Tekstil sektörünün yeşil takvimi -2-

2030’a altı yıl kala kritik sürecin farkında olan sektör, endüstriyel su kirliliği azaltmak için uğraş veriyor, karbon ayak izini azaltmak için çabalıyor, dijital dönüşüm ve yapay zeka ile yeni çözümler peşinde… (İkinci Bölüm)
25.12.2023 14:50 GÜNCELLEME : 26.12.2023 00:01

PARA SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK/ HAYRİYE MENGÜÇ Giderek büyüyen iklim krizi nedeniyle Avrupa Birliği'nin (AB) yeni bir yeşil büyüme stratejisi içinde olması ve BM Genel Kurulu'nun 17 başlıktaki Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları'nın (SKA) 2030 yılını işaret etmesi nedeniyle gelecek altı yıl, dünya için çok stratejik bir zaman olarak kabul ediliyor.

PARA Dergisi olarak tekstil, tekstil tedarikçileri ve hızlı moda markaları açısından sektördeki yerli ve yabancı şirket, girişim, kurum ve lider isimlerin yeşil dönüşüm çabaları ve bu çabalara dönük kolaylaştırıcı etkilerini ortaya koymak için bir çalışma yaptık. Bunu da yaparken büyük oranda geçen hafta İstanbul'da düzenlenen 4. Sustainability Talks İstanbul Konferansı'ndaki konuşmalardan yararlandık.

"PENCERE KAPANIYOR, ÇOK AZ KALDI"

Sun Tekstil Sürdürülebilirlik Müdürü Uktu Varol, "Pencere kapanıyor, çok az kaldı" diyor. Bilime dayalı hedeflerle Sun Tekstil olarak 200'e yakın tedarikçi ile çalıştıklarını belirten Varol, "Gerçek veriyi göremiyor ve bunu dönüştüremiyoruz. Uzmanlara ihtiyaç var ama bulamıyoruz, yazılım ve sertifikalar için ek maliyetler oluşuyor. Bu nedenle dijital dönüşüm partnerimiz olan 2 bin 400 kişilik bir firma olan NTT Data ile iş birliği yaptık. Sürdürülebilirlik popüler olmaya başlayınca teknolojimizi nasıl konumlayabiliriz diye çalışmaya başladık" diyerek geçirdikleri süreci anlatıyor.

Şirketlerin karbon pozitif için 2030'a kadar teknoloji dönüşümlerini tamamlaması gerektiğini belirten NTT Data Türkiye & Mena Microsoft ve Bulut Teknoloji İş Çözümleri Başkanı Nur Al Nobani Güryel, tüketici artık sürdürülebilir indekslerine dikkat ediyor, diyor. Şirket olarak yaptıklarını ise şöyle anlatıyor:

"Çevre yönetişimi tedarikçi firmalara rapor sunuyoruz. Bunların yazılması için dijitalleşme sağlıyoruz. Sizi Excel'den kurtarıyoruz. Daha teknolojik bir gelecek hedefliyoruz. Tedarik verilerinin takip edilmesi ve katkı sağlamak için bir portal kurduk, her tedarikçi bir kullanıcı adı ile sisteme giriyor ve metrik bazında karbon, su ve atık konusundaki bilgileri almış oluyoruz. Bu verileri girdikten sonra tedarikçinin raporlamasını sağlamak, üretimle birlikte karbon ve diğer ayak izlerini raporlamış oluyoruz. Uçtan uca sürdürülebilir teknoloji çözümleri sunuyoruz. Dijital ikiz dediğimiz karbon emisyonu artıyorsa anında alarmla haber veriyoruz. A noktasından B noktasına da yeşil rota bulma konusunda çözümler öneriyoruz. Karbon emisyonlarının ölçümü, su miktarı, aylık dağılımı gibi bilgilere cep telefonundan ulaşılabiliyor. Hepimizin 2030 hedefleri var. Çalışanların sürdürülebilir çalışan memnuniyeti için oyunlaştırmayla uçtan uça sürdürülebilir çözümlere dahil edecek farklı uygulamalarımız bulunuyor."

