‘Tarkan’dan aldığı ilhamla globalleşme yolunda
PARA RÖPORTAJ/ ÜRÜN DİRİER Oplog, e-ticareti ama daha da önemlisi e-ihracatı kolaylaştırmak için depo hizmetleri sunan bir teknoloji şirketi. Amazon'un robotlarla çalıştığı şu meşhur depoların bir benzerini servis olarak sunuyor. Tarqan isimli robotlarıyla global 'fulfillment' sektörünü ele geçirmeyi planlıyor. Peki tam olarak ne yapıyor? Diyelim Amerika'ya ya da Avrupa ülkelerine e-ticaret üzerinden ürün satmak istiyorsunuz ama her seferinde tek tek ürünleri nasıl göndereceğiniz, gönderim maliyetiyle satış fiyatı arasında nasıl bir denge kuracağınız konusunda kafanız karışık. İşte tam orada robotik depo şirketi Oplog devreye giriyor. Sınırları ortadan kaldırma ve şirketleri özgürleştirme motivasyonuyla yola çıkan kurucu Halit Develioglu, her ölçekten şirketin hatta bireysel satıcıların bile "kullandığın kadar öde" modeliyle bu hizmetten yararlanabileceğini söylüyor.
Şirketin Amerika ve Avrupa'daki depolarında ürünlerinizin kapladığı yer kadar ödeme yapıyor, onu da satış yapmaya başladıktan sonra ödüyorsunuz. Ürünleri depolara dilerseniz kendiniz gönderebilirsiniz ama gönderemem derseniz de şirket gelip sizden teslim alıp kendisi götürebiliyor. Teknolojisi yüzde 100 yerli ve milli olan Tarqan isimli depo robotları, yüz binlerce ürün içinden küçük bir düğmeyi bile hızlıca bularak kargoya teslim ediyor. Şirketin hedefi dünyada robotik depo alanında lider olmak. Hatta daha şimdiden çok önemli global markalara hizmet vermeye başlamış. Bu arada şirketin Türkiye içinde de hizmet verdiğini hatırlatalım. İngiltere merkezli şirketin kurucusu Halit Develioğlu ile şirketin neler yaptığını, hedeflerini ve yeni projelerini konuştuk.
Oplog'u nasıl, ne zaman ve hangi amaçla kurdunuz?
Oplog, 2013 yılında kuruldu. Yaklaşık 11 senelik bir teknoloji lojistik şirketi. 2022 yılında Esas Holding kurucusu Ali Sabancı'dan yatırım aldıktan sonra uluslar arası alana açılmak için harekete geçtik. Sunduğumuz hizmet ve orada yakaladığımız rekabetçi avantaj aslında gelişmiş ülkelerde bize daha büyük fırsatlar sunuyor. Bu yüzden öncelikli olarak İngiltere'ye açıldık. Bu açılma işleri expansion (genişleme) start-up'ın ya da scale-up'ın uluslararası pazara açılmasındaki en önemli faktör fonder'ın da (kurucu) o ülkeye gidip orada her şeyi kurabilmesinden geçiyor. O yüzden de pılımızı pırtımızı topladık, İngiltere'ye her şeyi taşıdık.
Neden ilk olarak İngiltere pazarına girdiniz?
İngiltere e-ticarette gelişmiş bir ülke. Tüketiciler de temel alışverişlerini artık tamamen e-ticarete entegre etmiş vaziyetteler. Bu yüzden de e-ticaret lojistiği alanında orada büyük fırsatlar var. Bir de İngiltere iş gücünün çok zor bulunduğu bir ülke. Bu yüzden sunduğumuz e-ticaret lojistiği tarafındaki temelde iş gücüne oradaki operasyonlara dayalı sektörlerde ciddi fırsatlar bulunuyor. Çünkü büyük firmalar personel bulmakta ve depolarda sağlıklı bir işleyiş kurmakta zorlanıyorlar. Şirketin ana amacı, büyümeyi özgürlükle sağlayabilmek. İnsanın en güzel hali kendi öz hali. Özgür hissettiğinde kendi olmaya başlıyor. Biz özgürlüğü müşterilerimize de sunuyoruz. Onlara diyoruz ki, siz kendi hayallerinize odaklanın, markanızı nereye taşımak istediğinize odaklanın, sınırları biz sizin önünüzden kaldırıyoruz. Lojistik yükünüzü biz sırtlanıyoruz. Şirketimizin misyonu dijitalleşen ticaretin önündeki fiziksel sınırları kaldırmak.
Nerelerde depolarınız var? Bir e-ticaret firması, tüm Avrupa'ya ve ABD'ye sizin depolarınız üzerinden gönderim yapabilir mi?
Türkiye, İngiltere, Almanya ve Amerika'da depolarımız var. Amerika'da Chicago'dayız. Amerika'daki en önemli lojistik ağlarından biri durumundayız. Tek depo üzerinden tüm Amerika coğrafyasına dağıtım yapıyoruz. Diyelim ki, sizin bir markanız var. Tekstil üzerine bir marka yarattınız. Ürünlerinizi de internet üzerinden satıyorsunuz. Biz tüm ürünlerinizi alıp, kendi depolarımızda stokluyoruz. Sizin satış yaptığınız kendi internet sitenize entegrasyonları gerçekleştiriyoruz. Müşteriye ürünleri ulaştırana kadar geçen tüm depolama ve lojistik süreçlerini gerçekleştirerek, sizin üzerinizden bu yükü alıyoruz.
