1.3 milyar dolarlık pazar

Türkiye, 2023 yılında 5 milyon litre sirke ihraç ederek yaklaşık 4 milyon dolar gelir elde etti. Dünya pazarının 1.3 milyar dolar seviyesinde olduğu düşünüldüğünde gidilecek daha çok yolumuz var. Üstelik pandemi sonrası sağlıklı yaşam trendindeki yükseliş, sirkeye olan talebi her geçen gün artırıyor…
19.08.2024 12:21 GÜNCELLEME : 19.08.2024 12:21

PARA ARAŞTIRMA/ MERVE YILMAZ GERGİN Genellikle sirkenin sadece salatalarda, turşularda, yani bazı gıda maddelerinde kullanıldığı sanılır. Oysa hiç de öyle değil. Tarihe bakıldığında sirkenin asırlar boyu tıbbın en önemli hammaddesi olduğu görülüyor. Milattan yaklaşık 400 yıl önce tıbbın babası Hipokrat'ın hastalarına sirkeyi ilaç olarak tavsiye ettiği biliniyor. Sonraları ise doktorlar sirkeyi nefes açıcı olarak akciğer rahatsızlıklarında, cilt hastalıklarında, incinme ve burkulmalarda, ateş düşürmede ve iç kanamaların tedavilerinde yaygın olarak kullanmışlar. Hatta askerler sirkeyi dezenfektan olarak bile kullanırlarmış. Geleneksel köklerini koruyan sirke sektörü günümüzde tüketici taleplerindeki değişimler ve sağlık odaklı yaklaşımlar sayesinde hızla yeniliklere ve çeşitliliğe yöneliyor. Sağlıklı yaşam trendinin yükselişi, sirkeye olan talebi artırırken, probiyotik sirkelerden sirkeli içeceklere, sirkeli vitamin takviyelerinden kozmetikte kullanılan sirke içerikli ürünlere kadar birçok yeni ürün pazarda yerini alıyor. Ayrıca, sirkenin temizlik kültüründe de giderek daha önemli bir rol oynaması, doğal ürünlere olan ilginin artmasıyla birlikte dikkat çekiyor. Türkiye'nin tahmini üretim kapasitesi yıllık 250 bin ton olmasına karşılık, mevcut üretim miktarı 150 bin ton seviyesinde. Bu durum, kapasite artırımı ve modernizasyon yatırımları için önemli bir fırsat yaratıyor. Ayrıca, geleneksel elma, üzüm ve balzamik sirkelerin yanı sıra, sağlıklı beslenme trendlerine uygun yeni ürünlerin geliştirilmesi, sektördeki çeşitliliği artırarak, pazarın daha da büyümesine imkan sağlıyor.

ÜÇ FABRİKANIN KAPASİTESİ 50 BİN TON

46 yıldır geleneksel ürünleri tüketiciler ile buluşturarak, yıllık 30 bin ton sirke üretimi yapan Fersan, ürünlerini 40'tan fazla ülkeye ihraç ediyor. Firmanın İzmir-Kemalpaşa ve Manisa-Turgutlu'da toplam üç tesisi bulunuyor. Sos ve turşu gibi ürünleri de üreten Fersan, 200'den fazla çalışanıyla sektörün öncü şirketleri arasında yer alıyor. Türkiye sirke sektöründe yüzde 25 ile pazar lideri konumunda olduklarını belirten Fersan CEO'su Gürhan Güven, "Türkiye'de satılan her dört sirkeden biri Fersan. Bu liderliğimizi 2024 yılında da sürdürüyoruz. Fersan olarak Develey'in APMEA ve Afrika bölgelerinden de sorumluyuz. Bu sorumluluğu yerine getirmek için durmadan çalışmalarımıza devam ediyoruz" diyor. "Develey Group şirketi olan Fersan'ın yıllık üretim kapasitesi 50 bin ton. Ancak geçen yılki üretimi yaklaşık 30 bin ton düzeyinde gerçekleşmiş. Toplamda 10 çeşit sirke üretimi gerçekleştirdiklerinin altını çizen Güven, en popüler çeşitlerinin Beyaz, Üzüm, Elma sirkesi, Analı sirkeler ve Balsamik sirke olduğunu söylüyor. Güven, geçen yılın başında belirledikleri strateji ve hedeflere ulaşmak için ciddi adımlar attıklarını ve kısa sürede bu aksiyonların sonuçlarını görmeye başladıklarını vurguluyor. Güven, "Ürünlerimizin ve hizmetlerimizin kalitesini daha yukarı taşımak için operasyonel süreçlerde iyileştirmeler yaptık. İç süreçleri optimize ederek verimliliği artırdık. Nielsen verilerine göre, sirkede 2023 yılını 2022 yılına göre ciro bazında yüzde 106, hacim bazında ise yüzde 22 artışla tamamladık. 2024 yılında da yüzde 80 büyüme hedefliyoruz" diyor. Firma, son üç yılda 22 ülkeye daha ihracat yaparak, ülke sayısını 42'ye çıkarmış. Ürün grubu olarak bakıldığında sirkelerin yüzde 20'sini, turşuların ise yüzde 95'ini ihraç ediyor.

