18 teknoloji lideri cevapladı: “18 yaşında olsaydım…”
PARA ARAŞTIRMA/ ÜRÜN DİRİER Üniversite sınavlarına çok az bir zaman kaldı. Gençler gelecekleri için önemli bir dönüm noktasında. Bazıları tutkularının peşine takılıp, belki kendilerine rahat bir yaşam sunmayacak meslekleri tercih edecekler. Kimileri ise ileride iş bulma sorunu yaşamayacakları bölümleri seçip, ideallerini yüreklerine gömecek. Kimileri de aile baskılarına karşı koyamayıp, aslında istemedikleri bölümleri tercih edecek.
Son yılların ve belli ki önümüzdeki uzun yılların en önemli meslekleri teknolojiyle ve dijital dönüşümle bağlantılı işler olacak. Bugün yaptığımız bazı işlerin isimlerini 20 yıl önce bilmiyorduk bile. Büyük ihtimalle 20 yıl sonrasında da bugün adını bile duymadığımız meslekler yükselişte olacak. Fakat yine de dünyanın gidişatına bakıp, genel bir tahmininde bulunacak olursak, yüksek teknoloji üzerine uzmanlaşılan işlerin öneminin artacağını söyleyebiliriz. Özellikle de teknoloji ile diğer alanları birbirine bağlayan disiplinler arası meslekler ön plana çıkacak. Bugünün teknoloji liderlerine "18 yaşında olsaydınız hangi mesleği seçerdiniz?" diye sorduk. İşte 18 teknoloji şirketinin yöneticisinden, bugünkü akılla seçecekleri meslekler…
Semih İNCEDAYI/ Doğuş Teknoloji CEO'su
"Oğluma veri bilimci olmasını tavsiye ediyorum"
ODTÜ Bilgisayar Mühendisliği Bölümü mezunuyum ve uzun yıllardır bilişim sektöründeyim. Bu süreçte insanların ve kurumların geleceğine dokunan projelerde ekip arkadaşlarıma liderlik etmeye çalıştım ve aynı heyecanla çalışmalarımı sürdürüyorum. Yakın geçmişe baktığımda internet devriminin ve dijitalleşmenin karşı konulamaz gücünün, adeta dünyanın kaynak kodlarını değiştirdiği söyleyebilirim. Bu kırılma ile başlayan "veri çağı"na tanık olmaya devam ediyoruz. Geçmişte de veri vardı ama bu kadar değerli olduğunu bilmiyorduk. Çünkü yığınlarca depolanmış veriyi ayrıştıracak anlamlandıracak güçlü bilgisayarlar ve teknolojiler hayatımızda değildi. Gelişime neden olan güçlü teknoloji dalgası işte bu yeni dönemi beraberinde getirdi. Şimdi insanoğlunun elinde çok güçlü bilgisayarlar, işinde daha uzmanlaşmış çalışanlar yani veri bilimciler ve yapay zeka var. Kısacası veri ve veri tahminleme dünyaya büyük bir güç vaat ediyor. Gelecekte ne yapılması gerektiğinin cevabı artık veride var… Doğru soruyu soracak uzman insan kaynağı da veri bilimciler. Bu doğrultuda, süreçler, şirketler, ülkeler dijitalleşirken kariyer alanında bugünü ve geleceği yakalamak için bu alana ilgi duyan idealist insan sayısının artması da şaşırtıcı gelmiyor. Paylaştığım bu vizyon kapsamında, ben bugün oğluma "Veri Bilimci" olması yönünde tavsiyelerde bulunuyorum. Geleceği öngörüp değer üreteceğimiz, yeni devrimler yaratabileceğimiz bu veri çağına veri bilimciler daha fazla liderlik edecektir.
