Bir Sıfırdan İyidir: Sürdürülebilir Adımlar herkes için mümkün
Her geçen gün gelişen ve değişen bir dünya düzeniyle karşılaşıyoruz. Bu değişimin içerisinde elbette ki tüketim alışkanlıklarımız, üretim yöntemlerimiz ve iş yapış biçimlerimiz de dönüşüyor. Gezegenimizin kaynakları sınırlı, ama tüketim iştahımız sınırsız. Bu ikilem, bizi kaçınılmaz olarak sürdürülebilir bir yaşam ve iş modeli arayışına yöneltiyor. Yeni bir dünya düzeni inşa edilecekse, tek çıkış yolunun sürdürülebilirlik olduğunu kabul etmeliyiz. Ancak sürdürülebilirlik, yalnızca enerji tasarrufu yapmak ya da atıkları azaltmakla sınırlı bir kavram değil. Bu, sosyal adaletten insan haklarına, çevresel bilinçten ekonomik dayanışmaya kadar geniş bir yelpazeyi kapsayan bir sistem. Biz Tekstar olarak "bir sıfırdan iyidir" anlayışla hareket ediyor, sürdürülebilirlik kavramını işimizin her alanına entegre ediyoruz. Küçük gibi görünen adımların bir araya geldiğinde ne denli büyük dönüşümler yaratabileceğini biliyoruz.
Sürdürülebilirlikte Tüketicinin Gücü
Günümüzde sürdürülebilirlik kavramı trend bir terim olmanın ötesine geçerek, bireylerin, şirketlerin ve hatta toplumların geleceğini şekillendiren bir zorunluluk haline geldi. Artık yalnızca doğayı koruma çabası değil; iş yapış biçimlerimizi, tüketim alışkanlıklarımızı ve üretim süreçlerimizi yeniden tasarlamayı gerektiren bir anlayışla karşı karşıyayız. Bu noktada büyük şirketlerin gerekli aksiyonlar alması gerektiğine inanıyorum. Bu şirketler sürdürülebilirlik taleplerine önem verdikçe, kobiler ve tedarikçiler de bu yönde kendilerini dönüştürecektir. Elbette ki bu dönüşüm yalnızca üreticilerin ya da büyük şirketlerin sorumluluğunda olan bir konu değil; aynı zamanda tüketicilerin de yönlendirdiği bir süreçtir. Bugün, bilinçli bir tüketici aldığı ürünün yalnızca fiyatı ve kalitesini sorgulamakla yetinmiyor; aynı zamanda ürünlerin nasıl üretildiğini, hangi koşullarda ortaya çıktığını ve çevresel etkilerini de göz önünde bulunduruyor. Özellikle yeni nesilde bu farkındalık çok daha yaygın. Günümüzün tüketicileri, markalardan yalnızca iyi bir ürün değil, aynı zamanda daha iyi bir gelecek talep ediyor. Bu talep, büyük bir değişimin anahtarıdır. Artık markaların uzun vadeli başarıları, bu konuda atacakları samimi ve kararlı adımlara bağlı. Bugünün ve geleceğin markaları, yalnızca kaliteli ürün sunarak değil, sürdürülebilir bir vizyonla hareket ederek ayakta kalabilecektir. Çünkü sürdürülebilirliğin başarısı, yalnızca malzeme seçiminde değil, tüm yaşam döngüsünde saklıdır.
Üretimden Kullanıma: Tüm Süreçlerde Sürdürülebilirlik
Tekstil sektörü, çevresel etkileri en yüksek sektörlerden biri. Ancak bu durum, yalnızca üretim süreçlerinden kaynaklanmıyor. Bir tekstil ürününün karbon ayak izinin %12 ila %31'i, kullanım sürecinden kaynaklanıyor. Yıkama alışkanlıklarımız, kurutma yöntemlerimiz ve ürünün kullanım ömrü, bu etkiyi doğrudan belirliyor. Sürdürülebilirlik yalnızca üretimde değil, kullanımda ve geri dönüşümde de ele alınması gereken bir kavramdır. Özellikle tekstil sektöründe, sürdürülebilir hammadde kullanımı önemli bir başlangıç noktasıdır. Ancak asıl dönüşüm, uzun ömürlü ürünler yaratmakla mümkündür.
Biz de bu doğrultuda, yalnızca sürdürülebilir hammaddeler kullanmakla yetinmiyor, aynı zamanda ürünlerimizin kullanım ömrünü uzatmaya odaklanıyoruz. Daha uzun ömürlü ürünler, daha az yıkama ve kurutma ihtiyacı anlamına geliyor. Ürünlerimizin soğuk suyla ve kısa yıkama programlarında temizlenebilir olmasını sağlıyor, leke tutmayan kumaşlarla karbon ayak izini azaltıyoruz. Ayrıca, kurumlarla iş birliği yaparak kullanılmış ürünlerin geri dönüştürülmesi için özel programlar oluşturuyoruz. Böylece yalnızca üretimde değil, kullanımda ve sonrasında da sürdürülebilirliği desteklemiş oluyoruz.
Kadının Gücüyle Daha Sürdürülebilir Bir Gelecek
Sürdürülebilirlik, yalnızca çevresel bir kavram olmamakla birlikte aynı zamanda toplumsal bir meseledir. Bu toplumsal meselelerin en önemli konularından biri de kadın istihdamıdır. Kadın istihdamını desteklemek, hem toplumsal refahı artırıyor hem de daha kapsayıcı bir iş dünyası yaratıyor. Bizim de çalışanlarımızın %72'si kadınlardan oluşuyor. Sinop'taki fabrikalarımızda yerel kadınlara iş imkanı sunarak hem ekonomik hem de toplumsal sürdürülebilirliğe katkıda bulunuyoruz.
Geleceğin İzini Sürüyoruz
"1 sıfırdan iyidir" anlayışını benimseyerek herkes, küçük de olsa sürdürülebilir adımlar atabilir. Bu adımlar, birlikte atıldığında büyük bir dönüşümü başlatacaktır. Daha iyi bir dünya düzeni için de sürdürülebilirlik bir tercih değil, bir zorunluluktur. Her bir birey ve her ölçekteki işletme, bu değişimin bir parçası olmalı ve bu konuda farkındalık kazanmalıdır. Biz de farklı sektörlerden vizyoner girişimcileri ağırladığımız "Geleceğin İzinde" programımızla da tam olarak bunu amaçlıyoruz. Sizlere taşıdığımız ilham verici hikayelerle; birlikte daha bilinçli, daha dayanıklı ve daha yaşanabilir bir dünya yaratabileceğimize inanıyoruz.