desteği ile kurulduklarını anlattı: "BM, her yaptığı zirveden sonra o zirvenin anısına, uluslararası bir kuruluşun kurulmasına destek verir. Habitat zirvesinden sonra desteklemiş olunan kuruluş biziz. Türkiye hükümetinin uzun yıllar finansal desteğiyle BM'in vermiş olduğu ödenekle desteklendik."

Türkiye'de internet okur-yazarlığı ve bilgisayar kullanımı konusuna yönelik çalışmalar başlattıklarını ifade eden Hazır, gelinen noktada, son 10 yıldır girişimcilik ekosisteminin geliştirilmesi, özellikle İstanbul ile Anadolu arasında köprülerin güçlendirilmesi, oradaki toplumun girişimciliğe olan ilgisini artırmak için de bir ekosistem kurucusu rolü üstlendiklerini anlatıyor. Ayrıca KOBİ'lerin dijital dönüşümlerine katkı sağlamak amacıyla da pek çok proje geliştirdiklerini vurgulayan Hazır, teknolojik altyapılarının geliştirilmesi konusunda da çalışmalar yürüttüklerini söyledi.

"ULUSLARARASI OYUNCULAR GELMEYE DEVAM EDİYOR"

Etki yatırımının yeni nesil bir kavram olduğunu söyleyerek konuşmasına başlayan Etki Yatırımı Danışma Kurulu (EYDK) Başkanı Şafak Müderrisgil, bu kavramın ilk kez 2007 yılında İtalya'da bir konferansta ortaya çıktığını ve hızla geliştiğini söyledi. Eşitsizliğin giderek dünyada arttığına dikkat çeken Müderrisgil, giderek büyüyen bu eşitsizliklerin aynı zamanda göçlere neden olduğunu da söyledi. Ayrıca çevresel ve küresel krizlerin de insanlığı tehdit ettiğini söyleyen Müderrisgil, mevcut ekonomik sistemlerin ve devletin bu krizlere tek başına cevap veremediği görüşünü de savundu. Etki Yatırımı Danışma Kurulu kurulurken ana amacın farkındalık geliştirmek olduğunu vurgulayan Müderrisgil, Türkiye'de iyi işleyen etki yatırımı ekosisteminin oluşturulmasının ise en önemli faktör olduğunu ifade etti. Etki yatırımı farkındalığı oluşturmak ve ekosisteme katkıda bulunmak için eğitim, araştırma, projelendirme çalışmaları yapan, bağımsız ve kar amacı gütmeyen bir platform olduklarını da sözlerine ekleyen Müderrisgil, etki yatırımı açısından da birçok fırsatın olduğunu dile getirdi. Müderrisgil, öncelikle Türkiye'nin genç ve dinamik nüfusunun muazzam bir fırsat olduğunu söyleyerek özellikle hayırseverlik kültürünün çok önemli olduğunu ve etki yatırımının çıkış noktalarında birinin hayırseverlik olduğunu söyledi. Yine büyüyen bir girişimcilik ekosisteminin olduğunu belirten Müderrisgil, "Türkiye'nin jeopolitik konumunun da bu alanda avantajlı olduğunu, özellikle Kuzey Afrika ve Orta Doğu, İslam İşbirliği teşkilatı ülkeleri nezdinde olan konumumuz, Doğru Avrupa ve Orta Asya ülkelerine yakınlığımız, aslında Türkiye'yi hub olarak etki yatırımı konusunda bölgesel bir güç haline getirebilecek fırsat sunuyor" dedi. Gelişen bir sosyal girişimcilik ağımız olduğuna da dikkat çeken Müderrisgil, herkesin artık bu konuya ilgi duyduğunu, tekliflere bakıldığında ise sadece farkındalık eksikliği olduğunun bilgisini paylaştı. Müderrisgil, kapasitenin geliştirilmesi ile birlikte daha çok uluslararası oyuncuların geleceğini söyleyerek yakında bunun sonuçlarını alacaklarının da altını çizdi.

