Enerji sektörünün büyük dönüşümü...

Yenilenebilir enerji, yeşil dönüşüm, petrol, yeni yatırım alanları ve enerjinin geleceği gibi pek çok konu '6. Enerji ve İklim Forumu’nda masaya yatırıldı. Bu yılın teması ise ‘Yeşil Yüzyıl - Bugünü ve Geleceği Tasarlamak' oldu. Forumda, enerji sektörünün dönüşüm yolculuğuna ilişkin önemli mesajlar ve veriler paylaşıldı.
22.03.2024 12:27 GÜNCELLEME : 22.03.2024 12:31

Enerji sektörünün tüm yönleriyle ele alındığı, Turkuvaz Medya Grubu tarafından düzenlenen '6. Enerji ve İklim Forumu: Yeşil Yüzyıl - Bugünü ve Geleceği Tasarlamak' Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar'ın katılımıyla gerçekleştirildi. Sabah Gazetesi Ekonomi Müdürü ve Köşe Yazarı Dilek Güngör ve A Para Genel Yayın Koordinatörü Özlem Doğaner'in açılış konuşmalarıyla başlayan foruma, ilk olarak Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA) Başkanı Francesco La Camera, video konferansla katıldı. Ardından Siyaset bilimci, Yayıncı, BRENNUS Enstitüsü Danışmanı Ulrike Reisner de, katıldığı online canlı bağlantıyla Avrupa Birliği'nin enerji rejimini değerlendirdi. Çeşitli panellerin ardından düzenlenen 'Döngüsel Ekonomiye Geçişte Fırsatlar ve Zorluklar: Hidrojenin Rolü' başlıklı özel oturumda ise TÜBİTAK MAM Başkan Danışmanı, ICARE-CNRS Fransa Kurucu Direktörü Prof. Dr. İskender Gökalp, Sabah Gazetesi Yazarı Feride Cem Halıcı'nın sorularını yanıtladı. 'COP ve Sonrası' adlı oturuma, İklim Değişikliği Konferansı COP 28 CEO'su Adnan Amin, video konferansla katılım sağlayarak, özel açıklamalarda bulundu. Ardından düzenlenen 'Enerjinin Geleceği' adlı oturumda da Sabancı Holding Enerji Grup Başkanı Kıvanç Zaimler, enerji sektöründeki gelecek vizyonunu ve önemli stratejileri değerlendirdi. Zirve, 4. Enerjimiz Geleceğimiz Ödül Töreni ile sona erdi.

Zirvenin ana sponsorluğunu Halkbank, Kalyon Enerji, Türk Telekom, Vakıf Leasing, Ziraat Bankası, cosponsorluğunu Enerji SA, RHG Enertürk Enerji, Smart Güneş Teknolojileri, SOCAR Türkiye, destek sponsorluğunu ise Akfen, BioTrend, Karakan Enerji, D&R, Epiaş, İdefix, NaturelGaz, Orge Enerji Elektrik Taahhüt A.Ş, Papara, Shell ve Zorlu Enerji üstlendi.

Francesco La Camera

5 MİLYAR DOLAR YATIRIM HEDEFİ

Zirvenin ilk özel oturumuna Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA) Başkanı Francesco La Camera, video konferansla katıldı. La Camera, ''Yenilenebilir Enerji: Daha Güvenli Bir Geleceği İnşa Etmek' başlığını taşıyan konuşmasında, "Yenilenebilir enerjinin, Paris Antlaşması'na uyum sağlayabilmesi için 2030 yılına kadar üç katına ve enerji verimliliğinin ise iki katına çıkarılmasının en gerçekçi rota düzeltme eylemi olduğuna dikkat çekti. "IRENA Dünya Enerji Geçişi Görünümü 2030 Raporu'na göre dünyanın yenilenebilir enerji, enerji depolama ve yenilenebilir yakıt kullanımının yaygınlaştırılmasında önemli bir ivme kazanması gerekiyor" diye konuşan La Camera, "IRENA, ETAF olarak adlandırılan Enerji Geçişini Hızlandırma Finansman Platformu gibi proje destek platformları, stratejik finansman ve yatırım desteği ile yenilenebilir enerjiye yönelik küresel geçişe ivme kazandırılmasında ön saflarda yer alıyor" dedi. La Camera, son olarak ETAF'ın gelişmekte olan ülkelerde yürütülen yenilenebilir enerji projelerine 5 milyar dolar yatırım sağlamayı hedeflediklerini de belirtti.