Alper TUNGA BURAK / Odine CEO'su
"Bilinç tasarımcısı olmak isterdim"
Eğer bugün 18 yaşında olsaydım, sanal kişilik ve bilinç tasarımcısı olmayı seçerdim. Günümüzdeki hızlı teknolojik ilerleme, yapay zeka destekli dijital ikizler ve günlük yaşamımızda bize eşlik edecek robotlar gibi yeni alanları ön plana çıkarıyor. Ancak, bu teknolojilerin gerçek potansiyelini ortaya çıkaracak olan şey, insanlarla derin, anlamlı ve kişiselleştirilmiş etkileşimler kurabilen genel yapay zeka tabanlı sistemler olacak. Kullanıcıların kişisel ihtiyaçlarına gerçek zamanlı cevap verebilen, onlarla duygusal ve organik hissi verecek düzeyde bağ kurup etkileşim sağlayabilecek yapay zeka tabanlı sistemlere olan talep artacak. Dolayısıyla insanlar artık sadece işlevsellikten öte, duygusal ve zihinsel bağ kurabilecekleri yapay zeka sistemlerini tercih edecekler. İşte bu noktada, ihtiyaca yönelik yapay kişilik ve hatta bilinç tasarlayabilen teknolojik sanatçılar büyük önem kazanacak. İnsanlarla teknoloji arasında daha derin ve anlamlı bir bağlantı kurmak, onlara özel bir deneyim sunabilen sistemlerin geliştirilmesine katkı sağlamak benim için son derece heyecan verici bir düşünce. Gelecekte, birçok kişinin aksine teknolojinin insanları daha da yakınlaştıracağına inanıyorum ve bu süreçte en önemli unsurlardan biri de kişiselleştirilmiş dijital kişiliklerin ve bilinç seviyelerinin tasarımı olacak. Bugünün grafik tasarımcıları gibi, geleceğin yapay kişilik ve bilinç tasarımcısı ve hatta sanatçısı olmak benim için kaçırılmayacak bir fırsat olurdu.
Serdar URÇAR/ HP Türkiye Genel Müdürü
"Dönüştürücü bir yolculuğa çıkardım"
Tekrar 18 yaşında olsaydım inovatif yetilerimi tam potansiyeliyle kullanan rollere çekilirdim diye düşünüyorum. Amatör tiyatroyla uğraştığım geçmiş deneyimlerimi düşündüğümde, sanatsal projelerin kavramsallaştırılması ve yürütülmesinden elde edilen muazzam tatmini hatırlıyorum. İnovasyona olan bu ilgim sanat alanının ötesine uzanıyor. Bilimsel araştırmaları yaratıcılıkla birleştirme ihtimali de aynı derecede ilgimi çekiyor. 18 yaşıma dönsem, çiçeği burnunda bir araştırmacı bilim insanı olarak, çığır açan fikirler üretmek veya sadece entelektüel açıdan teşvik edici değil aynı zamanda yaratıcı bir düzeyde yankı uyandıran bilimsel çalışmaların yaratılmasına katkıda bulunmak isterdim. Yanı sıra keşif tutkumdan da söz etmek isterim. 18 yaşına dönsem, kendimi farklı kültürlere ve çalışma alanlarına kaptırarak dönüştürücü bir yolculuğa çıkardım. Sanırım bu ufuk açıcı kendini keşfetme yolculuğu, fikirlerimi rafine etmek, gelecekteki yolumu şekillendirmek ve etkilemek için bir pota görevi görebilirdi. Yine de yaratıcı arayışlar üzerine bu düşüncelerin ortasında, yönetim ve liderliğin cazibesi azalmıyor. Küresel erişimleri ve çeşitli yetenek havuzlarıyla çok uluslu bir şirketin dinamik ortamı, profesyonel açıdan son derece tatminkar bir ortam. Birbirine bağlı bir dünyanın karmaşıklıklarında gezinme, ekipleri kolektif başarıya doğru yönlendirme fırsatının yadsınamaz bir çekiciliği var.
