Hazır giyimcinin fiyat ‘savaşı’
PARA TEKSTİL/ ÖZBEY MEN İhracatta en yüksek değere 21.2 milyar dolarla 2022 yılında ulaşan hazır giyim sektörü, iki yıldır kan kaybediyor. Geçen yıl 19.2 milyar dolarla otomotiv ve kimyevi maddelerin ardında kalarak 3'üncülüğe gerileyen sektör, 2024 yılının ilk sekiz ayında ise 12 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirebildi. Sektör temsilcileri 2024'ün 18 milyar dolar ihracatla kapatılacağını öngörüyor.
2025 yılı siparişlerinin gelmeye başladığı günlerdeyiz. Dünyaca ünlü markalarla bu sıralar fiyat pazarlığına oturan üretici firmalar, müşterilerine maliyet artışlarını kabul ettirip, en azından zarar etmemek için kendi tabirleriyle "savaşıyor." Gördüğümüz kadarıyla fiyat yüzünden müşterisini kaybeden üretici pek yok. Siparişler geliyor gelmesine ancak ihracatçıların yüzü yine de asık. Çünkü birçoğu "0" karla sipariş aldığını söylüyor. Ancak sektörün geleceği açısından umut verici gelişmeler de yok değil. Bunlardan en önemlisi de dünyaca ünlü markalarla yapılan işbirlikleri. Birçok üretici, stratejik partnerlik kurduğu dev alım gruplarının dünyadaki en önemli tedarikçisi konumunda. Bu da fiyat sarmalına rağmen sürdürülebilir üretimin anahtarı olarak görülüyor.
SİPARİŞLERDE YÜZDE 20 ARTIŞ VAR
Sektörün en önemli oyuncularından biri kuşkusuz Yeşim Grup. Başta ABD, Almanya, İngiltere, Fransa ve İtalya olmak üzere birçok ülkeden 25'ten fazla firmaya üretim yapıyor. Bunlardan Nike, Tommy Hilfiger ve Ralph Lauren ile stratejik partnerlik kapsamında çalışıyor. Ürün gamında başta t-shirt, sweatshirt ve pantolon olmak üzere çocuk, kadın ve erkek giyimine yönelik çeşitli hazır giyim ürünleriyle ev tekstili ve iç giyim bulunuyor. Firmanın 2024 yılı ihracat hedefi, 2023 yılına göre yüzde 10-15 artışla yaklaşık 600 milyon dolar.
2025 yılı için siparişlerin gelmeye başladığını belirten Yeşim Grup CEO'su Şenol Şankaya, siparişlerde yüzde 20 civarında artış gözlemlediklerini vurguluyor. Üretimde dijital dönüşüm ve sürdürülebilirlik odaklı bir süreç başlattıklarını belirten Şankaya, böylece verimliliği artırdıklarını, enerji ve su kullanımını minimize ettiklerini söylüyor. Bu süreçte karbon ayak izini azaltıcı projeler geliştirdiklerini ve çevre dostu malzemeler kullandıklarını ifade eden Şankaya, sözlerine şöyle devam ediyor:
"Stratejik ortaklarımızla yaptığımız anlaşmalar, her iki tarafın da ortak hedeflerine ulaşmasını sağlamak amacıyla yıllık planlama, performans değerlendirmeleri ve sürekli iyileştirme süreçlerini içerir. Bu iş birlikleri ile partnerlerimize rekabetlerini artıracak esneklik ve inovasyonu sunuyoruz. Bu firmalar finansal ve operasyonel anlamda bize büyük katkılar sağladı. Bu sayede kapasitemizi artırdık. Ancak, stratejik partnerliklerin dezavantajları da var; özellikle yüksek kalite ve zamanında teslimat, üretim süreçlerinde baskı yaratabilir. Yine de stratejik partnerlik kurmayı sürdürülebilir büyümenin bir parçası olarak görüyoruz. Büyük markalarla bu kapsamda görüşmelerimiz devam ediyor. Global pazarlarda rekabetin arttığı bu dönemde, stratejik ortaklıklar, firmaların sürdürülebilir büyüme elde etmeleri için büyük bir fırsat."
