Sizin 'Dunbar' sayınız kaç?
PARA DÜNYA/ ALEV RİGEL Justin Tayler adını hiç duymuş muydunuz? Kendisi Facebook'ta 5 bin kişi ile en çok arkadaşı olan Avustralyalı bir isim. 18-28 yaş grubunun 300, daha yaşlı kullanıcıların 200 kadar arkadaşı varken Tayler, nasıl olmuş da beş bin arkadaşını listesine alabilmiş?
O bir diskjokey. Günümüzde diskolara giden gençleri, çaldığı hareketli müziklerle coşturan, dans ettiren kişilere artık diskjokey denmiyor. O bir gece kulübü organizatörü. Bu, daha fiyakalı bir unvan değil mi? Kendisi Facebook'un "sosyalleşme kralı". Kimin binlerce arkadaşı var ki? Tayler, bu kadar arkadaşla nasıl başa çıkabiliyor acaba? Kendi hesabına bir gün bakmasa, binlerce mesaj birikiyor. Binlercesi, beğendim/paylaşıyorum mesajı bırakıyor. Justin Tayler, 2009 yılına kadar bir üniversitede fizik öğretmeni olarak çalışıyormuş. Söz konusu yılda Facebook üyesi olmuş (Facebook, 2004'te kuruldu). İlk aylarda 300 arkadaşı olmuş. Sonra iş değiştirmiş ve bir gece kulübünün sıradan görevlisi olarak çalışma hayatına devam etmiş. 17 yaşındayken gece kulübünün diskosunda davetler düzenlemeye başlamış. Giriş ücretlerinden pay alarak her davette bin 200 dolar kazanç elde etmiş. Aradan geçen 14 yıl boyunca adı önce Avustralya'ya sonra da dünyaya yayılmış.
Oldukça etkileyici bir başarı hikayesi. Ama sağlıklı bir arkadaş edinme yolu mu? Psikologlar, kişinin ömrü boyunca 150'den fazla arkadaş edinemeyeceğini ileri sürüyor. Buna da "Dunbar sayısı" deniyor. Acaba organizatör Tayler'i kıskandılar mı?
KONTROLÜ ELDEN KAÇIRMAK
Eğer biri, sizin arkadaşlık teklifinizi romantik bir şekilde reddediyorsa, büyük bir ihtimalle Dunbar sayısından haberi vardır. Şöyle bir mesaj alabilirsiniz: "Zaten yeteri kadar arkadaşım var. Listeme daha fazla isim ekleyerek kontrolü elden kaçırmak istemiyorum." Fakat burada en azından sorulması gereken iki soru var. Birincisi, bu sınır kişiden kişiye değişiyor mu, yoksa herkes için aynı rakam mı geçerli? İkincisi ise sosyal medya profillerinin, on-line forumların binlerce takipçinin işleri karmaşık bir hale getirdiği dijital dünyada sınırları zorlamak ilişkiler için sağlıklı mı, değil mi?
Sihirli sayı olan 150, İngiliz antropolog Robin Dunbar tarafından 1992'de ortaya atılan rakam. Kendisi her ne kadar beyin ölçeği ile grup ölçüsü arasında bir oran olduğunu kabul etse de en sağlıklı ilişkilerin 150 ve altındaki sayılarda arkadaşla mümkün olabileceğini ileri sürüyor. Dunbar çalışmalarına, primatlarla (bütün maymun türlerini kapsayan memeliler sınıfı) başlamış. Oxford Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olan, 76 yaşındaki Robin Ian MacDonald Dunbar, herkesin istediği kadar arkadaş edinebileceğini ama sağlıklı ve istikrarlı bir arkadaşlık için 150 sayısının bir sınır kabul edilmesi gerektiğini vurguluyor.
Okuyucularımız "The Big Bang Theory" televizyon dizisini belki hatırlayacaktır. Aynı evde kalan dört bekar arkadaşın başlarından geçen olayları televizyona aktaran bir komediydi. Bir bölümde aktör Jim Parsons (dizideki adı Sheldon Cooper), bilim insanı Dunbar'dan söz etmişti. İşte o Dunbar, konumuzun baş kahramanı olan Dunbar. Yoksa Dunbar soyadında başka tanınmış isimler de var.
ESKİ ÇAĞLARDAN BU YANA VARDI
Robin Dunbar'a göre 150'den büyük rakamlarda grupların dağılması ya da çökmesi kaçınılmaz. Oldukça iddialı teoriler ileri süren Dunbar, 150 kuralının eski çağlardan beri var olduğunu iddia ediyor. Kendisine göre bir ofiste, fabrikada, komünlerde, kamp alanlarında, askeri organizasyonlarda, yılbaşında insanların kart göndereceği akraba ve yakın arkadaş sayısında, hatta 11'inci yüzyıl İngiliz köylerinde 150 rakamı makul bir rakam oluyor. Daha azı ya da daha fazlası kabul görmüyor. Zaten 150 rakamı, yıllar sürecek bir sınır değil. Listenizden kaçı artık Facebook'u takip etmiyor ya da kaçı hayatta değil, bilmek mümkün mü?
150 sayısı, bize hikayenin bütününü anlatmıyor. Minimum rakam ne biliyor musunuz? Beş. Evet, hayatta en sevdiğiniz kişilerin sayısı, bir elin parmaklarını geçmiyor. Alt katmanlar ise şu şekilde açıklanıyor: 15 (çok yakın arkadaş), 50 (arkadaş), 150 (anlamlı ilişkiler), 500 (tanıdık isimler), bin 500 (hatırlayabileceğiniz kişiler). Bu rakamları dikkate alan resmi kurumlar bile var. Örneğin İsveç Vergi Dairesi 2007 yılında, 150'den fazla kişiyi çalıştırmama kararı aldı.
