PARA ANKARA/ HÜLYA GENÇ SERTKAYA Büyümenin öncü göstergesi sanayi üretimi Şubat'ta toparlandı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre sanayi üretim endeksi Şubat'ta aylık yüzde 3.2, yıllık yüzde 11.5 arttı. Güncellenmiş verilerle sanayi üretimi Ocak'ta yıllık yüzde 1.3, aylık bazda ise yüzde 0.3 artış göstermişti. Sanayinin alt sektörleri (2021=100 referans yıllı) incelendiğinde, 2024 yılı Şubat'ta madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi yıllık yüzde 12.8, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 11.9, elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 7.7 arttı. Şubat'ta madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi aylık yüzde 3.2 azalırken, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 3.8, elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi ise yüzde 0.3 artış gösterdi. Şubat'ta sanayi üretimi ara malında aylık yüzde 1.1, yıllık yüzde 11.4, sermaye malında aylık yüzde 11.3, yıllık ise yüzde 20.9 arttı. Şubat'ta en hızlı yükseliş aylık yüzde 46.4, yıllık yüzde 38.5 artışla yüksek teknoloji üretiminde gerçekleşti. Şubat'ta dayanıklı tüketim mallarında aylık yüzde 1.5, yıllık yüzde 12, dayanıksız tüketim mallarında da aylık yüzde 1.9, yıllık yüzde 3.9 artış yaşandı. Arındırılmamış verilerle sanayi üretimi Şubat'ta aylık yüzde 2.36, yıllık yüzde 15.3 oranında arttı.
"BÜYÜME İÇİN OLUMLU SİNYALLER VERİYOR"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda sanayi üretiminde yaşanan pozitif gelişmelerin 2024 yılı birinci çeyrek GSYH büyümesi için olumlu sinyaller verirken, büyümenin kompozisyonunda da üretim odağında daha dengeli bir görünüme işaret ettiğini vurguladı. Yılmaz, "Önümüzdeki dönemde enflasyonla kararlılıkla mücadele ederken üretime, yatırıma ve ihracata vereceğimiz desteklerle daha dengeli ve sürdürülebilir büyümeyi sağlamaya kararlıyız" ifadelerini kullandı.
Şunu da hatırlatalım; Türkiye ekonomisinin 2024 yılı ilk çeyrek büyüme performansı 31 Mayıs'ta belli olacak. TÜİK tarafından açıklanan dönemsel gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYH) verilerine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak Türkiye ekonomisi 2023 yılı son çeyrekte yüzde 4, 2023 yılında yüzde 4.5 büyümüştü. TCMB'nin Mart ayı piyasa katılımcıları anketinde, katılımcıların 2024 yılı büyüme beklentisi yüzde 3.3 olarak gerçekleşmişti. 2024-2026 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program'da Türkiye ekonomisinin 2024 yılı sonunda yüzde 4 büyümesi hedeflenmişti.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Türkiye ekonomisinin sağlam temeller üzerinde büyümeye devam ettiğini vurguladı. Kacır, sanayi üretim endeksinin yıllık bazda yüzde 11.5 artışla son iki yılın en yüksek seviyesine ulaştığını kaydetti.
AYLIK EN YÜKSEK REEL GETİRİ KÜLÇE ALTINDA
TÜİK geçen hafta finansal yatırım araçlarının reel getiri oranlarını da açıkladı. TÜİK verilerine göre Mart'ta aylık en yüksek reel getiri yurtiçi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) ile indirgendiğinde yüzde 11.43, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ile indirgendiğinde ise yüzde 11.57 oranlarıyla külçe altında gerçekleşti. Mart'ta aylık bazda yatırımcısına kazandıran diğer finansal yatırım araçları euro ve Amerikan doları oldu. Mart'ta devlet iç borçlanma senetleri (DİBS), BIST-100 endeksi ve mevduat faizi yatırımcısına kaybettirdi.
Külçe altın üç aylık, altı aylık ve yıllık değerlendirmede de yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu. Üç aylık, altı aylık ve yıllık değerlendirmelerde yatırımcıya en çok kaybettiren yatırım aracı ise DİBS olarak kaydedildi.
MENKUL KIYMET TESİSİ UYGULAMASI SONLANDIRILACAK
Piyasa mekanizmasının işlevselliğini ve makro finansal istikrarı koruyacak şekilde makro ihtiyati politikaları sadeleştirmeye devam eden Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 6 Nisan'da menkul kıymet tesisi hakkında tebliğde değişikliğe gitti. TCMB'den yapılan açıklamada menkul kıymet tesisine ilişkin düzenleme kapsamında; menkul kıymet tesisine tabi yükümlülüklere uygulanan menkul kıymet tesis oranının yüzde 4'ten yüzde 1'e düşürülmesine, kredi büyümesine göre menkul kıymet tesisine ilişkin uygulamanın sonlandırılmasına karar verildiği belirtildi. Söz konusu düzenlemenin yakın zamanda sonlandırılmasının planlandığı da duyuruldu.
