Türkiye'nin dört bir yanında elektrik üreten çatılara ilgi artıyor (3)

Yüksek enerji maliyetleri, “çatı tipi GES” projelerine ilgiyi artırıyor. Türkiye’de güneş enerjisi kurulu gücü 8 bin 479 MW’yi geçerken, çatı tipi GES’lerin kurulu gücü bin MW’ı aşmış bulunuyor. Elektrik tüketimi çok yüksek sektörler başta olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanında çatı tipi GES’lere talep katlanarak artıyor. (Üçüncü Bölüm)
23.08.2022 20:59 GÜNCELLEME : 24.08.2022 00:00

PARA ARAŞTIRMA/ HÜLYA GENÇ SERTKAYA Yüksek enerji maliyetleri, Türkiye'de yenilenebilir enerji yatırımlarının önünü açacak adımlar atılması ve Yeşil Mutabakat süreci, sanayicinin güneş enerjisi santrallerine (GES) ilgisini artırdı. Son yıllarda çatı/cephe/arazi GES talebi katlanarak arttı. (Üçüncü Bölüm)

YENİLENEBİLİR ENERJİ İÇİN "İHRACAT BİRLİĞİ"

Türkiye'nin ilk Yenilenebilir Enerji Ekipman ve Hizmet İhracatçıları Birliği'nin kurulmasına yönelik çalışmalar devam ediyor. Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Türkiye'de yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı kurulu güç seviyelerinin her yıl artış göstermesiyle ekipman üretimi yapan firmaların üretim ve ihracat potansiyelleri de artış kaydedeceğini vurgulayarak, ihracat seviyesinin de her geçen yıl ivmelenerek artacağı değerlendirildiğinde, sektörün koordinasyonunun ve güç birliği oluşturmasının öneminin bir kez daha anlaşıldığını kaydetti. EİB bünyesinde kurmayı planladıkları ihracatçı birliğinin, Türkiye'ye yatırım yapmayı düşünen uluslararası sermaye için de referans olacağını söyleyen Eskinazi, kimsenin kaybetmediği, sektörün ve ihracatçı firmaların tümünün kazandığı bir stratejiden söz etmenin mümkün olduğunu kaydetti. Eskinazi, "Ülkemizin ilk Yenilenebilir Enerji Ekipman ve Hizmet İhracatçıları Birliği'nin kurulması için geçen yıl girişimlerimizi başlattık. 200'ü İzmir'de olmak üzere yenilenebilir enerji ekipmanları alanında ihracat yapan 309 firmanın ürün ve hizmet bazlı incelemesini sürdürüyoruz" dedi.

İHRACAT 500 MİLYON DOLARI AŞTI

Eskinazi'nin verdiği bilgiye göre yapılan saha araştırmaları, Türkiye'nin yenilenebilir enerji ekipmanları ihracatının yıllık 500 milyon dolar seviyesini aştığını gösteriyor. Yenilenebilir ve temiz enerji sektöründe faaliyet gösteren; makine, ekipman, komponent ve aksam üreten firmaların yaptıkları ihracatları kayıt altına alan özel bir Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonu (GTİP) tanımlaması bulunmadığına dikkat çeken Eskinazi, bu konu üzerinde çok hassas bir çalışma yaptıklarını dile getirdi. Yenilenebilir enerjide kullanılan makine ve ekipmanlara özel gümrük tarifeleri bulunmadığını vurgulayan Eskinazi, şunları söyledi:

"Örneğin, bir rüzgâr türbininde kullanılan motor parçası, yenilenebilir enerji ekipmanı olarak görülmüyor. Motor olarak ihraç ediliyor ve böyle olunca da konusu itibarıyla savunma sanayisinde görünüyor. Bu nedenle yeni bir GTİP tanımlaması gerekiyor. GTİP kodları uyuşan firmaların, İzmir'de kurulması planlanan birlik çatısı altında toplanması için yakın zamanda ilk adımlar atılmaya başlanacak. İzmir merkezli olarak faaliyet gösteren ve bu alanda ülkemizin en güçlü firmalarını çatısı altında toplayan Enerji Sanayicileri ve İş Adamları Derneği'nin İzmir Kalkınma Ajansı ile yürüttüğü, 3.1 milyon euro AB hibe desteği almaya hak kazanan Best For Energy projesi, bu çalışmada saha verilerini almamıza katkı sağlıyor. Bu proje kapsamında Temiz Enerji ve Temiz Teknoloji Yetenek Matrisi (CLEANMATRIX) çalışmasına katılan şirketlerin yüzde 67'sinin ihracat yaptığı, yüzde 90'ının son iki yılda gelirlerini artırdığı, yüzde 83'ünün son iki yılda karlılıklarını artırmayı başardığı anlaşıldı."

"BIRAKALIM, ENERJİSİNİ ÜRETMEK İSTEYEN HERKES ÜRETSİN"

Alper KALAYCI / Enerji Sanayicileri ve İş Adamları Derneği (ENSİA) Yönetim Kurulu Başkanı

Ülkemizin nihai enerji tüketiminin yaklaşık üçte birinin binalardan kaynaklandığını biliyoruz. Çatı üstü güneş enerjisi sistemleri, bu tüketimi karşılamada öne çıkan teknolojilerin başında geliyor. Çatı üstü güneş sistemleri ayrıca şebeke elektriğine olan ihtiyacı azaltırken, dağıtım kayıplarının azalmasına katkıda bulunuyor. Maliyet-fayda analizi ile çatı üstü GES'lerin ekonomik ve çevresel etkilerinin taşıdığı kritik faktör düşünüldüğünde, ülkemizin potansiyelinin çok çok altında bir kurulu güce sahip olduğunu söylememiz zor değil. Türkiye'deki binalarda çatı üstü güneş sistemleri için 14,9 GW'lık teknik potansiyel mevcut. Bu potansiyelin büyük kısmı çok haneli konutlar için bulunurken; fabrikalar, ticari binalar, kamu ve sanayi binaları bunu takip ediyor. Türkiye'de tüm çatı alanlarının kullanılması durumunda ise 55 GW'lık teorik potansiyelimizin olduğu bilimsel hesaplamalara göre görülüyor. Mayıs 2022 sonu itibarıyla lisanslı ve lisanssız GES kurulu gücümüz ise 8,3 GW seviyesinde. Bu seviye, alacağımız daha çok yol olduğunu gösteriyor. Türkiye, güneş santrallerinin devreye alındığı 2014'den bugüne dünyada GES kurulu gücünü en fazla artıran dokuzuncu, Avrupa'da ise üçüncü ülke konumuna yükseldi. Benzer durum biyogaz ve dünyada potansiyeli en yüksek dördüncü ülke olduğumuz jeotermal enerji için de geçerli. Yerli kaynaklarımızla üreteceğimiz her bir kW enerjinin, karşılığı olan dövizin cebimizde kalması demek olduğunu unutmamamız gerekiyor. Bırakalım enerjisini üretmek isteyen herkes üretsin, ister işletmesinde kullansın ister sisteme satsın.

"ÇATI GES TALEPLERİ ARTARAK DEVAM EDECEK"

Halil DEMİRDAĞ / Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği (GENSED) Yönetim Kurulu Başkanı