Emre HANTALOĞLU/ Lenovo Türkiye Genel Müdürü
"Tercihim yine teknoloji sektörü olurdu"
Buna cevabım kesinlikle yine aynı sektör, yine teknoloji sektörü olurdu. Bunun iki nedeni var diyebilirim, öncelikle şimdiye kadar yaşadığım deneyimler, böyle bir soruyla karşılaşınca vereceğim cevabı o kadar olumlu etkiliyor ki. Gerçekten çocukluktan başlayarak gençliğimde de hep teknolojiye meraklıydım. O günden bugünlerin hayalini kurmuş, daha henüz belki de yolun başında diyebileceğimiz, şimdiki kadar öne çıkmamış teknoloji sektöründe olmaya, orada kendimi geliştirmeye, büyütmeye karar vermiştim. İş hayatımda sırası ile Empa, Compaq/HP, TTNet, Samsung ve Lenovo'da çalıştım. Yani Türk, Amerikan, Güney Kore ve Çin menşeili firmalarda, hem de teknoloji denince akla gelecek ilk markalarda çalışma şansını yakaladım ve de farklı kültürlerde çalışma tecrübesini yaşadım. Çalışmadan duramayan bir yapım var. Kendimi her daim geliştirmeyi çok önemsiyorum. Teknoloji sektörü bu açıdan da insanın kendini en diri, en adapte tutabileceği alanlardan ve kesinlikle benim yapımla örtüşüyor. Teknolojinin bugünü ve geleceği için büyük heyecan duyuyorum. Hatta şunu söylemek mümkün, yapay zeka çağına girerken, gerçekten yaşanacak büyük bir dönüşümün eşiğindeyiz, bir tarihin tanıklarıyız. Hem liderler hem kullanıcılar ve bireyler olarak bu büyük fırtınaya tanık oluyoruz. Bugün eğer 18 yaşında olsam, belki gençliğimin de verdiği heyecan, heves ve motivasyonun da artı etkisiyle, her zamankinden çok teknoloji sektöründe olmak isteyecektim diye düşünüyorum.
Haluk TEKİN/ Red Hat Türkiye ve CIS Bölgesi Genel Müdürü
"Tenisçi olmak isterdim"
18 yaşıma geri dönseydim, bir tenisçi olmayı hatta uluslararası alanda ülkemi temsil etmeyi çok isterdim. Tenis ile teknoloji sektörü liderliğinin benzer yönleri var. Tenis sporu bana her zaman büyük bir disiplin, azim ve rekabet ruhu aşılamıştır. Başarılı olmak için bu niteliklere sahip olmanız gerekir, çünkü yalnızca yetenek yeterli değildir; özveri ve sıkı çalışma da başarı için kritik önemdedir. Teniste olduğu gibi, teknoloji projelerinde de en iyisi olmak için kararlılık ve tutku gerekir. Aynı zamanda bu roller ulusal gurur ve sorumluluk duygusu da aşılıyor. Ülkenin bayrağını sırtınızda taşımak, işinize büyük bir anlam ve hedef kazandırır. Bu tür bir motivasyon, teknoloji sektöründe de önemli bir itici güçtür. Teknoloji projeleri küresel bir etkiye sahip olabilir ve bu projelerde çalışırken, yalnızca kişisel başarı değil, aynı zamanda topluma ve dünyaya katkı sağlamak gibi daha büyük bir hedefe sahip olursunuz. Ayrıca, bir tenisçi olarak farklı kültürlerle ve insanlarla tanışma fırsatınız olur. Dünyanın dört bir yanında seyahat eder ve farklı turnuvalara katılırsınız. Bu deneyimler, teknoloji sektöründe çalışırken de işbirliği ve kültürel farkındalık becerilerinizi geliştirmeye yardımcı olur. Hem bireysel hem de takım bazında rekabetin üst düzeyde olduğu, disiplin ve özveri gerektiren bir alanda çalışmak, bana ülkem için gururla mücadele etme fırsatı sunardı.
Barış ÖZKAN/ IFS Türkiye CTO'su
"Oyun sektörünün geleceği parlak"
İnsanlık olarak yaklaşık 6000 yıllık medeniyet serüvenimizde, refah ve gelişmemizi tetikleyen pek çok teknoloji devrimi yaşadık. Medeniyetimizi şekillendiren tüm bu teknolojiler, temelde fiziksel beceriler alanında bizimle rekabet ederken, her zaman muazzam bir zihinsel avantajı elimizde tutuyorduk. Ancak yapay zeka artık öğrenme, analiz etme, iletişim kurma, strateji geliştirme ve en önemlisi insan duygularını anlamak da dahil olmak üzere bu becerilerin çoğunda bizleri geride bırakmak üzere. Sadece 4 yıl önce, yapay zekanın genel zeka dediğimiz "bize eşdeğer bir zekaya" ulaşma zamanı için 2070 yılı tahminlenirken, bugün aynı yanılma hızımız devam edecek olursa beklentiler 2026'a inmiş durumda. Logaritmik olarak artan bir teknolojinin, çok yakın bir zaman diliminde bile neleri değiştireceğini tahmin etmek çok zor. "Bugün 18 yaşında olsaydınız hangi mesleği seçerdiniz?" sorusunu 12 yaşında bir oğlu olan birisi olan ben de oğlum adına kendime soruyorum. Bugün yapay zeka, odağında yaratıcılık olan sinema gibi görsel sanatları bile tehdit eder bir konumda. Bu bağlamda, yapay zekanın gelecekte en büyük katkıyı, henüz teknoloji ile sıçrama potansiyeli yüksek sağlık teknolojileri, gen bilimi ve biyoteknoloji gibi alanlarda ve yapay zekanın tehdit edeceği siber güvenlik gibi alanların potansiyelinin yüksek olduğunu düşünüyorum. Ayrıca oyun sektörünün, sanal gerçeklik gibi teknolojilerin de gelişimiyle geleceği en parlak sektör olarak öne çıkacağını düşünüyorum.