Prof. Dr. İskender Gökalp

"HİDROJEN ÖNEMLİ BİR ÇÖZÜM OLACAK"

Panelin ardından düzenlenen 'Döngüsel Ekonomiye Geçişte Fırsatlar ve Zorluklar: Hidrojenin Rolü' başlıklı özel oturumda da TÜBİTAK MAM Başkan Danışmanı, ICARE-CNRS Fransa Kurucu Direktörü Prof. Dr. İskender Gökalp, Sabah Gazetesi Yazarı Feride Cem Halıcı'nın sorularını yanıtladı. Prof. Dr. İskender Gökalp, hidrojenin gündeme gelmesinin fosil yakıttan uzaklaşmada önemli bir adım olduğunun altını çizdi. Dünyada bugün ortalama 80 milyon ton saf hidrojen üretildiğine dikkat çeken Gökalp, bunun rafine ve gübrede kullanıldığını söyledi. Sürdürülebilir ve bağımsız bir enerji politikası için hidrojenin önemli bir rol oynadığına da değinen Gökalp, "Hidrojeni üretirken karbondioksit salıyoruz. En temiz yöntem Yeşil Hidrojen dediğimiz suyun elektrolizi ile üretilen hidrojen. Ama elbette elektroliz için gereken elektrik yenilenebilir enerji kaynaklı olmalı, mesela kömür santrallerinden gelmemeli. Hidrojenin çeşitli sektörlerin karbonsuzlaştırılmasında ve döngüsel ekonomiye ulaşılmasında da önemli bir rolü var" dedi. Gökalp, örnek olarak, sivil havacılık sektörünün karbonsuzlaştırılması için gereken "sürdürülebilir havacılık yakıtı" üretiminde fosil kaynaklı olmayan organik kaynaklara (mesela atıksu arıtma tesislerinden çıkan çamur) ve Yeşil Hidrojene ihtiyacımız olduğuna da dikkat çekti. Gökalp, ayrıca trafik sorununa da hidrojenin önemli bir çözüm olacağına işaret etti. Konuşmasını sonlandırırken, hidrojen yolculuğunda beyin göçüne ihtiyacın olduğunu söyleyen Gökalp, gidenlerin geri gelmesi ve gitmemeleri içinde uygun koşulların sağlanması gerektiğine vurgu yaptı.

Adnan Z. Amin

"YATIRIMLAR 1.77 TRİLYON DOLARA ULAŞTI"

Özel oturumlara video konferans ile katılan isimlerden biri İklim Değişikliği Konferansı COP 28 CEO'su Adnan Z. Amin oldu. 'COP ve Sonrası' adlı oturumda konuşan Amin, özel açıklamalarda bulundu. Dünyanın küresel enerji dönüşümünde kritik bir kavşak noktasında olduğunun altını çizen Amin, "Bu dönüşüm öngörülmemiş bir hızla devam ediyor. 2011 yılından bugüne bu süreç beş kat hızlandı" dedi. Geçen yıl dünyadaki toplam enerji kullanımının çok büyük bölümünün yenilenebilir kaynaklardan geldiğini belirten Amin, "Enerji üretimindeki yenilikler, batarya teknolojisindeki gelişmeler enerji ortamını değiştiriyor. Düşük karbon ekonomisine yatırımlar 1.77 trilyon dolara ulaştı" diyerek, bu alana yapılan yatırımların büyüklüğüne işaret etti. Yenilenebilir enerji kaynakları üzerinde de yorumlarda bulunan Amin, "Enerji üretiminde yaşanan değişimler jeopolitik ittifakları yeniden şekillendiriyor. Bol miktarda yenilenebilir enerji kaynakları olan ülkeler yeni güç odakları olarak yükseliyor. Bu gelişmeler hem fırsatlar hem de tehlikeler ortaya koyuyor. Türkiye'nin bu dönüşümdeki rolü hayati bir önem taşıyor. Türkiye kendisini bir ilerleme merkezi, bir yenilik merkezi olarak daha temiz bir enerji geleceğine doğru konumlandırabilir. Asya ve Avrupa arasında köprü olan Türkiye, bölgesel lider olma potansiyeline sahip. Sayın Enerji Bakanı Alparslan Bayraktar konuşmasında Türkiye'nin yenilenebilir enerji kapasitesini iki kat artırmayı hedeflediklerini söyledi. Dayanışma ve işbirliği sayesinde çabalarımızı birleştirebilir, iklim değişikliğinin etkilerini azaltabiliriz" dedi.