Sözleşme güçlerinin iki katına kadar çıkaran kurulum hakkı yasal mevzuatı ile birlikte sürekli artan enerji fiyatları, kurulum taleplerini artırdı. Artarak gelen yeni talepler de gözleniyor. Temmuz başı itibarıyla Türkiye'de güneş kurulu gücü 8.335,9 MW toplam kurulu gücün yüzde 8.23 ünü oluşturuyor. Halihazırda ülkemizde çatı üstü GES kurulu gücü 1000 MW'ı geçti. 2021 yılı sonu itibarıyla çatı tipi GES'lerin gücü 934 MW ulaşırken, güneş kurulu gücü içerisindeki payı da yüzde 12 seviyesine kadar yükseldi. 2022 yılı içinde çatı GES taleplerinin artarak devam etmesi bekleniyor. Türkiye'deki binalarda çatı üstü güneş sistemleri için en az 20 GW teknik potansiyel olduğu öngörülürken, bu potansiyelin büyük kısmını çok haneli konutlar oluşturuyor. Halihazırda daha sadece 1 GW'lık kuruluma ulaşıldı. Bu arada Smart Güneş Teknolojileri olarak 2022 yılı itibarıyla bayileşme çalışmalarına hız verdik. Türkiye genelinde 24 ilde 28 satıcı ve uygulayıcı bayimiz mevcut. Bayi ağımızı müşterilerimize daha yakın olmak maksadıyla farklı il ve ilçeler bazında daha da geliştirmeyi planlamaktayız.

"SANAYİCİ LİSANSSIZ ENERJİ ÜRETİMİNDE OLDUKÇA HEVESLİ"

Cem ÖZKÖK / Enerji Yatırımcıları Derneği (GÜYAD) Yönetim Kurulu Başkanı

Türkiye'nin ispatlanmış 3 bin 500 MW daha jeotermal potansiyeli var. Rüzgar gücü ise deniz ve karasal toplamı olarak yaklaşık 48 bin MW. Güneşte, yıllık toplam ışınım değerinin yaklaşık bin 500 kWh/m2 olduğu varsayımından haraketle yıllık 380 milyar kWh enerji potansiyeli olduğunu söyleyebiliriz. Güneş enerjisinde Avrupa, jeotermalde dünya sıralamalarında önde gelsek de bu potansiyelle övüncümüz ancak potansiyeli kullanıma geçirdiğimiz takdirde bir anlam ifade edecek. Potansiyelin kullanıma sunulması için altyapımızın olması gerek. Güneş, rüzgar ve jeotermalde toplam 20 bin 951 MW kurulu gücümüz var. Potansiyelimizin çok altındayız. Yeşil mutabakat, karbon salınımını azaltmak gibi başlıklarla küresel ısınmayı 1.5 C ile sınırlamak isteyen bir dünyadaydık. Rusya'nın Ukrayna'yı işgali ile oyunun kuralları aniden değişti. Şu anda en pahalı enerji olmayan enerji düşüncesi ile çalışmayan kömür santrallerini bile çalıştırma noktasına geldik. Enerji arz güvenliği, tüm Rusya kaynaklı enerji kullananların ana problemi haline geldi. Rusya'dan gelen fosil yakıt üretiminin global enerji piyasalarından çekilmesinin konuşulması bile fiyatları patlattı. Eksikliğin başka üretimlerle telafi edilme imkanları araştırılmaya başladı. Alternatif kaynaklardan güneş enerjisine yönelme, polisilikon fiyatlarını 10 katına çıkardı. Global piyasalarda yükselen fiyatların Türkiye'ye etkisi, dolar kuru yüksekliği nedeniyle katlanarak arttı. Bu nedenlerle kaynak maliyetini göz önüne alarak sanayicimiz lisanssız enerji üretimi konusunda oldukça hevesli. Ama buradaki itici gücün yeşil mutabakattan önce maliyetleri düşürmek ve arz güvenliğini sağlamak olduğunu bir kez daha ifade etmekte fayda var.

