Talep, enflasyondaki düşüşü destekleyici
HÜLYA GENÇ SERTKAYA / Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) politika faiz olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını beklentilere paralel 250 baz puan indirimle yüzde 45'ten yüzde 42.5'e çekti. Böylece, TCMB son üç Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında 750 baz puan indirime gitti. Yurt içi talebin dördüncü çeyrekte öngörülenin üzerinde olmakla birlikte, enflasyondaki düşüşü destekleyici seviyelerde seyrettiğine dikkat çeken TCMB, öncü verilerin bu destekleyici görünümün yılın ilk çeyreğinde de sürdüğünü ima ettiğini kaydetti. PPK toplantısı sonrasında yayımlanan metninde enflasyonun ana eğiliminin Ocak ayındaki artış sonrasında Şubat ayında gerilediğine dikkat çekildi. TCMB, bu dönemde temel mal enflasyonunun görece düşük seyrini korurken, hizmet enflasyonun Ocak ayına özgü artışın ardından yavaşladığına işaret etti. TCMB, "Enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışları iyileşme eğilimi sergilemekle birlikte, dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam etmekte" ifadelerini kullandı.
İLAVE MAKRO İHTİYATİ ADIMLAR GELEBİLİR
TCMB, önceki PPK metinlerinde olduğu gibi para politikasındaki kararlı duruşun; yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtası ile dezenflasyon sürecini güçlendirdiğini, Maliye politikasının artan eşgüdümünün de bu sürece önemli katkı sağlayacağını yineledi. TCMB, "Kurul politika faizine ilişkin atılacak adımları enflasyon görünümü odaklı, ihtiyatlı ve toplantı bazlı bir yaklaşımla belirleyecektir" ifadelerini kullandı.
Son dönem kredi büyümesi gelişmeleri göz önünde bulundurularak, makro finansal istikrarı korumak ve sıkı parasal duruşu desteklemek amacıyla ek adımlar atıldığına dikkat çeken TCMB, kredi ve mevduat piyasalarında öngörülenin dışında gelişmeler olması durumunda parasal aktarım mekanizmasının ilave makro ihtiyati adımlarla destekleneceğini kaydetti.
"Sürpriz bir kararla karşılaşmadık" diyen İntegral Yatırım Araştırma Müdürü Seda Yalçınkaya Özer, beklenenin üzerinde gelen Ocak ayı enflasyonu sonrası, enflasyonun ana eğiliminin Şubat'ta gerilediğine işaret ederek, bunun faiz indiriminin önünü açtığını kaydetti. Özer, "Nisan toplantısında 250 baz puan faiz indirimine gidilmesini, kademeli faiz indiriminin sürmesini bekliyoruz. Buna karşın yıllık enflasyondaki gerileme hızı arttıkça TCMB pozitif reel faiz seviyesini ayarlamaya gidecektir. TCMB, risk unsurlarının canlı kaldığını ifade etmiş. Ek makro ihtiyati tedbirler gelebilir" dedi.
YILLIK ENFLASYON YÜZDE 39.05
Yıllık enflasyon Şubat'ta son 20 ayın en düşük seviyesini gördü. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre tüketici fiyat endeksi (TÜFE) Şubat'ta aylık yüzde 2.27 artarken, yıllık enflasyon bir önceki aya kıyasla 3.07 puan azalarak yüzde 39.05 düzeyine geriledi. Şubat ayı enflasyonunun temel belirleyici gıda ve alkolsüz içecekler, konut ve ulaştırma grubu fiyatları oldu. Şubat'ta aylık yüzde 3.17 artan gıda ve alkolsüz içecekler grubu fiyatlarının enflasyona katkısı 0.78 puan olurken, aylık yüzde 4.58 artan konut grubu fiyatlarının 0.71 puan, aylık yüzde 3.05 artan ulaştırma grubu fiyatlarının 0.46 puan olarak gerçekleşti. Şubat ayı tüketici enflasyonuna lokanta ve oteller grubu fiyatlarının katkısı 0.26 puan, eğitim grubu fiyatlarının katkısı 0.23 puan oldu. Yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) Şubat'ta yüzde 2.12 arttı ve yıllık enflasyonu bir önceki aya göre 1.99 puan azalışla yüzde 25.21 olarak gerçekleşti.