Erol BİLECİK/ Index Grup Yönetim Kurulu Başkanı
"Rekabetin yeni kozu, teknoloji"
Ben 18 yaşındayken bilgisayar mühendisi olmayı seçmiştim. Akademik hayatım ve ardından iş hayatımın tamamı teknoloji sektöründe geçti. Bugün teknolojinin etkilemediği hiçbir sektör yok. Dijital bir ekonominin söz sahibi olduğu bu yeni dünya düzeninde rekabetin yeni kozu teknoloji. Bugünün kazananları değişime hızla uyum sağlayanlar olacak. Teknoloji sektöründe uzun yıllara dayanan bir deneyime sahip olan bizler ise zaten değişimle dans etmekte epey antrenmanlıyız. Buna şans da denilebilir ama şans her daim hazırlıklı olandan yanadır. Gençler şuna emin olsunlar, onlar da bizim gibi, bundan 20 yıl sonra bugün henüz adını dahi duymadıkları yepyeni mesleklerle karşılaşacaklar. Değişim, hayatın kaçınılmaz gerçeğidir. İnsan hayatta sadece bir kere 18 yaşında oluyor ve o genç yaşta karar verilen meslek seçimi bir ömür mutluluğu, hayattan aldığınız tatmini etkiliyor. İçinde bulunduğumuz dijital çağda iki şeyin vazgeçilmez olacağına inanıyorum. Bunların biri şüphesiz teknoloji, diğeri ise hayatı anlamlı kılan sanattır. Bugün 18 yaşında olsam yine teknolojinin peşinden giderdim ama buna bir de hayattaki en büyük tutkularımın başında gelen müziği ilave ederdim. Hayatıma müzik ve teknolojiyi birleştiren bir yön çizmeyi isterdim. Sözün özü; bir kere daha 18 yaşında olma şansım olsa, bilişim yolculuğumla müzik sanatını birleştirecek bir meslek seçerdim.
İsmet KOYUN/ Kobil Kurucu CEO'su
"Yazarlığı seçerdim"
Bugünün gençlerine hangi mesleği seçmek istediklerini sorduğumuzda, çoğu belki günümüzün teknolojiyi ve ürünü odak noktasına alan, mühendislik veya işletme gibi alanlarından birine yönelirdi. Ancak, ben yazarlığı seçerdim. Evet, belki şaşırtıcı gelebilir; ama benim için yazarlık, geleceğe ışık tutma ve iz bırakma fırsatıdır. Felsefeye olan ilgimin ve sürekli üretme arzumun, yazarlık gibi bir hususiyet ile sonuçlanmasını dilerdim. Yazarlar -daha geniş bir ifade ile- düşüncelerini kalemleriyle süsleme cesareti gösterenler, benim için hep ilham kaynağı olmuştur. Ancak, kendi şirketimi kurma hikayemi dinlerseniz, neden yazmayı seçtiğimi daha iyi anlayabilirsiniz. Kobil'in hikayesi 18 yaşında bir gencin fikri mücadelesi yüzünden Türkiye'den Almanya'ya göç etmek zorunda kalmasıyla başlıyor. Dolayısıyla, bu sorunun temsil ettiği dönem, hayatımın kırılma noktalarından biridir. Benim hikayem sadece göçmenlik ve azimle geçirilen bir mücadeleyi barındırmıyor, ayrıca Almanya'ya göç eden 18 yaşında bir gencin dünyayı algılama ve anlamlandırma çabasını da sergiliyor. Dolayısıyla, bahse konu bu soruyu, 18 yaşında cebinde sadece 20 markla Almanya'ya göç etmek zorunda kalan bir gencin gözüyle de cevaplayabiliyorum. Her ne kadar bugünkü seçeneklerime o gün sahip değilsem de muhtemel bir yazarlık maceramda da dünyada değişimi tetikleyecek edebi bir mücadeleye atılmaktan çekinmezdim.
