Bir buçuk yıldır kesintisiz büyüyoruz

Türkiye ekonomisi 2024 yılında yüzde 3.2 büyüdü. 2024 yılı son çeyreğinde yüzde 3 büyüme performansı ile kesintisiz büyüme trendi 18 çeyreğe ulaştı. Kişi başı GSYH ise 2024 yılında 15 bin 463 dolar oldu.
06.03.2025 11:58 GÜNCELLEME : 06.03.2025 11:58

HÜLYA GENÇ SERTKAYA / Türkiye ekonomisi 2024 yılında yüzde 3.2 büyüdü. 2024 yılı büyüme performansı, Orta Vadeli Program'da (OVP) yer alan yüzde 3.5 hedefinin altında kalsa da yüzde 3.1 civarında yoğunlaşan piyasa beklentilerinin ise üzerinde gerçekleşti. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, üretim yöntemine göre cari fiyatlarla gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH), 2024'te bir önceki yıla göre yüzde 63.5 artarak 43 trilyon 410 milyar 514 milyon lira oldu. GSYH'nin 2024 yılı değeri cari fiyatlarla ABD doları bazında 1 trilyon 322 milyar 408 milyon olarak gerçekleşti. Kişi başına GSYH 2024'te cari fiyatlarla 507 bin 615 lira, ABD doları cinsinden 15 bin 463 dolar olarak hesaplandı.

TÜİK verilerine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak GSYH, 2024 yılının dördüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3 arttı. Yılın dördüncü çeyreğinde; mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi bir önceki çeyreğe göre yüzde 1.7, takvim etkisinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3.1 artış gösterdi.

Üretim yöntemiyle GSYH tahmini, 2024 yılının dördüncü çeyreğinde cari fiyatlarla bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 49 artarak 12 trilyon 704 milyar 50 milyon lira oldu. GSYH'nin dördüncü çeyrek değeri cari fiyatlarla ABD doları bazında 369 milyar 368 milyon olarak gerçekleşti. TÜİK, 2024 yılı birinci, ikinci ve üçüncü çeyrek verilerde revizyona gitti. Zincirlenmiş hacim endeksi olarak daha önce yüzde 5.3 olarak açıklanan birinci çeyrek GSYH büyümesi yüzde 5.4, daha önce yüzde 2.1 olarak açıklanan üçüncü çeyrek GSYH büyümesi yüzde 2.2 olarak güncellendi. İkinci çeyrek verileri revizyonu yüzde 2.4 olan büyüme oranında bir güncelleme getirmedi.

EN FAZLA BÜYÜME İNŞAATTA

GSYH'yi oluşturan faaliyetler incelendiğinde; 2024'te bir önceki yıla göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak; inşaat sektörü toplam katma değeri yüzde 9.3, ürün üzerindeki vergiler eksi sübvansiyonlar yüzde 7.7, finans ve sigorta faaliyetleri yüzde 4.9, tarım yüzde 3.9, bilgi ve iletişim faaliyetleri yüzde 3.4, hizmetler yüzde 3.1, gayrimenkul faaliyetleri yüzde 2.4, kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri yüzde 1.8, mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri yüzde 1.4, diğer hizmet faaliyetleri yüzde 1.2 ve sanayi yüzde 0.5 arttı.

TÜKETİM HARCAMALARI YÜZDE 3.7 ARTTI

Yerleşik hanehalklarının nihai tüketim harcamaları, 2024'te bir önceki yıl zincirlenmiş hacim endeksine göre yüzde 3.7 arttı. Hanehalkı tüketim harcamalarının cari fiyatlarla GSYH içindeki payı yüzde 59.2 oldu. Yerleşik hanehalklarının nihai tüketim harcamaları 2024 yılının dördüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 3.9 arttı. Devletin nihai tüketim harcamaları yüzde 1.6, gayrisafi sabit sermaye oluşumu ise yüzde 6.1 artış gösterdi. 2024 yılı yüzde 3.2'lik büyümesine tüketimin katkısı 2.89 puan, yatırımın katkısı 1 puan hesaplandı.

Bir önceki yıl zincirlenmiş hacim endeksine göre 2024 yılında mal ve hizmet ihracatı yüzde 0.9 artarken ithalatı yüzde 4.1 azaldı. Mal ve hizmet ihracatı, 2024 yılının dördüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 2 azalırken ithalatı yüzde 1.6 arttı. Net ihracatın büyümeye katkısı 2024 yılında 1.1 puan oldu.