"PREMİUM MARKALARA YÖNELDİK"
Bolu'da üretim yapan Domino Tekstil'in ürün gamını ise dokuma alt grup ürünleri oluşturuyor. Bir miktar da overshirt basic üst grup üretimi yapıyor. Alt grup içinde ana ürün kalemi pantolon. Bunun yanında denim pantolon ve overshirt üretimi de var. Firmanın ortalama birim fiyatı 27 euro. Üretim kapasitesi yıllık 700 bin adet olan firma, 2023 yılında bunun üzerine çıkarak 715 bin adet ürün ihraç etti. Bu yılki hedef ise 700 bin adet. Domino Tekstil Yönetim Kurulu Üyesi ve COO Fatih Akgün, 2025 yılı siparişleri için görüşmelerin 2 aydır devam ettiğini belirtiyor. Akgün, "Siparişlerin 2024 ile aynı seviyede olacağını düşünüyoruz. Çünkü müşteriler hedef marjlarını değiştirmek istemiyor ve Türkiye fiyatı yüksek kalınca daha ucuz ülkelere yöneliyor. Hep daha iyi fiyat verdiğimiz Romanya şu anda bizden daha rekabetçi" diyor.
İleriye dönük olası krizleri öngörerek premium markalara yöneldiklerinin altını çizen Akgün, bu markalarda sürekliliği sağlamak için en üst kaliteyi sunmayı hedeflediklerini ve bunu başardıklarını belirtiyor. Bunun kendilerini stratejik partnerliğe ulaştırdığını dile getiren Akgün, şöyle devam ediyor:
"Üretimlerimizde 'zero defect (sıfır hata)' hedefi ile ilerliyoruz ve ayrıca müşterilerimize karşı 'şeffaf' bir politika izleyerek tamamen 'izlenebilir' bir üretim yapıyoruz. Bu durum müşterimizin istediği kaliteyi almasının yanı sıra 'güven' algısını da artırıyor. 2023 yılında bünyemize yeni bir firma kattık. Bu aşamadan sonra mevcut müşterilerimizle sürekliliği sağlamak için en üst kalitede üretim ve servisi kendimize hedef edindik. Bunun sonucunda da en büyük müşterilerimizden biriyle stratejik partner olarak yolumuza devam ediyoruz. 2025 yılının 2024 yılına göre çok daha zor geçeceğini düşünsek de hedefimiz en az 2024 yılı rakamlarını yakalamak."
"TÜM TEKNOLOJİK YATIRIMLARI YAPTIK"
Türkiye'nin en fazla hazır giyim ihraç eden firmaları arasında yer alan Gelişim Group'un ikisi İstanbul'da, biri de Adıyaman'da olmak üzere üç konfeksiyon tesisi var. Bu üç tesiste yılda 10 milyon parça hazır giyim üretimi gerçekleştiriyor. Şirketin ayrıca Çorlu'da da 36 bin metrekarelik kapalı alana sahip örme ve boyama fabrikası var. Atık suların arıtılarak yeniden kullanılmasını sağlayan teknolojiye sahip bu tesis, çevreci olmasının yanı sıra enerji tüketiminin az olmasıyla da dikkat çekiyor. Gelişim Group'un ürün yelpazesinde t-shirt, swit-tshirt, bluz, şort ve eşofman takımları yer alıyor. Halen Timberland, The North Face, Vans, Napapijri, Dickies ve Salamon gibi dünyaca ünlü markalara üretim yaptıklarını belirten Gelişim Group Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Akçay, işlerin 2024 yılında 2023'e göre yüzde 10 oranında azaldığını söylüyor. Rakip ülkelerle rekabet edemedikleri için geçen yıl yüzde 35 oranında ihracat kaybı yaşadıklarını kaydeden Akçay, 2025 yılının da kötü geçeceğini öngörenlerden. Çevrelerindeki bazı firmaların kapanmaya başladığını veya istihdam sayısını azalttıklarını ifade eden Akçay, grup olarak üretimi korumak ve rekabet gücünü artırmak için tekstil ve hazır giyimde var olan tüm teknolojik yatırımları yaptıklarını vurguluyor. 2022 yılında Çorlu'da kurdukları kumaş örme ve boyama fabrikası sayesinde birçok yabancı firma tarafından tercih edilir duruma geldiklerinin altını çizen Akçay, ancak yine de fiyat konusunda sıkıntı yaşadıklarına işaret ediyor. Müşterilerin fiyat odaklı çalıştıklarını dile getiren Akçay, iyi fiyat ve kaliteli servis vererek üretimi sürdürdüklerini ifade ediyor.
"BAZI FİRMALARLA TEMAS HALİNDEYİZ"
İzmir merkezli Narkonteks'in ürün yelpazesinde iç giyim, ev giyim, aktif giyim (spor giyim) teknik tekstil ürünleri ve termal ürünler bulunuyor. Firma kendisine ait Blackspade markasının yanı sıra birçok yabancı markaya da üretim yapıyor. Narkonteks Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Tolga Narbay, 2025 yılı siparişlerinde belirgin bir artış gözlemlediklerini vurgulayarak, özellikle iç ve ev giyim kategorilerinde canlanmanın fazla olduğunu belirtiyor.