Irmak PAKDEMİR/ SoftwareOne Türkiye CEO'su
"Karbon piyasasıyla ilgili bir kariyer yapmak isterdim"
Eğer 18 yaşında olsaydım, kesinlikle karbon tüketimi ve karbon piyasasıyla ilgili bir alanda kariyer yapmayı tercih ederdim. Bu alanda bir startup'ta başlamak veya dünyanın önde gelen karbon fonlarından birinde stajyer olarak bile bulunmak benim için heyecan verici olurdu. Sürdürülebilirlik açısından büyük önem taşıyan bu sektörde yer almak, hem çevresel etkiyi azaltmak hem de ticari açıdan önemli fırsatlar sunmak açısından cazip gelirdi. Mesela temiz, hızlı ve ucuz lityum madenciliği alanında katma değer sağlayacak projelere imza atmak harika olabilirdi. İlgiyle takip ettiğim projelerden biri de; yağlar yerine enzimlerle kimyasal madde üretimi, petrol yerine daha çevre dostu alternatiflerin geliştirilmesine katkı sağlayabilecek bu tip projelerde çekirdekten yer almayı isterdim. Güneş enerjisinin 7/24 çalışmasını sağlayan piller gibi teknolojilerin geliştirilmesi, enerji verimliliğini artırabilir ve fosil yakıtların kullanımını azaltabilir. Tamamen elektrikli yolcu uçakları, havacılık sektöründe karbon emisyonlarını önemli ölçüde azaltabilir… Bunun gibi projelerin beyin takımında olmak hem gezegene hem insanlığa farklı bir yerden fayda sağlamak açısından beni çok tatmin ve motive ederdi. Dünyanın gelişerek evrildiği, çevresel farkındalığın arttığı bu dönemde genç iş insanlarına naçizane tavsiyem potansiyellerini çevresel sürdürülebilirliğe katkı sağlayacak alanlara yöneltmeleridir.
Pelin YELKENCİOĞLU / Securitas Teknoloji Türkiye Genel Müdürü
"Kanser tarama uzmanlığı alanında çalışırdım"
Yapay zeka destekli kanser tarama uzmanlığı alanında çalışırdım. Bildiğiniz üzere kanser, dünya çapında yılda 19 milyondan fazla vakaya ve yaklaşık 10 milyon ölüme neden olan bir hastalık. Türkiye'de ise her yıl yaklaşık 230 bin kişi kansere yakalanıyor. Ölüm oranları da neredeyse bu düzeyde seyrediyor. Öte yandan birçok kanser türünde erken teşhis hayat kurtarıyor. Seçtiğim meslek aslında tam da bu noktada hayati önem taşıyan bir meslek çünkü erken teşhis için günümüzde başrolde teknoloji var ve gelecekte de olmaya devam edecek. Özellikle yapay zeka (AI) bu alanda devrim yaratma potansiyeline sahip. Ancak şunu da unutmamak gerekiyor ki teknoloji ancak insanla doğru şekilde harmanlandığında maksimum faydayı sağlıyor. Bahsettiğim meslek aslında iki ayrı değerin birleşimidir. AI sistemleri, insan uzmanlardan daha fazla veriyi çok daha hızlı analiz edebiliyor. Görüntüleri insanlardan çok daha hızlı işleyebiliyor ve tarama süresini kısaltarak hastaların daha hızlı teşhis ve tedavi almasına yardımcı oluyor. İnsan ise bugün en ileri seviye yapay zekanın dahi fark edemeyeceği, insani bir bakış açısı ve deneyim gerektiren bağlantıları görüp, sadece teşhis koymakla kalmıyor önleyici ve yenileyici tedaviler de geliştiriyor. İşte bu özelliklere sahip insan ve teknoloji birleştiğinde ilk cümlelerimde bahsettiğim dünyayı, insanlığı kurtaran süper kahraman mesleği ortaya çıkıyor.