ANA EĞİLİMDE YAVAŞLAMA VAR
TCMB'nin yayımladığı Şubat ayı aylık fiyat gelişmeleri raporuna göre yıllık enflasyon enerji grubunda bir miktar artarken diğer ana gruplarda geriledi. Gıda grubunda işlenmiş gıda fiyatları Ocak'taki güçlü artışını Şubat'ta korudu, mevsim normallerinin aksine fiyatları gerileyen sebze kalemi ise gıda enflasyonunu sınırladı. Enerji grubu fiyat artışını, son kaynak tedarik tarifesine (SKTT) geçişin etkisiyle yükselen elektrik fiyatları sürükledi. Hizmet sektöründe fiyat artışı Şubat'ta yavaşladı. SGK Sağlık Uygulamaları Tebliği (SUT) kapsamında, resmi sağlık hizmeti sunucularında ödenen muayene katılım payının yeniden düzenlenmesi hizmet grubu aylık enflasyonunun daha sınırlı gerçekleşmesinde önemli rol oynadı. Üretici fiyatları artışı bir önceki aya kıyasla zayıfladı, yıllık üretici enflasyonundaki gerileme eğilimi korundu. Bu görünüm altında, Şubat'ta enflasyonun ana eğilimi yavaşladı.
Enflasyon verilerini değerlendiren ekonomist Prof. Dr. Üstün Dikeç, aylık bazda yüzde 2.27 ile son dört yılın en düşük Şubat ayı enflasyonunun, piyasa beklentilerinin altında gerçekleştiğini vurguladı. Dikeç, baz etkisi ve izlenen sıkı para politikası sonucu, yıllık enflasyonun 20 ay sonra yeniden yüzde 40'ın altına düşmesinin olumlu gelişme olduğunu kaydetti. Dezenflasyon sürecinde uygulanan politikalar ve alınan önlemler sonucu enflasyonun izleyen aylarda da düşmeye devam edeceğini belirten Dikeç, "Temel ihtiyaçların hız kesmemesi ve baz etkisi nedeniyle enflasyonda daha yavaş düşüşler görülecek. Özellikle enerji fiyatlarındaki dalgalanmalar, hizmet sektörü ve gıda gruplarındaki artış eğilimleri enflasyonun gidişatını etki edecek" dedi.
TCMB'nin piyasa katılımcıları anketinde, katılımcıların Mart ayı TÜFE beklentisi yüzde 2.27 oldu. Reel sektör ve finansal sektör temsilcilerinden oluşan 68 katılımcı tarafından yanıtlanan piyasa katılımcı anketine göre, katılımcıların yıl sonu TÜFE beklentisi ise 28.30'dan yüzde 28.04'e geriledi.