Ulrike REİSNER / Siyaset bilimci, Yayıncı, BRENNUS Enstitüsü Danışmanı

"Avrupa'da tedarik sorunları Türkiye için fırsat"

Avrupa'da siyaset alanında yıllardır enerji odaklı çalışıyoruz. Brüksel'in enerji politikasının karanlık yüzüne değinmek istiyorum. Buna Avrupa Birliği (AB) içerisinde enerji diktatörlüğü diyorum. AB, Avrupa Konseyi ile birlikte bir mevzuata dayanmadan, üye devletlerin egemenlik haklarına saygı göstermeden bir enerji politikası güdüyor. Bunu yaparken hukuki bir maddeyi gösteriyor ve genel bir tekinsiz durumdan bahsediyor. AB'nin aldığı tedbirler kendi üye ülkelerinin egemenlik haklarını ihlal etmemeli. AB Konseyi ve Avrupa Komisyonu sistematik bir şekilde ülkelerin enerji çıkarları ile ilgili politikalarını 'acil' durum başlığı altında etkilemeye çalışıyor. Özellikle Rusya'ya olan yaptırımlar AB'ye enerji girişini oldukça sınırladı. İkinci konu ise Yeşil Mutabakat. Yeşil mutabakat dogmatik bir sözleşme, ekonomik olarak son derece sorunlu ve Avrupa'da sektöre büyük bir yük bindiriyor ve rekabeti bozuyor. Şu anki ortam 2025'e kadar sıfır emisyon hedefine ulaşmamızı pek mümkün kılmıyor. Karbon vergisi ve yeni uygulamaların çelik gibi sektörlerde faaliyet gösteren üreticileri de zorlayacak gibi görünüyor. Ekonomik rakamlara baktığımızda Almanya başta olmak üzere Avrupa'nın yeni enerji politikasının zararlarını göreceğini düşünüyoruz. AB'de tedarik sorunlarının artması Türkiye gibi ülkeler için fırsat olabilir. AB'de enerji talebi artarken Rusya ile yapılan kontratlar yeniden gözden geçiriliyor. Kontratlar bozulmak isteniyor. Bu Türkiye için dikkatle izlenmesi ve fırsat olarak görülmesi gereken bir alan.

Kıvanç ZAİMLER / Sabancı Holding Enerji Grup Başkanı

"Yol haritamız ve stratejilerimiz belli"

Bugün dünyada en önemli konulardan biri jeopolitik rekabet. Ve yine bugün dünyanın neresine giderseniz gidin her alanda ana konu iklim değişikliği. Şirketler ve devletler için sürdürülebilirlik, moda kelimenin ötesinde zorunluluk haline geldi. Teknolojik değişim hızı da çok önemli. Geldiğimiz noktada depolamayı, daha verimli rüzgâr türbinlerini, daha verimli güneş panellerini, yeşil hidrojeni ve jeotermali konuşuyoruz. Ayrıca bu ortamda yapay zekâ ve veri ile neler yapabileceğimize kafa yoruyoruz. Yerli ve yenilenebilir kaynaklarımızla bugün yenilenebilir kurulu gücümüz yarıdan fazla. Arz güvenliğinde bir problem yaşamıyoruz. Doğalgaz keşiflerimiz var. Yol haritamız ve stratejilerimiz belli. Almamız gereken çok yol var. Bunları yapmak zorundayız. Bizim gerçek maliyetlerin yansıtıldığı bir dünyaya hızlıca geçmemiz lazım. Kamunun yükünün hafifletilmesiyle, sürdürülebilir ve dengeli bir piyasayı kurabiliriz. Böylece enerji krizi bir gün kapımıza geldiğinde arz güvenliği sorunu yaşamayız. Her sene 4-5 bin megavat ek kapasiteyi konuşuyoruz ama bunları gerçeğe çevirmemiz lazım. Böyle büyük bir potansiyeli olan enerji ülkesinin uluslararası nitelikli yabancı yatırımcılara ihtiyacı var. Uluslararası nitelikli yatırımcıya sinyaller vererek enerji sektöründeki güvenceyi vermek lazım.