Van'daki yatırımın devreye girmesiyle üretim adetlerini ciddi anlamda artırdıklarını söyleyen Narbay, "Üretimde sürdürülebilirlik ve çevre dostu yaklaşımları benimsedik. Enerji verimliliği yüksek makineler ve geri dönüştürülebilir hammaddeler kullanmaya başladık. Farklı iklim koşullarına uygun, teknik özellikleri gelişmiş ve inovatif ürünler geliştirdik" diyor.
30'un üzerinde firmaya üretim yaptıklarını belirten Narbay, bunların arasında Almanya, Fransa, İngiltere, ABD, Kanada ve Japonya'dan müşterilerin olduğunu söylüyor. Narbay, sözlerini şöyle sürdürüyor:
"Birkaç markayla stratejik iş ortaklıklarımız bulunuyor. Bu partnerlerimizle uzun vadeli ve karşılıklı güvene dayalı bir iş birliği içerisindeyiz. Çalışma sistemimiz, partnerimizin özel talepleri ve pazar dinamiklerine göre esnek ve yenilikçi çözümler sunmak üzerine kurulu. Partnerlerimizin koleksiyonlarının tasarımdan üretim ve teslimata kadar her aşamasında aktif bir şekilde yer alıyoruz. Onlarla yaptığımız anlaşmalar, ortak Ar-Ge, sürdürülebilir üretim uygulamaları ve yeni pazarlara açılma gibi konuları da kapsıyor. Bu anlaşmalar, her iki tarafın da büyümesine katkı sağlıyor."
Stratejik partnerlik modelinin birçok açıdan kendilerine değer kattığını söyleyen Narbay, bu sayede bilinirliklerinin arttığını belirtiyor. Potansiyel stratejik iş birlikleri için uluslararası arenada çeşitli müşterilerle aktif temas halinde olduklarını açıklayan Narbay, bu işbirliğinin Türk hazır giyim sektörü için uzun vadede önemli bir çözüm olabileceğine işaret ediyor.
"MÜŞTERİ ÇEŞİTLİLİĞİ ÇOK ÖNEMLİ"
Sektörün köklü şirketlerinden APS Tekstil'in üretiminin yüzde 90'ı kadın pantolonu. Firma ismini de (Asrın Pantolon Sanayi) buradan alıyor. Ürünlerinin birim fiyatı ise 8.5 euro ile 25 euro arasında değişiyor. 2023 yılında 70.5 milyon euro ciro gerçekleştiren firmanın 2024 yılı ciro beklentisi de bu seviyelerde. APS Tekstil Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Reyhan Benzeş, siparişlerin iki aylık periyotlar halinde geldiğini belirterek, mevcut kur seviyesiyle Türkiye'nin işçilikte euro bazında iki kat pahalı hale geldiğini kaydediyor. Benzeş, şu açıklamalarda bulunuyor:
"Dünyadaki gelişmelere paralel olarak gerek yeşil ekonomi, gerekse sürdürülebilirlik ve kalite yönetimi ile ilgili çalışmaları yürütüyoruz. Bunlar müşteri devamlılığı için zorunlu yatırımlar. 2023 yılında Merzifon'daki fabrikamızda yaptığımız yatırım sayesinde tüm elektrik ihtiyacımızı artık güneş enerjisinden elde ediyoruz. Artan kısmı da satıyoruz. Atık Yönetim Planı ile fireleri lisanslı firmalara veriyoruz. Bunlar ya imha ediliyor ya da geri dönüşümleri sağlanıyor. Ayrıca Endüstriyel Atık Yönetim planı kapsamında ortaya çıkan kumaş, plastik ve karton atıklar da Çevre Bakanlığı'nca onaylı lisanslı firmalara verilerek değerlendirilmekte. Atık yağlar da aynı kapsamda lisanlı firmalara verilerek imhası/geri dönüşümü sağlanmakta."
Uzan zamandır biri Amerikalı, 9'u Avrupalı olmak üzere 10 firmaya üretim yaptıklarını ifade eden Benzeş, "Bütün müşterilerimize stratejik ortak gözüyle bakıyoruz. Sektör de Türkiye'ye gelen her müşteriye böyle bakmalı. Ancak müşterilerin de kendilerince bir alım stratejisi var. O yüzden müşteri çeşitliliği büyük önem arz ediyor. Şu an hem kumaşçılarda hem de konfeksiyoncularda ciddi sıkıntılar var. Genel maliyet artışları, fiyatları olumsuz etkilediği için müşteriler aynı üründe fiyat artışı yapmak istemiyorlar" diye konuşuyor.
