Bağ bozumuna son çağrı!

Meyvelerin sultanı, sonbaharın en lezzetlisi üzümün bu yılki hasadı da bol şenlikli geçiyor. Batıdan doğuya bağ bozumlarında hem doğayla kucaklaşmak, hem de gastronomi şöleni var. Bağ otellerinin ve restoranların sayısı her geçen yıl artarken, bu turizm hareketine ilgi çığ gibi büyüyor…
30.09.2024 12:22 GÜNCELLEME : 30.09.2024 12:22

PARA TURİZM/ ÖZLEM KAPAR BAYBURS Sonbaharın ilk habercilerinden biri olan üzümün hasat mevsimindeyiz. İklim değişiklikleri elbette üzümde de etkilerini gösteriyor. Mevsim normallerinin üzerinde yaşanan sıcaklıklar nedeniyle kuraklık etkisi bağ bozumu zamanını bu yıl biraz daha erkene çekti. Her yıl ağustos ortasından, kasıma kadar uzanan bağ bozumları bu yıl ekimle kısıtlı kalacak gibi görünüyor.

Bağlar bozulurken yapılan geleneksel etkinlikler ise tam gaz sürüyor. Ne iklim değişikliği, ne de rekolte kaybı, binlerce yıllık bu geleneğin neşesini bozmuyor.

2024 sezonu bağ bozumu, ülkemizin batısından doğusuna tüm hızıyla sürüyor. Bağ manzarasına karşı kurulan sofralarla şenlenen etkinlikler, birer turizm rotası olarak acentelerin programlarında bu mevsim öne çıkmış durumda.

GELİBOLU'DA YOĞUNLUK ARTTI

Bağ bozumu ve turizm denilince ülkemizde ilk akla gelen bölge şüphesiz Trakya. Bağcılık kültüründe önemli bir birikime sahip olan bölgedeki bağ otelleri şu günlerde oldukça yoğun! Özellikle Gelibolu'dan Eceabat'a uzanan güzergahta son yıllarda açılan yeni tesisler dikkat çekiyor. Üstelik bağ turları sadece yerli değil, yabancı turistlerin de katılımıyla hayli hareketli geçiyor. Geçtiğimiz günlerde Amerika'dan ve Tayvan'dan misafirler ağırladıklarını söyleyen Trakya Turizm İşletmecileri Derneği Başkanı ve Oba Tur'un sahibi Orhan Çebi, bağ otellerindeki etkinliklerin çok ilgi gördüğünü anlatıyor.

KOMŞULAR DA TURLARA DAHİL EDİLDİ

Sıcaklıklar nedeniyle üzümlerin bu yıl 10-15 gün erken toplandığını ifade eden Çebi, bu yüzden bağ bozumu deneyimini yaşamak isteyenlerin ellerini çabuk tutmasını öneriyor. Kırklareli, Tekirdağ, Şarköy ve Gelibolu'da bağ bozumu turları yaptıklarını anlatan Çebi, sınır komşularımız Bulgaristan ve Yunanistan'ı da rotaya dahil etmek üzere yaptıkları çalışmalarda sona yaklaştıklarını dile getiriyor. "3 Ülke Tek Rota, Trakya Bağ Rotası" projesinden bahseden Çebi, Bulgaristan'ın Plovdiv şehrine giderek oradaki meslektaşlarıyla iş birliği konusunda anlaştıklarını ve bunu bir protokolle taçlandırdıklarını kaydediyor. Çebi, çok yakında benzer bir işbirliğini Yunanistan'la da gerçekleştireceklerini ifade ediyor.

BAĞLARDA KONAKLAMA KEYFİ

Oba Tur'un günübirlik veya bir-iki gece konaklamalı olarak bağ bozumu programlarında onlarca farklı bağ yer alıyor. Bağların gezildiği, ellerin dallara değdiği, tadımların yapıldığı rotalarda, öğle ve akşam yemekleri bağların içinde konumlanan işletmelerde yerel lezzetler eşliğinde yeniliyor. Lüleburgaz ve Kırklareli tarafında Arcadia, Chamlıja, Akın Gürbüz; Gelibolu tarafında Yükseltan, Caeli, Suvla; Tekirdağ tarafında Barbare, Şato Kalpak, Umurbey, Barel ve Şato Nuzun; Edirne'de ise Arda ve Edrine bağları gezilenlerden bazıları...