TCMB, döviz dönüşümlü kur korumalı mevduatta (KKM) tarihi uzattı. 6 Nisan'da Resmi Gazete'de yayımlanan tebliğlere göre yurtiçi yerleşik gerçek kişilerin 31 Mart 2024 itibarıyla bankalarda mevcut olan altın, dolar, euro ve İngiliz sterlini cinsinden döviz tevdiat hesabı ve döviz cinsinden katılımı fonu hesapları Türk Lirası'na çevrilebilecek. TL'ye çevirme işlemleri, hesap sahiplerinin talep etmesi halinde dönüşüm fiyatı üzerinden gerçekleştirilecek.
Bu arada kredi kartı aylık azami akdi faiz oranı yüzde 3.66'dan yüzde 4.25'e yükseltildi. Kredi kartında azami gecikme faiz oranı ise aylık yüzde 3.96'dan yüzde 4.55'e çıkarıldı.
ASGARİ ÜCRET VURGUSU
TCMB gelecek hafta (25 Nisan) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısını gerçekleştirecek. Hatırlanacağı üzere TCMB 21 Mart'taki PPK toplantısında politika faiz oranını 500 baz puan artışla yüzde 45'ten yüzde 50'ye yükseltmişti. Kurul ayrıca, operasyonel çerçevede değişikliğe giderek, Merkez Bankası gecelik vadede borçlanma ve borç verme oranlarının bir hafta vadeli repo ihale faiz oranına kıyasla -/+ 300 baz puanlık bir marj ile belirlenmesine karar vermişti. TCMB, Banka Kanunu'nun 42. Maddesi uyarınca hükümete gönderdiği açık mektupta, operasyonel çerçevedeki değişikliğin, faiz oranlarının geldiği yüksek seviye göz önünde bulundurularak yapılan teknik bir düzeltme olup, bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının temel politika faizi olarak kullanılmaya devam edileceğinin altını çizmişti. TCMB, açık mektupta kredi büyümesi ve mevduat faizinde öngörülenin dışında gelişmeler olması durumunda parasal aktarım mekanizmasını destekleyecek politika adımlarının atılmaya devam edileceğini kaydetti. Dezenflasyon sürecinde para ve maliye politikalarının eş güdümünün önemine dikkat çeken TCMB, öngörülebilirliğin artmasını sağlayan Orta Vadeli Program (OVP) ile somutlaşmış olan kamu politikalarına dair varsayımların TCMB'nin enflasyon tahminlerine yansıtıldığını belirtti. TCMB, bu kapsamda asgari ücretin yılda bir kez güncellenmesi, yönetilen/yönlendirilen fiyatlar ile ücret ve vergi ayarlamalarında OVP'de sunulan enflasyon tahminlerinin gözetilmesi ve para politikasındaki sıkı duruşun ihtiyatlı maliye politikası ile desteklenmesi, öngörülen dezenflasyon patikasının tesis edilmesi açısından kritik bir önem taşıdığını vurguladı.
İŞKUR 336 BİN 799 İŞE YERLEŞTİRMEYE ARACILIK ETTİ
Geçen hafta Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) Mart ayı istatistik bültenini yayınladı. Buna göre Mart'ta İŞKUR aracılığıyla yıllık yüzde 11.09 artışla 129 bin 833 kişi işe yerleştirildi. İşe yerleştirmelerin 49 bin 226'sı kadın, 80 bin 607'ü erkeklerden oluştu. Mart'ta kayıtlı işsiz sayısı yıllık yüzde 9.85 azalışla 2 milyon 334 bin 527 kişi oldu. IŞKUR tarafından Ocak-Mart döneminde ise yıllık yüzde 28 artışla 336 bin 799 kişinin işe yerleştirilmesine aracılık edildi.
Aktif işgücü piyasası programlarından Mart'ta yıllık yüzde 21.9 artışla 8 bin 431 kişi, Ocak-Mart döneminde yıllık yüzde 21.9 azalışla 12 bin 474 kişi faydalandı.
Yılın ilk çeyreğinde sektörler itibarıyla en fazla işe yerleştirme sanayi sektöründe "imalat" alanında, mesleklere göre ise en fazla işe yerleştirme sırasıyla "özel güvenlik görevlisi (silahsız), turizm ve otelcilik elemanı ve reyon görevlisi mesleklerinde gerçekleşti. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda "Çalışma hayatına katılımı destekliyor, istihdamımızı koruyor ve artırıyoruz" ifadelerini kullandı.
