Kurutulmuş sebze meyve dönemi

Kurutulmuş meyve ve sebze pazarı tüm dünyada hızlı bir büyüme trendinde. Bu ürünlerin üretiminde söz sahibi olan Türkiye, birim fiyatı yükselişte olan bu ürünlerde hedefini daha da genişletti. İhracat pazarlarında yok satan bu sektörde yeni yatırımlar dikkat çekiyor...
26.08.2024 12:08 GÜNCELLEME : 26.08.2024 12:08

PARA TARIM/ İDRİZ ÇOKAL Türkiye coğrafi ve iklim olarak çok şanslı bir ülke. Neredeyse yılın her mevsimi üretim yapılıyor. Dünya genelinde yenebilen 150'ye yakın meyvenin 90'ı hayat buluyor ülkemiz topraklarında. 2023 verilerine göre 27.4 milyon ton meyve üretimi gerçekleşti. Sebze konusunda da tablo farklı değil. Verimli Anadolu topraklarda neredeyse yetişmeyen sebze yok. 2023 yılında 31.8 milyon ton sebze üretimi gerçekleşti. Toplam yaş meyve sebze üretimi ise 59.2 milyon tona ulaştı. Türkiye, dünyada meyve ve sebze üretiminde ilk 5 ülke arasında yer alırken; fındık, kiraz, incir, kayısı, ayva üretiminde dünya lideri, kavun üretiminde ikinci, mandarin ve elma üretiminde ise üçüncü sırada bulunuyor. Sebze üretiminde de dünyanın sayılı ülkelerinden biriyiz.

Peki, yaş meyve ve sebze üretiminde ve ihracatında dünyada söz sahibi olan Türkiye, konu kurutulmuş meyve ve sebze olunca ne durumda dersiniz? Orada da iyi durumda olduğumuzu söyleyelim. Kurutulmuş meyve ve sebzeler bu toprakların geleneksel ürünlerinden oluşuyor. Kuru üzüm, kuru incir, kuru kayısı, antep fıstığı, fındık gibi ürünlerde geçmişten bugüne söz sahibi konumdayız. Bu geleneksel ürünlerdeki başarıya şimdilerde yeni ürünler de eklenmeye başladı. Hatta bu ürünlere birçok ülkeden ciddi talepler geliyor. Biber, domates, patlıcan, bamya, fasülye gibi eskiden bu yana kurutulan ürünler dışında portakal, mandalina, muz, erik, armut, şeftali, nektarin gibi birçok ürün kurutulup pazarda, markette satılmaya başlandı. Bu alanda yeni birçok tesis kuruluyor. Hem ev tipi, hem de endüstriyel kurutma makineleri ile bahçesi olan herkes kurutmayı da artık kolayca yapabiliyor. Kurutulmuş meyve sebze sektöründe ciddi bir potansiyel var. Dünyada kurutulmuş meyve ve sebze pazarının hacmi 55 milyar doları buluyor. Türkiye'nin bu ürünlerdeki toplam ihracatı ise 1.6 milyar dolar seviyesinde. Türkiye bu pazardan yüzde 3 gibi bir pay ancak alıyor. Bu payı artırmak için Türkiye'nin önünde çok ciddi bir fırsat bulunuyor.

TÜM YIL TALEP VAR

Tarım ve Orman Bakanlığı'nın verileri de bu potansiyeli doğrular nitelikte. Bakanlık verilerine göre Türkiye, kurutulmuş meyve ürünlerinde dünya ticaretinde ikinci, kurutulmuş sebze ürünlerinde ise dokuzuncu sırada yer alıyor. Bakanlık pazarın büyüyeceğini öngörüyor. Günümüzde insanların meyve sebze ürünlerine yıl boyu erişim talebi, kurutulmuş meyve sebze sektörünü cazip hale getiriyor. Bu nedenle kurutulmuş meyve sebze sektörü gün geçtikçe daha da büyümekte.

Üzüm, incir, kayısı, şeftali, armut, elma, erik, dut, vişne ve kiraz gibi meyveler, bezelye, bakla, mısır, biber, kabak, patlıcan, bamya, soğan, havuç, mantar ve yeşil fasulye gibi sebzeler kurutulmaya elverişli ürünler arasında yer alıyor. Ancak Türkiye'de daha çok üzüm, incir ve kayısı kurutuluyor. Keza bu ürünlerin ihracatında dünyada birinci sırada yer alıyoruz. Kurutulmuş sebzeler ise daha çok paketli hazır çorba ürünleri içerisine giriyor. Bunun yanında Şanlıurfa, Kahramanmaraş ve Gaziantep gibi illerimizde biber kurutularak, kırmızı pul biber, kırmızı toz biber ve isot üretimi yapılıyor. Bakanlık verilerine göre son dönemde kurutulmuş domates ürünü de özelikle Avrupa pazarında kendisine yer bulmuş durumda.