"Kat edilecek yol uzun"

Toplam tekstil ihracatının yaklaşık yarısını gerçekleştiren 6 binden fazla üyesiyle Türkiye'nin tekstil ve hammadde ihracatçılarını temsil eden İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçılar Birliği (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz, ülkenin döngüsel ekonomi yolculuğunda yürütülecek birçok çalışma ve kat edilecek yol olduğuna dikkat çekiyor. İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçılar Birliği İTHİB Başkanı Ahmet Öksüz, "Bu yolculuk; üreticiler, tedarikçiler, markalar, kamu, üniversite gibi tüm paydaşların ortak hareket etmesi gereken bir yolculuk" diyor. Geçen hafta İstanbul'da düzenlenen 4. Sustainability Talks İstanbul Konferansı'nda da belirtiği gibi Öksüz, büyük bir duyarlılıkla çıkılan sürdürülebilirlik yolculuğunda tekstil sektörünü; 'denetim yorgunluğu', 'green washing' (yeşil aklama) ve 'enerji krizi' gibi gündem maddelerinin olumsuz etkilediğini söylüyor. İTHİB Başkanı Öksüz'e göre bu sorumluluk, "sadece üreticinin değil tasarımcının, global markaların ve hatta tüketicilerin de ortak sorumluluğu. Her markanın kendi denetimleriyle birlikte 40'ın üzerinde sosyal uygunluk ve çevresel denetim süreçleri ve sertifikasyonu bulunuyor. Yeşil aklama, tüketicileri yanılttığı gibi haksız rekabet ortamı da üreticileri zorluyor. Enerji krizi ise maalesef tüm yakın coğrafyamızın ortak problemi."

Başkan Öksüz, KPMG'nin 2022 Küresel Enerji Sektörü CEO Araştırmasına dikkat çekiyor. Öksüz'ün aktardığına göre CEO'ların sadece yüzde 9'u iklim değişikliğinin en kritik risk olduğunu düşünüyor. Aynı araştırmanın 2021 versiyonunda ise bu oran yüzde 35. Öksüz'ün son cümleleri ise ihracatçıların duygularına tercüman oluyor:

"Sürdürülebilir kalkınma amaçlarının devamlılığını sağlamak için çok daha kapsamlı, birbirini anlayan, çözüm odaklı iş birlikteliklerine ihtiyaç duyuyoruz. Kısacası, sürdürülebilirliği 'sürdürülebilir kılmamız' gerekiyor."

"Eğer sorumluluklarımızı yerine getirmezsek tren kaçabilir"

-Bu yıl dördüncü düzenlenen Sustainability Talks İstanbul konferansının mimarı Orbit Consulting Yönetim Kurulu Üyesi Bikem Kanık, konferansın açılışında "Tekstil Türkiye'de en erken regüle edilen sektör olmasına rağmen değer ve tedarik zincirinde sorumluluklarımız var. Eğer uyamazsak tren kaçacak!" diye konuştu. Kanık, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bangladeş ve Hindistan, Uzakdoğu'daki en büyük rakibimiz ve Hindistan'da Sürdürülebilirlik Bakanlığı var. Dünyanın en büyük tedarikçilerinden biri Türkiye, eğer bu zincirdeki yerimizi kaptırırsak bu, büyük bir problem olur. Bu nedenle sürdürülebilirlik konusunu şöyle görebiliriz; üstümüze doğru büyük bir tren geliyor. Ya atlayıp üzerine çıkacağız ya da altında kalacağız. Artık aksiyon zamanı!"