Dunbar, yukarıdaki rakamların, kişilerin yaşam tarzlarına bağlı olduğunu, rakamların günlük yaşamda karşılaşılan kişi sayısına göre değişebileceğini, kime zaman yatırımı yapmak gerektiğinin, kişinin kararına kaldığını ifade ediyor.
Dunbar, beş sayısını nasıl mı bulmuş? Bir maymunun birlikte olacağı aile üyelerinin maksimum sayısından. Yine de bu sayıya ulaşabilen kişiler, psikolojide "ekstrovert" (dışa dönük kişiler) olarak biliniyor. Introvert (içe dönük kişiler), bu rakamlara ulaşamıyorlar. Dunbar introvertler için, "Daha küçük havuzda, daha yoğun ilişkiler üzerine konsantre oluyorlar" diyor. Kadınların ise erkeklerden biraz daha fazla arkadaş edinme gayreti bulunuyor.
ABD'Lİ ANTRAPOLOGLARIN GÖRÜŞÜ FARKLI
İspanya'nın Leon Üniversitesi'nden antropolog ve ekonomist Cristina Acedo Carmona, "İlişki sayısını sınırlayan pek çok faktör olmasına rağmen arkadaşlık kurabilir, bunu sürdürebilirsiniz. Yapılan akademik araştırmalar, bizim ilişkileri daha iyi anlamamıza ve değişkenleri daha kolay ölçmemize yardım edebilir" diyor. Amerikalı antropologların görüşü ise farklı. Sosyal ağlarda arkadaş gruplarının genelde 290 olduğunu vurgulayan Amerikalı bilim adamları, aykırı değerlerin rakamı çarpıtabileceğini ileri sürüyorlar. Bunun anlamı, bazı kişilerin kendisini çok arkadaş edinmiş gibi göstermesi ve sosyal statüde belirgin bir şekilde öne çıkma çabası. Sosyal hayatta ilişkilerin çok gösterilmesi, kişinin "süper ayrıcalıklı" olarak belirmesinin başlıca sebebi olabiliyor.
Zengin kişilerin çevresini geniş göstermeleri normal. Ama normal olmayan, sosyal medyada kiralık malikhanelerle ve kiralık lüks otomobillerle kendini zengin gösterme çabası. Yine de bu hastalıklı durum, çoğu zaman işe yarıyor ve pek çok kişi karşılarında zengin görünce mesajlarının sayısını çoğaltıyor.
İŞ YERİNDEKİ MESLEKTAŞLARINIZ DA 150'YE DAHİL
İnternet kültürünün ilişkileri değiştirdiği, daha karmaşık hale getirdiği bir dünyada yaşıyoruz. Bu nedenle Dunbar sayısının, modern-öncesi toplumlara ve çağdaş Batılı toplumlarda orta gelir grubuna daha çok hitap ettiğini söylemek mümkün. Araştırmacılar buna "weird" teorisi adını vermişler. "Tuhaf" anlamına gelen kelime değil, bu bir kısaltma. Açık şekli şöyle: "Western, educated, industrialised, rich, democratic – Batılı, eğitimli, sanayileşmiş, zengin, demokrat).
Unutmadan şunu da ekleyelim. Sizin yüz yüze görüştüğünüz, telefonunuzda kayıtlı olan ve diğer sosyal medya platformlarında bulunan arkadaşlar ve iş yerindeki meslektaşlarınız, 150'ye dahil.
Rakamı en çok kimler kullanıyor dersiniz? Pazarlamacılar. Hikayesini, bizzat pazarlamacı olan Chris Brogan'dan dinleyelim:
"Antropolog Dunbar, yaptığı hesaplarla aslında 148 sayısını buldu. Ama bunu 150'ye yuvarlamakta bir sakınca görmedi. Çünkü kolay akılda kalan bir sayı. Bilimsel olarak doğruluğu kabul edilmiş. Ama sayının pazarlamada da ideal olduğu çabuk anlaşıldı. İnsanlar, farkında olmadan 150 ya da ona yakın sayıda gruplar oluşturuyor. Eski Roma'da, askerlerin 150'şerlik gruplar halinde organize olup savaşa gittiğini çok kimse bilmez. Roma İmparatorluğu'nda köylerin bile ortalama 150 kişiden oluştuğu biliniyor. Çünkü köylüler, hayatta kalabilmek için toprağı ekip biçmeli, hayvan yetiştirmeliydiler. Bunu bireysel olarak değil, grup olarak yapıyorlardı. Daha çok nüfus ise işlerin bozulmasına, paylaşımın adil olmamasına neden oluyordu. Dolayısıyla rakamı günümüze de uyarlamak mümkün. Küçük gruplar halinde iş yapan büyük şirketlerin stratejisi de bu rakama dayanıyor. Küçük gruplar kolay yönetilebilir ve uyumlu bir şekilde hareket edebilir. 15 bin kişiye e-posta göndermek, hiç bir zaman iyi bir strateji olmamıştır. Büyük şirketlerin, 15 bini bulan hedef kitleleri vardır. Ama onlar bir bütün olarak değil, 150 kişiden oluşmuş yüz ayrı grup olarak hareket etmeyi çok daha verimli bulmuşlardır."
Bu arada Justin Tayler günümüzde ne mi yapıyor? Hala bilet satıyor.