YEŞİL DÖNÜŞÜME YATIRIMLAR ARTTI

Elektrikli araçların gelecekte daha çok kullanılması, güneş enerjisinin sektörde daha çok yer alması, İklim krizinin enerji piyasalarına etkileri ve ülkelerin 2035 hedefleri…'Enerji Endüstrisi Dönüşümü Nasıl Gerçekleştirebilir?' panelinde firmalar yeşil enerji dönüşüm politikalarını masaya yatırdı.

6. Enerji ve İklim Forumu'nun özel oturumlarının ardından düzenlenen ilk panelin konusu 'Yeşil Dönüşüm - Enerji Endüstrisi Dönüşümü Nasıl Gerçekleştirebilir?' oldu. Panelde, elektrikli araçlardan güneş panellerine, yenilenebilir enerjiden iklim krizinin etkilerine kadar pek çok konu masaya yatırıldı. Sektörün önde gelen firmalarının katılımıyla, enerjideki yeşil dönüşümün ele alındığı panelin moderatörlüğü; Sabancı Üniversitesi, İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi Araştırma Direktörü Bora Şekip Güray yaptı. Özellikle konuklarına e-mobilite, elektrikli otomobiller için üretilen piller ve enerji depolama konularında sorular yönelten Güray'ın konukları; RHG Enertürk Enerji Genel Müdürü Alpay Beyla, Enerjisa CEO'su Murat Pınar, Zorlu Enerji CEO'su İ. Sinan Ak, SOCAR Türkiye CEO'su Elchin Ibadov ve Smart Güneş Teknolojileri Yönetim Kurulu Başkanı Halil Demirdağ oldu.

140 BİN TONDAN FAZLA SU TASARRUFU

Panelde konuşan SOCAR Türkiye CEO'su Elchin Ibadov'un zirvede değindiği konuların başında sürdürülebilirlik geldi. "Bizim oksijen maskesi konseptini unutmamamız lazım. Uçağa bindiğiniz zaman yapılan anonslarda oksijen maskenizi önce kendinize, sonra çocuğunuza takın derler. Enerji piyasasında bu çok önemlidir. Biz sürdürülebilir enerjinin geleceğini planlarken, diğer taraftan kısa dönemdeki mevcut talebi rafineri ve kimya petrol sektörü ile ilgili kısa örneklerle durumu anlatmak isterim" diye sözlerine başlayan Ibadov, sürdürülebilir uçak yakıtının, jet yakıtı yerine geçecek yakıtı anlattı. İlk elektrikli araçların pilinin mevcudiyeti kadar onun büyüklüğüne de vurgu yapan Ibadov, tırlarda henüz elektrikli mekanizmaların gelişmediğine dikkat çekerek, petrokimya ürünlerinin kullanımının bir süre daha devam edeceğini söyledi. Ibadov; "Bir taraftan biz gelecekle ilgili karbona bağlı olmayan ürünlerin oluşması için çalışırken, öbür taraftan da mevcut talebi karşılayacak üretimi yapmalıyız. Bugün bizim stratejimiz mevcut yatırımlarımızı, mevcut üretimlerimizi tam gaz devam ettirmek. Uçak yakıtıyla ilgili çalışmamız devam ediyor. İnşallah yakın tarihte bunun müjdesini de vereceğiz. 140 bin tondan fazla su tasarrufu sağladık. Yeşil dönüşüme önemli bir katkı yapıyoruz" dedi. Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) hakkında da, "Güzel işler yapanları ödüllendiren bir sistem. ETS'nin Türkiye'de sanayiye ve çevreye katkı sağlayacağını düşünüyorum. Ar-ge ve inovasyonla ETS mantığına uygun hazırlıklarımızı sürdürüyoruz" diye konuştu.