YÜKSELTAN BAĞEVİ

Yükseltan Bağevi, Çanakkale Gelibolu bölgesinde Keşan'dan Gelibolu'ya giderken Koruköy mevkiinde bulunan 140 dönümlük bir arazi üzerinde yer alıyor. Bağlarında üç beyaz Chardonnay, Sauvignon Blanc, Riesling ve üç kırmızı Cabernet Sauvignon, Shiraz, Merlot üzümleri dikili. Bağların içinden dahi deniz manzarasını izleyebiliyorsunuz.

Chaute tarzı üretim yapan tesis içinde 18 odalı konaklama hizmeti sunuluyor. Satış ve Pazarlama Sorumlusu Fatma Şen, bölgenin son birkaç yıldır oldukça kurak olduğunu vurguluyor ve bağda sulama yapmadan organik tarım yaptıklarını söylüyor. Bağ bozumunun bu yıl erken gerçekleştiğini ifade eden Şen, Saros Körfezi manzarası eşliğinde her daim tadım yapmanın mümkün olduğunu anlatıyor. İşletmenin özellikle pizzaları çok beğeniliyor. Oda/kahvaltı ve tam pansiyon olmak üzere farklı seçenekleri de var.

LÜKS BAĞ VE SANAT OTELİ

Çanakkale'nin Eceabat ilçesinde yer alan lüks bağ ve sanat oteli Hotel Caeli'de de bağ bozumu dönemi 12 Ekim'e kadar devam ediyor. 170 hektarlık bir alandan oluşan ve dünyanın en büyük 1x1 metre dikim sıklığındaki üzüm bağları her geçen yıl daha çok ilgi görüyor.

Otelin Satış ve Pazarlama Direktörü Yiğit Özalpay, "Caeli Bağ Bozumu paketi" altında sundukları hizmeti şöyle anlatıyor: "Bağ ve gölet manzarası eşliğinde Caeli Çiftliği ve Caeli Ekolojik Bahçesi'nden gelen yöresel organik ürünlerden oluşan kahvaltı keyfiyle başlayacağınız günde, üzüm bağlarını keşfedecek, topraktan kadehe uzanan yolculuğun detaylarını bir uzmandan dinleyeceksiniz. Otelimizde bulunan dünyaca ünlü sanatçıların eserlerini tanıtacağımız minik bir gezimiz de var. Ayrıca otelin SPA merkezinde üzümün yaşlanma karşıtı etkisinden faydalanarak yapılan, üzüm özünden oluşan ürünlerle özel bir bakım da yaptırabilirsiniz."

LUCİEN ARKAS'TA AY IŞIĞINDA HASAT

Ege'de de bağ bozumlarının daha da erken yapıldığını görüyoruz. Bunlardan biri de Lucien Arkas Bağları. Bağların sahibi Monreve Group Yönetim Kurulu Başkanı Merve Arkas, bu yılki bağ bozumunu ağustos sonunda gerçekleştirdiklerini ama gastronomi tutkunları için her daim gezilerin sürdüğünü ifade ediyor.

Lucien Arkas Bağları, İzmir Torbalı'da bin 168 dönümlük bir arazide Türkiye'nin en büyük tek parsel üzüm bağı olarak kuruldu. Türkiye'de ilk defa Lucien Arkas Bağları'nda yetiştirilen Montepulciano, Sangiovese, Tempranillo, Chenin Blanc, Marselan, Viognier gibi farklı üzümleri de içerisine alan 21 farklı üzüm çeşidi bulunuyor.

Bağların bulunduğu bölge 2 bin yıl önce de antik kent Metropolis'e ev sahipliği yapmış. O dönemlerde de bu topraklarda bağcılık ile uğraşıldığını Coğrafyacı Strabon'un Geografika kitabından biliyoruz. Merve Arkas, "Kurulduğumuz ilk günden beri en büyük hayalimiz, yüzyıllardan beri bağcılığın beşiği olmuş bu topraklarda dünya standartlarında üretim yapmak" diyor.

Lucien Arkas Bağları'nda, alt-üst segment farkı gözetmeksizin, tüm hasatlar ay ışığında yapılıyor. Merve Arkas, şunları söylüyor: "Faaliyetlerimizin sürdürülebilir olması için çevre, enerji, karbon emisyonu ve kaynak kullanımının etkin yönetimini öncelikli tutuyoruz. İlk günden beri organik bağcılık yapıyor, güneş panellerimiz ile yenilenebilir enerji kullanıyor, su yönetimi, sıfır atık gibi alanlardaki faaliyetlerimizle doğa dostu üretim yapıyoruz."