"TÜRKİYE'NİN DÖRT BİR YANINDA GÜNEŞ ENERJİSİ PROJELERİ GELİŞTİRECEĞİZ"

Tolga Murat ÖZDEMİR / Kontek Enerji CEO'su ve İcra Kurulu Başkanı

Güneş enerjisi alanındaki iş birimimiz Konar ile çoğunluğu İzmir'de olan fakat İstanbul'da da iş geliştirme-tasarım-işletme ve bakım gibi tüm kabiliyetlerini sunabildiği uzman ekibi ve Türkiye'nin dört bir yanındaki diğer ofisleri sayesinde tüm Türkiye'ye hizmet veriyoruz. Limak Enerji (16,3MWp), Baltech Yenilenebilir Enerji A.Ş (14.04 MWp) gibi toplamda 90 MWp'lik saha GES projelerinin yanında Daikin (5,7MW), Netlog (bin 132.3 kWp), Mars Lojistik (bin 965.6 kWp), Uçak Tekstil (4 bin 423.3 kWp), Irmak Oto Soğuk Hava Depoları (2 bin132 kWp), Japan Tobacco International (JTI) (514 kWp) gibi ve daha birçok kurumsal yatırımcımıza anahtar teslim güneş enerjisi santralleri kurduk. Kontek olarak kurumsalda büyük firmalar ile çalışıyoruz. Bu büyüklükte projelerle ilgilenirken Türkiye'nin dört bir yanında küçük büyük fark etmeden tüm yatırımcılara hizmet vermek için elbette ki bir yayılım politikası izlemek gerekiyor. Bu yöndeki yayılımı Solar Alliance adı verdiğimiz partnerlik ağımızla gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Ege Bölgesi Solar Partnerimiz olan Sunra Enerji, 2021'de kurulmasına rağmen bu sene Ege Bölgesi küçük ticari ve mesken çatılarında oldukça iyi bir performans sergileyerek henüz birinci yılı dolmadan 20 MWp'lik projeye imza attı. Adana-Mersin-Kahramanmaraş bölgesindeki partnerimiz Merkon Otomasyon ise Türkiye'nin güneyindeki projeler ile ilgilenmekte. Biz 2022 yılı sonunda İstanbul-Bursa-Kocaeli-Sakarya-Çanakkale-Tekirdağ-Kırklareli-Edirne bölgesinde bir partnerlik ve Antalya-Denizli-Muğla bölgesindeki projeleri takip edecek bir partnerlik ile toplamda dört partner ile Türkiye'nin dört bir yanında güneş enerjisi projeleri geliştirmeyi planlıyoruz.

"HEMEN HEMEN HER SEKTÖRDE HAREKETLİLİK OLDU"

Jak ESKİNAZİ / Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) Koordinatör Başkanı

Başta ihracatçı sektörlerde olmak üzere oldukça fazla sayıda şirketin Yeşil Mutabakat çerçevesinde yeni döneme hazırlık için güneş enerjisi yatırımlarına yöneldiğini gözlüyoruz. Lisanssız elektrik üretiminde, çatıda yeterli alanı olmayan işletmelere aynı dağıtım bölgesi sınırları içerisinde kalmak şartı ile arazide GES kurulum imkanı tanınması, sanayi tesislerine sözleşme güçlerinin iki katına kadar GES kurulum imkanı verilmesi ve lisanssız GES yatırımlarının 4. Bölge Teşvik kapsamına alınması gibi düzenlemelerin firmaların bu yatırımları hızlandırmasında olumlu etkisinin olduğunu söyleyebiliriz. Başta tekstil ve gıda gibi sektörleri olmak üzere, Avrupa Birliği pazarlarına yönelik yoğun ihracat faaliyeti olan hemen hemen her sektörde hareketliliğin olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca uygulamadan ilk etkilenecek çimento ve alüminyum gibi sektörlerdeki firmalar da uygulamadan asgari düzeyde etkilenebilmek için büyük güçlerdeki enerji yatırımlarını devreye almaya başladılar. Gerekli dönüşümün olmamamasın maliyetine ilişkin net bir rakam vermemiz bugün için mümkün değil. Fakat Avrupa Birliği'nin uygulama ile fosil yakıt kullanımına yönelik caydırıcı bir etki yapmak istemesi nedeniyle önemli bir maliyet kalemi olacağını söyleyebiliriz. Bu durum özellikle yüksek rekabetin ve düşük kar marjlarının olduğu sektörler için önemli bir maliyet kalemi oluşturabilecektir.

