Asgari ücret ne olmalı?
PARA İK/ ÜRÜN DİRİER Asgari ücret zammı 2025 hesaplamaları, ekonominin en önemli gündem maddeleri arasında yer alıyor. Yıl sonu yaklaşıp enflasyon farkının da netleşmesiyle birlikte Ocak 2025 asgari ücret zam senaryoları tek tek hesaplandı. 2025 yılı için asgari ücret tutarı hakkında meraklar artarken, "Yeni yılda asgari ücret ne kadar olacak?" sorusu gündemdeki yerini koruyor. Her yıl olduğu gibi ocak ayında belirlenen zam oranıyla yenilenen asgari ücretin, bu yıl da benzer bir süreçle açıklanması bekleniyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, 2002'de 184 lira olan asgari ücretin, reel olarak yüzde 254 artırılarak bu yıl net 17 bin 2 lira olarak uygulandığını hatırlatarak, "Aralık ayında, 2025 yılında uygulanacak asgari ücreti belirlemek için yine komisyonumuz toplanacaktır. Herkesin mutabık kaldığı bir tutarda uzlaşılacağını ümit ediyoruz." dedi. Son yıllarda uygulanan ara zam geleneği ise bu yıl Temmuz ayında uygulanmadı. Peki, 2025'te net ve brüt asgari ücret ne kadar olacak? İşveren ve çalışanların öngörüsü ya da tahmini nedir? Çeşitli sektörlerden işverenlere ve İK profesyonellerine sorduk…
ÇALIŞAN 24 BİN TL BEKLİYOR
Mavi yaka ve ara kademe istihdam platformu Eleman.net tarafından düzenlenen ankete göre, çalışanların yüzde 49'u 2025 yılında asgari ücretin 24 bin TL olacağını öngörüyor. Katılımcılarının yüzde 55'i ise asgari ücretin 30 bin TL olması gerektiğini belirtiyor. Anket katılımcılarının yüzde 55'i 30 bin TL, yüzde 17'si 27 bin TL, yüzde 22'si 25 bin TL, yüzde 5'i 22 bin TL ve yüzde 2'si 20 bin TL maaş aldıklarını belirtti.
Ankete katılan kadın çalışanların yüzde 32'si 22 bin-25 bin TL arasında, yüzde 29'u 17 bin 2 bin TL arasında, yüzde 19'u 30 bin-40 bin TL arasında, yüzde 18'i 26 bin-28 bin TL arasında ve yüzde 3'ü 50 bin-60 bin TL arasında maaş aldığını belirtiyor. Erkek çalışanların ise yüzde 67'si 30 bin-40 bin TL arasında, yüzde 31'i 22 bin-25 bin TL arasında, yüzde 28'i 26 bin-28 bin TL arasında, yüzde 23'ü 50 bin-60 bin TL arasında ve yüzde 19'u 17 bin 2-21 bin TL arasında maaş alıyor. Anket sonuçlarına göre kadınların yalnızca yüzde 19'luk kesimi 30-40 bin civarındaki maaş ücretlerine sahip olurken, erkeklerin yüzde 67'si aynı seviyede maaş alıyor.
Anketin "2025 yılında maaş artış beklentiniz oran olarak nedir?" sorusuna, çalışanların yüzde 26'sı yüzde 50, yüzde 25'i yüzde 40, yüzde 31'i yüzde 30 ve yüzde 18'i yüzde 20 cevabını verdi. Aynı soruda kadınların yüzde 23'ü yüzde 50, yüzde 22'si yüzde 40, yüzde 34'ü yüzde 30 ve yüzde 21'i yüzde 20 zam beklediğini belirtti. Erkeklerin ise yüzde 29'u yüzde 50, yüzde 28'i yüzde 40, yüzde 28'i yüzde 30 ve yüzde 15'i yüzde 20 oranında zam beklentisine sahip. Sonuçlara göre kadınların çoğunluğu yüzde 30, erkeklerin çoğunluğu ise yüzde 50 oranında ücret artışı bekliyor.