Ömer Faruk ERÜNSAL/ Zyxel Networks Türkiye Ülke Müdürü
"Tercihim, siber güvenlik olurdu"
Bugünkü bilindik haliyle çiplerin, devrelerin, yazılımın kullanıldığı modern teknolojinin ilk örneklerini 20'nci yüz yılın başında daha yaygın şekilde kullanmaya başladık. Son 70 yılda ise teknoloji alanında adeta bir devrim yaşandı ve hayatımızı geri döndürülemez biçimde değiştirdi. Kullanılan ilk bilgisayar bir oda büyüklüğündeydi. Bugün nanoteknoloji ile üretilmiş bir milimetrekarelik çipler ile çalışan bilgisayarlarımız var. Çok hızlı dönüşen, değişen bir dünyada yaşıyoruz. Dolayısıyla gelecekte neler olacağını kestirmek de o derecede zorlaşıyor. 18 yaşında olsaydım, yapay zeka operatörlüğüyle kesinlikle ilgilenirdim ve bunu meslek olarak seçerdim. Onu üreten ABD'li şirketlerin yöneticilerine, sahiplerine göre yapay zeka 3 ile 5 yıl içinde dünyada devrim niteliğinde değişikliklere neden olacak. Girmediği hiçbir iş kolu kalmayacak. Yapay zeka operatörlüğünü bilgisayar mühendisliği ve yazılımcı olmanın ara kademesi olarak düşünün. Yapay zeka ileride kendi kodunu yazacak ve yazılımını yapacak hale gelecek. Ancak yapay zeka ile gerçekleşen üretim, lojistik, depolama işlerinde yetkin çalışan bulmakta zorlanacağız. Öte yandan 18 yaşında olsaydım mutlaka siber güvenlikle ilgili bir alanda çalışırdım. Çünkü siber güvenlik artan teknolojiye bağlı olarak artık önüne geçilmesi çok zor bir saldırı alanı haline gelecek. Nasıl ki bugün konvensiyonel silahlarla donatılmış ordular varsa, yakın gelecekte tüm büyük şirketlerin ve ülkelerin de siber orduları olacak.
Arzu AKKAYA/ Fortinet Bölge Direktörü
"Satış bana hitap eden bir meslek"
Zamanı 18 yaşıma geri sarabilecek olsaydım, yine de satış alanına yönelirdim. Bu, bana birçok açıdan hitap eden bir meslek. Burada, aynı zamanda bir mühendis olarak, teknik geçmişim ile insanlarla bağlantı kurma konusundaki doğuştan gelen arzumun mükemmel bir birleşimini buldum. Satış sadece ürünleri taşımak değildir; insan ihtiyaçlarını anlamak ve gerçek problemler için çözümler üretmektir. Lisedeyken, bir kooperatife liderlik etmek işbirliği ve sorun çözme tutkumu ateşledi. Bunlar bugün de beni yönlendirmeye devam eden özellikler. 18 yaşındayken, gerçek bir etki yaratabileceğim, her etkileşimin önemli olduğu kariyerlere ilgi duyuyor olurdum sanırım. Satış bana bu platformu sunuyor. Bu sadece işlemlerle ilgili değil; ilişkiler kurmak, sorunları çözmek ve nihayetinde hayatları iyileştirmekle ilgili. İhtiyaçları belirleme ve beklentileri aşan özel çözümler sunma zorluğu beni heyecanlandırıyor. Satışın sosyal ve psikoloji yönü beni besliyor çünkü farklı bireylerle etkileşim kurma, onları anlama ve anlamlı çözümler sunma fırsatı veriyor. Diğer bir deyişle, 18 yaşında olsaydım ve işimde tatmin bulmanın önemini anlıyor olsaydım, yine satış derdim. Satış benim için sadece bir iş değil; bir hobi. İnsanlarla bağlantı kurma tutkumu beslerken, teknik uzmanlığımdan yararlanmamı sağlıyor. Her gün yeni zorluklar ve büyüme fırsatları getiriyor.