YENİ KATEGORİLERE GİRECEK

İhracat satışlarının bu yılki cirolarının yaklaşık yüzde 40'ını oluşturduğu bilgisini paylaşan Güven, en çok ihracat yapılan ülkelerin ise Kazakistan, Azerbaycan, Cezayir, Almanya, Mısır, ABD, Gürcistan, Çin, Kıbrıs, Malta, Filistin, Rusya, Belçika, Bulgaristan, Macaristan, İsveç, Suudi Arabistan, Malezya, Ukrayna, Fransa, İtalya, Polonya, BAE, Japonya, Ürdün, Pakistan, Lübnan, Romanya, Singapur, Güney Afrika, Kenya ve Birleşik Krallık olduğunu söylüyor.

2024 yılında yurtiçinde yeni kategorilere giriş yapmayı da hedeflediklerini belirten Güven, "Her alandaki inovatif çalışmalarımızı ülke sınırları dışına da taşımaya kararlıyız. Sadece sirke ve turşu değil, başka ürün segmentlerinde de Fersan markasını tüm dünyaya duyurmak için çalışıyoruz. Bunun yanı sıra sürdürülebilirlik de gündemimizdeki en temel konulardan biri. Ambalaj atığı, döngüsel ekonominin odaklanması gereken en önemli atık türü. Sıfır Atık projesinin büyük destekçisi olarak ürünlerimiz çok yüksek oranda geri dönüştürülebilir ambalaja sahip. 2030 yılına kadar yüzde 100 geri dönüştürülebilir ambalaj ve 0 karbon ayak izi hedefine doğru hızla ilerliyoruz. Şirketimizde düzenli olarak karbon ayak izi ölçümlemeleri yaptırarak 2030 yılına kadar "0 Karbon Ayak İzi"ni hedefliyoruz" diyor.

"ÜNLÜ MARKALARI TÜRKİYE'DE ÜRETECEĞİZ"

Özellikle pandemiden sonra tüketiciler artık hayatlarının her alanında doğal olan ürünleri tercih etme eğilimindeler. Fersan da dünyadaki bu yükselen trendi yakından takip ederek, inovatif ürün yelpazesini daha da genişletmeyi hedefliyor. Firmanın yeni dönem hedeflerinden biri de dünyaca ünlü global markaları Türkiye'ye getirerek, bunların Türkiye'de üretilmesini sağlamak. Güven, buradaki temel amaçlarının markaların gücünü arkalarına alarak ülkemizdeki üretim hacmini artırmak ve dolayısıyla ihracatın da önünü açmak olduğunu söylüyor. Güven, Fersan denilince akla ilk sirkenin geldiğini de söyleyerek, "İçilebilir sirkelerimizi gazlı içecek olarak pazara sunduk. İçerisinde renklendirici, jelatin ve koruyucu olmayan takviye edici gıda olarak çiğnenebilir jelibonlarımızı piyasaya süreceğiz. Çocuklara da verebileceğiniz inovatif katkısız, sağlıklı ürünler üretiyoruz. Ayrıca dünyaca ünlü Uzakdoğu sosları AIKO markasını da Türkiye'ye taşıdık. Pirinç sirkesi de diğer inovatif ürünlerimiz arasında ve çok yakında piyasada olacak" diyor.

GABON'A BİLE SİRKE SATIYOR

1915 yılında Eskişehir'de evinin bodrumunda meşe ağacından ürettiği iki fıçıda sirke yaparak yola çıkan Kemal Kükrer, bugün Türkiye'nin bu alandaki en büyük şirketlerinden biri konumunda. Kemal Kükrer'in geleneksel yöntemlerle ürettiği sirkesi zamanla o kadar fazla talep görüyor ki, sonrasında bir marka haline gelmesi kaçınılmaz oluyor. Kemal Kükrer'in, kendi gibi bir asırlık serüvene sahip dünyanın en büyük gıda firmalarından Ajinomoto ile yolu ise 2013 yılında kesişiyor. Ajinomoto o yıl Kemal Kükrer'in önce yüzde 50'sini, 2017 yılında da kalan hisselerinin tamamını satın alarak, Kemal Kükrer ile güçlerini birleştiriyor. O günden bu yana Kemal Kükrer'in sadece Türkiye'de değil, yurtdışında da önemli bir marka olmasına katkıda bulunuyor. Bugün Kemal Kükrer, 100 yılı aşan geleneksel üretim metotlarını Eskişehir'deki fabrikasında sürdürerek, yılda 20 bin ton sirke üretiyor. Ajinomoto İstanbul Yetkilileri sirke kategorisinde elma, üzüm, balzamik, yudumluk, beyaz ve organik ürünleri tüketicilerle buluşturduklarını söylüyor. Bu kategorilerin de altında toplam gramaj ve içeriklerine göre değişkenlik gösteren toplam 20 farklı ürün yer alıyor. Yine yetkililerden aldığımız bilgiler doğrultusunda pandemi döneminde artan hijyen ihtiyacı ile beyaz sirke yüzde 170 gibi rekor bir büyüme gerçekleştirmiş. Yine bu dönemde sağlıklı beslenme talepleri ile birlikte yudumluk sirke kategorisi oluşturulmuş ve tüketiciler tarafında çok sevilmiş. Ancak yetkililer, yine de klasik lezzetlerin; elma, üzüm ve balzamik sirkelerin halen popülerliğini koruduğu görüşünde. Kemal Kükrer'in bu yıl ihracatı 20 ülkeye kadar çıktı. Ürünleri yurtdışında da ilgi görüyor. Marka en fazla ihracatı Almanya, İngiltere, Filistin, Filipinler ve Gabon'a yapıyor.