İŞGÜCÜ ÖDEMELERİNDEKİ ARTIŞ YÜZDE 90

İşgücü ödemeleri 2024 yılında bir önceki yıla göre yüzde 90 artarken, net işletme artığı/karma gelir yüzde 46.5 artış gösterdi. 2024 yılının dördüncü çeyreğinde ise işgücü ödemeleri bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 75.4 artarken, net işletme artığı/karma gelir yüzde 35.9 artış gösterdi. İşgücü ödemelerinin cari fiyatlarla Gayrisafi Katma Değer içerisindeki payı geçen yıl yüzde 32.5 iken bu oran 2024 yılında yüzde 37.9 oldu. Net işletme artığı/karma gelirin payı ise yüzde 47 iken yüzde 42.2 düzeyinde gerçekleşti.

Bu arada geçen hafta Ocak ayı işgücü istatistikleri de açıklandı. TÜİK verilerine göre Ocak'ta bir önceki aya kıyasla 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı 0.1 puan azalarak yüzde 8.4, işsiz sayı 25 bin kişi azalarak 3 milyon 2 bin kişi oldu. İstihdam edilenlerin sayısı Ocak'ta bir önceki aya göre 195 bin kişi azalarak 32 milyon 531 bin kişi düzeyinde gerçekleşti.

Büyüme ve işgücü verilerini değerlendiren Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda uyguladıkları program ile sürdürülebilir yüksek ve kapsayıcı büyümenin temellerini sağlamlaştırdıklarını vurguladı. Şimşek, "2024 yılında iç talebin 2.1 puan, net dış talebin 1.1 puan katkısıyla yüzde 3.2 büyüdük. İşgücü piyasası güçlü görünümünü korudu. İstihdam yaklaşık bir milyon kişi artarken işsizlik oranı 2012 sonrası en düşük seviyesine geriledi. İşgücü ödemelerinin gayri safi katma değer içindeki payı son çeyrekte tarihi yüksek seviyesi olan yüzde 40.5'e ulaştı. 2025 yılında ülkemiz açısından küresel ve yurtiçi koşulların daha destekleyici olmasını öngörüyoruz. Bugüne kadar elde ettiğimiz kazanımları kalıcı hale getirmek için ülkemizin yapısal dönüşümünü hızlandıracak politikalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı.

KAPASİTE KULLANIMI 23 AYIN EN DÜŞÜK SEVİYESİNDE

Geçen hafta açıklanan verilerden bir diğeri ekonomik güven endeksi oldu. TÜİK verilerine göre ekonomik güven endeksi 2025 Şubat'ta bir önceki aya göre yüzde 0.5 azalarak yüzde 99.2 değerini aldı. Ekonomik güven endeksindeki gerilemede hizmet sektörü ve inşaat sektörü güven endekslerinin gerilemesi etkili oldu.

TÜİK verilerine göre Şubat'ta bir önceki aya göre güven endeksi hizmet sektöründe yüzde 1.9 azalışla 114.2, perakende ticaret sektöründe yüzde 1.6 artışla 116.3, inşaat sektöründe yüzde 2.7 azalışla 89.3 düzeyinde gerçekleşti.

Reel kesim güven endeksi (RKGE) Şubat'ta bir önceki aya göre, mevsimsellikten arındırılmış verilerle 0.2 puan artarak 102.8 oldu. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre mevsimsellikten arındırılmamış RKGE, Şubat'ta bir önceki aya göre 1.5 puan artarak 102.4 seviyesinde gerçekleşti.

İmalat sanayi genelinde kapasite kullanımı oranı (KKO) son 23 ayın en düşük seviyesine geriledi. TCMB'nin imalat sanayinde faaliyet gösteren bin 750 iş yeri tarafından iktisadi yönelim anketine verilen yanıtları toplulaştırılarak değerlendirildiği verilere göre, mevsimsel etkilerden arındırılmamış KKO, 2025 Şubat'ta bir önceki aya göre 0.1 puan azalarak yüzde 74.5 seviyesinde gerçekleşti. İmalat sanayi genelinde KKO, en son 6 Şubat depremleri sonrasında Mart 2023'te yüzde 73.5 seviyesine gerilemişti. İmalat sanayi genelinde mevsimsel etkilerden arındırılmış KKO ise Şubat'ta bir önceki aya göre 0.1 puan artarak yüzde 74.9 oldu.

HANEHALKININ ENFLASYON BEKLENTİSİ ARTTI

Piyasa katılımcıları ve reel sektörün enflasyon beklentileri gerilerken, hanehalkının arttı. TCMB'nin açıkladığı sektörel enflasyon beklentilerine göre, 2025 yılı Şubat'ta 12 ay sonrası yıllık enflasyon beklentileri, piyasa katılımcıları için 0.1 puan azalarak yüzde 25.3'e, reel sektör için 1.9 puan azalarak yüzde 41.9'a gerilerken, hanehalkı için 0.4 puan artarak yüzde 59.2 düzeyinde gerçekleşti.

