Ne ABD, ne Çin
PARA DÜNYA/ ALEV RİGEL Küresel çapta diyebileceğimiz imalat sektörü, yoğun olarak ne ABD'de var, ne de Çin'de. Yeni yıldız, Meksika. Artık ABD, bütün mamul maddelerini Çin'den almıyor ya da Çin'e yaptırmıyor. Dünya sahnesinin yeni oyuncusu, açık ara birinci, ABD'nin komşusu. Hem maliyetler düşük, hem de yanı başında. Uzaklardan mal getirtmekten çok daha ucuz.
Bunun sebebinin pandemi dönemi olduğunu söylersek her halde şaşırmazsınız. Bu sıkıntılı dönemde ABD'nin yeni pazar arayışını çok iyi değerlendiren Meksika, komşusunun ürün ihtiyaçlarını ucuz ve hızlı olarak karşılamakta zorlanmadı. Burada ilginç olan, Çin'in de imalat için Meksika'ya yönelmesi.
Claudia Sheinbaum, şanslı bir dönemde Meksika'nın yeni başkanı seçildi. Göreve, 1 Ekim'de başlayacak olan 61 yaşındaki Sheinbaum, en yakın rakibine yüzde 30 fark atmıştı. Mevcut başkan Andrés Manuel López Obrador'dan görevi devralacak olan Sheinbaum, bizim için yeni bir isim. Kendisi, siyasetçi kimliğinin yanı sıra akademisyen ve bilim insanı. 2000 yılından beri siyaset sahnesinde.
Amerikalıların "yanımızdaki destek" adını verdiği Meksika pazarının oldukça kârlı olduğu ortada. ABD, Meksika pazarını zaten yıllardır kullanıyordu. Önceki yıllarda düşük vergiler ve ucuz işçilik nedeniyle Meksika'yı tercih etmiş olan ABD iş çevreleri, bu pazara daha yeni girmeye çalışan Amerikan şirketlerine göre son derece avantajlı. Küresel yatırım bankacılığı şirketi Goldman Sachs'tan Alberto Ramos, Amerikan haber ajansı CNN'e yaptığı açıklamada, Latin Amerika şirketlerinin ABD'ye Çin'den daha fazla destek olacağını ifade etti. ABD'ye ihracatta Meksika'nın Çin'i, 2023 yılında geçtiğine işaret eden Ramos, Meksika ekonomisinin yüzde 40'ını imalat sektörünün oluşturduğunu hatırlattı. 2024'ün ilk çeyreğinde açıklanan rakamlara göre, Meksika'nın ABD'ye ihracatında artış sürerken, Çin'in Amerikan pazarlarına olan satışları ise yüzde 20 gerilemiş durumda.
ABD'nin ticaret temsilcisi Katherine Tai, ABD'nin geçmişte Çin ekonomisine çok fazla bağımlı kaldığını kaydetti ve şunları söyledi: "Geçmişte Çin ekonomisine çok fazla yoğunlaştığımız, bu pazara bağlandığımız oldu. Artık şartlar değişti. Gelişen Meksika ekonomisi, Çin'in yerini alabilecek kapasiteye geldi. Tedarik zinciri o kadar hassas ki, böyle bir değişim kaçınılmaz oldu. Coğrafi yakınlık ve ucuz iş gücünün yanı sıra en önemli etken, ABD-Meksika-Kanada'nın birlikte imzaladığı USMCA anlaşması. Bütün göstergeler, bu üç ülke arasındaki ticaretin patlayacağına işaret ediyor".
"USMCA (United States of America, Mexico and Canada Agreement – Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması) nereden çıktı? Bu ülkeler arasında NAFTA (North American Free Trade Agreement) Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması yok muydu?" diye sorabilirsiniz. NAFTA, tarih oldu. Söz konusu ülkeler yeni anlaşmayı, 1 Temmuz 2020'den itibaren yürürlüğe koydu. Yeni anlaşmaya bilgisayar diliyle "NAFTA 2.0" veya "Yeni NAFTA" diyenler de var. Bu anlaşma, üç ülkenin toplam 510 milyon nüfusunu kapsıyor. Gayrısafi iç hasıla olarak ekonomik büyüklüğü ise 38 trilyon dolar. Yani, küresel ekonominin üçte biri. Dönemin ABD Başkanı Donald Trump, Meksika Cumhurbaşkanı Enrique Pena Nieto ve Kanada Başbakanı Justin Trudeau tarafından imzalanmıştı. Yeni anlaşmanın NAFTA'dan farkı, entelektüel sermayeyi ve dijital ticareti de anlaşma kapsamına almış olması.