Bu konuşmanın ardından Bikem Kanık, sorularımızı yanıtladı. Kanık, 'Sustainability Talks İstanbul' konferansının önemini şöyle anlattı:

"Bu sene 4. Sustainability Talks Istanbul, bin 500'den fazla katılımcısı ve dünyanın her yerinden gelen sürdürülebilir tekstil liderleri ile önemli bir fikir ve etkileşim platformu haline geldi. Dünyamızda özellikle son zamanlarda artan doğal afetler ve iklim krizi, sürdürülebilirliğin her sektördeki önemine dikkat çekiyor. Tarladan bitmiş ürüne, markadan üreticiye, teknoloji geliştiriciden hizmet sağlayıcıya moda ve tekstil değer zincirinin her aşamasından temsilcileri buluşturan Sustainability Talks Istanbul etkinliğinin temasını bu sene 'Etkileşim ve İşbirliği' olarak seçtik. Bu tema ile Sustainability Talks Istanbul sadece tekstilde sürdürülebilirliğin önemine dikkat çekmekle kalmadı, aynı zamanda SustainTech yan etkinliği ile sürdürülebilir tekstil alanındaki girişimleri bir yanda moda markaları ve tekstil sanayicileri diğer yanda da yatırımcılar ile buluşturarak yeşil tekstile doğru yol alan genç şirketleri güçlendirdi. Sustainability Talks Istanbul konferansının önemi, tekstil sektöründe sürdürülebilirliğe önem veren liderlerin bir araya gelip fikirlerini tartışabileceği, birbirileri ile etkileşime geçebileceği ve yeşil çözümleri artırmak için iş birliği kurabileceği bir platform sunuyor.

Küresel ticaret ve tedarik zincirinin çok önemli bir parçası olan Türkiye tekstil sektörü açısından sürdürülebilirlik çalışmalarını nasıl değerlendirdi sorumuza ise Bikem Kanık, şu yanıtı verdi:

"Türk tekstil sektörü 2000'li yılların başında sosyal uygunlukla ilgili başlıklara odaklanıp bu konuda bir atlama gerçekleştirip, son 10 yıldır da çevresel sürdürülebilirlik alanında gelişmeler kaydetmekte. AB'nin öncelikli hedef pazarımız olması itibarıyla sektörümüzün temsilcileri, sürdürülebilirlik alanının alt başlıklarındaki gerekliliklere diğer sektörlere göre çok daha erken uyumlanma çalışmalarına başladılar. Avrupa Yeşil Mutabakatı sonrası en önemli tedarikçilerinden olduğumuz AB, sınırları içerisinde tüm hayatın gerekliliklerini yeşil dönüşüm ekseninde düzenlemeye başlayıp 2022 yılında da Döngüsel ve Sürdürülebilir Tekstiller Stratejisini yayınladı. Bu doğrultuda karşımıza çıkan Eko-tasarım Tüzüğü, Dijital Ürün Pasaportu, Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu vb. başlık ve düzenlemeler de aslında Türk tekstil sektörünün de üzerine halihazırda yoğunlaştığı ve önümüzdeki dönemde de önceliklendireceği başlıklardan bazıları. Burada özellikle tekstil sektöründe üreticileri yönlendiren ve destekleyen kurumların başında İhracatçı Birlikleri gelmekte. Birlikler, gerek dünyadaki gelişmeleri yakından takip edip gerçekleştirdikleri lobi ve pazarlama faaliyetleri, gerek uluslararası regülasyon ve mevzuatlara uyumlanma konusunda üyelerini eğitim, seminer ve konferanslarla bilgilendirerek, gerekse de sürdürülebilirlik uyumlanmaları için üye firmalarına yönelik küme projeleri aracılığıyla teknik destekler sağlayarak sektörün yeşil dönüşümünü hızlandırmaktalar."