BAKANLIK ÜRETİMİ 81 İLDE DESTEKLİYOR

Tarım ve Orman Bakanlığı Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı (KKYDP) çerçevesinde bu ürünlerin üretimine destekler veriyor. Uygulama 2006 yılından bu yana 81 ilin tamamında devam ediyor. KKYDP uygulaması üretici gelirlerini artıran ve çeşitlendiren, yeni teknoloji içeren, tarıma dayalı küçük ve orta ölçekli sanayinin gelişmesini ve yaygınlaştırılmasını esas alan projeleri destekliyor. KKYDP kapsamında her yıl çıkarılan tebliğ ile belirlenen süre içinde Tarıma Dayalı Ekonomik Yatırımların Desteklenmesi ile tarımsal ürünlerin işlenmesi, depolanması ve paketlenmesine yönelik projelere ve makine ekipman alımlarının desteklenmesi ile yeni teknolojilerin üreticiler tarafından kullanılmasının yaygınlaştırılmasına yönelik projelere; ekonomik yatırım projelerinde hibeye esas proje tutarının yüzde 50'si kadar hibe olarak veriliyor. Bu kapsamda 2006 yılından günümüze kadar tamamlanan 65 projeye 20,9 milyon lira hibe desteği verilerek 46.8 milyon liralık yatırım faaliyete geçirildi.

Bakanlık bu konuda yatırım yapmak isteyenlere önerilerde de bulunuyor. Bakanlık bilgi notunda, "Kurutulmuş meyve sebze uygun saklama koşullarında uzun süre dayanımını koruyacağı için bu ürünlere olan talep gün geçtikçe artmaktadır. Ülkemizde kurutma işlemine hammadde sağlayacak kadar taze meyve sebze üretimi yapılmaktadır. Kurutulmuş ürünlere olan talep de gün geçtikçe artmaktadır. Bu sebeple yatırımcılarımız için bu alanda çok büyük fırsatlar bulunmaktadır" deniliyor.

ALTI AYDA 1 MİLYAR DOLARI GEÇTİ

Türkiye geleneksel kuru meyvelerde geçmişten günümüze hep söz sahibi konumunda. Üretim ve ihracatında dünya lideri olduğumuz çekirdeksiz kuru üzüm, kuru kayısı ve kuru inciri dünya genelinde 100'den fazla ülkeye ihraç eden Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği, 2024 yılının ilk yarısında vites artırdı ve tarihinde ilk kez yıllık bazda 1 milyar dolar eşiğini geçti. Türkiye'nin geleneksel ihracatçı sektörlerinden kuru meyve sektöründe ihracat 2024 yılının ilk yarısında miktar bazında 227 bin tondan 200 bin tona gerilerken, buna karşılık döviz getirisi yüzde 15'lik artışla 722 milyon dolardan 829 milyon dolara yükseldi.

HER ÜRÜNDE İHRACAT GELİRİ ARTTI

Türkiye, 2024 yılının ilk yarısında yüzde 18'lik artışla 240 milyon dolarlık çekirdeksiz kuru üzüm ihraç etmeyi başarırken, çekirdeksiz kuru üzüm toplam 829 milyon dolarlık kuru meyve ihracatından yüzde 29 pay aldı. Kuru kayısı ihracatı ise yüzde 2'lik gerileme yaşarken, kuru kayısıdan elde edilen döviz miktarı 187 milyon dolar olarak kayıtlara geçti. Türkiye, 2024 yılının ilk yarısında 30 bin 254 ton kuru incir ihraç ederken, bu ihracattan elde edilen döviz tutarı yüzde 23'lük büyümeyle 114 milyon dolardan 140 milyon dolara çıktı.

Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin güçlü ihraç ürünlerinden Antep fıstığı da 2024 yılının ilk yarısında başarılı bir ihracat grafiği ortaya koydu. 2023 yılının Ocak-Haziran dönemini 55 milyon dolarlık Antep fıstığı ihracatıyla geride bırakan Türkiye, 2024 yılının aynı döneminde ihracatını yüzde 76'lık artışla 97 milyon dolara ulaştırdı.

Türkiye'nin kuru meyve ürün grubunda badem ihracatı 27 milyon 250 bin dolar olurken, çam fıstığı ihracatı yüzde 155'lik artışla 5.7 milyon dolardan 14.5 milyon dolara yükseldi. Türkiye, leblebi ihracatından 14 milyon dolar, ceviz ihracatından 13,3 milyon dolar kazandı. Kayısı ve zerdali çekirdeği ihracatı 5,5 milyon dolar ve elma kurusu ihracatı 5.2 milyon dolar olarak kayıtlara geçti.

"KAYISI İÇİN TMO DEVREYE GİRSİN"

Kayısı Türkiye'nin her yerinde yetişiyor ama en yaygın yetiştiği yer Malatya. Özellikle kuru kayısıda sadece Türkiye'de değil, dünyada söz sahibi bir kentten bahsediyoruz. Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, kayısıda hasat döneminin 15 Ağustos itibariyle bittiğini belirterek, bu ürünün 50 bin ailenin geçim kaynağı olduğunu belirtiyor. Malatya, 2023 yılında 71 bin ton taze kayısı, 70 bin ton da kuru kayısı olmak üzere toplam 142 bin 21 ton kayısı ihracatı gerçekleştirdi. 115 ülkeye gerçekleştirilen ihracattan 460 milyon dolar gelir elde edildi. Bu yıl kuru kayısı rekoltesi 107 bin 517 ton olarak açıklandı. Meclis ve komite üyelerinin verdiği bilgiye göre, bu yılki kayısının açıklanan rekolteden daha fazla olduğu yönünde. Sadıkoğlu, kayısı üreitimiyle ilgili şu değerlendirmeyi yapıyor:

"Önceki sezondan kalan kayısıları da göz önünde bulundurduğumuzda arzın oldukça fazla olduğunu görüyoruz. Arz talep dengesinin sağlanması ve kayısımızın hak ettiği değerde alıcı bulması için fiyat istikrarsızlığının önüne geçilmesi gerekiyor. Son 1 yılda mazot, gübre, enerji ve diğer kalemlerde yaşanan yüksek fiyat artışları girdi maliyetini yaklaşık yüzde 300 oranında artırdı. Bugünlerde fiyatlamada düşüş eğilimi olan kayısıda taban fiyatı belirlenmemesi üreticimizin enflasyon karşısında ezilmesine, ürününü maliyetinin altında satmasına neden olacaktır. Sadece 2020 yılında kayısı alımı yapan TMO'nun, depremden büyük zarar gören şehrimize destek olarak ürün alımı yapmasını ve üreticimizi destekleyecek bir taban fiyat açıklamasını talep ediyoruz. Sözlü olarak çağrıda bulunduğumuz TMO Genel Müdürü Sayın Ahmet Güldal'ı ziyaret ederek, taban fiyat açıklanması ve ürün alımı konusunda talebimizi bizatihi ilettik. Ziyarette ayrıca, AB Coğrafi İşaretli Malatya Kayısısının ülkemiz ekonomisi için sunduğu katma değer ile üretim ve ihracat rakamlarının da yer aldığı kapsamlı bir dosya sunumu da gerçekleştirdik. Üreticimizin, esnafımızın ve tüccarımızın mağduriyetinin önlenmesi ve kayısımızın hak ettiği değere satılması için konunun takipçisi olmaya ve girişimlerde bulunmaya devam edeceğiz."

YENİ HEDEF, UZAK PAZARLAR

Türkiye'nin üretim ve ihracatında dünya lideri olduğu kuru kayısıda 2023/24 sezonu 66 bin 832 ton karşılığında 399 milyon dolar olarak gerçekleşti. Kuru kayısı ihracatı 2022/23 sezonunda miktar bazında 80 bin 388 ton olurken, bunun döviz karşılığı 434 milyon 272 bin dolar olmuştu. 2022/23 sezonunda kuru kayısının ortalama ihraç fiyatı ton başına 5 bin 402 dolar iken, 2023/24 sezonunda yüzde 10.5'lik artışla 5 bin 967 dolara yükseldi. Bu artış sayesinde kuru kayısı ihracatı miktar bazında yüzde 17 düşerken, döviz getirisindeki azalma yüzde 8 ile sınırlı kaldı. Bu yıl hava koşulları kuru kayısı üretimini artırdı. Kuru kayısı antioksidan zengini bir meyve, kolesterolü düşürürken, kasları besliyor, bağırsak dostu ve sindirim sistemini destekliyor. Kuru kayısıda da ihracatı artıracak çalışmalar yürütülüyor. Amerika Birleşik Devletleri, Hindistan, Avustralya, Çin, Japonya, Brezilya, Güney Kore gibi uzak pazarlara da ihracat planlanıyor. Dünya Sağlık Örgütü'nün sağlıklı gıdalar listesinde yer alan, üretim ve ihracatında dünya lideri olduğumuz kuru kayısıyı daha çok tüketiciye ulaştıracağımız bir sezon bizi bekliyor. Türkiye 2013 yılında 117 bin ton ihracat yapmıştı. Hatta ihracatın 100 bin ton bandında seyrettiği sezonlar olmuştu. Ancak Türk ihracatçılarının networkü bu ihracata olarak sağlıyor. Amerika Birleşik Devletleri 63.6 milyon dolarlık kuru kayısı talebiyle zirvede yer aldı. Kuru kayısı ihracatında ikinci sırada 33,7 milyon dolarlık taleple Fransa yer alırken, zirvenin üçüncü sırasında 29.8 milyon dolarlık ihracatla Almanya bulunuyor.

FINDIKTA REKOLTE DÜŞECEK

Ülkemizin önemli ihracat ürünlerinden biri de hiç kuşkusuz fındık. Dünya pazarlarında lider olduğumuz fındıkta da hasat dönemi başladı. Ancak fındıkta bu sene sıcaklık, kahverengi kokarca ve mantar hastalıkları nedeniyle rekoltede düşüş bekleniyor. Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Başkanı Şemsi Bayraktar da yaptığı değerlendirmede bu yıl fındık rekoltesinin 700 bin tonun altında kalmasını bekliyor. Bayraktar, "Küresel iklim değişikliği nedeniyle yaşadığımız kuraklık ve hava sıcaklıklarındaki ani değişimler, diğer tarım ürünlerini olduğu gibi fındığı da olumsuz etkiledi. Muhtelif yerlerde güneş yanığı görülüyor. Kahverengi kokarca gibi istilacı türlerin yanı sıra mantar hastalıklarının neden olduğu zararlar da fındıkta verimi etkiledi. Fındıkta dökülmeler var. İstilacı türler ve mantar hastalıkları ile mücadelede belirli bir seviyeye gelinse de aşırı sıcaklarla birlikte bu yıl fındık rekoltesinde düşüş bekleniyor. Bu yıl bu kayıplarla birlikte fındık üretiminin 700 bin tonun altında gerçekleşmesini bekliyoruz" diyor.