AÇIK İŞ ORANI YÜKSEK SEKTÖRLER
Hatırlanacağı üzere İŞKUR, önceki hafta en fazla işçi talep eden sektörler ve en fazla işçi aranan meslekleri belirlemek amacıyla açık iş istatistikleri araştırmasının 2024 yılı birinci çeyrek sonuç raporunu da yayımladı. Araştırma kapsamında 19-29 Şubat 2024 tarihleri arasında toplam 17 sektörde Türkiye genelinde örneklemde yer alan bir ve üzeri çalışanı olan 17 bin 181 işletme ile görüşüldü. Rapora göre Türkiye genelinde açık iş oranı en yüksek olan sektörler gayrimenkul faaliyetleri, imalat, idari ve destek hizmetleri faaliyetleri oldu. En fazla açık işi olan meslekler makineci (dikiş), lojistik elemanı, temizlik görevlisi, satış danışmanı uzmanı yardımcısı, ayakkabı yapımcısı/ayakkabı imalatçısı, servis elemanı (garson) yardımcısı, inşaat işçisi, ahşap mobilya imalatçısı, gazaltı kaynakçısı (mig-mag kaynakçısı).
"MESLEK EĞİTİMİ SİSTEMİ GÜÇLENDİRİLMELİ"
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Çetinkaya, sanayide giderek büyüyen "işçisizlik" ve işgücü piyasalarında giderek artan "mesleksizlik" probleminin olduğunu belirterek, işgücü ve eğitim politikalarının acilen ele alınması gerektiğini kaydetti. Çetinkaya, "Sadece ülkemizde değil, birçok ülkede günümüzün en önemli sorunlarından biri, işgücü piyasasındaki 'beceri uyuşmazlığı'. İşverenlerin talep ettiği beceriler ile işgücü arz eden kişilerin sahip olduğu beceriler eşleşmiyor. Bunun sonucunda aynı anda hem işsizlik hem de açık iş oranı yüksek oluyor. Ülkemizde beceri uyuşmazlığı sorunu, üniversite mezunu gençlerimizin becerileri ile firmaların ihtiyaçlarının örtüşmemesinden kaynaklanıyor. Özellikle orta düzeyde beceri gerektiren işgücünde önemli bir açık var. Ülkemizde asıl ihtiyacımız olan şey ise, meslek eğitimi sisteminin güçlendirilmesi" dedi.
"Haksız kazanç sağlayanların takipçisi olacağız"
KDV oran uyumsuzluklarının tespitine yönelik yapay zeka destekli çalışmalar tamamlandı. Açıklama Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'ten geldi. Bakan Şimşek, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda vergi kayıp ve kaçağına sebebiyet vererek haksız kazanç sağlayanların ve haksız rekabet oluşturanların takipçisi olmaya devam edeceklerini vurguladı. Şimşek, "KDV'deki oran uyumsuzluklarını tespit etmeye yönelik; Vergi Denetim Kurulu Başkanlığımız, Gelir İdaresi Başkanlığımız ve Risk Analizi Genel Müdürlüğümüz yapay zeka destekli çalışmalarını tamamladı. Temel ihtiyaç ürünleri üzerindeki vergi yükünü azaltmak için uygulanan düşük KDV oranlarını istismar ettiği tespit edilen firmalara yönelik saha denetimleri yapılacak" ifadelerini kullandı.
TCMB Olağan Genel Kurulu 30 Nisan'da
TCMB, 2023 yılına ait 92. Hesap Dönemi Olağan Genel Kurul Toplantısı'nı 30 Nisan 2024 Salı günü saat 14.00'te Ankara'da gerçekleştirecek. Pay sahipleri veya temsilcileri Genel Kurul toplantısına, Merkezi Kayıt Kuruluşu A.Ş. (MKK) tarafından sağlanan "Elektronik Genel Kurul Sistemi" aracılığı ile veya toplantı mahallinde fiziki olarak katılabilecekler. Toplantının gündeminde Banka Meclisi ve Denetleme Kurulu'nun 2023 hesap yılına ait raporlarının okunması ve görüşülmesi, 2023'e ait bilanço, kar ve zarar hesabının onaylanması, Banka Meclisi üyelerinin ve Denetleme Kurulunun ibraları, 30 Nisan 2024 tarihi bitiminde boşalacak Banka Meclisi'nin iki üyeliği, Denetleme Kurulu'nun bir üyeliği için seçim yapılması bulunuyor.
