Zorlu geçen bir yılı geride bırakıyoruz...

GİRİŞ TARİHİ: 07.12.2022 GİRİŞ TARİHİ: 19:59 SON GÜNCELLEME: 08.12.2022 00:01
Küresel piyasalar açısından zorlu geçen bir yılı yavaş yavaş geride bırakıyoruz. 2022’de siyah kuğu olarak adlandırabileceğimiz Rusya–Ukrayna savaşı, enerji fiyatlarındaki sert yükseliş, küresel çapta artan enflasyonist baskılar, merkez bankalarının agresif sıkılaşma adımlarıyla artan resesyon korkuları, küresel risk iştahında baskıya ve volatilitede artışa neden olan ana başlıklar olarak sıralanabilir.

ONURCAN BAL 2022 yılının Ekim ayına kadar agresif sıkılaşma endişeleri ve resesyon korkularıyla riskli varlıklarda satış baskının öne çıktığı ve dolarda rallinin yaşandığı bir süreci takip ettik. Ancak ekim ayının ikinci yarısından itibaren riskli varlıklarda güçlü bir toparlanma öne çıktı. Yaşanan bu toparlanmada agresif sıkılaşma endişelerinin yatışması ve enerji ile emtia fiyatlarında zirvelerden yaşanan geri çekilmeler etkili oldu. 2022 yılının kalan bölümünde ve 2023 yılının ilk aylarında ek bir gelişme yaşanmazsa küresel piyasalarda dalgalı bir seyirle birlikte toparlanma eğiliminin genel olarak korunduğu görülebilir. Ancak bu tarafta son aylarda piyasaları destekleyen gelişmelerin büyük oranda fiyatlamalara yansıtıldığını değerlendirirken, riskli varlıklarda yükseliş trendinin başladığını söylemek için çok erken olduğunu ve ilerleyen süreçte yeniden satıcılı bir fiyatlamanın yaşanabileceğini göz ardı etmemek gerektiğini de vurgulamak istiyoruz. Merkez bankaları faiz artırım hızlarını azaltarak da olsa 2023 yılının ilk yarısında sıkılaşma adımlarını sürdüreceklerdir.

Öte yandan FED'in devam eden bilanço küçültmesi ve küresel ekonomilerdeki yavaşlama, risk iştahı üzerinde baskı oluşturabilecek önemli risk başlıkları olarak gündemde kalmaya devam ediyor. Bu nedenle küresel piyasalarda önümüzdeki süreçte yaşanabilecek satıcılı fiyatlamalara karşı da hazırlıklı olunması gerektiği görüşümüzü koruyoruz. Dolarda ekim ayından beri küresel çaptaki değer kayıpları dikkat çekerken, doların bir süre mevcut seviyelerde konsolide olabileceğini ancak 2023 yılında ABD ekonomisinde gözlenecek yavaşlama ve FED'in faiz artırımlarının sonuna yaklaştıkça dolardaki değer kayıplarının devam edebileceğini düşünüyoruz. Dolarda 2022 yılı içerisindeki güçlü ralli nedeniyle baskı altında kalan emtialarda (altın, gümüş vb.) 2023 yılı toparlanmanın gözlendiği bir yıl olabilir. Önümüzdeki süreçte enerji fiyatlarındaki seyir yakından takip edilerek küresel enflasyonist görünüm, merkez bankalarının sıkılaşma adımları ve ekonomik verilerdeki zayıflamanın boyutu küresel risk iştahını ve fiyatlamaları şekillendirecek.

Kasım ayının son bölümünde Çin'de süregelen katı Kovid politikalarına yönelik artan protestolar öne çıkarken, bu durum ilk fiyatlamalarda riskli varlıklar üzerinde baskı oluşturdu. Çin izlediği katı Kovid politikaları nedeniyle 2022 yılında dünyanın kalanından ayrışma gösterirken, izlenen sıkı politikaların ekonomi üzerindeki olumsuz etkileri de hissedilmeye devam ediyor. Ancak son dönemde Çin otoritelerinden katı politikalara yönelik yumuşama mesajları öne çıkarken, tedbirlerin uygulanmasından sorumlu olan Başbakan Yardımcısı Sun Chunlan mücadelede yeni bir aşamaya girildiğini belirtirken dinamik sıfır vaka stratejisine vurgu yapmadı. İlerleyen süreçte Çin'in bu konuda izleyeceği politikalar ve atacağı adımlar, küresel piyasalar açısından da önemli olacaktır. Çin'in izlediği katı politikaları kademeli olarak yumuşatması, Çin ekonomisindeki zayıflamanın hız kesmesine katkı sağlayacak ve küresel talep üzerinde de olumlu etkileri olacaktır. Bu nedenle Çin'deki tedbirlerde gevşemeye yönelik adımlar yakından izlenecek olup, bu taraftaki gelişmeler başta Çin piyasaları olmak üzere küresel piyasaları belirli ölçüde destekleyebilir.