Şu anda kaç müşteriniz var? Çalıştığınız büyük global markalardan örnekler verebilir misiniz?
E-ticarette satılan birçok kategoriye hizmet veriyoruz. Bugün 100'den fazla müşterimiz var. Tekstil kategorileri başta olmak üzere kozmetik, ayakkabı, mobilya kategorisinde de hizmetlerimiz bulunuyor. Örneğin, Kelebek Mobilya'ya İngiltere'de hizmet veriyoruz. Kelebek, İngiltere'de bir operasyon kurdu ve İngiltere pazarına açıldı. Oradaki lojistik hizmetini biz sunuyoruz. Paketli gıda markaları da bulunuyor çalıştığımız markalar arasında. Kısacası e-ticarette talep gören, kargoyla aktarımı sağlanabilecek hangi ürün kategorileri varsa bunların hizmetini müşterilerimize sunuyoruz. Aynı işi Altınyıldız için Almanya'da yapıyoruz. Uluslararası alanda Sony, Tupperware, Rossmann, Herbalife gibi global markaların Türkiye operasyonlarının yanı sıra yurtdışı depolarında Merinos gibi güçlü Türk markalarının operasyonlarını da yürütüyoruz.
Tüm dünyada toplam kaç çalışanınız var? 2024 yılı için projeleriniz ve beklentileriniz nelerdir?
Merkezimizi Londra'ya taşıdık. Toplamda 400'e yakın çalışanımız var. Tüm dünyada yeni depolar açmayı hedefliyoruz. Ekibimizi de büyütmeye ve yeni yetenekler katmaya devam ediyoruz. Amazon'dan yaptığımız iki önemli yönetici transferi ile ekibimize güçlü isimler kattık. Oplog insanlarla beraber çalışacak, otonom yeni bir robot geliştirme hazırlığını da sürdürüyor. 2024 yılı sonuna kadar globalleşme sürecini daha da hızlandıracağız. Depo içerisinde kullanılan yazılımlar, mutlak hız ve kalite sağlayan depo otomasyon robotları da dahil tüm teknolojileri kendi bünyemizde geliştiriyoruz. Kaynaklarımızı Ar-Ge ve teknolojiye aktarıyoruz. Çünkü gelecekte sadece kendi teknolojisini geliştiren lojistik firmaları ayakta kalacak.
Firmalara sunduğunuz hizmetler neler? Sizinle çalışan bir şirketin ne gibi avantajları oluyor?
Büyük bir marka olduğunuzu düşünün ve konvansiyonel bir lojistik firmayla çalışıyorsunuz. Bu lojistik firması size 10 bin metrekarelik bir depoyu kontratla hizmet olarak sunuyor. Bu kadar metrekarelik bir alanın siz 5 bin metrekaresini de kullansanız, sizden tüm alanın ücretini tahsil ediyor. Hatta deponun içerisinde sizin iş hacminize göre barındırılan operasyon iş gücünü de siz sabit olarak ödüyorsunuz. Biz de ise sadece kullandığınız kadar ödüyorsunuz. Müşterimizden kullandığı hacim kadar ücret alıyoruz. Bu model markalar tarafından o kadar rağbet gördü ki, bu sayede hızlı büyüdük. İlk başta çok küçük depolarla işe başladık. Pazarda zaten bir rakip ve alternatif olmadığı için hızlı bir şekilde rağbet gördük. İki şekilde çalışıyoruz. Müşterilerimiz isterlerse ürünlerini kendileri depolarımıza getiriyorlar. Ya da biz onlardan 'pic-up' yapıyoruz. Burada da biz markayla koordinasyonu sağlıyoruz. İlgili taşıma ekiplerimiz tüm ürünleri paketleyip, kutulayıp öyle alıyor. Sonrasında ürünler depolarda yeniden açılıp ilgili raflara barkodlarıyla okutularak yerleştiriliyor. Hemen ardından da gönderimler başlıyor.
Türkiye'de ihracatın yüzde kaçı online tarafta gerçekleşiyor? Bu alanda en önemli ihtiyaç sizce nedir?
İhracat Genel Müdürlüğü, E-İhracat Genel Müdürlüğü değerlendirmelerine göre eksikliklere rağmen, E-ihracatın yükselişi verilerle net bir şekilde ortada. Bakanlık verilerine göre, 2023 yılı Ocak-Haziran döneminde e-ihracatın genel ihracattaki payı yüzde 1.4 iken, bu oran 2024 yılının aynı döneminde yüzde 2.7'ye yükseldi. Bu rakam 2022 yılı sonunda yüzde 0.9 idi. Bu anlamda, e-ihracatın genel ihracattaki payı 3 kat artmış durumda. Bu bağlamda, 2023 yılı Haziran ayı itibarıyla toplam 1 milyar 589 milyon dolarlık e-ihracat hacmi, 2024 yılında yüzde 99.1 artış göstererek 3 milyar 164 milyon dolara ulaşmış. E-ihracattaki en büyük sorunumuz, şirketlerin farkındalığının yetersiz olması.