"HEDEFİMİZDE ÜÇ FİRMA DAHA VAR"
Pameks Giyim, kadın ve erkek ürün gruplarında, yuvarlak örme kumaşlar ile t-shirt, bluz, elbise, polo t-shirt, sweatshirt, kapüşonlu sweatshirt, pantolon, eşofman üstü ve altı ve ceket gibi neredeyse tüm ürünlerin üretimini yapıyor. 25 müşterisi olan firmanın ana müşterileri İsveç, İtalya ve Fransa'dan. Yine İngiltere, Finlandiya, Avusturya ve Amerika'da çalıştığı markalar var. Firmanın 2024 yılı için ortalama birim fiyatı 15.50 euro. Adet bazında geçen yıla göre yüzde 5-8 arasında daha az satış yapan firma, buna rağmen 28 milyon euro olan geçen yılki ihracatını bu yıl da yakalayacağını öngörüyor.
Pameks Giyim Yönetim Kurulu Başkanı Cevdet Karahasanoğlu, bu yıl maliyetlerle başa baş, bazen de zararına satış yaptıklarını söylüyor.
2024'e kıyasla 2025'in ilk aylarında siparişlerde bir düşüş beklemediklerini ifade eden Karahasanoğlu, yılın ikinci yarısından itibarense özellikle Avrupa pazarında açılma beklediklerini vurguluyor. Kapasitelerinin önemli bir kısmını tek bir markanın doldurduğunu belirten Karahasanoğlu, bu markanın, kendi ürün gruplarında dünyadaki iki ana üreticisinden biri olduklarını vurguluyor. Karahasanoğlu, bu firmayla yaptıkları işbirliğinin kazanımlarını şöyle anlatıyor:
"Bu müşterimizle sezonluk olarak önden aylık yükleme adetlerimizi planlıyoruz. Yeni teknolojilere ve farklı iş yapış biçimlerine adaptasyonumuzu ciddi şekilde arttırdılar. Özellikle çevre ve insan dostu üretim konusunda bize farklı yollar gösterdiler. Bu sayede kazandığımız yetilerle diğer müşterilerimize hizmet seviyemizi de arttırdık. Hedefimizde 3 müşterimiz daha var. Servis kalitemizi arttırmak için bir takım süreçlerde kendilerine öncelik tanıyoruz. Ancak artan maliyetler partnerimizle olan ortaklığa da zarar vermeye başladı. Stratejik ortak olsa dahi alım grupları yüksek fiyatta haklı olarak alternatif arıyorlar. Yine de üreticilerimizin fiyat hassasiyetinin daha az olduğu iş birlikleri geliştirmesi çok önemli. Avrupa'daki yeni sürdürülebilir üretim regülasyonları, markaların bu süreçleri yönetebilecek firmalarla çalışma iştahlarını arttıracaktır."
Ramazan KAYA / Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği Başkanı
Şirketlerin önceliği ayakta kalabilmek"
Sektör kısa ve orta vadeli işlerine devam ediyor, bunun bir bölümü 2025 yılını da kapsıyor. Ancak devam eden rutin işlere ek bir artış görünmüyor. 2024 yılının ilk yarısında en çok ihracat yaptığımız ilk üç ülke Almanya, Hollanda ve İspanya oldu. Bu dönemde Almanya, İspanya, Fransa, ABD, İngiltere, İtalya ve Rusya'ya ihracatımız ise azaldı. Artış yakaladığımız ülkeler ise Hollanda ve Polonya. Sektörümüz işçilik maliyetleri ve enflasyon nedeniyle ürettikçe zarar ettiği bir döneme girdi. Üreticiler finansman kaynaklarına da ulaşamıyor. Bunun neticesinde hazır giyim sektörü geçtiğimiz yıldan bu yana kontrollü olarak küçülüyor. 2025 yılı ihracatımızda da yüzde 5 civarında bir düşüş öngörüyoruz. Dünyada sektörün gündemine baktığımızda çevresel sürdürülebilirlik ve dijitalleşme ön planda. Özellikle Avrupa'daki büyük alım grupları, üreticileri ÇSY, "Çevresel Sosyal Yönetişim" kapsamında değerlendiriyor. Enerjinin ve suyun kullanımından iş sağlığı ve deprem güvenliğine kadar her süreç titizlikle takip ediliyor. İşletmelerimiz bu konularda son bir buçuk yıla kadar ciddi çalışmalar yürütüyordu. Ancak finansman sıkıntıları, işletmelerin önceliklerini değiştirdi. Şu an şirketler finansmanlarını ayakta kalmak için kullanıyor. Bu durum sürdürülebilirliği gündemlerinin birinci maddesi yapan alım grupları karşısında ihracat pazarlarımızda daralma yaşamamıza neden olabilir. Bu konudaki kamu destekleri geleceğimiz için hayati önem taşıyor.