İHRACATTA BİRİM FİYATI YÜKSELİYOR

Türkiye'nin üretim ve ihracatında dünya lideri olduğu çekirdeksiz kuru üzüm, kuru kayısı ve kuru incirde 2023/24 sezonunda ihracat yüzde 8'lik artışla 933 milyon dolardan 1 milyar 7 milyon dolara ulaştı ve 1 milyar dolar barajı aşıldı. Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği tarafından yayınlanan ihracat istatistiklerine göre; kuru meyve sektörünün muhteşem üçlüsünün miktar bazındaki ihracatı ise; yüzde 12'lik düşüşle 328 bin tondan 290 bin tona geriledi. Miktardaki düşüşe karşılık elde edilen döviz tutarındaki artış, ortalama ihraç fiyatının dolar bazında yüzde 22 artması sayesinde oldu. 2022/23 sezonunda üç ürünün ortalama kilogram ihraç fiyatı 2,84 dolar iken, 2023/24 sezonunun aynı döneminde bu rakam 3.46 dolara yükseldi.

Türkiye'nin kuru meyve ihracatını domine eden çekirdeksiz kuru üzüm ihracatı 1 Eylül 2023 – 3 Haziran 2024 tarihleri arasında 175 bin 641 ton karşılığı 395 milyon 444 bin dolar oldu. Çekirdeksiz kuru üzüm ihracatı ise aynı dönemde miktar bazında 196 bin 581 ton olurken, döviz getirisi ise 332 milyon 884 bin dolar olarak gerçekleşti. Cennet meyvesi olarak tanımlanan kuru incirde sezonun başladığı 6 Ekim 2023 tarihinden, 3 Haziran 2024 tarihine kadar geçen 8 aylık dönemde 54 bin 876 ton kuru incir ihraç edildi. Kuru incir ihracatı 2022/23 sezonunun aynı dönemine göre miktar bazında yüzde 6 düşse de, döviz gelirimiz yüzde 19'luk artışla 209 milyon dolardan 249 milyon dolara ulaştı. Kuru incir geçen sene ton başına 4 bin 240 dolara ihraç edilmişken, bu sezon yüzde 29 daha katma değerli olarak 5 bin 458 dolara satıldı. Kuru incirde 2023/24 sezon sonu için 300 milyon dolar tutarında ihracat hedefi bulunuyor. Türkiye, üretim merkezi Malatya olan ancak ihracatta Ege Bölgesi'nin lider olduğu kuru kayısıda ise, 1 Ağustos 2023- 3 Haziran 2024 tarihleri arasında 60 bin 320 ton kuru kayısı ihraç etti ve 362 milyon 124 bin dolar döviz geliri elde etti. Kuru kayısıda ortalama ihraç fiyatı dolar bazında yüzde 13'lük artışla 6 bin 27 dolardan, 6 bin 785 dolara yükseldi. Böylece kuru kayısıda ortalama ihraç fiyatı 7 bin dolara yaklaştı.

MİKTAR BAZINDA DA ARTIŞ VAR

Türkiye'nin çekirdeksiz kuru üzüm ihracatında İngiltere, 93 milyon 797 bin dolarlık tutarla zirvedeki yerini korurken, İngiltere'ye kuru üzüm ihracatı yüzde 17 artış gösterdi. Hollanda, 2022/23 sezonunun 9 aylık döneminde Türkiye'den 41 milyon dolarlık çekirdeksiz kuru üzüm ithal etmişken, 2023/24 sezonunun aynı zaman aralığında yüzde 29'luk artışla 53 milyon dolarlık kuru üzüm ithal etti ve Almanya'yı geçerek ikinci sıraya yerleşti. Almanya Türkiye'den 40.5 milyon dolarlık çekirdeksiz kuru üzüm ithal etti ve zirvenin üçüncü sırasına adını yazdırdı. İtalya'ya çekirdeksiz kuru üzüm ihracatımız yüzde 33'lük artışla 22 milyon dolardan 29.5 milyon dolara çıkarken, Avustralya'ya çekirdeksiz kuru üzüm ihracatımız ise miktar bazında yüzde 58, döviz bazında da yüzde 85'lik büyüme gösterdi ve 12.7 milyon dolardan 23.4 milyon dolara çıkdı. Bu ülkeleri, 23 milyon 133 bin dolarlık kuru üzüm talebiyle Fransa ve 20.4 milyon dolarlık taleple Japonya takip etti.

ANTREPO İHRACATÇININ ELİNİ GÜÇLENDİRDİ

İncirin anavatanı Aydın'da hasat dönemi başladı. Bu yıl iklim koşulları incir için çok uygun. Bu nedenle iyi bir sezon bekleniyor. Aydın Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Fevzi Çondur, "Türkiye'nin dünya incir üretimi ve ihracatında lider konumunu koruduğu 2023/2024 sezonunda şu ana kadar, toplam 59 bin 636 ton kuru incir ihracatı gerçekleşti. Bu miktarın 50 bin 593 tonu ilimizden gönderildi.2023-2024 sezonunda ülkemiz genelinde toplam 73 bin 852 ton kuru incir tescil edilmiştir. Bunun 58 bin 49 tonu ilimizde gerçekleşmiştir. 2023-2024 sezonu HMS ortalama kilogram fiyatı 98.83 lira olarak gerçekleşmişti" diyor. Çondur, bu verilerin Aydın ili ve ülkemiz adına büyük bir başarıyı işaret ettiğini, bundan sonraki süreçte de sektörün gelişimi için birlikte çalışarak önemli adımlar atılacağını vurguluyor. Çondur, "İhracatçı üyelerimizin talepleri doğrultusunda, A tipi antrepomuzu 2023 Şubat'ta faaliyete geçirdik. Dünya lideri olduğumuz kuru incir başta olmak üzere, ilimizden gönderilen tarımsal ürünlerin ihracatında yaşanan mağduriyetleri gidermek amacıyla kurulan bu antrepoda kurulduğu günden bugüne kadar yaklaşık 2 bin ton ürün muhafaza edilmiştir" açıklamasını yapıyor.