"8 MİLYAR LİRALIK YATIRIM PLANLADIK"

Zirvede en çok dikkat çeken konuların başında ise elektrikli araçlar geldi. Özellikle yerli ve milli aracımız olan TOGG'un piyasaya çıkmasıyla elektrikli araçlara olan yönelim daha çok arttı. Panelistlerden biri olan Enerjisa CEO'su Murat Pınar, son yıllarda sürdürülebilirlik ve karbon ayak izinin düşürülmesinde enerji sektörünün ana aktör olduğunu belirtti. Depremin Enerjisa'yı da çok sarstığını hatırlatan Pınar; "Şimdi şehirlerin yeniden kurulmasından bahsediyoruz. Özellikle depremden en çok etkilenen il olan Hatay'ın geleceği için hem trafo hem kapasite hem de enerji nakil hatlarını içeren 2 milyar lira düzeyinde yatırım yaptık. Önümüzdeki üç yıl için ise 8 milyar liralık yatırım planladık. Bu yatırımlarla deprem bölgesinin ayağa kaldırılmasını hızlandıracağız" diye konuştu. Pınar, elektrikli araçlara yönelik ise önemli konulara dikkat çekti. "Elektrikli araçlardaki büyüme çok konuşuluyor ama aslında elektrikli araçlar fosil yakıtlı araçlardan daha eski. 2035'te toplam satılan araçların yarısının elektrikli olacağını düşünüyoruz. TOGG'un gelmesi, elektrikli araçlara olan ilginin artması, bizi elektrikli araçların şarj cihazları noktasında Avrupa'da üst sıralara taşıdı. Bu teknolojiler çok yeni. Gelişmeler sürüyor. Bugün dünyadaki tüm araç parkını değiştirmeye çalıştığımızda zaten 50 yıldan bahsediyoruz. Türkiye bu anlamda şanslı. Bu alanlarda yatırımlara devam etmek zorundayız. Bu bizim için bir seçenek değil, zorunluluk" diyerek elektrikli araç piyasasının önemine değindi.

"YATIRIMLAR KONUSUNDA ÇOK ÜMİTLİYİM"

RHG Enertürk Enerji Genel Müdürü Alpay Beyla ise, daha çok yenilenebilir enerjideki hedeflerine dikkat çekti. Enerji verimliliği ve yenilenebilir enerjide gelinen noktanın çok iyi olduğunu belirten Beyla; "Bugün siz Londra Borsası'nda 'yeşil tahvil' ihracıyla ilgili yatırımcılarla konuştuğunuzda karşılık bulabiliyorsunuz. Yatırımcı, ülkemizin geçmiş 5-10 yılda yaptıklarına bakıyor. Buna baktığı zaman da Türkiye'nin ortaya koyduğu önemli işler var. Yatırımcı da bunun için ne kadar uygun bir alan olduğunuzu görüyor" dedi ve son yıllarda yapılan yatırımların tedarik tarafında da ciddi yatırımların olduğuna dikkat çekti. Beyla; "Bunun bir kısmı yabancı ortaklarla, bir kısmı yerli kaynaklarla yapıldı. Dağıtım şirketlerinin yükü artacak. Bu tarafta da ciddi yatırımlar bizi bekliyor. Doğrudan yatırımlar konusunda çok ümitliyim" diye de ekledi. Türkiye açısından 2035 yılının yenilenebilir enerji konusunda önemli bir dönem olacağına vurgu yapan Beyla; "2 milyon adet elektrikli araç hayal değil. Her 10 araca bir soket dediğinizde biz Türkiye'de 200 bin adet kamuya açık şarj noktasını sağlamış olacağız. Bu da 1.5-2 milyar dolarlık bir yatırım" dedi. Avrupa'nın 2030 hedeflerine işaret eden Beyla, "Biz yenilenebilir enerjide de Avrupa'yı takip ettiğimiz, onların belirledikleri hedefleri bir noktada gerçekleştirdiğimiz için, elektrikli araç, e-mobilite, ulaşım gibi Avrupa Birliği'nin 2030 hedefleri gerçekten takdir edilmeli. 2030'da 280 milyar dolarlık bir yatırım öngörüyorlar. Bu da demek oluyor ki haftada 2 bin adet olan soket sayısı yatırımı 14 bin adetlere kadar çıkacaktır" diyerek şarj istasyon ağının genişleyeceğine dikkat çekti.