"YOĞUN TALEP GÖZLEMLİYORUZ"

İbrahim ERDEN / Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) Yönetim Kurulu Başkanı

Özellikle emtia fiyatları ve doğalgaz girdi maliyetlerindeki artış nedeniyle elektrik fiyatlarında önemli yükselişleri gözlemliyor ve içinde yaşıyoruz. Bu artışlarla beraber Cumhurbaşkanımız tarafından açıklanan ve sanayide enerji üretimi için sunulan teşvik düzenlemeleri sonrasında sanayicilerimizin RES ve GES yatırımlarına ilgisi oldukça arttı. Sanayicilerimiz tesislerinin bağlantı gücünün iki katı miktarda kurulu güç için çağrı mektubu alarak bu miktarda tesis için yatırım yapabiliyorlar. Bu şekilde yatırım yapmak üzere yoğun talep gözlemliyoruz. Bu yatırımlar özellikle güneşe yönelik ama arazi maliyetinin ya da rüzgar potansiyelinin yüksek olduğu bölgelerde ya da büyük kurulu güçte öz tüketim tesisleri kurulma imkanı olan yerlerde rüzgara eğilim daha fazla. Rüzgar yatırımı için planlanan güce göre değişen oran ve seviyelerde yatırım bedeli ve arazi temin edilmesi gerekiyor, fakat rüzgar yatırımlarında sadece kurulacak kumanda binası, türbin alanı ve türbinler arası yollar için alana ihtiyaç duyduğundan güneş ile kıyaslandığında çok düşük ölçekte alan ihtiyacı oluşuyor. Yatırımcılar yatırım maliyeti için de takriben 30 MW ölçeğinde bir santral için arazi koşulları ve maliyetleri, lojistik maliyetler, enerji nakil hattı güzergahı, hangi seviyeden şebeke bağlantısının yapılacağı gibi ana maliyet değişkenleri dikkate alındığında 34-42 milyon euro mertebesinde oluşabildiğini öngörebilirler. Öztüketim için yapılan bu yatırımlar, lisanssız üretim mevzuatı çerçevesinde yapılabiliyor. Lisanslanma süreci ancak 10 yılın sonunda mümkün olabilir, fakat lisanslama konusunda hala önemli eksiklikler görüyoruz.

"SEKTÖRDE ÇATI-CEPHE GES YATIRIMLARINA YÖNELİM GÖZLENİYOR"

Yavuz EROĞLU / Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) Yönetim Kurulu Başkanı

Karbon ayak izinin sıfırlanmasına destek olunması ve enerji maliyetlerinin azaltılması amacıyla plastik endüstrisinde yenilenebilir enerji sistemlerine yöneliş başladı. Başlayan dönüşümün hızlanmasının önemli bir nedeni de var elbette… Bu da plastik sektörünün üretimde enerjiyi en fazla kullanan sektör olması. Artan enerji maliyetleri, bu dönüşümü hızlandırıyor. Ülkemizdeki imalat sanayinin toplam elektrik tüketiminin yüzde 16.7'si plastik, petrokimya ve bağlantılı sanayinin üretimi için kullanıldığından enerjideki fiyat artışları üretim maliyetlerimizi direkt olarak artırıyor. Enerji maliyetleri, (elektrik-doğalgaz), sektörümüzdeki sanayicilerin en büyük maliyet kalemlerinden birini oluşturduğundan faturaları düşürecek ve aynı zamanda çevreci olan çatı-cephe GES yatırımlarına yönelim gözleniyor. Plastik sektörümüzün de yönelim sağladığı güneş enerjisinden elektrik üretimini artırmak tüm dünyada enerjide dışa bağımlılığı azaltmada avantaj sağlarken, diğer kaynaklara göre daha kolay ölçeklenebilir yapısı ve her noktadan ulaşılabilir bir kaynak olması avantajıyla mevcut elektrik santrallerine eklenmeye de en uygun yardımcı kaynak olarak görülüyor.

BİZE ULAŞIN