"SEKTÖRÜN GELECEĞİ ÇOK DAHA PARLAK"

Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği eski Başkanı Birol Celep aynı zamanda K.F.C Gıda şirketi ile sektörde faaliyet gösteriyor. K.F.C Gıda kuru kayısı, incir, üzüm gibi geleneksel meyveler dışında çilek, mango, muz, dut, erik, vişne gibi kuru meyvelerin ihracatını da yapıyor. Kuru meyvelerin tüketiminin dünyada her geçen yıl arttığını belirten Celep, "Türkiye kuru incir, kuru kayısı ve kuru üzüm üretim ve ihracatında dünya lideri konumundadır. Yaş meyve ürünlerinde altıncı, yaş sebze ürünlerinde dördüncü, kurutulmuş meyve ürünlerinde ikinci, kurutulmuş sebze ürünlerinde ise dokuzuncu sırada yer almakta. Tüm bu üretimin yanında tarıma dayalı sanayi de gelişmekte ve birbirini etkilemektedir. Bu sebeple birbiri için lokomotif görevi gören sektörün potansiyeli yüksek, geleceği her daim parlaktır" diyor.

Güneydoğu Anadolu İhracatçılar Birliği Başkanı Fikret Kileci de yaptığı değerlendirmede, kurutulmuş meyve ve sebze pazarının her geçen gün büyüdüğünü ve potansiyelin yüksek olduğunu söylüyor. Kileci, ihracat pazarlarında kayısı, incir, üzüm, dut, erik ve elmaya ilginin yüksek olduğunu belirterek, "Ürünler ağırlıkla Avrupa ülkeleri ile Amerika'ya ihraç ediliyor. Almanya, Birleşik Krallık (Britanya), İtalya, Amerika, Fransa, Hollanda ve Irak ihracatta öne çıkan ülkeler arasında yer alıyor" diyor. Kurutma tesislerinin de taleplere bağlı olarak arttığına işaret eden Kileci, "Kuru domates halen eski usullere göre, güneşe serilerek yapılıyor. Kuru meyve ise yeni tesislerde, el değmeden makinelerde ısıl işlemlerden geçerek yapılıyor. Sektör olarak, kuru kayısı Malatya yöresindeki üreticilerin geçim kaynağı, kuru incir ve kuru üzüm ise Ege yöresindeki üreticilerin önemli gelirleri arasında. Meyve kurutma işlemlerini çiftçiler kendileri sağlıyorlar. Kuru ham ürünü de ihracatçılara teklif ediyorlar" diyor.

"YENİ YATIRIMLAR YAPILIYOR"

Selçuk Food, kurutulmuş meyve sektöründe 3. nesil olan İzmirli Alharal ve Franco aileleri tarafından işletiliyor. Bugün, kurutulmuş meyvelerin ana ürün olduğu şirket, 1988'den beri halka açık şirket olarak İstanbul Borsası'nda işlem görüyor. İncir, kuru üzüm, kayısı, vişne kurusu, dut kurusu ihraç eden Selçuk Gıda'nın ortaklarından Eliya Alharal, sektörün duayen isimlerinden biri. Ege Kuru Meyve Mamulleri İhracatçıları Birliği başkanlığı da yapan Alharal, kurutulmuş meyve ve sebze talebinin bütün dünyada giderek arttığına dikkat çekerek, bu alanda Türkiye'nin avantajlı olduğunu söylüyor. Türkiye'de sektörün büyümeye devam ettiğini belirten Alharal, "Sektörde yeni yatırımlar yapılıyor. Geleceği olan bir sektör. Bütün dünyada sağlıklı atıştırmalıklarda talep artışı var. Gençler, kadınlar kurtulmuş ürünleri çok tercih ediyor. Yurt dışında potansiyeli yüksek" diyor.

ÜRETİCİ İLE İHRACATÇI EL ELE

Osman Akça Tarım Ürünleri sektörün hem en eski şirketlerinden, hem de en büyüklerinden. 1955 yılından bu yana faaliyette bulunan şirket, özellikle çekirdeksiz kuru üzüm, kuru incir ve kuru kayısı gibi kuru meyve üretim, paketleme ve ihracatında dünyanın önde gelen şirketlerinden biri konumunda. Osman Akça Tarım Ürünleri Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Bilge Göksan, Türkiye'nin coğrafi olarak çok şanslı bir ülke olduğunu vurguluyor. Göksan, "Dünyanın en büyük kuru üzüm ve incir üreticisiyiz. Kayısı da öyle. Bu ürünlere dünyadan talep her geçen yıl artıyor. İhracatçı şirketler bu ürünleri satabilmek için büyük emek verdi. Dünyanın her yerine gidildi. Bu ürünlerin rakibi yok. Fırsatı değerlendirmeliyiz" diyor. Geleneksel ürünler dışında vişne, portakal gibi birçok meyve ve sebzenin kurutulduğunu söyleyen Göksan, üreticilere ciddi uyarılarda bulunuyor. Göksan şunları söylüyor:

"İhracatçı büyük emek veriyor pazarlarda. Üreticinin emeği de büyük. Pazarları kaybetmemek için ilaç kalıntısı konusunda çok dikkatli olmalıyız. Bu noktada üreticilerle birlikte hareket ediyoruz. Eğitimler veriyoruz. Biz şirket olarak 1994 yılından bu yana çiftçiye özel önem veriyoruz. Pazarlar kolay elde edilmiyor. Devletin de desteği lazım. Hep birlikte hareket etmeliyiz. Şimdi devlet, üretici, ihracatçı birlikte çalışmaya başladık. Pazarda daha güçlü olmak için bu işbirliği şart. Bu yıl hem üzüm, hem de incirde iyi bir rekolte bekleniyor. Bir konuya daha dikkat çekmek istiyorum. Kuru erikte ihracat pazarlarında Sırbistan hakim. Biz de şimdi pazarlarda kuru erik tanıtımı yapıyoruz. İyi dönüşler almaya başladık. Piyasanın istediği tadı yakalarsak erik piyasasında da söz sahibi oluruz. Rakip ülkelere pazarı kaptırmamak için ihracatçı, üretici, devlet hep birlikte çalışmalı."

Anatolia Tarım da sektörün eskilerinden. Kuru üzüm, kayısı ve incir ağırlıklı çalışan Anatolia Tarım Yönetim Kurulu Başkanı Osman Öz, kuru üzüm rekoltesinde bu yıl düşüş beklendiğini belirtiyor. 230 bin tonluk bir rekolte bekleniğini söyleyen Osman Öz, "Rekolte düşük ama fiyatlar iyi. Geçmiş yıllarda ton fiyatı bin 600 dolardı şimdi 3 bin 500 dolar. Kayısı sezonu da yeni başladı. İhracat kilo fiyatı 6-7 dolar seviyelerinde" diyor. Kurutulmuş meyve ve sebze sektörünün her yıl büyüdüğünü belirten Öz, "Sektörün büyük kısmını geleneksel ürünlerimiz oluşturuyor. Ancak son yıllarda her türlü meyve ve sebze kurutuluyor. Hacim henüz düşük olsa da bir hareketlilik var. Sektörün potansiyeli yüksek" diyor.

EV TİPİ KURUTMA MAKİNELERİ DE ÇIKTI

Meyve ve sebze kurutması Anadolu topraklarında çok eski tarihlere dayanır ve geleneksel yöntemlerle yapılır. Tarih boyunca bu böyle olmuştur ama artık makineli kurutma da giderek yaygınlaşıyor. Birçok firma hem ev hem de endüstriyel kurutma makineleri geliştirmiş. Bunlardan birisi de Fareffect Güneş Etkili Gıda Kurutma Teknolojisi isimli şirket. Hem ev tipi hem de endüstriyel ürünleri bulunuyor. Şirketin kurucusu ve genel müdürü Mustafa Güngör, meyve ve sebze kurutma fırınlarına yoğun bir ilgi olduğunu belirterek, şu değerlendirmeyi yapıyor:

"Tüm meyve ve sebzeler kurutulabilir fakat şuna dikkat edilmesi lazım. Makinede kurutulan bazı ürünler katma değerli olmuyor. Örnek verecek olursak domates ve üzüm bunlardan. Bu ürünler hem süre olarak daha fazla sürede kuruyor, hem de enerji sarfiyatı ve çalışan mesaisi fazla oluyor ve satış rakamları da düşük oluyor. Ülkemiz meyve, sebze, et, balık, mantar bakımından tam bir hazine aslında. Fakat ne yazık ki özellikle meyve-sebze grubunda ciddi bir oranda değerlendirilemeden çürüyen ürünler var. Ürün gruplarını sıralarsak; meyve – sebze cipsi, meyve - sebze unu veya granülü ve yumuşak meyve kurusu. Makineye konan gıdalarda hiçbir ön işlem olmaksızın değerler, yani vitamin, renk ve lezzeti kaybolmamalı, en önemlisi de aflatoksin ürememelidir. Radyan (infrared ve mikrodalga), konveksiyonel, vakumlu ve freze dry olarak 4 ana grupta gıda kurutma makinesi mevcut. Bu makinelerde sebze ve meyve olarak bir kurutma ayrıcalığı yok fakat, meyve ve sebze dışında ayrıca et, balık, mantar, peynir de kurutuluyor. İşte burada bir ayrım var. Çünkü meyve, sebze vitamin grubudur, diğerleri ise protein grubu. Dolayısıyla makineler bu iki ürün grubuna göre ayrışıyor, çünkü kuruma ihtiyaçları farklı."