Mustafa BALKUV / Türkiye Triko Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı
"Cari açığın kapanmasına önemli katkı sağlıyoruz"
Maliyet artışları nedeniyle ayakta kalmaya çalıştığımız bir yılı yaşıyoruz. 2022 yılının ilk 6 ayında 924 milyon dolar olan triko ihracatı, 2023'ün ilk 6 ayında 793, 2024'ün aynı döneminde ise 699 milyon dolara indi. Son bir yılda kur artışı yüzde 28 olurken, maliyetlerimiz yüzde 100'ün üzerinde arttı. Rakiplerimizle fiyat aralığımız yüzde 30'un üzerine çıktı. İşimizi korumak ve müşterilerimizle ilişkilerimizi sürdürmek amacıyla sermayesine veya az zararla sipariş alıyoruz. Buna rağmen kapasitelerimiz yüzde 60-65 seviyesinde. İyi tarafından bakarsak en önemli pazarımız AB'de havalar bu yıl erken soğumaya başladı. Bu yüzden siparişlerin artacağını düşünüyoruz. AB pazarımızda geçen yıl yüzde 15 oranında bir daralma oldu. Beklentimiz, yılın son çeyreğinin biraz daha hareketli geçeceği yönünde. Triko 27 dolar kg başına değer yaratıyor. Bu yıl geçen yılın yüzde 15 altında kalacak olmamıza rağmen 2 milyar dolarlık ihracat gerçekleştireceğiz. Bunun yüzde 80'den fazlası net ihracat. Özetle yerli ve milli bir sektörüz. İthalat payımız çok az olduğu için cari açığın kapanmasına önemli katkı sağlıyoruz. Beklentimiz ithalat ağırlıklı ihracat yapan sektörlerle aynı teşviklerle desteklenmek. İhraç edilen mamuldeki yerlilik payı esas alınarak yüzde 10 kur farkı ödenmesi, tekstil ve hazır giyim olarak 30 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiren sektörü ayakta tutmanın en gerçekçi yoludur.
Ergin AYDIN / Tekstil İhracatçıları ve Çalışanları Derneği Başkanı
"ABD ve İskandinav ülkelerinden ciddi fırsatlar çıkıyor"
Yıl genelinde kur baskısı sebebiyle ve artan maliyetler sonucu, hazır giyim siparişlerinde yüzde 13-14 civarında düşüş yaşandı. Ancak son çeyrekte Portekiz'deki kapasite problemleri ve Bangladeş'in iç huzursuzlukları sonucu, siparişlerde tekrar bir dönüş bekleniyor. Ancak markaların Türkiye'den bekledikleri fiyatları yakalamakta ihracatçılar ciddi sorunlar yaşıyor. Yine de 2025'in ilk yarısı itibariyle toparlanma yaşanacak gibi görünüyor. Burada en önemli konu, hazır giyimde katma değerli, inovasyonu yüksek, sürdürülebilirlik ilkelerine uygun ürünler sunabilmekte. Bunu başarmamız halinde birçok ülkenin önünde yer alırız. Amerika ve İskandinav ülkelerinden ciddi fırsatlar çıkmaya başladı. Fiyat avantajını kaybettiğimiz ortada ama diğer ülkelerden ciddi şekilde ayrıştığımız 4 ana konu var. Hız, sürdürülebilir üretim, coğrafi yakınlık ve teknolojik adaptasyon. Bu nedenle yabancı alıcılar halen Türkiye'den mal almaya sıcaklar. Şu anda kg başına hazır giyim birim fiyatımız maalesef 16.80 dolar gibi oldukça düşük bir seviyede. Örneğin Portekiz, 42.00 dolar gibi bir kg birim fiyatına sahip. Biz Tekstil İhracatçıları ve Çalışanları Derneği olarak bu bilinci tüm üyelerimize aktarıp, çalışma komitelerimizde durumu tartışıyoruz.