Perakende sektörünün önde gelen firmalarından Migros, sektörün en çok meyve sebze alımı yapan şirketi konumunda. Kooperatiflerden ve yerel üreticilerden yılda 500 bin tonluk alım yapan firma, "İyi Tarım Uygulamaları" (İTU) kapsamında, yerel üreticilerinin de yanında. Migros Meyve ve Sebze Pazarlama Direktörü Yener Arslan, bugüne kadar İTU kapsamında 145 ürünü satışa sunduklarını belirterek, "Satılan ürün miktarı 1,5 milyon tonu aştı. Sadece Türkiye'de değil, dünyada da "İyi Balık" sertifikasını alan birkaç markadan biriyiz. Çiftlik balığının alımını desteklerken fiyatların inmesine de katkı sağlıyor, ekolojiye fayda yaratıyoruz. Geçen yıl ilk kez Türk somonu hasadına başladık" diyor. Yener Arslan, sorularımızı yanıtladı…
Migros'un iyi tarım uygulamaları konusundaki çalışmaları neler?
Migros olarak, çalışanlarımız, üreticilerimiz, kooperatiflerimiz, alım yaptığımız çiftçi ve besicilerimizle birlikte 23 bin 500 iş ortağımız ve milyonlarca müşterimiz ile dev bir ekosisteme sahibiz. Türkiye'nin üreten gücünün en büyük destekçisiyiz ve tarımın geleceğine yatırım yapıyoruz. Migros'un cirosunun yüzde 77'si tarıma dayalı. Türkiye'nin en çok meyve/sebze alımı yapan perakendecisiyiz. Yıllık 500 bin tonluk alış gerçekleştiriyoruz. 2010 yılında Tarım ve Orman Bakanlığı öncülüğünde başlatılan "İyi Tarım Uygulamaları" (ITU) standardında üretilen taze meyve ve sebzeyi mağazalarında satışa sunan ilk perakendeciyiz. İTU ile üretimin her aşaması kayıt altına alınırken, üreticinin tarlaya atılacak tohumunun seçiminden toprakta üretimin yapılmasının çevreye olası etkisine, kullanılacak reçeteli ilaç ve gübre standardından tarlada çalışan işçinin sağlığına kadar çok sayıda kritere uygun hareket edilmesi gerekiyor. İTU konusunu Sağlık ve Gıda Politikası içerisine dahil ederek, çalışmalarımıza piliç, hindi ve sofralık yumurta ürünleri ile çiğ sütü de ekledik. Tedarikçi ve üreticilerimizin İTU standartlarında üretim yapmalarını teşvik ediyor, eğitimler veriyor, sertifikasyon süreçlerine destek sağlıyoruz. Bugüne kadar bu kapsamda 145 ürünü satışımıza aldık. Satılan ürün miktarı 1,5 milyon tonu aştı. Sadece Türkiye'de değil, dünyada da "İyi Balık" sertifikasını alan birkaç markadan biriyiz. Çiftlik balığının alımını desteklerken fiyatların inmesine de katkı sağlıyor, ekolojiye fayda yaratıyoruz. Geçen yıl ilk kez Türk somonu hasadına başladık.
Yerel üreticiye verdiğiniz desteklerden bahsedebilir misiniz?
Yerel üretimi milli ekonominin kaldıracı olarak görüyoruz. Yerelleşme yaklaşımımız kapsamında belli bölgelere has ürünlerin aynı bölgede satışını önceliklendiriyoruz. Alım garantisi, verimli üretim ve markalaşma eğitimleri vererek yerel üreticiyi üretmeye teşvik ediyor, ürününün rafa çıkmasını sağlıyoruz. Yerel hammaddeyle o bölgede yapılan üretim yerel ekonomiye katkı sağlıyor, lojistik maliyetlerini de azaltıyor. Böylece ürünler uygun fiyatla raflarda yerlerini buluyor. Bunun yanında, yerelde satılan ürünlerin raflarımıza girmesi ile mağazalarımıza gelen on binlerce müşterimiz yerel ürünlere ulaşabiliyor. Bu sayede yerel ekonomi canlanıyor. Ordu'da kurduğumuz yumurta üssü, yerli avokado, kivi, Karayaka kuzusu, Bingöl balı ve yerli susam başarılı yerel projelerimizden bazıları. Bugün Türkiye'deki toplam 373 adet coğrafi işaretli ürünün yaklaşık yarısını biz satıyoruz.
Migros Tarım Platformu ile ne hedefliyorsunuz?
Migros Tarım Platformumuz bizim çok önem verdiğimiz bir proje. 70 yılı aşkın tecrübemizin ışığında oluşturduğumuz platformda; İyi Tarım uygulamaları, sürdürülebilirlik programları, Aile Kulüpleri tarım eğitimleri ve 100'ün üzerinde videolu eğitim yer alıyor. Migros ekosistemine dahil olmak ve ürünlerini mağazalarımızda satışa sunmak isteyen tedarikçilerimiz de bize buradan ulaşabiliyor. Üreticiye yüksek ve verimli üretim gerçekleştirme, ihtiyaçlara göre farklı çözümler bulabilme, Migros desteğiyle finansman erişimi, sözleşmeli alım desteği ve diğer paydaşlarla ortak iletişim alanı imkanı da sunuyoruz.
Tarımda dijitalleşme giderek önem kazanıyor. Sizin bu konudaki çalışmalarınız neler?
Dijitalleşme tarımın geleceği adına önem taşıyor. Tarımı iklimsel risklere karşı korumada, verimliliği arttırmada önemli bir role sahip. Bu kapsamda tarımda dijitalleşmeye destek veriyor, çiftçilerimizin üretim süreçlerinin dijital dönüşümünü destekliyoruz. Tarımda dijitalleşmenin bir ayağında da blockchain teknolojisini Türkiye'de bir ilk olarak müşteri kanadına taşıdık. Müşterilerimiz, Migros mağazalarında satılan MB (MigrosBlockchain) logolu 750 çeşidin üzerindeki meyve ve sebzenin tarladan rafa uzanan yolculuğunu, Migros Money uygulamasında yer alan 'Migros Blockchain' menüsünden ulaşabiliyor. Bu uygulamamız, meyve ve sebze ürünlerine dair bilgileri değiştirilemez bir şekilde kayıt altına alıyor. Böylece tedarik süreçlerine şeffaf bir şekilde erişim imkânı sunuyoruz. Yapay zeka temelli 'Meyve-Sebze Görüntü İşleme Projesi' ile meyve-sebze reyonundaki kasa doluluk oranını yapay zeka ile ölçen, ürünlerin miktarını, stok durumunu anlık olarak takip edebilen ve bu sayede verimliliği arttıran çok önemli bir çalışmaya da imza attık.