Makinede kurutmanın avantajlı olduğunu belirten Mustafa Güngör, "Yani dış etkenlere maruz kalmadan daha kısa sürede sağlıklı bir kurutma gerçekleşir" diyor. Kurutma esnasında aflatoksin ürememesinin önemli olduğunu vurgulayan Güngör, "Kullanılan gıda kurutma makinesinin teknolojisi de ayrıca önem kazanmaktadır zira kurutma esnasında gıdalarda aflatoksin ürememelidir ve kurutulan gıdaların renk lezzet ve vitamin değerleri en üst düzeyde korunmalıdır. Güneşte kurutma enerji maliyetini ortadan kaldırıyor doğru, fakat geleneksel yöntemle kurutmadaki en önemli 2 sorun aflatoksin ve partiküldür" diyor.

Mehmet Ali IŞIK / Koordinatörü Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı

"Hedefimiz 1.8 milyar dolar ihracat "

Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına başarılı bir giriş yaptık. 2024 yılının ikinci yarısında da başarı çizgisini korumayı ve yılsonu için belirlediğimiz 1.8 milyar dolar ihracat hedefine ulaşmayı amaçlıyoruz. Kuru meyve sektöründe öncelikli başlıklarımız kalite ve gıda güvenliği. Kuru meyve sektöründe kalite ve gıda güvenliğini ithalatçı ülkelerin istediği standartlarda sağlamak için Tarım ve Orman Bakanlığı, ihracatçılar, üreticiler, tüccarlar, üniversiteler çok uyumlu çalışıyoruz. Pazarlama ayağında da Ticaret Bakanlığımızın desteğiyle kümelenerek TURQUALITY ve UR-GE Projeleriyle Türk kuru meyvelerinin dünya genelinde bilinirliğinin artması ve daha fazla tüketilmesi için efor sarf ediyoruz. UR-GE Projemizde geleneksel ihraç pazarımız Avrupa'da konumumuzu güçlendirirken, Amerika Birleşik Devletleri, Çin, Japonya, Brezilya, Hindistan, Güney Kore, Malezya ve Endonezya'yı hedef pazar olarak belirledik. Bu pazarlara ihracatımızı artırmak için tanıtım çalışmaları yapıyoruz. Türkiye'nin kuru meyve ihraç ettiği 135 ülke ve gümrüklü bölge içerisinde Almanya 2024 yılının ilk yarısındaki 106 milyon dolarlık talebiyle lider konumunda. ABD'ye ihracatımız 2024 yılının ilk yarısında yüzde 45'lik artışla 60,6 milyon dolardan 88 milyon dolara yükseldi ve İngiltere'yi geçerek ikinci büyük pazarımız haline geldi. İngiltere'ye ihracatımızda yüzde 21'lik artışla 70.5 milyon dolardan 85 milyon dolara yükseldi. Bu ülkeleri Fransa, İtalya, Hollanda, Avustralya, Japonya, Kanada ve Rusya Federasyonu takip etti.

Şemsi BAYRAKTAR / Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı

Türk fındığı artık bir "Dünya Ürünü"

"Dünya fındık üretiminin yüzde 64'ünü ülkemiz gerçekleştiriyor. En yakın üretici ülke olan İtalya ile aramızda 7.7 kat üretim farkı var. Biz fındığı üretmezsek dünya çikolata sektörü durma noktasına gelir. Çünkü çikolatada başka ürünler denenebilir ama fındığın özellikle de Türk fındığının verdiği tat ve aroma yakalanamaz. Ülkemizin en çok fındık ihraç ettiği iki ülke Almanya ve İtalya'dır. Fındığı ülkemizden ithal eden bu iki ülke, işleyip tüm dünyaya pazarlıyor. Ülkemizin kazandığı gelirin kat kat fazlasını kazanıyorlar. Fakat bu ülkelerde fındığın kaç lira olduğu ya da olacağı konuşulmuyor, üretilen katma değerli ürünlerin tüm dünyaya daha fazla nasıl satılabileceği konuşuluyor. Ülkemiz fındık üretiminin yüzde 80-85'ini ihraç ediyor. Üretim ile ihracat arasındaki ilişkiye baktığımızda birbirine paralel seyrettiği görülüyor. Çok ürettiğimiz yıl çok, az ürettiğimiz yıl ise az ihracat gerçekleştiriyoruz ama bu ihracat oranını hep koruyoruz. Bu ihracatın üzerine ortalama 110 bin ton iç piyasa tüketimini de koyduğumuzda hemen hemen ürettiğimiz kadar fındığı tükettiğimiz görülüyor. Elimizde stok olarak fındık kalmıyor. Bu durum Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) stok istatistiklerinden de net bir şekilde görülüyor."

Mustafa GÜNGÖR / Fareffect Güneş Etkili Gıda Kurutma Teknolojisi Genel Müdürü

"Ev tipi kurutma fırınları 20-50 bin lira arasında"

Endüstriyel olduğu gibi ev tipi fırınlar da mevcut. Fiyatları 20 bin lira ile 50 bin lira arasında değişiyor. Bu makinelerle evlerde gıda kurutmak mümkün. Ama ev tipi ürün alıp endüstriyel üretim yapmak ciddi sorunları meydana getirmektedir. Hem tonaj, hem de nihai ürün kalitesi bakımından. Sanayi tipi kurutma tesisi kurmanın maliyeti 1.5 milyon lira ile 3 milyon lira arasında değişiyor. Gıda kurutma sektörünün önü çok açık ve sürdürülebilir bir iş alanı. 2023 yılı itibariyle kurutulmuş meyve ihracatımız 1.6 milyar seviyesinde oldu, halbuki dünya kurutulmuş meyve pazarı hacmi 56 milyar dolar yani, Türkiye olarak bu paydan anca yüzde 3 pay alıyoruz. Bunun yegane sebebi ise kurutma yöntemlerindeki yanlışlar. En önmeli problem ise kurutma esnasında aflatoksin oluşumu. Bu sebeple kurutma teknolojisi seçimine dikkat edilmeli. Dolayısıyla fırsatı kaçırmamak için süratlice bu alana yatırım yapılması gerekiyor.