DIŞ TİCARET 8.2 MİLYAR DOLAR AÇIK VERDİ
Türkiye'nin ihracatı Şubat'ta yıllık yüzde 1.5 azalışla 20 milyar 776 milyon dolar düzeyinde gerçekleşti. Ticaret Bakanlığı geçici verilerine göre, genel ticaret sistemi kapsamında Türkiye'nin ithalatı yüzde 3.7 artışla 28 milyar 930 milyon dolar olurken, dış ticaret dengesi yüzde 20.5 artışla 8 milyar 155 milyon dolar açık verdi. Şubat'ta ihracatın ithalatı karşılama oranı 3.9 puan azalarak yüzde 71.8 olarak gerçekleşti. Enerji ve altın verileri hariç tutulduğunda ise ihracatın ithalatı karşılama oranı 0.8 puan artarak yüzde 94.1 olarak gerçekleşti. Şubat ayı resmi olmayan geçici dış ticaret verileri Ticaret Bakanı Ömer Bolat ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe tarafından Ankara'da açıklandı. Ticaret Bakanı Ömer Bolat, ihracatta yaşanan gerilemenin nedenini takvim etkisi ve parite etkisi olarak açıkladı. Şubat'ta yaklaşık 1 milyar dolar kadar aşağı yönlü takvim etkisi kaynaklı olarak ihracatta gerileme yaşandığını belirten Bolat, "Şubat ayı 2024'te de 28 gün olsaydı, ihracatımız 19.9 milyar dolar olarak gerçekleşecekti. Bizim 2025 Şubat ayı ihracatımız 900 milyon dolarlık artış sağlamış olacaktı. Takvimden arındırdığımızda ihracatta artışın sürdüğünü görüyoruz, İkinci olarak Şubat'ta 1.08 olan euro dolar paritesi 2025 yılı Ocak'ta 1.04'e geriledi. Euro-dolar paresindeki bu gerilemenin ihracatımıza yaklaşık 300 milyon dolar azaltıcı etkisi oldu" ifadelerini kullandı.
İHRACAT İLK İKİ AYDA ARTTI
Yılın ilk iki ayında ihracat, yüzde 2.1 artarak 41.9 milyar dolar, İthalat yüzde 6.6 artarak 57.6 milyar dolar olurken, dış ticaret dengesi yüzde 21.2 artışla 15 milyar 692 milyon dolar açık verdi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 3.2 puan azalışla yüzde 72.8 düzeyinde gerçekleşti.
Şubat'ta, son 12 ay yıllıklandırılmış ihracat yüzde 1.5 artışla 262.66 milyar dolar, son 12 ay yıllıklandırılmış ithalat yüzde 1.2 azalışla 347.6 milyar dolar olurken, dış ticaret açığı yüzde 8.5 azalışla 84.9 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti.
TİM Başkanı Mustafa Gültepe, 2025'te 280 milyar dolarlık hedefe ulaşabilmek için ihracatı en az yüzde 7 artırmak gerektiğini belirterek, "İlk iki ayda hedefin gerisinde kalmakla birlikte asla karamsarlığa kapılmıyoruz. Pazar çeşitliliğimizi artırmak ve katma değerli ihracatımızı güçlendirmek için çalışıyoruz" dedi.
EN ÇOK ARA MALI SATILDI
Şubat ayında en çok ihracat 10 milyar 442 milyon dolarla ara malları grubunda yapılırken, bu grubu sırasıyla 7 milyar 521 milyon dolarla tüketim malları ve 2 milyar 516 milyon dolarlayatırım malları grupları takip etti. Şubat ayında en çok ithalat 21.1 milyar dolarla ara malları grubunda yapılırken, bu grubu sırasıyla 4.25 milyar dolarla tüketim malları ve 3 milyar 473 milyon dolarla yatırım malları grupları takip etti.
Dış ticaret verilerini değerlendiren Prof. Dr. Üstün Dikeç, ekonomiye katkısı açısından hammadde ithalatının yüzde 73.1'ini, ihracatın yüzde 12.1'ini oluşturmasının, yatırım malları ithalat ve ihracatın yüzde 12 olmasının, ayrıca sektörlere göre ithalatın yüzde 75.5 ini oluşturan imalat sanayinde girdilerin hangi alanlarda kullanıldığının önemli olduğuna dikkat çekti. Dikeç, "Bir yandan seçilen ABD başkanı tarafından başlatılan küresel kaos ve belirsizlikler, ülkemiz ihracatı açısından önemli paya sahip olan kıta Avrupa'sındaki zayıf büyüme sinyalleri, küresel çapta enerji fiyatlarındaki iniş ve çıkışlar ve hükümetlerce uygulanan politikalar sonucu 2025 ve izleyen yıllarda dışa açık ekonomik politika izleyen ülkemiz dış ticaretini ve açığını olumsuz etkileyeceği bir gerçektir" dedi.