MICHELIN ÖDÜLLÜ LA MAHZEN

LA Mahzen Restaurant ise bu bağların kalbinde, gastronomi tutkunlarına ayrıcalıklı bir deneyim sunuyor. Zengin menüsü, modern dokunuşlarla harmanlanmış geleneksel lezzetlerden oluşuyor. 2023'de Michelin Guide tarafından Bib Gourmand ile ödüllendirilen LA Mahzen, zarif ambiyansı ve kaliteli hizmet anlayışıyla misafirlerine her yemeği keyifli bir gastronomik yolculuğa dönüştürüyor. LA Mahzen, Lucien Arkas Bağları'nın bu büyülü ortamında düğün, nişan, kutlama gibi etkinliklere de ev sahipliği yapıyor.

YENİ BİR YATIRIM: MONREVE TORBALI

Merve Arkas, yeni bir yatırımlarının haberini de veriyor. Lucien Arkas Bağları, özgün deneyimi bir üst seviyeye taşımaya hazırlanıyor ve arazi içinde farklı konseptleri bir araya getiren bir tür komplekse dönüşüyor. Kompleks içinde yer alacak ve "Winery Lodge" konseptiyle hizmet verecek Monreve Torbalı, çok yakında hayata geçecek. Gastronomi tutkunlarına ve doğaseverlere benzersiz bir konaklama deneyimi sunmak üzere kurulan Monreve Torbalı, misafirlerini uçsuz bucaksız bağ manzaralarının huzurunda ağırlamakla kalmayıp, aynı topraklarda binlerce yıldır devam eden bağcılık üzerine de çok özel bir yolculuğa davet edecek.

Yenilikler bununla da sınırlı değil. İtalyan ve Akdeniz mutfağının eşsiz lezzetlerini sunan restoran markası Montiano'nun, Alaçatı ve Bayraklı'dan sonra üçüncü şubesi Monreve Torbalı bünyesinde misafirlerini ağırlamaya başlayacak. Yine aynı konseptle misafirlerini ağırlayacak Montiano Torbalı'da başrolde ise Lucien Arkas Bağları'nın ödüllü ürünleri olacak.

ÇAL BAĞ YOLU

Kültür, tarih ve doğa turlarında özgün konseptleriyle bilinen Antonina Turizm'in bu yılki programları arasında Denizli Çal Bağ Yolu dikkat çekiyor. Tarih, doğa ve gastronomiyi birleştiren üç günlük bu turun programında Kuzubağ Bağları, Lermonos Bağcılık ve Küp Bağları'nda üzüm ve ürünleri yakından tanınıyor. Hierapolis, Laodikya, Kaklık Mağarası, Beycesu Höyüğü de bu turda geziliyor.

Çal bağlarında yetişen başlıca üzüm çeşitlerinden "Çalkarası", bu bölgeye özgü bir kırmızı üzüm çeşidi. Çalkarası üzümü, hem şarap yapımında hem de sofralık olarak kullanılıyor. Sultaniye, Merlot, Cabernet Sauvignon, Shiraz da Çal bağlarındaki diğer üzüm çeşitlerinden.

Antonina Turizm Genel Koordinatörü Sibel Tuna, "Biz Antonina olarak 30 senedir, gezginlerimizin 5 duyusuna da hitap eden, dolu dolu tur programları tasarlamak için çalışıyoruz. Buna en uygun turlarımızın başında ise bağ turlarımız geliyor" diyor.

BAĞLARIN VE LEZZETLERİN ADASI: AVŞA

Bağ rotaları ve bağ bozumu festivalleri her geçen yıl daha çok çeşitleniyor. Bu yıl bunlara Marmara'nın incisi Avşa Adası'nda bir yenisi daha eklendi: Ada Karası Üzüm Hasadı Günleri.

Avşa Adası, geçtiğimiz günlerde Coğrafi İşaretli Ada Karası üzüm hasadı günlerini şenlikli bir etkinlikle gerçekleştirdi. Marmara Adalar Belediye Başkanı Aydın Dinçer'in himayesinde gerçekleşen etkinlik, Adalarda bağcılığı geliştirerek, Trakya Bağ Rotası ile Ege Bağ Rotası'nın ortasında yeni bir deneyim noktası olma hedefiyle "Biz de varız" dedi.