Z kuşağı en çok fıstık, badem ve ceviz tüketiyor

Dünya genelinde kuru meyve ve kabuklu meyvelerin en üst istişare platformu Uluslararası Kuru ve Kabuklu Meyveler Kongresi (International Nut and Dried Fruit Council-INC), Latin Amerika'da Z kuşağının fındık, kuru meyve ve atıştırmalık tercihlerini açıkladı. Açıklamaya göre Z Kuşağı, bitki bazlı protein, enerji, vitaminler ve lif içeren sağlıklı gıdalara öncelik veriyor. Bu da sektörümüz için büyük bir avantaj. INC'nin araştırması, Z kuşağının fındık ve kuru meyveleri insan sağlığına yüksek faydaları nedeniyle tercih ettiğini ortaya koydu. Kuruyemiş ve kuru meyve tüketiminde Z Kuşağı çok büyük bir potansiyele sahip. Arjantin, Brezilya, Şili ve Meksika'da yapılan araştırmaya göre Z Kuşağında yer fıstığı (%99), badem (%97) ve ceviz (%94) tüketimi yüksek. Uluslararası Kuru ve Kabuklu Meyveler Konseyi (INC) Türkiye Büyükelçisi Ahmet Bilge Göksan,"Z kuşağının en çok tükettiği kuruyemişler yer fıstığı, badem ve ceviz olurken, bunu kaju, fındık ve antep fıstığı takip ediyor. Kurutulmuş meyvelerde de kuru üzüm, kurutulmuş kızılcık ve kuru erik önde geliyor. "Atıştırmalık kuşağı" olarak bilinen Z kuşağının %96'sı, öğünler arasında atıştırmalıklar tükettiğini, yoğurt, süt ürünleri ve taze meyveleri tercih ettiğini bildirdi. INC, fındık ve kuru meyvelerin tüketimini artırmak için pazarlama kampanyalarında bunların kullanımlarına ve sağlık açısından faydalarına odaklanılmasını öneriyor. INC, hedef kitlenin dikkatini çekmek için 3D animasyon ve yapay zeka teknolojisini içeren bir dizi video olan NutTunes'u başlattı. Kampanya, her pazara özel içerikle sosyal medyada yayınlanacak. Ayrıca dünyanın en büyük müzik platformu Spotify'da "The Nut Tunes" çalma listesi de mevcut" diyor.

Gözdenur ÇAVUŞ UKA / Medical Park Bahçelievler Hastanesi- Uzman Diyetisyeni

"Kas- kemik sağlığı için çok faydalı"

İnsanlık tarihi kadar eski bir beslenme kültürü olan kurutulmuş gıda ile beslenme, günümüze kadar gelen sağlıklı bir beslenme biçimidir. Kurutulmuş meyve ve sebzeler ile beslenme, soğutma sistemlerinin olmadığı dönemde besinlerin içindeki suyu güneş yardımı ile kurutarak, öz kısmını koruyarak, çürüme, erime ve bozulma durumlarını ortadan kaldıran bir besin türü elde edilme şeklidir. Bugün ise özel kurutma teknikleri ile kurutulmuş meyve ve sebzeler elde edilmektedir. Kurutulmuş sebze ve meyvelerin, kolay ve hızlı tüketilebilen bir atıştırmalık olmasının yanı sıra taze meyve ve sebzelere göre yüksek oranda lif içeren yapıları ile bağırsak ve sindirim başta olmak üzere sağlığa birçok faydası bulunmaktadır. Aynı zamanda yüksek lif sayesinde uzun süre tok hissi vermektedir. Kurutulmuş sebze ve meyveler, yüksek oranda antioksidan içerir. Bu da hücre hasarını önlemeye yardımcı olmaktadır. Demir ve kalsiyum mineralleri açısından oldukça zengindir. Bu nedenle kansızlık ve kas- kemik sağlığının korunmasında faydası yüksektir. Özellikle kurutulmuş meyveler, A vitamini, beta-karoten ve C vitamininden yüksek içeriği sayesinde bağışıklık sistemini güçlenmesinde etkilidir. Kurutulmuş sebze ve meyvelerin faydalarını en iyi şekilde anlamak için aldığınız paketlerin etiketlerini okumaya özen göstermelisiniz. Şeker ilavesiz olanları tercih edilmeli ve katkı maddesiz içerisindeki tek madde meyvenin kendisi olmalıdır. Aynı zamanda porsiyonların kontrolüne de dikkat edilmelidir. Her yiyeceğin bir kalorisi vardır ve fazla tüketildiğinde yararlarından çok vücut sağlığı için zararları ortaya çıkmaktadır. Ayrıca kurutulmuş besinlerin saklama koşullarına da özen gösterilmelidir. Herhangi bir bakteri ve küf oluşumuna karşı serin ve güneş görmeyen yerde muhafaza edilmelidir.

BİZE ULAŞIN