TAHMİNLERİN ÇOĞUNLUĞU 22-24 BİN TL CİVARINDA
Çalışanlara 2025 yılı asgari ücret tahminleri sorulduğunda, yüzde 49'u 24 bin TL, yüzde 20'si 23 bin TL, yüzde 21'i 22 bin TL ve yüzde 9'u 20 bin TL olacağını öngörüsünde bulundu.
Ankette yer alan ''Sizin için ideal bir asgari ücret ne olmalıdır?'' sorusunu ise, çalışanların yüzde 55'i 30 bin TL, yüzde 17'si 27 bin TL, yüzde 22'si 25 bin TL, yüzde 5'i 22 bin TL ve yüzde 2'si 20 bin TL olarak cevapladı.
"Beklediğiniz zam oranı olmazsa ne yaparsınız?" sorusu karşısında ise katılımcıların yüzde 55'i yan haklarının genişletilmesini talep edeceklerini, yüzde 27'si yeni iş arayacaklarını, yüzde 15'i ek iş yapacaklarını ve yüzde 3'ü istifa edeceklerini belirtti.
ÇALIŞANLARIN ALIM GÜCÜ KORUNMALI
Anket sonuçlarını değerlendiren ve asgari ücret tahminine dair görüş bildiren Eleman.net CEO'su Levent Dicle, "Ülkemizin iş gücünü oluşturan çalışanların çoğunluğu asgari ücretle geçimini sürdürüyor. Bu sebeple çalışanlar açısından asgari ücret zammı büyük öneme sahip. Kamuoyunda yer alan çeşitli değerlendirmeleri incelediğimizde, yeni asgari ücret rakamının ne gerçekleşen enflasyon ne de beklenen enflasyona göre artırılmayacağı yönünde izlenime sahip oluyoruz. İşverenler, bakanlık ve çalışan sendikalarının arasındaki pazarlıklar sonucunda yüzde 20 ila yüzde 30 arasında bir oranın tespit edileceğini düşünüyoruz. Yüzde 25 civarında artış olacağı açıklamaları da değerlendirmemizi muhtemel kılıyor" diye konuştu.
Asgari ücret zammının, yalnızca asgari ücretli çalışanlar için değil tüm çalışanların zam oranlarının belirlenmesinde kritik bir etkiye sahip olduğunun altını çizen Dicle, "Asgari ücret artışı, doğrudan iş gücü maliyetlerini etkileyerek, şirketlerin büyüme ve yatırım stratejilerini şekillendiriyor. Son günlerde işverenler de asgari ücret konusundaki beklentilerini açıklamaya başladı ve ortalama yüzde 25'lik bir artış beklentisi paylaşılıyor. Bununla birlikte, çalışanların alım gücünü korumak için enflasyonla paralel bir artış önem taşıyor. Hem işverenlerin rekabet gücünü desteklemek hem de çalışanların refahını koruyacak bir çözüm için devletin işverenlere farklı teşvik paketleriyle destek sağlaması önemli bir rol oynayacaktır. Asgari ücretle çalışanların oranı, sektörden sektöre değişim gösteriyor. Örneğin, istihdam sektöründe asgari ücretle çalışanların oranı yüzde 5'in altında kalıyor. Ancak emek yoğun sektörlerde çalışanların büyük bir kısmı asgari ücret düzeyinde ücretlendiriliyor. İstihdam sektörü dışındaki tüm sektörleri ele aldığımızda ise çalışanların yüzde 40'ından fazlasının asgari ücretle çalıştığını söyleyebilirim" dedi.
İŞVEREN TAHMİNİ?