İ. Sinan AK / Zorlu Enerji CEO'su

"2030 yılına kadar 2 milyar euro civarında yatırım yapmayı hedefliyoruz"

Artık enerjide dönüşüm başladı. Hızlı adımlarla ilerliyoruz. Bu konuda hükümetimizin de atmış olduğu ciddi adımlar var. 2030-2035'e kadar bugüne kadar yapılanın iki katı yatırım yapılması gerekiyor. Devlet üstüne düşen görevi yapmış durumda. Yabancı yatırımcıların da ciddi anlamda talepleri var. Önümüzdeki 2-3 yılda yenilenebilir enerji alanında ciddi anlamda bir dönüşüm öngörüyorum. Bunları yapmak için altyapı yeterli ama önümüzdeki dönemde bunlar yetmeyecek. Bunun bir şekilde depolanması ve uygun saatte tüketilmesi de gündemimize gelecek. Pillerin en büyük üreticisi şu anda Çin. Bu pillerin bir şekilde Türkiye'de üretilmesi gerekiyor. Şimdi biz de grup olarak bu alanda ciddi atılımlar yapacağız. 3 ila 5 bin megavat enerjinin devreye alınması gerekiyor. Bu önümüzdeki dönemde 10-15 bin megavata çıkabilir. Türkiye'de 5 bin megavat gücünde güneş enerjisi yatırımı devam ediyor. Elektrikli araçlar artıyor, Türkiye için bu stratejik bir ürün. Hem Türkiye'de hem de yurtdışında yatırım yapıyoruz. Şu anda yaklaşık 12 ülkede ekibimiz var, orada altyapı çalışmalarına başladık. 2030 yılına kadar 2 milyar euro civarında yatırım yapmayı hedefliyoruz. Bunda da tek başımıza ilerlemiyoruz. Bir ortak aldık. Daha doğrusu bir fon ile anlaşma sağladık. Avrupa'da henüz büyük yatırımlar yapmadık. Söz konusu fonla yüzde 50 ortak olacak şekilde, parayı da çok fazla sorun etmeden ilerleyecek belli bir noktaya getirdik kendimizi. Hem teknik altyapı, hem ekipman, hem personel, hem de parasal konuları çözüp yolumuzda ilerliyoruz diyebiliriz.

Halil DEMİRDAĞ / Smart Güneş Teknolojileri Yönetim Kurulu Başkanı

"Güneş enerjisinde en şanslı ülkelerden biriyiz"

Devletimiz desteklere önce güneş panelinden başladı. Biz de ilk tesisimizi Gebze'de devreye aldık. Bizler şirketler olarak devletin verdiği yönlendirmeyle hareket ederiz. Türkiye güneş konusunda en şanslı ülkelerden biri. Almanya'da siz aynı panelle 1 kilovatsaat elektrik üretirken Türkiye'de 2 kilovatsaat üretiyorsunuz. 10 yılda sektörün geldiği yer çok iddialı. Açık ara en fazla elektrik üreteceğiniz enerji kaynağı güneş. Sahip olmamız gereken tek şey o teknolojiyi üretebilmek ve gökyüzü. 1 dolar yatırarak onun iki katını elde edebiliriz. Dünyada enflasyonu düşürme mücadelesi devam ediyor. İçerisinde ise sadece yeşil enerji var. ABD, enflasyonun sebebini enerji maliyetleri olarak belirledi. 100 dolarlık doğalgaz 3 bin dolara kadar çıktı. 'Piyasalar serbesttir ama başı boş da değildir' diye bir laf var. Enerji sektöründeki bu inanılmaz artışlar ve azalışlar, enflasyonun sebebi oldu. Sahip olduğumuz şey en ucuz şeydir. Siz enerjiye sahipseniz, fiyatını bilirsiniz.

Depremden dolayı iki büyük zararımız oldu. Sahalarda çalışma imkânımız olmadı. Çevre Bakanlığı zarar tespiti yapmak için çalışmaları durdurdu. Projeler bitmedi. Dolayısıyla geçen sene bizim için güneş enerjisinde bir kayıp yıl oldu diyebilirim.

YENİLENEBİLİR ENERJİDE FIRSAT ÇOK

'6. Enerji ve İklim Forumu'nun bir başka paneli de "Yeni Yatırım Alanları ve Yenilenebilir Enerjide Fırsatlar" konulu idi. Yenilenebilir enerjinin gelecek açısından önemine işaret eden panelistler, özel sektörün bu alanda ciddi yatırımlar yaptığının altını çizdiler. Panelistlere göre bu enerji türü artık bir tercih olmanın ötesine geçmiş durumda….