Tekstilde sürdürülebilir çözümler ele alındı

Kasım ayının son haftasında, Orbit Consulting ve Kipaş Textiles iş birliğiyle İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) stratejik ortaklığıyla İstanbul'da düzenlenen 4. Sustainability Talks İstanbul konferansında tekstilde sürdürülebilir çözümler konusu ele alındı. Dünyanın her yerinden tekstil sektörün önde gelen isim ve temsilcilerinin katıldığı konferansta yapay zeka ile yeşil çözümler, yeni nesil elyaflar ve tekstilde sürdürülebilirliği bir sonraki seviyeye taşıyan inovasyonlar hakkında yerli yabancı 50 konuşmacı sunum yaptı. 'Etkileşim ve İşbirliği' temasıyla gerçekleştilen konferans, tekstil değer zincirinin tümünü ilgilendiren uluslararası düzenleme ve regülasyonlar ile en yenilikçi çözüm ve inovasyonları aynı çatı altında buluşturdu. Finlandiya Büyükelçiliği ve Business Finland ile Hollanda, konferansın ülke partneriydi. Gün boyunca yoğun bir ilgiyle izleyip bilgi alışverişinde bulunan bin 500'den fazla katılımcı için konferans, networking imkanı buldu. Bu yılki etkinlikte 'SustainTech İstanbul' adı altında bir yan oturum da düzenlendi. Tekstil sanayinin sürdürülebilirlik dönüşümü ve bu alandaki girişimciler için düzenlenen SustainTech etkinliğinde moda ve tekstile dokunan alanlarda inovatif ve dönüştürücü sürdürülebilirlik çözümleri sunan yeni girişim ve şirketleri tekstil sektörüyle buluştu. Ayrıca yan salonlarda sektörün önde gelen kurumlarından; International Textile Manufacturers Federation, Textile Exchange ve Dornbirn Global Fiber Congress gibi uluslararası çatı kuruluşlara yer verildi ve bunların 2023 yılı boyunca gerçekleştirdiği konferans, proje ve çalışmaların çıktıları sektör ile paylaşıldı.

"Türkiye'den şirketler bekliyorum"

Kendini bir 'endüstriyel mucit' olarak tanımlayan, Finlandiya Teknik Araştırmalar Merkezi'nden Prof. Ali Harlin, Finlandiya Teknik Araştırmalar Merkezi'nde (VTT) biyokimya araştırmalarından sorumlu ve odak noktası plastik ve tekstil geri dönüşümüne alternatif ürünler geliştirmek. "Tekstil atıklarını geri dönüştürmek için topluyoruz. Teknik geri atık şirketimiz var. Ayrıca tekstil geri dönüşüm sistemleri için konseptler oluşturuyoruz" diyor. Tekstil geri dönüşümünde bir iş ekosisteminin oluştuğunu, 'dördüncü devre' olarak nitelediği yakın dönemde derin iş birliğinin olacağını ve sistemin buna göre şekilleneceğinden bahsediyor. "Türkiye'den de şirketleri bekliyorum. 1,4 milyar euro'dan fazla yenilenebilir malzeme var. Kimyasal geri dönüşüm için ise 10 yıl içinde 1 milyar euro yatırım gelecek. Bu konuda daha da ilerlemek için iş birliğine açığız" diyerek Türkiye'deki şirketleri davet ediyor.

"Ar-Ge ve inovasyon projeleri için ortak projeler yürütebiliriz"

Business Finland Kıdemli Danışmanı Nilüfer Alapınar da Türk tekstil sektörü temsilcilerinin Fin organizasyonları ile konsorsiyum kurmak ve ortak proje geliştirebileceğini söylüyor. Finlandiya'nın tekstil sektörü için sürdürülebilir yeniliklerde öncü ülkelerden biri olduğunu ve yeşil geçişte uluslararası, sürdürülebilir ve bilgiye dayalı tekstil endüstrisi için bir itici güç olmayı amaçladığını belirten Alapınar, "Tekstil endüstrisinin yeşil geçişine yönelik Fin çözümleri yalnızca tekstil üretimi ve bertarafı ile sınırlı olmamakla birlikte aynı zamanda sürdürülebilir malzemeler, biyo-tabanlı işlemler, ayrı toplama, malzeme tanımlama ve geri dönüşümü de kapsayacak şekilde tekstil endüstrisinin tüm yaşam döngüsüne yayılmaktadır" diyor.