Gelecek 12 aylık dönemde enflasyonun düşeceğini bekleyen hanehalkı oranı bir önceki aya göre 2.5 puan azalarak yüzde 28.3 seviyesinde gerçekleşti.

Bilindiği üzere 3 Mart'ta, Şubat ayı enflasyon verisi açıklanacak. Piyasa katılımcıları anketinde, katılımcıların Şubat ayı tüketici enflasyonu (TÜFE) beklentisi yüzde 3.23 olurken, 2025 yılı sonu enflasyon beklentisi ise yüzde 27.05'ten yüzde 28.30'a yükseldi. TÜİK verilerine göre 2025 Ocak'ta TÜFE aylık yüzde 5.03 artarken, yıllık yüzde 42.12 düzeyine gerilemişti.

"ENFLASYONİST SÜRECİN KATILAŞMASINA NEDEN OLUYOR"

Enflasyon beklentilerini değerlendiren İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Şeker, Şubat enflasyonunun yüzde 3.30-3.40, yıllık enflasyonda ise yüzde 40-41 düzeyinde gerçekleşme beklediğini söyledi. Şeker, "Sektörel enflasyon beklentisine bakıldığında özellikle hanehalkında enflasyonist sürecin devam edeceği ve azalmayacağına yönelik beklenti reel sektörün beklentisiyle de uyumlu görünmekte. Elbette hanehalkında hissedilen enflasyon değeri ve algısı genel olarak piyasaların üstünde gerçekleşecektir, ancak hanehalkı beklentilerinin bu düzeyde yüksek olması enflasyonist sürecin de katılaşmasına neden olan etkenlerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Öte yandan piyasa katılımcıları, reel sektör ve hanehalkı beklentilerinde birbirinden önemli seviyede gözlenen bu ayrışma iktisadi kararların alınmasında rasyonaliteden uzaklaşmasına neden olabilecektir" dedi.

Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Yıldıran ise, enflasyondaki yüksek seyrin Şubat verisinde düşüş olmakla birlikte yüzde 2.5 seviyesinde gerçekleşeceği görüşünde. Yıldıran, "Özellikle reel sektörde Ocak ayında kampanyaların bir kısmının devam etmesine rağmen, Şubat ayında fiyat artışlarının daha yüksek olduğu anlaşılıyor. Üst gelir gruplarına yönelik mal ve hizmetlerin fiyat artış oranlarının devam ettiği de gözüküyor. Ayrıca kurdaki hareketin akaryakıt gibi bazı ürünlerin fiyatına geçişkenliği hızlı olduğu için enflasyondaki düşüş eğiliminin hızlı gerçekleşmeyebileceğini gösteriyor" dedi.

Prof. Dr. Murat ŞEKER / İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi

"2025'te büyüme trendi yavaş ivmeyle yükselecek"

2025 yılında yine benzer bir tabloyla karşılaşacağımızı, büyüme trendinin yavaş ivmeyle yükseleceğini bekliyorum. Yaklaşık son 1 yıldır ekonomik güven endeksi baz değer olan 100'ün altında seyrediyor. Burada alt endekslere bakmak gerekiyor. Alt endekslerde reel kesim güven endeksi ile hizmetler ve perakende ticaret sektöründe baz değerin üstünde endeks skorları görünmekte. Dolayısıyla inşaat sektörü haricinde diğer sektörlerde ekonomiye güven anlamında bir düzelme ve pozitifte seyretme hali devam ediyor. Ancak hanehalkında ve dolayısıyla tüketicide bu durumun aksi bir seyir izleniyor. 81-81 endeks skorları ile hanehalkının ekonomiye güven duymasında halen önemli bariyerlerin olduğu gözleniyor. Hanehalkının beklentilerini ve güvenini etkileyen önemli unsurların başında hayat pahalılığı gelirken, genel ekonomik koşullara ilişkin yapısal değişikliklerin olmaması işsizlik gibi kronik sorunların devam etmesi de rol oynuyor. 2025, makro göstergelerde iyileşmenin gözleneceği ama mikro göstergelerde hanehalkı ekonomisinde ve beklentilerinde henüz iyileşmelerin izlenemeyeceği bir yıl olacak.