İşverenlerin asgari ücret tahmininin 25 bin 500 olduğunu ifade eden Allservice Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Akyüz, işverenlerin 2025 bütçelerini bu rakam üzerinden oluşturmaya başladığını söyledi. Akyüz, "İşverenler, mevcut çalışanlarını kaybetmemek için çeşitli stratejiler geliştiriyor. İşverenler kurum aidiyetini artırmak adına maaş iyileştirmeleri, performans primleri ve işe devamlılık primleri gibi çeşitli yöntemler uyguluyor" dedi. İşsizlik verilerinin yaz aylarında aşağı seyirde gerçekleştiğini söyleyen Akyüz, "Asgari ücret artışında tahmin minimum 25 bin 500 seviyelerinde ve iş verenler 2025 bütçelerini bu minvalde planlanmaya başladı. Ancak özellikle hizmet ve üretim sektöründe bu rakamlarla firmaların iş gücü azaltmadan yola devam etmesi mümkün görünmüyor. 2025 yılının hem işverenler hem de işçiler için oldukça sıkıntılı geçeceği kanaatindeyim" diye konuştu.
Yüzde 8,5'e gerileyen ağustos ayı işsizlik verilerini değerlendiren Akyüz, "İşverenler, mevcut çalışanlarını kaybetmemek için çeşitli stratejiler geliştiriyor. Asgari ücrete ara zam yapılmamış olmasına rağmen, işverenler kurum aidiyetini artırmak adına maaş iyileştirmeleri, performans primleri ve işe devamlılık primleri gibi çeşitli yöntemler uyguluyor. Bu stratejiler, çalışanların motivasyonunu yükseltmekte ve şirket içinde güçlü bir bağlılık oluşturmayı hedefliyor. Özellikle ekonomik belirsizlik dönemlerinde, iş gücü kaybını önlemek kritik bir öneme sahiptir. İşverenler, çalışanlarını elde tutmak adına yalnızca finansal teşvikler sağlamakla kalmaz, aynı zamanda çalışanlarına sağladıkları çalışma ortamını ve iş hayatındaki deneyimlerini de iyileştirmeye yönelik adımlar atarlar. Bu doğrultuda, çalışanların memnuniyetini ve verimliliğini artırmayı hedefleyen bu tür uygulamalar, uzun vadede şirketlerin başarısına önemli katkılar sağlar" açıklamasında bulundu. İstihdam piyasasının canlı olduğunu ancak ekonomik şartların firmaları zorladığını söyleyen Akyüz, firmaları istihdamı azaltmak yerine operasyonel giderleri azaltmaya yönlendirdiklerini vurguladı.
YÜZDE 30 ALIM GÜCÜNÜ AŞAĞI ÇEKER
Tempo BPO Çalışan ve Kültür Departmanı Direktörü Tuğçe Hünkâr, asgari ücret için kulislerde konuşulan artış oranının yüzde 30 bandında olduğunun altını çizerek, "Bu oran çalışan tarafından baktığımızda enflasyon ile mücadele ettiğimiz bu günlerde oldukça düşük ve alım gücünü bir miktar daha aşağı çekecek bir oran olacaktır. Asgari ücretlinin en az enflasyon oranında bir artış yapılmasının beklediğini biliyoruz. Alım gücünün düşmüş olmasının çalışanların işleriyle olan ilişkilerini de negatif yönde etkilediğini, işe bağlılıklarında azalma olduğunu ve işlerini iyi yapma motivasyonlarının azaldığını gözlemliyoruz" dedi.
Dış kaynak yönetimi sektöründe çalışanların çoğunun asgari ücret ya da asgari ücrete oldukça yakın ücretlerle çalıştığını belirten Hünkar, "Dolayısıyla asgari ücretle ilgili her türlü uygulama bizi yakından ilgilendiriyor. Çalışan adaylarımızın ve mevcut çalışanlarımızın gelir kaygısı ile farklı sektörlerde konumlanma çabası sektörümüz için bir kaynak kıtlığına yol açıyor. Ayrıca mevcut çalışanlarımızın da işe bağlılığını negatif yönde etkiliyor. Asgari ücrette, enflasyonun altında gerçekleşecek her artış oranı sektörümüzün büyümesini olumsuz etkileyebilir. Ayrıca kaynak yetersizliği ve bağlılık sorunlarına da sebep olabilir. Sektörümüzde çalışanların yüzde 90'ı asgari ücretle, kalan yüzde 10'un da büyük bir kısmı asgari ücrete yakın ücretlerde çalışıyor" diye konuştu.