"PAZAR FIRSATLARI GENİŞLEDİ"

Marka, 2022 yılını 8,8 milyon TL ve 238 ton ihracat ile kapatmış. 2023'te ise bu rakam 265 ton ile 12.,4 milyon TL olmuş. Ajinomoto İstanbul yetkilileri, 2024 hedeflerinin ise bu rakamları ve ulaştıkları ülkelerin sayısını daha da artırmak olduğunu söylüyor. Pandemi sırasında insanlar bağışıklık sistemlerini güçlendirmek ve genel sağlıklarını korumak için doğal ve ev yapımı ürünlere yöneldi. Sirke, özellikle elma sirkesi, bu dönemde popüler hale geldi. Sağlığa faydaları, özellikle sindirim sistemi üzerindeki olumlu etkileri ve doğal temizleyici olarak kullanımı nedeniyle talep son yıllarda iyice arttı. Ayrıca, sağlıklı beslenme ve fermente gıdalara olan ilgi de sirke tüketimini teşvik etti. Bu trendler, sirke üreticileri için pazar fırsatlarını genişletti ve ürün çeşitliliğini artırdı. Bu durumun Kemal Kükrer için olumlu olduğu görüşünü vurgulayan yetkililer, böylece ürün portföylerini genişletip yenilikçi ürünler geliştirdiklerini belirtiyor.

Gürhan GÜVEN / Fersan CEO'su

"Dünyada 19'uncu sıradayız"

Sirke sektörü geleneksel temellerini korurken, tüketici talepleri ve sağlık odaklı yaklaşımlar doğrultusunda her geçen gün yenilik ve çeşitlilik artıyor. Tüketici taleplerinin değişmesi ve sağlıklı yaşam trendi sirkeye olan talebi artırıyor. Sirke ürünlerinin popülerliği dünyada olduğu gibi ülkemizde de artıyor. Probiyotik sirkeler, sirkeli içecekler, sirkeli vitamin takviyeleri ve kozmetikte kullanılan sirke içerikli ürünler bunlardan bazıları. Ayrıca sirkenin temizlik kültüründe de yeri gittikçe önemli hale geliyor. Tüketiciler artık hayatlarının her alanında doğal olan ürünleri tercih etme eğilimindeler. Dünyadaki sirke pazarı yaklaşık 1.3 milyar dolar düzeyinde. Türkiye geçen yıl 5 milyon litre sirke ihraç etti ve 4 milyon dolar döviz elde etti. Türkiye bu verilerle dünyada sirke üretiminde 19'uncu sırada yer alırken pazar payı açısından 23'üncü sırada. Türkiye'nin tahmini üretim kapasitesi 250 bin ton, geçen yılın verilerine göre, yüzde 60 kapasite kullanımıyla 150 bin ton üretim gerçekleştirildi.

Sebahat İLTÜZER / Girişimci

Kadınlara ilham olacak bir hikaye

Malatya'nın Battalgazi ilçesinde evimde üretimlerimi gerçekleştiriyorum. Üretimini yaptığım 87 çeşit sirkem mevcut. Kilo problemi olan biriydim ve bir gün eşime elma sirkesi aldırdım, kilo verdiriyor diye. Daha sonra gerçek sirke nedir, nasıl yapılır diye araştırmalara başladım. Malatya Battalgazi Kadın Kooperatifi'nde yaptığım sirkelerin analizini yaptırmaya başladım. Artık tam bir sirke sevdalısı olmuştum ve geri dönüşlerim de muhteşemdi. İlk olarak kendim içerim diye yaptığım sirkeler, eş dost tarafından da rağbet görünce, neden satmayayım dedim. En popüler sirkelerim ananas, sandaloz sakızlı elma sirkesi, sandaloz sakızlı detoks sirkesi, enginar, alıç, elma sirkeleri. Altı yıldır bu işin içindeyim. Dükkan açma hedefim 6 Şubat depremi ile birlikte kayboldu. Dört yıldır Instagram üzerinden satışlarımı gerçekleştiriyorum.

BİZE ULAŞIN