Avşa Adası'nın en büyük üzüm üreticisi Büyülübağ'ın sahibi Alp Törüner, Adakarası'nın özelliklerini şöyle anlatıyor: "Adakarası, geçmişi mübadele yılları öncesi Ada'da yaşayan Rumların yetiştirdiği birçok üzüm çeşidinden biri. Sonraki dönemde, özellikle Tekel'in ana alıcı olması sebebiyle Ada'ya yerleştirilen Türkler tarafından da bağcılık devam ettiriliyor. Adakarası, Ada toprak ve iklim koşullarına mükemmel adaptasyonu, geç hasada imkan vermesi ve kabuk mayalarının gücü sayesinde tercih edilen üzüm çeşidi oluyor ve zaman içinde adada yetiştirilen diğer üzüm çeşitlerinin önüne geçerek bugünlere kadar varlığını devam ettiriyor. Günümüzde eski miktarlarında üretilmese de geçmişten günümüze gelen önemli bir kültürel miras olarak varlığını devam ettiriyor."

BÜYÜLÜBAĞ İVMESİ

Avşa'nın eskiden beri bir bağ adası olarak bilinmesine rağmen bugüne kadar bir bağ bozumu turizminden söz edemediklerini aktaran Törüner, Büyülübağ'ın faaliyete geçmesiyle üst düzey ve premium ürünler üreten bir destinasyon olarak tanınmaya başladığına dikkat çekiyor. Törüner, "Burada bizim yaptığımız aslında potansiyeli çok yüksek olan ada teruarını ortaya çıkarmak oldu. Ada kozmopolit bir turizm müşterisine sahip. Dolayısı ile her sosyo ekonomik seviyeden turist geliyor. İmalathanemizde tadım imkanı sunuyoruz. Bağlarımızın ve Yiğitler Köyü'nün eşsiz manzarası bu deneyimi taçlandırıyor. Avşa'nın turizmine çeşitlilik anlamında büyük bir katkı sağlayacağını düşündüğümüz bağ turizmi önümüzdeki dönemde özel sektör, yerel yönetim ve kamunun işbirliği ile adından sıkça söz ettirecek".

Ebru Köktürk KORALI / İTO 17. Restoran, Yiyecek ve İçecek Komitesi Başkanı

Avrupa'da en çok gençler ilgi gösteriyor"

Bağ rotalarının turizm ve yerel ekonomi açısından umut veren bir gelecek kurgusu var. Bir yandan istihdam yaratan büyük bir tarım endüstrisi olarak tanımlanırken, diğer yandan turizm gelirleriyle bölgenin refahına katkıda bulunuyor. Uzun vadede mutlak bir başarının garantisi olan bir turizm anlayışı.

Bağ rotaları ekonomik ve turistik etkisinin yanı sıra bölgenin sürdürülebilir kalkınmasında ve çevrenin korunmasında önemli bir rol oynuyor.

Üzüm bağları genellikle tarımın temel ekonomik faaliyet olduğu seyrek nüfuslu bölgelerde bulunuyor. Bu bölgelerde yaşamın korunması ve geliştirilmesine katkı sağlıyor. İstihdam ve özellikle kadın istihdamı konusunda da fark yaratan bir alan. Öte yandan bağcılar sürdürülebilir tarım politikaları uyguluyor ve geliştiriyor. Kimyasal kullanımı sınırlı ve biyoçeşitliliğe saygı var. Bölgenin tarihi ve turistik değerlerinin tanıtılmasına katkı sağlıyor ve değer katıyor.

Yurt dışından birkaç veri paylaşmak isterim; Avrupa'da bağ rotası deneyimine katılanların yaş ortalamasında düşüş var. Gençler bağ ve onun kültürüne saygı duyuyor ve deneyim odaklı bu rotaları keşfetmeye bayılıyor. Genç gezginler ayrıca bu rotaları bisiklet, tekne ve yürüyüş ile keşfederek, daha az karbon ayak izi bırakmak istiyor. Çevre dostu konaklama deneyimi sunan işletmeler, yerel ve doğal gıda ürünleri kullanan lokantalar bu rotaların vazgeçilmezi.

Yine bu rotalar üzerinde lüks segment yatırımlar, Michelin yıldızlı restoranlar da sıralı. Her gelir grubuna karşılık veren bir ağırlama anlayışı var. Gastronomik deneyim ön planda. Yerel ürün kullanımı en yüksek seviyede.

BİZE ULAŞIN