HİZMET SEKTÖRÜNDE BEKLENTİ YÜZDE 30'UN ÜZERİNDE
Kariyer.net CEO'su Fatih Uysal, 2025 yılının yaklaşmasıyla asgari ücret zammı konusunun aday ve işverenlerin ana gündem konusu olduğunu belirterek şu bilgileri aktardı:
"Adayların maaş beklentileri, Kariyer.net olarak her ay düzenli takip ettiğimiz bir veri. Kariyer.net'te iş başvurusu yapan adaylar, işverenler ile her ay 4 Milyon maaş beklenti verisi paylaşıyor. 3 bin farklı pozisyonu değerlendirdiğimiz analizimiz sonucunda Ocak ayından Eylül ayına kadar maaş beklentilerinde yaklaşık yüzde 30 artış olduğunu görüyoruz. Bu oran sektörler bazında baktığımızda ise farklılaşıyor. Hizmet sektöründeki beklenti yüzde 30'u aşarken, Finans alanında çalışanların yüzde 35 seviyesinde maaş beklentisini artırdığını söyleyebiliriz. Diğer yandan beyaz ve mavi yaka özelindeki verileri de ele aldık. Nitelikli mavi yaka adayların maaş beklentisi artışı ise yüzde 32 seviyesinde, nitelikli beyaz yakanın ise yüzde 33 oranında oldu.
Artışın Ocak'a göre karşılaştırması her ay enflasyona yakın seviyede artış gösteriyor. Ekim ayı beklenti maaş verilerini analiz ettiğimizde bu oranın ortalama yüzde 30'dan yüzde 33,2'ye geldiğini görüyoruz. Önümüzde 2 ay daha var, yılbaşına yaklaştıkça maaş beklentilerinin daha da yukarı çıkacağını beklemek mümkün. Asgari ücret artışının da hem bu beklentilerin hem de enflasyonun gözetilerek değerlendirilmesi işverenler ve çalışanlar için oldukça önemli.
Kariyer.net olarak 25. yılımız vesilesiyle bir dizi araştırma gerçekleştirdik. Bu araştırmalarımızın sonuçlarına göre Türkiye'deki adayların ilk önceliği "İş Güvencesi", ikincisi ise "Finansal Getiri" oldu. Dolayısıyla işverenlerin çalışanlarını tutabilmeleri için onlara hem güven ortamı sağlamaları hem de yeterli finansal imkanları sunmaları giderek daha kritik bir hal alıyor.
Yakın zamanda gerçekleştirdiğimiz ve adayların beklentilerine odaklandığımız bir diğer araştırmamızın sonuçları iş değiştirme sebeplerinin en üst sırasında ''Ücret/yan hak yetersizliği'' olduğunu gösteriyor. 10 binden fazla adayın katıldığı araştırmamızın sonucuna göre adayların yüzde 73'ü önümüzdeki 3 ayda iş değiştirmeyi düşünüyor. İş değişikliği motivasyonlarını sorduğumuzda ise yüzde 50'yi aşan bir oranla ''Ücret/yan haklar'' ilk sırada karşımıza çıkıyor. Bu verinin ışığında çalışanların motivasyonunda ve iş yerinde kalma kararlarında maaş zammının önemli rol oynayacağını ve işverenlerin de bunu göz önünde bulundurması gerektiğini söylemek gerekiyor."
