Sigortalılık oranımız yüzde 5'in altında
ÖZBEY MEN/ Deprem kuşağında yer alan Türkiye, bu açıdan büyük bir risk taşıyor. 1999 ve son olarak 6 Şubat 2023'te 11 ili vuran Kahramanmaraş merkezli depremde binlerce vatandaşımızı kaybettik. Sadece depremlerde değil, yangınlarda da onlarca insan hayatından oldu. Keza trafik kazaları, patlama, sel gibi olaylarda da yine birçok can kaybı yaşandı, yaşanmaya da devam ediyor. Bu olayların elbette bir de maddi boyutu var. Tüm bunlar düşünüldüğünde sigortanın ne denli önemli olduğu bir kez daha anlaşılıyor. Ancak Türkiye'nin karnesi bu konuda ne yazık ki pek parlak değil. Doğan Sigorta Brokerlik Yönetim Kurulu Başkanı Selcen Gür, Türkiye'nin dünyada 17'nci büyük ekonomiye sahip olmasına rağmen, sigorta sektörü büyüklüğü açısından 33'üncü sırada yer aldığını belirtiyor. Dünyada sigortalılık oranı yüzde 25 düzeylerinde iken, bu oranın Türkiye'de halen yüzde 5'in altında olduğuna dikkat çeken Gür, zorunlu bir sigorta olan DASK'ta bile sigortalılık oranının yüzde 55 civarında olduğuna işaret ediyor. Sigorta ve Reasürans Brokerleri Derneği'nin ilk kadın başkanı olan Selcen Gür, dernekte halen genel sekreterlik görevini yürütüyor. Gür ile sigorta sektörünü ve bu alanda yapılması gerekenleri konuştuk…
Önce sizi biraz tanıyalım. Eğitiminizden bahseder misiniz? İş hayatına nasıl başladınız?
İstanbul Erkek Lisesi'nin ardından İstanbul Üniversitesi'nde İşletme okudum. Sonrasında İngiltere'de University of Essex'te sosyoloji üzerine yüksek lisansımı tamamladım ve tezimi Türkiye'nin İmajı ve Ötekileştirilmesi üzerine yazdım. İş hayatım üniversite öğrencisiyken Yeşilköy'de bir cafe işleterek başladı. O dönemde aylık bir dergiye de yazılar yazıyordum. İngiltere'den döndükten sonra ise Turizm Bakanlığı'nın yurt dışı tanıtım projelerinde Bakan Danışmanı olarak üç yıl çalıştım. 2003 yılında aile şirketimiz olan Doğan Sigorta Brokerlik'te o zamanki yöneticimizin yardımcısı olarak işe başladım, işi ondan öğrendim. 22 yıldır aile şirketimizde çalışıyorum. Son 20 yıldır da CEO olarak görev yapıyorum.
Doğan Sigorta Brokerlik ne zaman kuruldu?
Kahramanmaraşlı bir ailenin dokuz çocuğunun altıncısı olan rahmetli babamız Ali Doğan, üniversite okumak için İstanbul'a geliyor. İstanbul Üniversitesi İktisat Bölümü'nü bitirdikten sonra muhasebe üzerine yoğunlaşıyor. Kendi şirketini kurmadan önce başka bir kurumda çalışıyor ve 1981 yılında Doğan Sigorta Aracılık Hizmetleri'ni kuruyor. 44 yıl önce dört kişiden oluşan bir sigorta acenteliği iken bugün 55 kişinin çalıştığı, Türkiye'nin önde gelen işletmelerine hizmet veren bir sigorta brokerlik şirketiyiz.
Şirketinizin hizmet alanları nelerdir?
Sigorta brokerliği hizmeti veriyoruz. Müşterilerimizin sigorta ihtiyaçlarını doğru tespit edip, ihtiyaçlarına uygun poliçeler oluşturarak, hasar süreçlerinde takibini yapıyoruz. Hem üretim tesisleri ve sanayi işletmelerine hem de hizmet sektöründe yer alan işletmelere kurumsal sigortacılık hizmeti veriyor, aynı zamanda bireysel müşterilerimize özel sigorta çözümleri sunuyoruz. Elementer branş olarak adlandırdığımız yangın, kasko, mühendislik, finansal sigortalar, sorumluluk sigortalarının yanı sıra sağlık ve hayat sigortası branşlarında da hizmet veriyoruz.
Türkiye'de sigorta yaptırma bilinci arttı mı? En çok hangi sigorta türü büyüyor?
Dünyada sigortalılık oranı yüzde 25 düzeylerinde iken bizde bu oran halen yüzde 5'in altında. Zorunlu bir sigorta olan DASK'taki oranımız bile yüzde 55 civarında. En çok araç sigortalarına talep olmasına rağmen, o alanda da çok geriyiz. Her 4 araçtan sadece birinin kasko poliçesi olduğunu görüyoruz. Sigorta yaptırma bilincimiz maalesef istenilen noktadan çok uzak.
