MUSA SAVAŞ/ Günümüzde kullandığımız tüm elektronik cihazların olmazsa olmazı o cihazlarda kullanılan çeşitli çiplerdir. Neden işlemci değil de çip dedik? İşlemciyi mantıksal işlem yapabilen bir yapı olarak tanımlayabiliriz. Çip ise herhangi bir tür entegre devredir. Fakat ülkemizde yaygın olarak çip ve işlemci aynı şeymiş gibi anlamlandırılarak kullanılmaktadır. Neyse kafanızı daha fazla karıştırmayalım. Yazımız çipler üzerine.
Çipler her ne kadar dünyanın birçok ülkesinin gündeminde dahi olmazken aslında perde arkasında gerek siyasi gerekse de ticari anlamda çeşitli yönetim kurulu toplantılarında ilk gündem maddesi olarak küresel ittifakları yeniden şekillendiriyor. Intel, AMD ve Broadcom gibi çip üreticisi dev teknoloji şirketleri yapay zekanın getirdiği değişimlere uyum sağlamaya çalışırlarken hükümetlerin aldığı ihracat ve kaynak kısıtlama kararlarıyla yeni nesil bir silahlanma yarışının tam ortasında kaldılar.
Şöyle ki; dünyanın dört büyük gücü olarak kabul edebileceğimiz ABD, Çin, Rusya ve Avrupa Birliği yarı iletkenler diye adlandırılan bu ürünler üzerinde hakimiyet için rekabeti ulusal çıkarlarının güvence altına alınmasının olmazsa olmazı olarak görüyorlar. Yani bir bakıma yıllar önce sıkça duyduğumuz Soğuk Savaş şimdi çipler üzerinde hakimiyet kurmak amacıyla yapılıyor. Teknoloji politikası, jeopolitik gerginlikler ve güvenlik endişelerinin bu kesişimi, ulusları kendi kendine yetmeye doğru itiyor. Büyük devletler bunun farkında ve kıyasıya bir mücadele içindeler. Peki ya diğer devletler? Bu sorunun cevabını size bırakıyorum.
Teknoloji dünyasının son yıllardaki ana gündem maddelerine baktığımızda süper güç kabul edilen ülkelerin üzerinde anlaşabilecekleri tek şeyin, yabancı elektronik ekipmanlara olan bağımlılığı azaltırken aynı zamanda bu teknolojilerin düşman olarak gördüğü ülkelerin eline geçmesini engelleyecek içe dönük bir politika olduğunu görüyoruz. 2025 ve sonrasında yarı iletken tedarik zincirleri üzerinde ülkelerin kontrol sağlama çalışmalarını artırdığını görürsek şaşırmayalım.
ARALARINDA KIYASIYA BİR YARIŞ VAR
Avrupa Birliği'nin yarı iletken savaşlarında çok fazla sesi çıkmaz iken Çin ve ABD ciddi bir mücadele içinde. Rusya nerede derseniz hemen söyleyeyim. O da bu savaşa yeni giriyor. Rusya, yabancı teknolojiye bağımlılığı azaltmak amacıyla 2030 yılına kadar yerli çip üretimi için 2,54 milyar dolar harcayacağını açıkladı. Çünkü Rusya'nın yarı iletken endüstrisi, eski teknoloji ve ülke dışındaki çiplere bağımlılıkla kısıtlanmıştı. Dolayısıyla üretim araçlarının yalnızca yüzde 12'sinin yerel kaynaklı olması nedeniyle geçte olsa Rusya'da bu savaşta ben de varım dedi.
Rusya, 2026'ya kadar 350nm ve 130nm prosesleri için kendi litografi ekipmanını ve 150nm düğümleri için elektron ışını litografisini üretmeyi de hedefliyor. Yurt içi silikon gofret (silicon wafer) üretimi de planlanıyor. 2030'a kadar hedef, 65nm ve 90nm prosesleri için litografi sistemleri üretmek. Fakat tüm bunları 6 yıl içerisinde yapabilir mi? İşte orası biraz kafa karıştırıyor. Çünkü Rusya, hâlâ uluslararası standartların yaklaşık 25 yıl gerisinde.
Yarı iletkenler, yaptırımların sıkılaşması ve dünya çapında gerginliklerin tırmanmasıyla küçük bileşenlerden stratejik varlıklara dönüştü. Rusya ve Çin'in sözde Büyük Güvenlik Duvarı'nın arkasına çekilmesi ve ABD'nin daha önce temiz bir internete ihtiyaç olduğundan bahsetmesiyle, sınırsız bir internet hayali yerini bir parçalanmış internete bırakma riskiyle karşı karşıya.
Son olarak; önümüzdeki birkaç yıl içinde bizi bekleyen en büyük zorlukların, zamanın çok eski dönemlerinden beri süregelen yüksek riskli küresel güç oyununda devasa pazarlık kozlarına dönüşen modern bilgisayar çipleri etrafında dönen bir mücadeleden kaynaklanacağını söyleyebiliriz.