Sektörde büyük ses getiren "6. Enerji ve İklim Forumu"nun "Yeşil Yüzyıl - Bugünü ve Geleceği Tasarlamak, Yeni Yatırım Alanları ve Yenilenebilir Enerjide Fırsatlar" konulu panelinde özellikle yeni yatırım projelerine yer verildi. A Para Yayın Koordinatörü & A Haber Ekonomi Müdürü Özlem Doğaner'in moderatörlüğünde düzenlenen panelde, IC Enterra Yenilenebilir Enerji Genel Müdürü Taşkın Kızılok, Ağaoğlu Şirketler Grubu CEO'su ve Tatlıpınar Enerji Yönetim Kurulu Üyesi Burak Kutluğ ve Karadeniz Holding Ticari Operasyonlar Direktörü Emre Durmuşoğlu, önemli değerlendirmelerde bulundu.

RÜZGARDA FİNANSMAN BULMAK GÜNEŞE GÖRE DAHA KOLAY

Yenilenebilir enerjiye odaklanmayı bir strateji olarak belirlediklerini ifade eden IC Enterra Yenilenebilir Enerji Genel Müdürü Taşkın Kızılok, "Bundan sonra güneş ve rüzgar başta olmak üzere depolamalı yenilenebilir enerjide büyüyeceğiz. Ülkemizin 2053 yılı '0' emisyon hedeflerine uyum içinde hareket ediyoruz. Bir de 136 megavatlık bir YEKA projemiz var Hatay'da. Bunu çok önemsiyoruz. Asrın felaketine rağmen geri adım atmadık. 2 ay içinde bu projeyi devreye alacağız. Bu proje hem çöken moralleri hem de zarar gören sistemleri toparlamaya destek olacaktır. Depremin yaralarını sarmaya bir nebze de olsa katkımız olur mu diye bakıyoruz. Bölgesel ekonomiye yerel istihdam ile karınca kararınca destek olmayı planlıyoruz" dedi.

Finansman ve yatırımlar konusuna da değinen Kızılok, "Doğa dostu olmanız ve sürdürülebilirlik ilkelerini ispatlıyor olmanız, uluslararası platformlarda finansman bulabilmek için kritik önem taşıyor. Ülkemizdeki tüm sermaye kaynaklarını yenilenebilir enerji hedefleri için kullansak da yine de yetmez. Bu alanda uluslararası yatırım şart. Karşı tarafla, doğru ikili anlaşmalar kurgulamak ise mecburi. Sürdürülebilir finansman ve sürdürülebilir yatırımların önem kazanacağı bir dönemdeyiz. Şu an rüzgarda finansman bulmak güneşe göre daha kolay" diye konuştu.

Depolamalı projelerin önümüzdeki dönemin en büyük yatırım alanı olacağını ifade eden Kızılok, "Depolamalı güneş ve rüzgâr projelerimiz de sürecek. Önümüzdeki süreçte sürdürülebilir finansman daha fazla gündemde olacak. Ayrıca 9 farklı HES projemiz var. Yılda 1,2 milyar kilovatsaat elektrik üretimi yapıyoruz. Amacımız bu kapasiteyi daha da yukarı çekmek. Mevzuatın bize izin verdiği sürece hibrit yatırımlara odaklanıyoruz" açıklamasında bulundu.

YENİLENEBİLİR ENERJİ ARTIK ZORUNLU

Dünya nüfusunun 8 milyarı aştığının altını çizen Ağaoğlu Şirketler Grubu CEO'su ve Tatlıpınar Enerji Yönetim Kurulu Üyesi Burak Kutluğ ise, "Fosil yakıtlar 100 yılda oluşamayacağına göre, enerjide başka seçeneklere bakmak zorundayız. Bunu görmezden gelemeyiz. Yenilenebilir enerjiden başka da bir seçeneğimiz de yok" dedi. Türkiye'de güneş enerjisi üretiminde frene basıldığına işaret eden Kutluğ, "Genel olarak rüzgar enerjisi tarafındaki finansman fırsatları değerlendiriliyor. Bizim güneş, rüzgar ve hidroelektrik enerjide şu anda 350 MW'lık bir portföyümüz var. Balkanlar, Türk Cumhuriyetleri ve Doğu Avrupa ülkelerindeki yatırımlarımızda bunu önce 500 MW'a, ardından stratejik yatırımlarla 1000 MW'a çıkarmayı hedefliyoruz. Dünya genelinde yenilenebilir enerji için trilyon dolara yakın bir kaynak var iken, bizim de bundan maksimum payı almamız gerektiğine inanıyorum. Eskiden önce proje geliştirip sonra finansman aranırdı, şimdi durum tam tersine döndü" dedi.