Peki sizin hizmetlerinizden sadece büyük şirketler mi faydalanabiliyor? Küçük şirketler ve satıcılar için de hizmet veriyor musunuz?
Konvansiyonel lojistik şirketleri size aslında dedike (markaya özel tahsis edilmiş) bir depo veya deponun içinde bir alan veriyorlar. O yüzden de o tarz firmalarla çalışmak için sizin de büyük bir firma olmanız lazım. Oplog'da ise herhangi bir limit ya da sınır yok. Sadece 100 tane kolye ürettiniz ve bunları İngiltere'ye satmak istiyorsunuz. Orada sitenizi açtınız. 100 kolyeyi Oplog depolarına gönderip satışa başlayabilirsiniz. 100 kolyenin fiyatı yine 100 kolye fiyatı. Biz bunu 'Kullandığın kadar öde' olarak adlandırıyoruz. Depolarımızda ürünlerin enini, boyunu, yüksekliğini lazerle tarayan aletler var. O yüzden ürünlerinizin hacmi kadar ödeme yapıyorsunuz. İşin sipariş hazırlama kısmında da sabit hiçbir şey ödemiyorsunuz. Ne zaman satış gerçekleştirirseniz, biz ürünleri toplayıp, paketleyip kargoladığımızda sizden sattığınız ürün ücretini alıyoruz.
Robotlarınızın adı neden Tarqan ve ne gibi özellikleri var?
Biz Türkiye'den çıkmış bir marka olarak doğduğumuz toprakları çok seviyoruz. Bu çerçevede de globalleşme yolunda bu topraklarda bilinen isimlerle ilgili bir ihtirasımız da var. Baktığınızda, teknoloji dünyasında işin globalleşen tarafında gördüğümüz markalar hep yabancı. Bunlar arasında en çok tutunanlar ise kendi yerel kimliğini yaratabilen, kendi geldiği coğrafyasıyla özdeşleşebilmiş ve kendi kültürünü, dinamiklerini yansıtabilmiş olanlar. Biz de Anadolu topraklarını sahiplenebilen ve gururla temsil edebilen bir süper kahraman olarak Tarkan'ı seçtik. Nasıl farklı coğrafyalar Robin Hood, Thor, Batman, Captain America gibi kendi kimliklerine kendi efsaneleri, hikayelerini çıkartıyorsa biz de Tarkan'ı topraklarımızdaki gücün, kararlılığın temsilcisi ve bayrak yarışı olarak görüyoruz.
Neden ilk önce Avrupa ve Amerika'yı hedeflediniz? Ortadoğu ve Asya için planlarınız var mı?
E-ticaretin yoğun olduğu alanlara bakarsak, Avrupa ve ABD öncü. Diğer taraftan Türkiye'nin ihracatının yoğunlaştığı ülkeler burada. Almanya'daki lokasyon aslında tüm Avrupa ülkelerine hizmet veriyor. İngiltere, Brexit'le birlikte Avrupa Birliği'nden ayrıldığı için oraya ayrı bir pazar olarak bakıyoruz. Amerika'dan da hem ülke içine hem de Kanada'ya hizmet verebiliyoruz. Ama özellikle Körfez ülkeleriyle ilgili de bize çok fazla talep geliyor. Önümüzdeki dönem yatırım planlarımız içerisinde bu bölge de var. Körfez bölgesinde kuvvetli bir oyuncu olmak istiyoruz.
OPLOG için nihai hedefiniz nedir?
En büyük hedef Oplog'u global bir firma haline getirebilmek. Hangi ülke markası oldukları artık unutulmuş, globalleşmiş DHL, Fedex, UPS gibi Türkiye'den çıkmış bir lojistik firması yaratabilmek benim en büyük hayalim.
Halit Develioğlu kimdir?
2006 yılında ODTÜ Bilgisayar Mühendisliği Bölümü'nden mezun oldum. Oplog ikinci girişimim. İlk girişimim lojistik şirketlerine teknoloji satan bir şirketti. 4 sene Avrupa'da yaşadım, bu süreç içinde Sony için bir proje geliştirdim. Aslında hep lojistikle teknolojinin kesiştiği bir yerdeydim. Ama ilk yola çıktığımda şuna inanıyordum: Geliştirdiğim teknolojileri satarak büyük bir değişim yaratacağım. Ancak şunu anladım, değişim sadece teknoloji satın alarak olmuyor. Esas değişim ve dönüşüm o şirketin kendi içinden gelmeli. Teknoloji burada sadece bir araç. Temel olarak ben şuna inanıyorum, ticaret küreselleşecek, daha entegre olacak ve ortadaki sınırlar tamamen kalkacak. Ben de bu yolculukta şirketleri özgürleştirmeyi misyon edinmiş bir girişimciyim.