Aslında USMCA, çok daha geniş kapsamlı bir anlaşma. Çünkü Kanada ve Meksika, aynı zamanda, "Kapsamlı ve İlerici Trans-Pasifik Ortaklığı Anlaşması olan CPTPP'ye de üye. Avustralya, Brunei, Kanada, Şili, Japonya, Malezya, Meksika, Yeni Zelanda, Peru, Singapur ve Vietnam'ın oluşturduğu bu birlik, ABD'nin onaylamaması üzerine işlevsiz kalmış olan Trans-Pasifik Ortaklığı'ndan (TPP) türemişti." ABD'nin, Çin'e olan bağımlılığını azaltmaya çalıştığı açık. Ancak görünüm, aldatıcı olabilir. Örneğin Meksika, dünyanın en büyük otomobil ihracatçılarından. Kendisi imal etmiyor. Amerikan General Motors, Ford, Stellantis ve bir düzine kadar marka, Meksika'da faaliyet gösteriyor. Stellantis'i biraz açıklamamız gerek. "Yıldızlarla parlayan" anlamındaki Stellantis, çok uluslu otomobil yapım şirketi. 2021'de Fiat Chrysler Automobiles (FCA) ile Fransız Peugeot (PSA Group) ortaklığıyla oluşturuldu. Merkezi Amsterdam'da olan şirket, 14 markayı tasarlıyor, yapıyor ve satıyor. Bunlar; Abarth, Alfa Romeo, Chrysler, Citroen, Dodge, DS, Fiat, Jeep, Lancia, Maserati, Opel, Peugeot, Ram ve Vauxhall. Bu markaları biliyorsunuz. Ama DS'nin ne olduğunu, siz de, biz de, otomotiv çevreleri de bilmiyor. "Different Spirit" (Farklı Ruh) veya "Distinctive Series" (Ayrıcalıklı Dizi) kısaltması olduğunu ileri sürenler de var, Fransızca telaffuzunun, tanrıça anlamına gelen "deesse"den geldiğini söyleyenler de. En gerçekçi olanı, Citroen'in E segmenti, üst sınıf, efsane otomobili Citroen DS'den geliyor olması. ("E segment", boyu beş metreyi aşan, motor silindir hacmi en az iki litre olan ve genelde iş adamlarının tercih ettiği lüks otomobillerdir).
ABD 2018'de, Çin'den gelen ithal malların gümrük vergilerini artırmıştı. Amerika'da artık, Çin malı hiçbir ürün ucuz değildi. Bu durum, Amerikan şirketlerinin Çin'e olan bağımlılığını da giderek azalttı. Çin ise, ABD pazarı için Meksika'yı kullanmaya başladı. Ne de olsa bir otomobil, on binlerce parçadan oluşuyor. Bunu, Çin'in Meksika'ya olan ihracatının bir ay içinde yüzde 60 artmış olmasından anlıyoruz. Ayrıca Meksika'nın Çin'den ithal ettiği malların hacmi, Meksika'nın ABD'ye ihraç ettiği malların hacmi ile uyuşuyor. ABD ticaret temsilcisi Tai'ye göre, söz konusu ülkeler arasındaki ticaretin yeteri kadar şeffaf olmaması nedeniyle tam rakamlar belirlenemiyor.
Son ABD başkanları Donald Trump'ın da, Joe Biden'ın da, Çin'le olan ticareti kısmaya çalıştığı, yaptıkları açıklamalardan belli oluyor. Biden, Pittsburgh'daki çelik işçilerine yaptığı konuşmada, Çin'den çelik ithal edecek şirketlerin, eskiye oranla üç kat fazla gümrük vergisiyle karşılaşacaklarını dikkate almaları gerektiğini duyurmuştu. Eski başkan Trump da, tekrar başkan olması halinde, Çin mallarına yüzde 60 oranında gümrük vergisi koyacağını açıkladı.
ABD'nin elektrikli otomobil üreticisi Tesla, Meksika'nın Monterrey kentinde fabrika kurma planları yapıyor. Çin'in elektrikli otomobil üreticisi BYD'nin de benzer planları var. BYD, henüz ABD'de elektrikli otomobil satmıyor. Ama bu girişimin, Amerikan pazarını hedef aldığı kesin. Çin şirketlerinin, ABD'ye yönelik faaliyetlerinin 2026 yılında yoğunlaşacağı tahmin ediliyor (BYD, yeni enerji araçları üreten bir şirket. Üretim kapsamına elektrikli otobüsler ve kamyonlar da giriyor. Elektrikli araç yelpazesi hayli geniş: Sadece elektrik enerjisiyle çalışan araçlar (PEV - Plug in Electric Vehicle), hem elektrik hem de benzin motoruyla çalışan melez araçlar (PHEV – Plug in Hybrid Vehicles), yakıt hücresiyle çalışan araçlar (FCEV – Fuel Cell Electric Vehicles).
12'nciden 5'inciye
Meksika ekonomisini, gelişmekte olan karma ekonomi olarak tarif etmek mümkün. Gayrisafi iç hasıla açısından dünyanın 12'nci büyük ekonomisi. Uluslararası Para Fonu IMF'ye göre Meksika, 2050 yılına kadar dünyanın en büyük beşinci ya da yedinci ekonomisi olacak. Tarım, ekonomide sadece yüzde 4'lük bir pay alırken, iş gücünün yüzde 40'ı, başta otomotiv, petrol ve elektronik olmak üzere sanayide. Finansal hizmetler ve turizm ise yüzde 56'lık paya sahip. Kişi başına düşen gelir de 20 bin doları aştı. Meksika'da otomobil yapımı, yeni bir şey değil. ABD'nin üç büyüğü General Motors, Ford ve Chrysler, bu ülkede 1930'lardan beri faaliyet gösteriyor. 1960'larda ise Volkswagen ve Nissan da geldi. Güney Koreli Kia Otomotiv, 2016'da Meksika'da, bir milyar dolara mal olan fabrikasıyla faaliyetlerine başladı. 2008'deki küresel ekonomik kriz ile 2019'da başlayan Covid salgını ülkeye büyük darbe vurdu. Sanayileşmeye rağmen, yoksulluk içinde yaşayan Meksikalı oranı yüzde 18'den, yüzde 46'ya çıktı. Aşırı zengin ile aşırı yoksul arasındaki farkta Meksika, Şili'den sonra, dünya ikincisi konumunda. Minimum ücret, günlük 13.2 ABD doları olarak belirlenmiş.