Şu anda Türkiye'de rüzgar enerjisi için finansman bulunduğunu, 2025-2026 itibariyle güneş enerjisi yatırımlarının da kolaylaşmaya başlayacağını belirten Kutluğ, Türk şirketlerinin yenilenebilir enerjideki başarısına vurgu yaparak, "Balkanlar'da veya Avrupa'da mutlaka bu alanda çalışan bir Türk firması var. Nasıl ki oralarda Türk inşaat firmaları var ise enerji firmaları da artık var. Biz de depolamalı güneş ve rüzgarda büyümeyi hedefliyoruz. Eskiden sermaye piyasalarında 50-100 bin yatırımcı vardı. Dijitalleşmenin yaygınlaşmasıyla birlikte sermaye piyasalarında artık milyonlarca yatırımcı var. Bu da sektörün büyümesine katkı sağlayacaktır. Şirketler bu gelişmeden faydalanacaktır. 5 seneden önce 1000 MW hedefimize ulaşmış oluruz" diye konuştu.

Geçen yıl rekor bir taleple halka arz gerçekleştirdiklerini de hatırlatan Kutluğ, sözlerini şöyle tamamladı: "Dünya adım adım hidrojene gidiyor. Ülke olarak bizim ajandamızda doğalgaz biraz öncelikli olsa da hidrojen de radarımızda. Bunun için finansman gündemimizin başında geliyor. Bu ortamda dünyanın en öngörülebilir enerjisi güneş. Eskiden güneş enerjisi yatırımı inanılmaz pahalıydı. Balkanlar hedeflerimiz için bize fırsatlar sunuyor."

OKYANUSYA'DA BİLE ELEKTRİK ÜRETİYOR

2000'lerin başında yüzer elektrik santrali işine başladıklarını ifade eden ve şu an dünya üzerinde 6 bin MW kurulu güç ile, 4 bin megavatı inşa aşamasında olmak üzere toplam 10 bin powership'lik bir enerjiye sahip oldukları bilgisini veren Karadeniz Holding Ticari Operasyonlar Direktörü Emre Durmuşoğlu, Afrika ülkeleri başta olmak üzere, Latin Amerika ve Ortadoğu'daki operasyonlarını her geçen yıl hızla büyüttüklerinin altını çizdi, Durmuşoğlu, "Powership (enerji gemisi) yatırımlarımız devam ediyor. Özellikle Afrika'da bu işi bizim ölçeğimizde yapabilen bir rakibimiz yok. 2 haftada elektrik verebilecek bir operasyon gücüne sahibiz. Sadece enerji üretmekle kalmıyor, Afrika ülkelerinde aynı zamanda sosyal dönüşüme de öncülük etmeye çalışıyoruz. Bölgeyi iyileştirme hedefiyle sosyal sorumluluk projeleri yapıyoruz. Afrika, Latin Amerika hatta Okyanusya'da da elektrik üretiyoruz. Yalova'daki tersanemizde 4 bin megavata yakın şu anda inşa halinde olan gemilerimiz var. Türk bayrağını gemilerimizde dalgalandırmaya devam edeceğiz. Afrika'da yüzer enerji santrali ve imalatı yapan firma olarak bizden başka bu ölçekte yatırım yapan yok. 40 tane powership'in 36 tanesini biz ürettik. Afrika'da Gana ile başlayıp 14 ülkeye yayıldık ve bunu 23 ülkeye çıkaracağız. Finansman arayışı olmadan kendi öz kaynaklarımızla bunu yapıyoruz" dedi.

Durmuşoğlu, "Hiçbir ülke bizi sadece bir elektrik üreticisi olarak görmedi. Biz oralara, onlar için neler yapabileceğimizi anlatan bir paket ile gidiyoruz. Afrika ya da Latin Amerika ülkeleri gibi coğrafyalarda normalde çok uzun sürede tamamlanabilecek projeleri biz çok hızlı tamamlıyoruz. Bu anlamda rakibimiz yok. Bunun dışında gazın geleceğini de önemsiyoruz. Latin Amerika'dan Asya'ya kadar gaz operasyonlarının içindeyiz" diye konuştu. Durmuşoğlu, Afrika ve Latin Amerika'da büyük çapta bir gaz yatırımcısı olmayı hedeflediklerini aktardı.

BİZE ULAŞIN