Üretimi pamuğa kıyasla daha az su, kimyasal madde ve toprak gerektiren ve orman ürünlerinden elde edilen elyafların geliştirilmesine yönelik devam eden çok sayıda araştırma projesi bulunduğunu kaydeden Alapınar, "Şimdiden ticari potansiyele sahip çözümler üretmiş ve odun selülözünden üretilen elyaflar, Finlandiya'nın tekstil endüstrisine yönelik sağladığı en bilinen inovasyon haline gelmiştir. Finlandiya ayrıca, AB düzenlemelerinden iki yıl önce, 2023 yılında ülke çapında tekstil toplama ve geri dönüşümünü uygulamaya almıştır" şeklinde açıklama yapıyor. Alapınar, uluslararası ortaklıklarda disiplinlerarasılık ve sürdürülebilirliğin 2035'te ana akım haline geleceğini düşündüklerini söyleyerek şu bilgileri veriyor:

"Uluslararası ortaklıklar, yalnızca ülkeler arasında değil aynı zamanda endüstriler arasında da kurulacak. İşte bu vizyonla Business Finland ve TÜBİTAK, otomotiv ve tekstil endüstrilerinde sürdürülebilir üretim yöntemlerine yönelik olarak Finlandiya ve Türkiye arasında ortaklaşa yürütülecek Ar-Ge ve inovasyon projeleri için bir çağrı başlattı. TÜBİTAK ile Business Finland arasında 22 Ağustos 2023 tarihinde imzalanan iş birliği protokolü çerçevesinde, Türkiye ve Finlandiya'dan sanayi kuruluşları tarafından birlikte yürütülecek olan Ar-Ge ve inovasyon projeleri desteklenecektir. Bununla birlikte, iki ülkenin üniversitelerinin, kamu kuruluşlarının ve araştırma merkezlerinin/enstitülerinin, sanayi kuruluşları ile birlikte oluşturulacak konsorsiyumda yer alması mümkün olacak. 1 Kasım 2023 – 16 Şubat 2024 tarihleri arasında başvurulara açık olan bu çağrıda, otomotiv ve tekstil endüstrilerinde üretimin sürdürülebilirliği konusundaki projeler ele alınacak. Business Finland, bu çağrıya katılan konsorsiyumda yer alan Fin kuruluşlarına TÜBİTAK ise Türk kuruluşlarına fon sağlayacak."

Alapınar'ın belirttiğine göre; Business Finland (Finlandiya Ticaret Müşavirliği), Finlandiya'nın Ekonomi ve İstihdam Bakanlığı'na bağlı olarak Fin şirketlerine yönelik ulusal fonlama, inovasyon, ihracat geliştirme, turizm hizmetlerinin sağlanması ile Finlandiya'ya yatırım çekme alanlarında faaliyet gösteren, Türkiye de dahil olmak üzere 40 ülkede ofisi bulunan kâr amacı gütmeyen bir kamu organizasyonu.

AB, satılmayan giysi ve ayakkabıların imhasını yasakladı

Avrupa Birliği'nin (AB) yürütme organı Avrupa Komisyonu ve Avrupa Parlementosu, "sürdürülebilir ürünlere yönelik eko-tasarım" düzenlemesi konusunda anlaşmaya vardı. "Kıt malzemelerin israfı" olarak değerlendirilen bu uygulamanın çevreye, iklime ve halkın bütçesine zarar verdiğini gerekçesiyle yeni yasal düzenlemenin hayata geçirilmesi kararı alındı. Yeni düzenlemenin yürürlüğe girmesinin ardından, iki yıl içinde Avrupa genelinde satılmayan giysi ve ayakkabıların imha edilmesi tamamen yasaklanacak.

Gelen haberlere göre Avrupalı üreticiler, her yıl satılmayan veya iade edilen milyonlarca ton giyilmemiş giysi ve ayakkabıyı çöp yakma fırını ya da parçalama tesislerine gönderiyor. AB genelinde kişi başına yıllık 11 kilo tekstil ürünü çöpe atılıyor.

Tekstil ve konfeksiyon niçin stratejik sektör?

-Türkiye, Avrupa Birliği'nin en büyük moda marka ve konfeksiyon tedarikçisi ülke olarak sanayisi üretimini ve hizmetlerini sürdürülebilir ilkelere göre yönetmek zorunda.

-Çünkü AB, 2022 yılında 103,1 milyar dolar ile Türkiye'nin ihracatından yüzde 40.6 pay aldı. Yani AB, Türkiye'nin toplam ihracatında ilk sırada yer alıyor. Türkiye'nin toplam ihracatı içindeki hazır giyim ve konfeksiyon ihracatı ise 1,6 milyar dolarla üçüncü sırada yer alıyor. Türkiye genelinde hazır giyim ve konfeksiyon sektöründe ihracat yapılan ülkeler incelendiğinde birinci sırada yüzde 25'lik pay ile Almanya yer alıyor. Almanya'yı sırasıyla, Birleşik Krallık, İspanya, Fransa ve Hollanda izliyor.

-Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) verilerine baktığımızda Türkiye'nin dünya toplam tekstil ihracatında geçen yıla nazaran yüzde 5.18'lik bir artışla gerçekleştirdiği 8,2 milyar dolarlık ihracat ve yüzde 3,00'lık pazar payı ile 7. sırada olduğu görülüyor.

-Dolayısıyla tekstil sektörü, Türkiye ekonomisi içinde en yüksek ikinci paya sahip ve üretim-ihracat bakımından tüm endüstri dalları arasında otomotiv sektöründen sonra ikinci sırada yer alıyor. Bu sebeple tekstil sektörü, Türkiye için stratejik önemi olan bir sektör.

BM'nin 17 evrensel hedeften oluşan eylem çağrısı

Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları, farklı gelişmişlik seviyesindeki ülkeler için geçerli 17 evrensel hedeften oluşan bu eylem çağrısı. Birleşmiş Milletler Türkiye'nin web sayasında bu hedefler şöyle sıralanıyor:

Yoksulluğa son; açlığa son; sağlık ve kaliteli yaşam; nitelikli eğitim; toplumsal cinsiyet eşitliği; temiz su ve sanitasyon; erişilebilir ve temiz enerji; insana yakışır ve ekonomik büyüme; sanayi, yenilikçilik ve altyapı; eşitsizliklerin azaltılması; sürdürülebilir şehirler ve topluluklar; sorumlu üretim ve tüketim; iklim eylemi; sudaki yaşam; barış, adalet ve güçlü kurumlar; amaçlar ve ortaklıklar.

Türkiye'nin 2023'te geldiği son durum: 166 ülke arasında 72. sırada

Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Çözümler Ağı/Sustainable Development Solutions Network (SDSN), kalkınma amaçlarının yer aldığı Sürdürülebilir Kalkınma Raporu'nun 2023 değerlendirmesine göre; 2015'ten bu yana dünyada kat edilen ilerleme hızına bakılırsa söz konusu hedeflere 2030'a ulaşmak zor görünüyor. Yine rapora göre bir OECD ülkesi olan Türkiye, 166 ülke arasında 70.8 endeks puanı ile 72. sırada yer alıyor. 2021'de 2.6 trilyon dolar GSYİH'ya sahip Türkiye'nin kişi başına düşen GSYİH miktarı ise 30 bin 352 dolar. Türkiye'nin SKA'lar için hükümet çabaları ve taahhütleri ise 'ılıman' kategorisinde değerlendiriliyor.

Rapora göre 2022 verilerine göre yoksulluğa son (SKA 1) ve nitelikli eğitim (SKA 4) amaçlarında zorluklar devam etse de nispi iyileşme gözlemleniyor. Sağlık ve kaliteli yaşam (SKA 3) temiz su ve sanitasyon (SKA 6), erişilebilir ve temiz enerji (SKA 7), sanayi, yenilikçilik ve altyapı (SKA 9), sorumlu üretim ve tüketim (SKA 12), sudaki yaşam (SKA 14) amaçları, puanın orta derecede iyileştiği ve bunun hedefe ulaşmak için yetersiz olduğu belirtiliyor. Açlığa son (SKA 2), toplumsa cinsiyet eşitliği (SKA 5), insana yakışır iş ve ekonomik büyüme (SKA 8), işsizliklerin azaltılması (SKA 10) sürdürülebilir şehirler ve topluluklar (SKA11), iklim eylemi (SKA 13), karasal yaşam (SKA 15), barış, adalet ve güçlü kurumlar (SKA 16), amaçlar için ortaklıklar (SKA 17) hedeflerinde ise puandaki ilerlemenin durduğu veya beklenen oranın yüzde 50'sinden daha az arttığı belirtiliyor.

BİZE ULAŞIN