Prof. Dr. Murat ÇETİNKAYA / Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi
"Kamu harcamaları kısılmalı"
İlk çeyrekte sanayi üretiminde ciddi bir ivmelenme var. Öncü gösterge olan PMI endeksinin son iki ayda 50 eşik değerin üzerinde seyretmesi sanayi üretiminin ilk çeyrekte güçlü kalacağının en önemli göstergesi. Ocak-Şubat ortalaması önceki çeyrek ortalamasını yüzde 3.4 üzerinde. 2023 Şubatta yıllık yüzde 8.8 küçülen sanayi üretim endeksinin 2024 Şubat'ta baz etkisiyle yıllık yüzde 11.5 artış göstermesi önemli. Türkiye ekonomisinin yılın ilk çeyreğinde yüzde 3.5, 2024 yılında yüzde 3 büyüme ihtimali yüksek. Talep seviyesi yüksek kalmaya devam ettiği için TCMB, faiz artışına ilaveten sadeleştirme adımlarıyla mevcut talebi düşürmeye çalıyor. Mevcut durumda toplam talepte bir fazlalık olduğu aşikar. Lakin toplam talebin tek birleşeni hane halkının tüketim harcamaları değil. En önemli bileşenlerden birisi de kamu harcamaları. Sağlıklı bir enflasyon patikasına girebilmek için tüketim harcamasından daha ziyade kamu harcamalarının kısılması gerekiyor. Enflasyonla mücadelede başarılı olunmak isteniyorsa, sıkı para politikasına maliye politikasının eşlik etmesi, bunun da yapısal reformlarla desteklenmesi gerekiyor.
İslam MEMİŞ / Altın ve para piyasaları uzmanı
"Külçe altının getirisi artmaya devam edecek!"
Mart'ta en yüksek aylık getirinin yüzde 11.57 ile külçe altında gerçekleşmesi benim için sürpriz değil. 2024 yılına ilişkin sloganım '2024'de altın, altın çağını yaşayacak' idi. Yılın ilk çeyreği ve ikinci çeyreğinin başında yatırımcısının yüzünü güldüren altın, yıl sonuna kadar yine güldürmeye devam edecek. Hem ons hem de gram altın kazandırmaya devam eder. Yükseliş sebeplerine baktığımızda; Fed'in yılın ikinci yarısında faiz indirimi yapabileceği beklentisinin güçlenmesi, ABD tahvil getirilerinde düzeltme gelme ihtimali, merkez bankaları başta olmak üzere fiziki alımlarını artırması, dolar/TL kurunda yükseliş isteğinin devam etmesi sıralanabilir. Bu yıl ons altın 2 bin 500 dolar, gram altının 3 bin 500 liraya kadar yükselmesini bekliyorum. Talep tarafı canlılığını koruyor. Mart'ta altın fiyatlarında ciddi stres gördük. İşçilik ve alım satım makas aralığı oldukça yüksekti. Mesela, çeyrek altında 75 lira, gram altında 25 lira, cumhuriyet altınında bin 115 lira işçilik vardı. Darphane, sarrafiye grubu altın yetiştirmekte zorlandı ve haftasonu mesaisi yapmak zorunda kaldı. 24 ayar gram altın içerde bulunmama durumu oldu. Hazine ve Maliye Bakanlığı devreye girmek zorunda kaldı. Ziraat ve Vakıf bankalarına yetki veren hazine kuyumculara fiziki altın vermeye başladı. Bu kadar önemli gelişmelere rağmen sorunlar tam olarak bitmedi. Bu kadar işçilik ve makas aralığına rağmen altın en fazla talep gören ve kazandıran oldu.
Ayşe ÖZDEN / A&T Bank Baş Ekonomisti
"2024 yılı büyüme performansını yüzde 3.1 bekliyorum"
Şubat'ta yüzde 3.2 büyüme gösteren aylık sanayi üretimi verisinde öne çıkarmak istediğim konu; dayanıklı ve dayanıksız tüketim mallarında devam eden yüzde 2'lere yakın aylık büyüme. Mevcut ekonomi yönetimi tarafından atılan adımların tüketim tarafını bastırması beklenirken tüketim mallarındaki bu güçlü seyir hedef ile aynı yönde gidişi desteklemiyor. Fakat; 2023 Haziran'dan beri yapılan toplam 4 bin 150 baz puan faiz artırımlarının parasal aktarım mekanizmasındaki etkisini yılın ikinci yarısında daha net olarak göreceğimizi söyleyebilirim. Yılın ikinci yarısı beklenilen iç talepteki daralma ile 2023 yılındaki Türkiye ekonomisinin yüzde 4.5 büyüme performansının yüzde 3.1'e gerileyeceğini hesaplıyorum. Bu sebeple de iç talep zayıflamasının dış talepte devam eden zayıflama ile birlikte enflasyonla mücadeleye vereceği destek, mevcut ekonomi politikalarıyla atılan adımların sonuç verip vermeyeceği ki eğer vermiyor ise yeni politika adımları ile desteklenip desteklenmeyeceği de yılın ikinci yarısında önemle takip edeceğimiz konu başlıkları olacaktır.