Betül Talay/ IdeaSoft İnsan Kaynakları Direktörü
"Yüzde 25-30 civarında tutulabilir"
Türkiye'nin Orta Vadeli Program (OVP) çerçevesinde, 2024 yılı sonu için yüzde 41,5'lik bir enflasyon oranı tahmin edilmektedir. Ek olarak, Deutsche Bank gibi finansal kurumların tahminleri, ekonomik yavaşlamaya rağmen enflasyonla mücadeleyi zorlaştırmamak adına asgari ücret artışının yüzde 25-30 civarında tutulabileceğini öne sürüyor. Bu hedef doğrultusunda, yetkililerin asgari ücrette yüzde 25 ile yüzde 41,5 arasında bir zam yapabileceği belirtiliyor. Bu durumda asgari ücretin en az 21.000 TL ve en fazla 24.000 TL civarında olması bekleniyor. Teknoloji ve yazılım sektöründe asgari ücret, genellikle destek fonksiyonları ve giriş seviyesi rollerde bir etki yaratır. Yüksek nitelikli ve uzman çalışanların yoğunlukla çalıştığı bir alan olduğundan, sektördeki çoğu rol asgari ücretin üzerinde değerlendirilmektedir. Ancak asgari ücretin artışı, özellikle küçük ölçekli teknoloji şirketleri ve yeni girişimlerin maliyet yönetimini zorlaştırabilir. Sektörümüzde, nitelikli çalışanlara daha yüksek maaşlar verildiğinden, asgari ücretin sektöre etkisi doğrudan maliyet artışı açısından sınırlı kalır. Türkiye teknoloji ve yazılım sektöründe asgari ücretle çalışan oranı oldukça düşüktür. Özellikle yazılım geliştirme ve mühendislik gibi rollerde asgari ücret yerine sektör ortalaması, maaş hesaplamaları ve bütçelendirilmesinde dikkate alınmaktadır. Ancak, destek fonksiyonları gibi bazı rollerde maaşlar asgari ücret seviyesinde veya biraz üzerinde olabilmektedir. Teknoloji sektöründe, genel olarak nitelikli iş gücü ihtiyacı daha yüksek olduğundan, çalışanların büyük çoğunluğu asgari ücretin üzerinde maaş almaktadır. Bu sebeple, sektörde asgari ücretle çalışan oranının yüzde 10'un altında olduğunu düşünüyoruz.
Murat Pekmezyan/ Link Bilgisayar Genel Müdürü
"Yüzde 42-45 aralığında artış öngörüyorum"
Asgari ücretin 2024 yılı gerçekleşen TÜFE artış oranı baz alınarak belirlenmesinin daha uygun olacağını düşünüyorum. Asgari ücrette yüzde 42- 45 aralığında bir artış öngörüyorum. Asgari ücret üstü maaş seviyelerinde ise 4 ile 10 puan arasında daha düşük bir artış oranı belirlenebilir. Sektörümüzde uzman bilgi işlem personeli istihdam etmekteyiz. Ana faaliyet konumuz yazılım ve teknoloji geliştirme olması nedeniyle, maliyetlerimizin yüzde 75'i ücret giderlerinden oluşmaktadır. Dolayısıyla kar marjımızı da etkileyen en önemli faktör ücret maliyetidir. Ücret artışlarını rekabet nedeniyle fiyatlarımıza direkt yansıtamadığımız için bu da şirket büyümelerini olumsuz etkiliyor. Teknoloji üreten kurumların ücret seviyeleri oldukça farklılık göstermektedir. Bizim sektörümüzde asgari ücret ile çalışan istihdam etmek hemen hemen imkansızdır. Ancak asgari ücret artış oranı, bizim sektörümüz çalışanlarında en az asgari ücret artışı kadar maaşlarında bir artış beklentisi yaratmaktadır. Dolayısıyla; bu beklentiyi doğru yönetmek, teknoloji üreten kurum yöneticilerinin masasındaki en önemli gündem maddelerinin başında yer almaktadır. IT sektöründe uzmanlaşmış personelin istihdamı söz konusu olduğundan asgari ücretle çalışan oranının oldukça düşük olduğunu söyleyebiliriz. İlgili bölümlerden yeni mezun olmuş ve sektöre yeni başlayan personelin işe ilk giriş döneminde deneme süresi boyunca asgari ücret uygulansa bile bunun oranı ancak yüzde 5 civarındadır.