İSO PMI ŞUBATTA 48.3'E YÜKSELDİ
Ekonomik büyümenin öncü göstergesi olan imalat sanayi performansında referans kabul edilen İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye İmalat PMI (Satın Alma Yöneticileri Endeksi), Şubat'ta hafif bir artışla 48.3 düzeyinde gerçekleşti. Ancak 50 eşik değerinin altında kalarak faaliyet koşullarında ilk çeyrek ortası itibarıyla yavaşlamaya işaret etti. Sektörün faaliyet koşulları Nisan 2024'ten bu yana daralma bölgesinde yer aldı. Anket katılımcıları, Şubat ayında talep koşullarının zayıf olduğunu bildirirken, bu durum üretim ve yeni siparişlerde ivme kaybının devam etmesine yol açtı.
Prof. Dr. Savaş ERDOĞAN / Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi
"Enerji fiyatları, enflasyon üzerinde baskı yaratabilir"
Şubat ayı TÜFE rakamı aylık yüzde 2.27 seviyesinde gelerek, yıllık olarak yüzde 39 seviyelerine gerilemiş durumda. 2024 yılının aynı dönemlerinde gelen enflasyon rakamlarına bakacak olursak dezenflasyon sürecinin devam edeceğini görmekteyiz. Ocak ayında enflasyonun en önemli belirleyicisi sağlık harcamaları olurken Şubat ayında ise eğitim harcamalarını öne çıkıyor. Enflasyonun sınırlayan harcama kaleminin hala giyim harcaması olduğu görülüyor. Dezenflasyon sürecine karşılık 2025 yılının iki ayında toplam yüzde 7.3 enflasyon düşündürücü. Mart ayında da benzer bir artış gelirse Merkez Bankası faiz oranlarını stabil bırakabilir. Enflasyon oranlarındaki düşme eğilimi devam ederse Merkez Bankası her zamanki yaptığı gibi faiz oranlarını 250 baz puan düşürerek 40 puan seviyesine getirebilir. Fakat önümüzdeki dönemde enerji fiyatlarında bir yükselme meydana gelebilecek gibi görünüyor. Bu durum enflasyon üzerinde bir baskı yaratabilir. Enerji fiyatlarındaki bu yükselme ithalatı da arttıracağı için dış ticaret açığı dolasıyla cari açık artma eğilimine girebilir. Cari açığın sürdürülebilir olması için çarelerin en önemlisinden birsi değerli Türk lirasının değer kaybetmesi olarak görülüyor. Buna göre TL/dolar oranının 40 lira seviyesine gelmesi durumunda ihracatta bir artış görülebileceği ortadadır.
Prof. Dr. Murat YÜLEK / OSTİM Teknik Üniversitesi Rektörü
"Dezenflasyon süreci devam eder"
Şubat ayında TÜFE yıllık yüzde 39.05, aylık yüzde 2.27 ile beklentilerin altında geldi. Bu, 6 Mart'taki PPK'da faiz indirimi için Merkez Bankası'nın elini kolaylaştıran bir veriydi. Merkez Bankası, beklentiler çerçevesinde 250 baz puan faiz indirimine gitti. 2024 yılının ortasından bu yana devam eden dezenflasyon sürecinin devam etmesi bekleniyor. Şubat ayı dış ticaret verilerine baktığımızda, dış ticaret açığı yüzde 20.5 artışla 8 milyar 155 milyon dolar olarak gerçekleşti. Şubat ayında ithalatımız artarken, ihracatımız azaldı. Enerjiyi hariç tuttuğumuzda ihracatın karşılama oranı yüzde 86.4'e düşerken, enerji ve altını hariç tuttuğumuzda ufak bir artışla yüzde 94.1 olarak gerçekleşti. Bu bize enerji ve dövizde dışarıya bağımlılığımızı bir kez daha hatırlatıyor. Hem ithalatta hem ihracatta imalat sanayinin büyük bir payı var. İhracatta bu payın yüzde 93.6 olması katma değeri daha yüksek mallar sattığımızı gösterse de ithalatta yüzde 75.5 olan imalat sanayi payı ithal ara mal talebimizi vurguluyor. Nitekim Şubat ayında hammadde (ara malları) grubunda ithalattaki yüzde 10.2'lik artış dikkat çekici. Bu devam eden süreç üretici fiyat endeksine yansıyabilir.