"HERKESE TEMAS EDEBİLEN BİR YAPI OLDUK"

2015'ten bu yana faaliyet gösteren Kolektif House, pandemide değişen iş biçimi ile uzun vadede birçok kitleye hitap eder hale geldi. Kolektif House Kurucu CEO'su Ahmet Onur, dünyanın ve çalışma hayatının pandemi ile radikal şekilde değiştiğini belirterek "Bu başlangıçta bizim işlerimizi kötü etkilese de değişen iş biçimi hibrit veya uzaktan çalışma gibi biçimlerle bizim modelimiz çok uydu" dedi. Başlangıçta daha paylaşımlı bir ofis fikri olarak çıktık diyen Onur, "Ofisten daha fazlasını hayal ettiğimiz bir çalışma ortamı oluşturduk" şeklinde konuşuyor. Pandemiden sonra en hızlı büyüme evresine girdiklerinden bahseden Onur, Kolektif House'un daha perakende tarafta çözümlerinin çıktığını vurgulayarak "Lokasyonlarımız arttı. Dekorasyon hizmetlerine başladık. Verdiğimiz sanal hizmetler arttı. Aslında biz çalışma hayatının ve çalışma alanının olduğu her yere ve herkese temas edebilen bir yapı olduk. En büyük değişiklik bu aslında kurulduğumuzdan beri. İlk başta biraz paylaşım dünyasındaydık. Şimdi ise çalışma hayatının olduğu her alanda çalışan insanların hayatını dönüştürmeye geliştirmeye çalışıyoruz" diyor. Onur, konuşmasının devamında "Kurulduğumuz zamandan bu yana biraz daha yapılandık ve biraz daha büyümenin getirdiği sistematik olmayı öğrendik. Bir teknoloji şirketi satın aldık ve teknolojik altyapımızı güçlendirdik. Ama esasındaki durum değişmedi. Aslında daha verimli ve daha sürdürülebilir ve neşeli bir çalışma deneyimini şu anda da sunmaya devam ediyoruz" şeklinde konuşuyor. Şu anda üç şehir ve 24 noktada Kolektif House olduğundan bahseden Onur, "Lokasyonlarımız artmaya devam edecek. Globalde de bir adım attık ve Londra'da bir proje başlattık. Ankara'da ve İzmir'de büyümeye yoğunlaştık. İstanbul'da yeni lokasyonlarımız gelecek. Türkiye'de bu alışkanlığın mümkün olduğu kadar yaygınlaştırmaya devam edeceğiz" diyor.

Son olarak, Kolektif Yarınlar Projesi'nden de bahseden Onur, projenin başlangıç noktasının deprem felaketi olduğunu belirterek, "O dönemde depreme yardım için kurduğumuz bir altyapı. Biz iletişim alanı olarak birçok servis sağlayıcı ve kurumun çatısı, onların buluştuğu bir platformuz. Bu yapımızı kullanarak bir mecra oluşturduk. Destek ve yardımların rahatça erişilebilen bir platform olsun istedik. Depremde ise biz orayı bir bilgi merkezi gibi kullandık. Yardımlar ve destekler ve Kolektif House'larda bir araya getirildi, toplandı ve yollandı" şeklinde konuştu.

"Çalışanların artık girişimcilik becerisine sahip olma özelliği aranıyor"