Enes Güneş/ HarmonyERP CEO'su Ahmet
"22-25 bin TL civarı olmalı"
Mevcut enflasyon ve ekonomi şartlarına göre asgari ücret artışının yüzde 30 civarında, buna paralel olarak asgari ücretin 22.000-25.000 TL civarında olması gerektiğini düşünüyorum. Asgari ücretin seviyesinden ziyade asgari ücret alan kişi oranı ülkemiz için daha büyük mesele. Çalışanların yaklaşık yüzde 50'si asgari ücret alıyor. Çalışanların ekonomiye ve şirketlere kattığı değer ölçüsünde daha yüksek ücretler alması gerekiyor. Asgari ücret son 4 senede tüm maaşların referansı haline geldi, bu durum her sene sonunda yüksek beklenti-hayal kırıklığı-istifa krizlerine neden oluyor. Asgari ücretin bölgesel ve sektörel olarak farklı seviyelerde uygulanabileceğini, bu sayede kalkınma bölgeleri için hem kayıt dışılığın azalacağını hem de bölgelerin rekabetçiliğine katkı sağlayacağını düşünüyorum. Bizim sektörümüz katma değeri yüksek bir alan olduğu için yeni mezunların yalnızca bir kısmı için asgari ücretin geçerli olacağını tahmin ediyorum. Toplamda asgari ücretli çalışanlar yüzde 10'un altındadır diye düşünüyorum.
Akın Can/ Konfor Grup İcra Kurulu Üyesi
"Ücretler enflasyona göre yıl içinde gözden geçirilmeli"
Asgari ücret ile ilgili bakış açıları oldukça çeşitlilik gösterir. Bu soruya yanıt verirken beklentiler ve temennilerden yola çıkmamız gerekiyor. 2025 yılında enflasyonun, günümüzdeki kadar yoğun hissedilmeyeceği umudunu taşıyoruz. Ayrıca, yıllık enflasyonun yüzde 30 civarında stabilize olacağını ve bu bandı aşmayacağını düşünüyoruz. Bu doğrultuda, Ocak ayında yapılacak asgari ücret zammının yüzde 25-30 aralığında olması gerektiği kanaatindeyiz. Bununla birlikte, bu değerlendirmenin bir gelecek planlaması niteliği taşıdığını belirtmek isteriz. Yıl içerisinde meydana gelebilecek herhangi bir enflasyon sapması durumunda, belirli dönemlerde bu tutarların yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini ifade edebiliriz. Asgari ücret, şirketimiz için temel bir maaş politikası olmaktan ziyade, dikkate aldığımız bir fiyat göstergesidir. Çalışanlarımızın çoğu, asgari ücretin üzerinde maaşlarla istihdam ediliyor. Yeni işe alım süreçlerinde ise asgari ücreti bir referans noktası olarak kullanıyoruz; bu nedenle şirket genelinde asgari ücret politikası yürüttüğümüzü söylemek doğru olmaz. Asgari ücretle ilgili politikalar, emek ve işçilik maliyetlerinin yoğun olduğu sektörümüz açısından en önemli girdiyi oluşturuyor. Bu durum, fiyatlama stratejilerimizde rekabet gücümüzü belirlemede önemli bir rol oynuyor. Asgari ücretin büyümeyle doğrudan ilişkili olmadığını, daha çok rekabet koşullarıyla bağlantılı olduğunu vurgulamak isteriz. İşçilik ücretlerinin, girdiler içindeki ağırlığının sektördeki konumumuzu büyük ölçüde etkilediğini belirtmek önemlidir. Ancak bu konuyu yalnızca sektörel bir bakış açısıyla ele almamak gerektiğinin de altını çizmek gerekir. Çalışanların refahı ve toplumun sosyal yapısı da dikkate alınarak, asgari ücretin belirlenmesi önem arz ediyor. Bu bağlamda, asgari ücretin bir önceki yıla göre yüzde 30 oranında bir artış göstermesini beklediğimizi ifade edebiliriz.