Prof. Dr. Mustafa YILDIRAN / Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi

"2025'te yüzde 4 büyüme mümkün"

Türkiye ekonomisinde tarım ve hayvancılığın yüzde 3.9 seviyesinde büyümesi ortalama büyümenin üzerinde gerçekleşmesi açısından olumlu. 2024 yılındaki büyüme verisi OVP'nin 2025 yılındaki yüzde 4'lük hedefinin gerçekleşmesinin mümkün olacağını gösteriyor. Özellikle sanayi üretim endeksindeki gelişmeler 2024 yılının sonundaki eğilimle devam ederse hedeflenen büyümeyi mümkün kılıyor. Ayrıca güven endeksindeki son aylardaki artış da büyüme hedefinin gerçekleştirebileceği görüşünü destekliyor. Büyüme açısından en önemli riskler ise, kur nedeniyle ihracatın büyüme hızındaki yavaşlamanın yıla yayılması ve firmaların krediye ulaşımdaki zorluklar ile kamu maliyesindeki sıkılaşma eğilimlerinin artması. Böyle bir tablo büyümenin belirlenen hedefin altında gelmesine neden olabilir. Ayrıca enflasyonun yüksek seyretmesi durumunda Merkez Bankası'nın faiz oranlarını yüksek tutması da büyümeyi olumsuz etkileyecektir.

Ayşe ÖZDEN / A&T Bank Baş Ekonomisti

"Sürdürülebilir büyüme için üretimde verimlilik artırılmalı"

IMF'nin Türkiye için potansiyel büyüme tahmini yüzde 3 seviyesinde bulunuyor. Bu açıdan bakıldığında, 2024 yılındaki büyüme, potansiyelin biraz üzerinde gerçekleşti. Ancak büyümenin bileşenleri incelendiğinde, bu büyümenin sağlıklı ve sürdürülebilir olup olmadığı tartışmaya açık. İç talebin büyümeye ana katkıyı sağlaması, özellikle tüketim harcamalarındaki artışın belirleyici olduğunu gösteriyor. Buna karşılık, ihracat tarafında anlamlı bir yükseliş beklenmezken, yılın son çeyreğindeki ithalatta artış eğilimi dikkat çekiyor. Sonuç olarak, 2025 yılının ilk yarısında 2024 yılının son iki çeyreğinde görülen zayıf performansın devam edeceğini, yılın devamında ise iktisadi aktivitedeki toparlamanın genel olarak belirginleşeceğini öngörüyorum. Bu bağlamda yüzde 3'lük 2025 büyüme tahminimi koruyorum. 2025 yılı büyümesi ağırlıklı olarak iç talep kaynaklı olurken, ihracatta belirgin bir ivmelenme görülmeyecek gibi duruyor. İthalattaki artış ise cari açık üzerinde yukarı yönlü baskı yaratabilir. Orta vadede sürdürülebilir büyüme için ihracata dayalı bir modelin güçlendirilmesi ve üretim tarafındaki verimliliğin artırılması kritik önem taşıyor.

Prof. Dr. Burak ARZOVA / Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi

"Tetikleyicisi hanehalkı tüketimi ve yatırımlar"

Türkiye'nin potansiyel büyümesinin altında kalsa da, 2024'ün kendi içerisindeki özel durumunu, enflasyonla mücadele programını da dikkate aldığımızda bu oldukça kuvvetli bir büyüme. Böyle bir büyüme performansı olabileceğini, Merkez Bankası'nın enflasyon raporlarındaki çıktı açığı grafiğinde ima ettiğini görüyorduk. Muhtemelen 2025 yılında da, 2024'e benzer bir büyüme performansı gerçekleşecek. GSYH'yi oluşturan faaliyetler incelendiğinde 2024'te sanayi sektöründe, yüzde 0.5 artışla yüksek bir büyüme kaydedilmemiş. Bu taleple alakalı bir durum. Büyümenin tetikleyicisi hanehalkının tüketim harcamaları ve gayrisafi sabit sermaye oluşumu (yatırımlar) oldu. Hanehalkı tüketimi hala kuvvetli sayılabilecek bir düzeyde. Türkiye'nin enflasyonla mücadelesinin, 'kırıp dökmeden' devam etmesine yardımcı olan bir sürecin yaşandığını işaret ediyor. Merkez Bankası bundan memnun mu, değil mi bilmiyoruz. Daha sonra yapacakları açıklamalarda muhtemelen bunu görürüz. 2024 yılında mal ve hizmet ihracatının yüzde 0.9 artarken, ithalatın yüzde 4.1 bir azaldığını görüyoruz. Son çeyrekte negatif olsa da, 2024'te net ihracatın katkısının 1.1 puan olduğunu görüyoruz.

BİZE ULAŞIN