MERKEZ BANKALARININ ARALIK TOPLANTILARI

ABD'de ekim ayı enflasyon rakamlarının beklentilerin altında kalması ve çekirdek enflasyon göstergelerindeki düşüş, FED'in elini bir miktar rahatlatan gelişmeler oldu. FED Başkanı Powell ile FED üyelerinden gelen açıklamalarda faiz artırım büyüklüğünün aralık ayından itibaren azaltılmasının uygun olacağı yönlendirmesi de piyasalar tarafından olumlu karşılandı. 13 – 14 Aralık tarihinde gerçekleşecek FED toplantısında piyasalar çok büyük bir ihtimalle 50 baz puanlık faiz artırımına gidilmesini beklerken, bizim beklentimiz de bu yönde şekilleniyor. FED'in aralık ayı faiz kararı ile yayınlanacak ekonomik projeksiyonlar ve FED Başkanı Powell'ın mesajları, risk iştahı ve fiyatlamalar açısından önemli olacaktır. FED'in yayınlayacağı projeksiyonlar ve Powell'ın mesajları 2023 yılı beklentilerini de şekillendirecektir. Halihazırda piyasadaki genel beklentiler ve bizim beklentimiz, aralık ayındaki 50 baz puanlık artırımın ardından 2023 yılında Şubat, Mart ve Mayıs aylarında 25 baz puanlık faiz artırımlarının devam etmesi ve politika faizinin yüzde 5 – 5.25 aralığına yükseltilmesi yönünde şekilleniyor. Elbette bu süreçte başta enflasyon olmak üzere açıklanacak ekonomik veriler, FED'in kararları üzerinde etkili olacaktır. FED toplantısının ardından 15 Aralık'ta Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) faiz kararı açıklanacak. Avrupa'da kasım ayı enflasyon verilerinde zirve seviyelerinden geri çekilmeler takip edilirken, piyasadaki beklentiler son iki toplantısında 75'şer baz puanlık faiz artırımına giden ECB'nin aralık ayı toplantısında 50 baz puanlık bir faiz artırımına gitmesi yönünde şekilleniyor. 16 Aralık'ta faiz kararını açıklayacak İngiltere Merkez Bankası'nın (BoE) da faiz artırımlarını sürdürmesi beklenirken, İngiltere ekonomisine dair karamsar beklentiler BoE'nin işini zorlaştırıyor. Toparlayacak olursak, aralık ayındaki merkez bankalarının faiz kararları ve 2023 yılına dair faiz artırım patikası piyasaların seyri üzerinde belirleyici olacak.

ENFLASYON RAKAMLARI İZLENECEK

Yurtiçinde 5 Aralık Pazartesi günü kasım ayı enflasyon rakamları açıklanacak. Ekim ayında TÜFE verisi piyasa beklentilerine paralel aylık bazda yüzde 3.54 artış kaydetmiş ve yıllık TÜFE yüzde 85.5 seviyesine yükselmişti. ÜFE enflasyonu da ekim ayında aylık yüzde 7.83 yükseliş göstererek yıllık bazda yüzde 157.7 seviyesine ulaşmıştı. TÜFE'nin kasım ayında aylık bazda yüzde 3.10 oranında artış kaydetmesini, yıllık TÜFE'nin ise yüzde 85.5 seviyesinden yüzde 84.77 seviyesine gerilemesini bekliyoruz. Piyasadaki medyan beklentiler de aylık bazda yüzde 3 oranında artış yaşanacağı yönünde şekilleniyor. TÜFE enflasyonunun aralıktan itibaren çok güçlü baz etkisinin yardımıyla düşüşe geçeceğini değerlendiriyoruz. Hatırlatmak gerekirse, TÜFE enflasyonu geçen sene aralık ayında yüzde 13.6, ocak ayında ise yüzde 11.1 olarak gerçekleşmişti. Bu rakamların seriden çıkması, yıllık enflasyonda düşüşün yaşanmasını sağlayacak. Halihazırda sene sonu TÜFE enflasyonunun yüzde 70 bandında gerçekleşmesini öngörüyoruz.

BIST-100 Endeksi'nde olası düzeltmelere karşı hazırlıklı olunmalı

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.