Cemile Topaloğlu DOĞAN / Cottonbox İnsan Kaynakları Müdürü
"Asgari ücretli çalışanımız yok"
2025 yılı için asgari ücret artışı için beklentimiz yüzde 45-50 bandıydı. Kredi derecelendirme kuruluşundan yapılan açıklamada, Türkiye'nin kredi notunun BB-'ye yükseltildiği kredi notu görünümünün "durağan" olduğu bildirildi. Bunun yansıması olarak Hazine ve Maliye Bakanı'mızın stratejilerinin meyvelerini vermeye başlayacağını ön görüyoruz. Dolayısıyla asgari ücret artışının yüzde 35-40 oranında yapılacağı kanaatindeyiz. Asgari ücretin etkileri sektörden sektöre değişiklik gösterebilir. Her şirketin büyüme stratejisi, mali yapısı ve pazar koşulları bu etkilere göre farklılık gösterebilir. Ancak Cottonbox olarak değerlendirdiğimizde asgari ücret tekstil sektörü için birçok konuda etki etmektedir. Bunları maliyetler, yatırım kararları, tüketici talepleri/alım gücü, rekabet avantajı, istihdam vb. şeklinde sıralayabiliriz. Fakat bu etkenlerden en çok önem arz eden hiç şüphesiz ki tüketici talepleri/alım gücüdür. İkinci sırada ise istihdam yer alıyor. Yüksek asgari ücret, bazı firmaların istihdamı azaltmasına neden olabiliyor. Bu durum, işsizlik oranlarını etkileyerek, dolaylı olarak sektördeki dinamizmi azaltabiliyor. Üçüncü sırada ise aslında ilk iki madde ile de bağlantılı olan maliyetler yer alıyor. Asgari ücretin artması, tekstil firmalarının işgücü maliyetlerini artıyor. Bu durum, özellikle düşük kâr marjına sahip küçük firmalar için zorluk yaratabiliyor. Daha yüksek maliyetler, bazı şirketlerin rekabet gücünü azaltabiliyor. Şahsi olarak asgari ücretin 22.500 TL net olması gerektiğini düşüyorum. Cottonbox olarak firmamızda 01.07.2024 itibari ile asgari ücretli çalışanımız bulunmuyor. Kanunen asgari ücrete 2024 temmuz ayında ara zam yapılmasa da biz firma içerisinde çalışanlarımıza destek amaçlı ara zam yaptık. Firmamızda minimum başlangıç maaşımız asgari ücretin yüzde 10 fazlasıdır. Artan enflasyon ve alım zorlukları karşısında firma yönetimi olarak her zaman olduğu gibi elimizden geldiğinde çalışanlarımızın yanında olduğumuzu göstermek istedik.
Murat ERGENE / Boyden Türkiye Ülke Lideri
"En çok KOBİ'ler etkilenir"
Ekim sonu itibariyle TÜİK yıllık enflasyon artışını yüzde 48.58 olarak açıklandı. Ekonomistlerin tahmini ise yıl sonu enflasyonunun yüzde 44 seviyelerinde olacağı yönünde. Resmî açıklamaları dikkate aldığımızda asgari ücret artışının yüzde 40-50 arası bir yerde olacağını öngörmek mümkün. Geçtiğimiz günlerde Merkez Bankası başkanı konuya ilişkin açıklamasında yüzde 25 oranında yapılacak bir zammın enflasyon hedefi ile uyumlu olacağını belirtmişti. Bu durumda asgari ücretin enflasyon seviyelerinde mi yoksa enflasyonun altında bir seviyede mi arttırılacağına ilişkin öngörüde bulunmak halihazırda zor görünüyor. Genelde şirketlerde maaş artışları için asgari ücret artışı referans kabul edilir. Bu anlamda asgari ücretin özel sektördeki ücret artışlarını belirlemede bağlayıcı bir etkisi olduğunu özellikle belirtmek gerekir. Enflasyonun yüzde 50'lerde olduğu bir ortamda, bu oranın altında ücret artışı yapmanın çalışanlar arasında maaş dengesini koruyan bir uygulama olmayacağını düşünüyorum. Küçük ve orta ölçekli işletmelerin asgari ücret artışlarından mali olarak en çok etkilenebilecek kesim olduğunu belirtmek gerekir. Örneğin perakende, sanayi ve hizmet sektörleri gibi iş gücünün yoğun olduğu alanlarda asgari maaş çok daha etkili olabiliyorken, teknoloji ve finans sektörlerinde etkisi daha az görülebiliyor.