MUSA SAVAŞ/ Geçtiğimiz günlerde Cenevre'de ABD ve Çin yetkilileri arasında bir toplantı yapıldı. Toplantının gündemi (Artificial Intelligence – AI) yapay zekâ konusunda iki ülke arasında görüşmeler başlatmak ve savaşta kullanımı halinde küresel riskleri azaltmaktı. Aralarındaki teknolojik rekabetin yoğun olduğunu bildiğimiz için iki ülkenin yakın bir gelecekte teknik iş birliği yapabileceklerine ihtimal vermeyenlerdeniz. Zaten öğrendiğimize göre toplantı pek de iyi geçmemiş.
Uzmanların bir kısmına göre, ABD'nin herhangi bir savaşta yapay zekâ kullanımının küresel bir felakete yol açmamasını sağlamak için Çin'i ikna etme çabaları kısa bir süre önce çıkmaza girdi. Çünkü Çin yapay zekâ yarışında açık ara önde görünüyor. Buna dayanak olarak, çeşitli raporların çoğu GenAI patentinin Çin'den çıktığını yazmalarını gösterebiliriz. Dolayısıyla Çin'in bu ivmeyi koruyarak, rakiplerini alt etmek için teknolojiyi kullanmak istemesine kim ne diyebilir?
İnsanlar interneti kullanan teknolojik cihazların görüntü kalitesini, hızını, işlemcisini, pil ömrünü, bunun yanında sosyal medyayı, influencer mı, yoksa gazeteci mi olduğu belli olmayanları ve daha birçok incir çekirdeğini doldurmayacak konuları tartışırken internetin nasıl silahlandırıldığını gözden kaçırıyorlar. İnternet, bir araç olarak var olduğu sürece savunma/saldırı saikiyle hükümetler tarafından, anarşi çıkarmak saikiyle terör örgütleri tarafından, haksız para kazanmak amacıyla da suç örgütleri tarafından silahlandırıldı ve silahlandırılmaya da devam ediyor.
Tüm bunlardan korkmalı mıyız? Tabii ki hayır. Hayatın doğal akışı içinde herkes kendi faydasını maksimize etmeye çalışıyor. Yani demem o ki, yapay zekâ silahlandırılacak. Umarız hükümetler bu konuda öncü rol üstlenir. Yoksa amiyane tabirle "Yandı gülüm keten helva!" Unutmadan, yapay zekayı hem olumlu hem olumsuz yönde silahlandırmanın bir yolu var.
SİLAH OLARAK KULLANILABİLECEĞİ ALANLAR V AR
Yapay zekanın hem askeri unsurların hem de kolluk kuvvetlerinin yapacağı operasyonları geliştirmek için silah olarak kullanabileceği alanlar var. Büyük dil modelleri aynı zamanda gerek düşmanların gerekse de terör ve suç örgütlerinin nasıl çalıştığı hakkında daha fazla veriyi anlamamıza ve çıkarmamıza da yardımcı olabilir.
Tabii ki işin bir de istihbarat boyutu var. Yapay zekâ, güvenlik açıklarını anlamak için istihbarat elde etmek amacıyla kullanılıyor, ancak diğer yandan tehdit aktörleri tarafından kimlik avı ve yazılımlardaki güvenlik açıklarına ve ağlardaki davranışsal trafiğe bakmak için modellerini yeniden yazmak amacıyla da kullanılıyor.
Güvenliği sağlamaya çalışan unsurların tek amacı, düşmanların veya suçluların alanına girerek, kim olduklarını anlamak, yani diğer bir deyişle onlarla hedeflerinin arasına girmektir. Böylece tehditten önde olmak ve önleyici tedbirleri alarak kayıpları en aza indirmektir.
Şu unutmamamız gereken bir gerçektir: Yapay zekanın militarizasyonu veya savaşın otomatizasyonu kaçınılmazdır. Sizce bundan korkmalı mıyız?
İçinizi rahatlatır mı bilmem ama son olarak şunu söyleyebilirim. Tüm teknolojik araçlar için veri her şeydir. Buna yapay zeka da dahil. Veri yoksa hiçbir teknolojik araç işe yaramaz.