Prof. Dr. Üstün DİKEÇ / Ekonomist
"Orta ve uzun dönemde tasarruflar gayrimenkule yönelebilir"
Merkez Bankası izlediği politikalardan vazgeçmeyerek beklentiler doğrultusunda politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını 250 baz puan indirerek yüzde 42.5 a çekti. Politika faizinin düşmesi sonucu, bankalar mevduat faizlerini düşüreceklerdir. Birikimlerini bankalarda değerlendiren kişiler mevduat tercihlerini ya azaltacak veya kapatarak tasarruflarını kısa vadede diğer yatırım türlerine yönlendireceklerdir. Birikimlerin altına yönelmesi son dönemlerde olduğu gibi altın fiyatlarını artıracaktır. Her ne kadar TÜİK bir yatırım türü olarak TÜFE ve Yİ-ÜFE cinsinden (aylık, üç aylık, altı aylık ve bir yıllık) dolar ve euro getirisinin negatif olduğunu istatistik tablolarla belirtse de faiz düşüşü Türk lirasının değer kaybını artıracağından kişiler tasarruflarını likiditesi yüksek olan dövize yatıracaklardır. Faiz indirimi nedeniyle kredi maliyetleri azalacağından kısa dönemde borsada işlem gören şirketlerin hisse senetlerine ve bağlı olarak borsaya talep artacaktır. Enflasyonda hemen düşüşün söz konusu olmaması ve güvenli getirisi nedeniyle orta ve uzun dönemde tasarruflar gayrimenkule yönelebilir.
Dr. Harun Türker KARA/ Ankara Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi
"Yıl sonunda yüzde 25 civarında enflasyon görebiliriz"
Yılın ikinci enflasyon verisi dezenflasyon sürecinin devam ettiğini gösteriyor. Piyasa beklentilerinden olumlu gelen bu verinin açtığı faiz indirimi alanının bir kısmını TCMB bu toplantısında kullandı. Enflasyon verileri bu şekilde hareket etmeye devam ederse yıl sonu için TCMB beklentisinin üst tarafına yakın bir yerde yüzde 25 civarında bir enflasyon görebiliriz. Bu durumda da faiz indirimleri devam edecektir. Mevcut enflasyon verisi hizmet enflasyonun bazı kalemlerde enflasyonun halen yüksek seyrettiğini ve bu katılığın kırılması gerektiğini ortaya koyuyor. Önümüzdeki dönemde maliye politikasının vereceği destek ve gelirler politikası alanında atılacak adımlar dezenflasyon sürecine katkı sağlayacaktır. Dezenflasyon sürecinde Türk Lirasının değer kazandığı bir süreç yaşıyoruz. Bu durumun dış ticaret rakamlarına etkisi olacaktır. Dış ticaretin büyümesi iç talebin dengelenmesi anlamına geleceği için dezenflasyon sürecine katkı verebilir. Net ihracatın bir yıllık aranın ardından büyümeye pozitif katkı vermesi oldukça önemli bir gelişme. Bununla birlikte bölgesel gelişmelere dikkat ederek ihracatta çeşitlendirme yapılması ihracatın artmasına katkı sağlar.