“Deprem riskine karşı sigortalama oranı çok düşük”

6 Şubat deprem felaketinin ardından eksik sigortalama ve sigortasızlık gibi sorunların, hem bireysel hem de kurumsal anlamda büyük kayıplara yol açtığını hatırlatan Vizyon Reasürans ve Sigorta Brokerliği A.Ş Genel Müdürü Hasan Ekmen, “Olası bir Marmara depreminde, tüm varlıklar gerçek bedelleri üzerinden sigortalansa, sigorta şirketleri 400 milyar dolarlık hasarı karşılayabilir. Ancak sigortalanma oranlarının düşük olması ve eksik sigortalama nedeniyle, bugünkü tabloda yalnızca 40-60 milyar dolarlık bir kısmın sigorta tarafından karşılanabileceği öngörülmekte” dedi.
10.02.2025 16:05 GÜNCELLEME : 11.02.2025 00:01

ÖZBEY MEN / 6 Şubat deprem felaketinin ardından geçen iki yılda, devlet ve özel sektör iş birliğiyle yaralar sarılmaya devam ederken, sigortanın önemi ve sektördeki sigorta açığı bir kez daha gündeme geldi. Deprem sonrası yapılan değerlendirmeler, Türkiye'de sigortalanma oranının yeterli seviyede olmadığını yeniden gözler önüne serdi. Resmi verilere göre, 100 milyar doları bulan toplam maddi hasarın yalnızca 6 milyar dolarlık kısmı sigorta şirketleri tarafından karşılanmış durumda. Bu rakam, sigorta sektörünün ödemeleriyle ilgili bir sınırlama değil, daha çok sigortalanabilirlik oranının düşük olmasıyla ilgili bir durum. Ne yazık ki, sigorta poliçelerinin düşük bedellerle düzenlenmesinin, örneğin 5 milyon liralık bir dairenin 1 milyon lira üzerinden sigortalanması gibi hataların, hasar sonrası tazminat süreçlerinde mağduriyetlere neden olduğunu vurgulayan Vizyon Reasürans ve Sigorta Brokerliği A.Ş Genel Müdürü Hasan Ekmen, "Sigorta şirketleri, deprem sonrası süreçte müşterilerine büyük bir özveriyle destek sağladı. Ancak eksik sigortalama ve sigortasızlık gibi sorunlar, hem bireysel hem de kurumsal anlamda büyük kayıplara yol açtı. Deprem bölgesindeki sanayi tesisleri ve fabrikalar da bu süreçten olumsuz etkilendi. İş gücü kaybı, barınma sorunu, göç hareketleri ve ekonomik faaliyetlerin durması, yalnızca fiziksel bina hasarlarının değil, iş sürekliliğinin de önemli bir risk olduğunu gösterdi" dedi.

"BÜYÜK DEPREMLERDEN SONRA HATIRLANMAMALI"

Türkiye'nin deprem gerçeği, sadece büyük felaketlerde değil, her gün kendini hatırlatmaya devam ediyor. Son günlerde Yunanistan'ın Santorini Adası'nda yaşanan ve iki gün içinde yüzü aşkın sarsıntıyla devam eden deprem fırtınası, Türkiye'nin Ege kıyılarını da etkileyerek, fay hatlarının ne kadar aktif olduğunu gözler önüne serdi. Bu sarsıntılar, özellikle Ege kıyılarında ve Marmara Bölgesi'nde yaşayan milyonlarca insan için bir uyarı niteliği taşıyor. Türkiye'nin deprem riski yüksek bir ülke olduğunun altını çizen Ekmen, "Bu risk, yalnızca büyük depremler sonrası hatırlanmamalı. Geçmişte İzmir, Çanakkale, Balıkesir ve Muğla gibi şehirlerde yaşanan depremler de ülkemizin bu doğal afete her an hazırlıklı olması gerektiğini gösteriyor. Deprem, önlenemez bir doğal olay ancak maddi kayıpların önüne geçmek mümkün. Bu nedenle, sigorta bilincinin artırılması ve bireylerin, işletmelerin, sanayi kuruluşlarının sigorta yaptırmayı bir zorunluluk olarak görmesi hayati önem taşıyor" diye konuştu.

"SİGORTALANABİLİRLİK" YURTDIŞINDA DA GÜNDEMDE

Sigorta sektörü açısından sadece Türkiye değil, dünya genelinde de "sigortalanabilirlik" konusu büyük bir tartışma konusu olmaya devam ediyor. "Örneğin; Los Angeles'ta yaşanan büyük orman yangınlarında sigorta şirketlerinin ödeme gücünden çok, sigorta açığı gündeme geldi. Yangın bölgesi olduğu bilinen alanlarda sigortalanma oranının yetersiz olması, sigorta penetrasyonunun önemini bir kez daha gösterdi. Buna rağmen ABD'de, Türkiye'deki DASK'a benzer zorunlu sigorta mekanizmalarının bulunduğu ve risklere karşı daha yaygın bir sigortalanma bilincinin olduğu görüldü" diyen Ekmen, önümüzdeki dönemde Türkiye için en büyük tehditlerden biri olarak görülen olası Marmara depreminin, sigorta sektörünün ve bireysel sigortalamanın ne kadar kritik olduğunu ortaya koyduğuna dikkat çekiyor.

400 MİLYAR DOLARLIK EKONOMİK KAYIP BEKLENİYOR

Uzmanların, Marmara Bölgesi'nde gerçekleşecek olası bir depremin 400 milyar dolarlık ekonomik kayba yol açabileceğini öngördüklerine değinen Ekmen, şöyle devam ediyor: "Ancak burada dikkat edilmesi gereken temel konu, sigortalıların eksik sigorta yapması veya hiç sigorta yaptırmaması. Olası bir Marmara depreminde, tüm varlıklar gerçek bedelleri üzerinden sigortalansa, sigorta şirketleri 400 milyar dolarlık hasarı karşılayabilir. Ancak sigortalanma oranlarının düşük olması ve eksik sigortalama nedeniyle, bugünkü tabloda yalnızca 40-60 milyar dolarlık bir kısmın sigorta tarafından karşılanabileceği öngörülmekte. Bu durum, Türkiye'de sigorta bilincinin artırılması gerektiğini bir kez daha gözler önüne seriyor."

ANİ YOKSULLAŞMANIN ÖNÜNE GEÇİYOR

Deprem ve doğal afetler kaçınılmaz. Ancak maddi kayıpları en aza indirmek mümkün. Sigorta, sadece bir maliyet değil, ani yoksullaşmanın önüne geçecek en önemli finansal güvencelerden biri. Bugün, sanayi tesislerinden bireysel konutlara kadar herkesin, gerçek değerleri üzerinden sigorta yaptırmasının hayati önem taşıdığına vurgu yapan Ekmen, şunları anlatıyor: "Türkiye'nin sanayi kalbi olan Marmara Bölgesi'nde faaliyet gösteren işletmelerin sigorta poliçelerini güncelleyerek, eksik sigorta riskine karşı önlem almaları büyük önem arz ediyor. Sigorta, yalnızca bir poliçe değil, ekonomik sürdürülebilirliği ve geleceğe güvenle bakmayı sağlayan bir kalkan olarak görülmeli. Tüm vatandaşlarımızı ve işletmeleri, olası risklere karşı daha bilinçli adımlar atmaya davet ediyoruz."

BİZE ULAŞIN