Bekir İÇLİ/ Bosphorus ISS Kurucusu
"Yine yazılım mühendisliğini seçerdim"
Eğer bugün 18 yaşında olsaydım, teknolojinin, her türlü bilginin ve öğrenme imkanının erişilebilirliği sayesinde kendimi daha erken yaşlarda yetiştirirdim. Her zaman yeni şeyler öğrenmeye, kendimi geliştirmeye ve dünyayı keşfetmeye hevesliydim. Bu yüzden, 18 yaşında olsaydım, kesinlikle yine yazılım mühendisliği mesleğini seçerdim. Teknolojinin, her türlü bilginin ve öğrenme imkanının erişilebilirliği sayesinde kendimi daha erken yaşlarda yetiştirirdim. Bugün artık meslek hakkında konuşulduğunda, iş bulma kaygısının önünde gelen bir şey var, işimi yaparken keyif alacak mıyım? Yazılım çok geniş bir kavram ve neredeyse herkese uygun bir yazılım alanı var. Cihaz yazılımlarından bulut tabanlı mimarilere; mobil uygulamalardan yapay zeka ve makine öğrenmesine kadar uzanan bir yelpazede seçenekler var. Hele ki yapay zekanın bu kadar kolay erişilebildiği dönemde bunlardan birkaçını deneyimleyip, en sevdiğimiz alanda uzmanlaşmak çok kolay. Yazılım mühendisliği mesleğini yine seçmemin en önemli sebepleri, inovatif ve problem çözme yeteneğimi kullanarak, insanların hayatlarını kolaylaştıracak ve dünyayı daha iyi bir yer haline getirecek şeyler üretmek istememdir. Eğer 18 yaşında olsaydım, öncelikle bilgisayar bilimi okuyarak sağlam bir temel oluştururdum. Daha sonra, kendimi yazılım geliştirme konusunda geliştirmeye çalışırdım. Farklı programlama dilleri ve teknolojileri öğrenir, açık kaynak kodlu projelere katkıda bulunur ve kendi projelerimi geliştirirdim.
Nevhan GÜNDÜZ/ ORGE Enerji Elektrik Taahhüt A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı
"Enerji en çok rağbet gören alan"
Bu soruyu okuyunca düşünmeye başladım ve yine şu anda yönetim kurulu başkanı olarak devam ettirdiğim enerji ve elektrik konularında faaliyet gösterdiğim alanı seçerdim diye düşündüm. Her ne kadar otuz sene önce, bu alanda faaliyet göstermeye başlamamın ana sebebi, aile işimizin devamı olabilecek bir alan olsa da, günümüzde en çok rağbet gören ve her geçen gün ihtiyacın ve ilginin arttığı bir alan olmasıdır. Günümüzde çağdaş teknolojilerin ihtiyacı olan tüm gereksinimlerin başında enerji gelmekte. Bilhassa küresel ısınmanın ve sürdürülebilir bir dünya yaratmanın en önemli adımlarının başında yenilenebilir enerji teknolojileri ve enerji tasarrufuyla ilgili konular gelmekte. Ben de şu anda tam da bu alanda faaliyet gösteren; solar enerji yatırımları, elektrikli araç şarj istasyonları üretimi, mobilite aplikasyonları yatırımları, enerji verimliliği ve enerji taahhüt işleri, karbon salınımını minimize eden metro yatırımlarının enerji taahhütü gibi çok çağdaş ve günümüz teknolojilerinin neredeyse çoğuyla uğraşmaktayım. Bundan sonra da enerji alanında ne kadar ileri teknoloji varsa, bunları geliştiren, ar-ge çalışmaları yapan, planlayan, yatırım yapan, uygulayan bir şirkete dönüşmek hedefindeyiz.