Peki, büyük can kayıplarına yol açan deprem ve yangınlar da sigortalılık oranını artırmadı mı? Bu olaylar size nasıl yansıdı?
Kahramanmaraş depremlerinin etkilediği bölgede 50'nin üzerinde Organize Sanayi Bölgesi faaliyet gösteriyordu. En büyük 1000 sanayi kuruluşunun yaklaşık 150'sinin yer aldığı bu bölgede onlarca tesis yıkıldı. Ekonominin yüzde 10'unu vuran bu depremde 99 depremine kıyasla daha fazla konut zarar gördü. Maalesef 100 milyar dolarlık zararın sadece 5 milyar doları sigorta kapsamındaydı. Reasürans kapasitelerinde kısıtlamalar ve fiyat artışı yaşandı. Bireysel sigorta anlamında DASK ürününe olan talep arttı. Biz Doğan Brokerlik olarak Kahramanmaraş depreminden etkilenen sigortalılarımıza 250 milyon Euro'luk tazminat ödenmesine aracılık ettik.
Sigortalılık oranında dünyada ne durumdayız? Bu oranın artması için neler yapılmalı?
Türkiye, dünyada 17. büyük ekonomi olmasına rağmen, sigorta sektörü büyüklüğü açısından 33. sırada yer alıyor. Bu da bize sigorta bilincinin hala istenilen düzeyde olmadığını gösteriyor. Bu bilincin artması için sigortanın trafik ve kaskodan ibaret olmadığının anlatılması gerekiyor. Özellikle gençlerimize ve kadınlarımıza yönelik tanıtım faaliyetlerinin artması şart. Biz Sigorta ve Reasürans Brokerleri Derneği olarak bu tür tanıtım ve bilinçlendirme faaliyetlerini önemsiyor ve sık sık organizasyonlar düzenliyoruz. Amacımız sigorta bilincinin ve farkındalığının artmasını sağlamak ve pastayı büyütmek.
Hedefleriniz neler? Hangi alanlarda büyüme planlarınız var?
Yüzde 100 Türk sermayeli sigorta brokerleri arasında üretim kapasitesi olarak ilk beş broker arasında yer alıyoruz. Türkiye'nin önde gelen sigorta şirketleriyle, Türkiye'nin önde gelen işletmelerine hizmet veriyoruz. Sektördeki 44. yılımızda kuruluş değerlerimiz ve prensiplerimizden ödün vermeden müşteri odaklı yaklaşımımızı en üst değer olarak sürdürmeye devam ediyoruz. Müşteriyi ürün ve hizmete değil, ürün ve hizmeti müşteriye uyumlamak temel felsefemiz. Hizmet kalitemizi daha da artırmak için dijital çözümlerden daha çok destek alıyor, müşterilerimizin tüm süreçleri takip edebildiği teknolojilere yatırım yapıyoruz. Kurumsal sigortacılıktaki istikrarlı büyüme ivmemizi bireysel sigortacılıkta da sürdüreceğimiz altyapı çalışmalarına ağırlık verdiğimiz bir döneme giriyoruz.
Türkiye'de sigorta sektörünün geleceğini nasıl görüyorsunuz? Beklentileriniz nelerdir?
Son yapılan bir araştırma Türkiye'de öne çıkan risklerin sırasıyla doğal afetler, makroekonomik gelişmeler, yangın ve patlama, siyasi riskler ve şiddet, iş kesintisi, mevzuat değişiklikleri ve iklim değişikliği olduğunu gösteriyor. Bu risklerin çok büyük bir bölümü sigortalanabilir riskler olduğu için sektörün büyüme yönünde bir eğilimi olacağı anlaşılıyor. Tabii burada hedefimizin prim üretimindeki büyümeden ziyade reel artış ve sigorta pastasının büyümesi olduğunu unutmamak gerekiyor.
Yayıncı ve yazar
Babasından devraldığı bayrağı 20 yıldır CEO olarak dalgalandıran Selcen Gür'ün yetenekleri bununla da sınırlı değil. Eli kalem tutan bir yazar aynı zamanda. Gür, bu konuda şunları söylüyor: "Yazı dünyası ve kitaplarla olan ilişkim hobi olarak başladı, yıllar içinde evrildi ve 2014 yılında Tara Kitap'ı kurdum. Yayınevimizde Türk ve yabancı yazarların kitaplarını yayımlamamızın yanı sıra ben de yazıyla ilişkimi sürdürüyorum. Pandemide yazdığım Sır ve Gölge isimli roman 2021'de yayımlandıktan sonra, pozitif psikoloji ve tasavvufu merkeze alan Plaza Sufisi isimli bir kitap yazdım ve geçtiğimiz yıl yayımlandı. Kitaplar ve yazı dünyası benim dinlenme ve şarj olma alanım diyebilirim. Uzun yıllardır KAGİDER üyesiyim. Bunların dışında proje bazlı olarak çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla kadınlar ve çocuklar için çalışmalar yapmaya devam ediyorum."