Didem Dilara ALP / Halkbank Girişimci Bankacılık Daire Başkanı

Burada değineceğimiz konular, Türkiye ve dünyamız için büyük önem taşıyor. Günümüzü ve geleceğimizi tehdit eden sorunlarla mücadele ederek, girişimciliğe daha fazla yoğunlaşmamız gerekiyor. Ben bugün daha çok, kurumların geleceğinde girişimcilik konusundan bahsetmek istiyorum. Türkiye'de girişimcilik ekosistemine baktığımız zaman, melek yatırımcılarını hızlandırma programlarını, kurumsal girişim sermayelerini, teknoparklarını, üniversiteleri, kuluçka merkezlerini, sivil toplum kuruluşlarını ve girişim dostu şirketlerini görüyoruz. Birbirini oldukça besleyen bu ekosistemdeki hızlı büyüme, aslında girişimciliğin artan önemini gösteriyor. Girişimcilik her geçen yıl çok daha fazla kurumun ruhunu işliyor ve çok daha fazla sayıda kurum, bu ekosistemin paydaşları arasında yer almaya başlıyor. Girişimci düşünce yapısı kurumların, geleceklerini şekillendirmeleri, bir nevi kendi kaderlerini çizmeleri anlamına geliyor. Kurumların geleceğinde girişimcilik dediğimizde, öncelikle inavosyan ve kurum içi girişimcilik akla geliyor. Değişen makroekonomik koşullar, sürdürülebilir büyüme ihtiyacı, artan maliyetler, teknolojinin iş hayatının her alanını kapsaması, müşterilerin tüketim alışkanlıklarının değişmesi, tüm şirketlerin stratejilerinde ve iş modellerinde yenilik yapma arayışına itiyor. Günümüzde bir şirketin, belli bir zamanda bir işi çok iyi yapması, o şirketin gelecekte ayakta kalacağını garanti etmiyor maalesef. Kurumlar artık girişim ekosistemine dâhil olmak ve buradaki gelişmeleri yakından takip etmek durumundalar. Girişimcilik demek, kontrol edilen kaynakların ötesinde fırsat anlayışı demek. Mevcut ürün hizmetlerinde, iş yapış şekillerinde, şirketler tabii ki fırsatlardan faydalanıyor ve faydalanmaya devam ediyorlar. Dünyadaki pek çok kurum, çalışanlarının artık girişimcilik becerisine sahip olma özelliğini arıyor. Zamanla işe alınan çalışanlarda yetkinlikler değişiyor. Ama son dönemde girişimci becerisine sahip çalışanlara sahip olmak bir kurum için önemli. Piyasadaki yeni teknolojiler ve trendlerden haberdar olan ve çalışanların yetkinliklerini artırmak için yatırım yapan, onları denemeye teşvik eden, çalışanların sahip olduğu tüm bilgiyi yetenek ve deneyimlerini değere dönüştürebilen kurumlar, rekabette bir adım öne geçiyor. Kurum içi girişimcilik, son yıllarda inovasyonu yönlendirmenin en iyi yolu olarak görülüyor.

"Dünyamızda büyük değişimler yaşıyoruz"

Özgür ATANUR / Turkuvaz Dergi Grubu Genel Müdür Yardımcısı

Son birkaç yıldır dünyamızda büyük değişimler yaşıyoruz. Pandemi süreci, iklim değişikliğiyle artan aşırı hava olayları, seller ve orman yangınları ya da çok kısa bir süre önce hepimizi yasa boğan deprem felaketiyle birlikte afetlerin artık dünyamızın ve ülkemizin bir gerçeği haline geldiğini görebiliyoruz. Diğer taraftan temiz enerji, düşük karbonlu teknolojiler, eğitim, sağlık hizmetleri ile temiz su ve gıdaya erişimin iyileştirilmesi gibi çözmemiz gereken onlarca sorunla mücadele etmek ve ihtiyaç duyduğumuz çözümlere ulaşabilmek için her zamankinden daha fazla katkıya, kolektif çabaya gereksinim duyuyoruz. Girişimcilik ve girişimler, dünyamızın ve insanlığın geleceğini tehdit eden bu sorunlara karşı, aradığımız yeni çözümleri bulma ve geliştirme konusunda muazzam bir potansiyel ortaya koyuyor. Bu vesile ile Para Dergisi ve Turkuvaz Medya Grubu olarak bu sene sekizincisini hayata geçirdiğimiz Yeni Nesil Girişimcilik Zirvesi'ni "İyileşmek İçin Girişimcilik" teması üzerine kurguladık.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.