Nedim YILMAZ/ AMD Türkiye Ülke Müdürü
"Teknolojinin sağlık ile birleştiği alanı seçerdim"
Eğer bugün 18 yaşında olsaydım, gelecekteki tercihimi teknolojinin sağlık veya kimya ile birleştiği Kimya, Elektronik veya Biyomedikal Mühendisliği gibi bir alandan yana kullanmayı düşünürdüm. Günümüzde, dünya inanılmaz bir hızla gelişirken, bireyselleşen batılı toplumların en büyük hedeflerinden biri, insan ömrünü uzatmak ve sağlıklı, kaliteli bir yaşam sağlamaktır. Bence insanlığın önünde halen çözülmesi gereken sağlıkla ilgili birçok sorun bulunuyor. Bu alanlar, insan zekası ve yaratıcılığından yararlanmaya devam edecek ve gelecek 20-30 yıl içinde yeni iş fırsatları yaratacak. Teknolojinin sağlık ve kimya ile birleştiği bu alanlarda, biyomedikal mühendislik gibi disiplinler, insan sağlığını iyileştirmek ve tıp alanında büyük gelişmeler için temel oluşturabilir. Örneğin, biyomedikal veya elektronik mühendisliği, sağlık cihazlarının geliştirilmesinde ve sağlık bilgilerinin yönetiminde kritik rol oynar ve oynamaya devam edecek. Kimyanın da ilaç tasarımı ve sentezi gibi alanlarda önemli katkılar sağlayacağını düşünüyorum. Bu alanlarda multidisipliner yaklaşım da gelecekteki başarı için kritik olacaktır. Kanımca teknoloji ve sağlık alanları arasındaki bu entegrasyonu sağlayabilecek bir meslek seçimi daha sağlıklı ve uzun ömürlü bir geleceğin inşası için umut verici bir potansiyel sunar.
Adem ATMACA/ Atmaca Holding, Sunny Elektronik Yönetim Kurulu Başkanı
"Kullanıcı ara yüzleri tasarlamak çok güzel olurdu"
Henüz 18 yaşınızdayken yeteneklerinizin tam olarak ne olduğunu fark edemiyorsunuz. Ya da henüz deneyimlemediğiniz bir alanın sizin için ideal bir meslek olacağını tahmin edemiyorsunuz. Ben finans eğitimi aldım. Ama endüstriyel tasarımcı olmayı çok isterdim. Tasarım konusundaki ilgimi ise 27-28 yaşlarımda fark ettim. Zaman içerisinde tasarım yapmanın çok keyifli olduğunu deneyimledim. Bilginizi hayal gücünüzle birleştirerek, yenilikçi ve çözümcül ürünler ortaya çıkarmak çok özel ve anlamlı bir iş. Özellikle kullanıcı ihtiyaçlarını ve alışkanlıklarını çok iyi tespit edip, bunlara en iyi şekilde hizmet edecek ürünleri ya da kullanıcı ara yüzlerini tasarlamak çok güzel olurdu. Bu konu özelinde eğitim almayı ve tasarımlar yapmayı çok isterdim. Direkt bu alan üzerine profesyonelleşmemiş olsam da şuan işimin bir parçası olarak ürünlerimizin tasarımı konusunda mümkün olduğunca sürece dahil olmak ve aktif katkı sağlamak beni mutlu ediyor.
Cem BODUR/ Anker Türkiye, Yunanistan ve Orta Asya Ülke Müdürü
"Yapay zeka birçok sorunu çözme potansiyeline sahip"
Eğer bugün 18 yaşında olsaydım, büyük olasılıkla yapay zeka alanında bir kariyer seçerdim. Yapay zeka, bugünün teknoloji dünyasının en heyecan verici ve potansiyel dolu alanlarından biri olarak öne çıkıyor. Bugün pek çok konuda ve çok alanda yapay zekanın etkilerini görebiliyoruz. Önümüzdeki dönemde de yapay zekanın etki alanını çok daha genişleteceğine inanıyorum. Yapay zeka, insanlığın karşılaştığı birçok sorunu çözme potansiyeline sahip. Bu yüzden bugün 18 yaşında olsaydım bugünün dinamiklerinin merkezinde olan yapay zeka alanına yönlenirdim. Ayrıca, bu alanda çalışmak, sürekli olarak öğrenmeyi ve kendini geliştirmeyi gerektiriyor, bu durum da açıkçası benim için son derece ilgi çekici. Yapay zeka alanında çalışmak, sadece kişisel bir kariyer hedefi değil, aynı zamanda insanlığın geleceğine olumlu bir katkıda bulunma fırsatı sunuyor.
Levent ÖZBİLGİN/ Microsoft Türkiye Genel Müdürü
"Pilot ya da mimar olurdum"
18 yaşımdayken ya pilot ya da mimar olmak isterdim. Biri macera, diğeri de inovatif tarafıma hitap ediyordu. Bugün 18 yaşımda olsam aynı meslekleri daha da fazla isterdim; yapay zeka desteği ile daha büyük ve hızlı maceralar ve daha fazla inovatif yeteneğimi kullanabileceğim bir dünya için…