Hayvancılıkta beş yıllık yol haritası hazır
PARA ANKARA/ HÜLYA GENÇ SERTKAYA Hayvancılığın geliştirilmesi için uygulanacak beş yıllık yol haritasının detayları belli oldu. Sektör paydaşları ve uzmanların görüşleri alınarak Tarım ve Orman Bakanlığı'nca hazırlanan 2024-2028 yıllarını kapsayan yeni yol yol haritasıyla hayvancılıkta verimli, kaliteli ve sağlıklı üretimin artırılması amaçlanıyor. Stratejik öneme sahip kırmızı et, beyaz et, süt ve yumurtanın, suyu merkeze alan ve doğal kaynakların korunduğu bir sistemle üretimi planlanıyor. Alıcı ve satıcıyı güvence altına alan sözleşmeli üretim modeli yaygınlaştırılıyor. Hayvancılık işletmelerinin ekonomik açıdan güçlü, dirençli ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşması için etkin bir destekleme modeli hayata geçiriliyor. Yeni desteklemelerde sınırlandırmalar kaldırılıp, üreten herkese ürettiği kadar destek veriliyor. Aile işletmelerine tüm hayvancılık desteklemelerinde ilk defa ilave destek sağlanıyor. Hayvancılıkta ilk defa kadın ve genç üreticilere yüzde 70 ilave destek veriliyor. Sübvansiyonlu kredilerde; kadınlara, gençlere ve planlı üretim bölgelerine ilave indirim oranları uygulanıyor. Sınırlama olmaksızın üretilen her buzağı, oğlak ve kuzuya destek ödemesi yapılıyor. Hastalıklarla mücadelede yeni tedbirler alınıyor.
Beş yıllık hayvancılık yol haritasının bugüne kadar sektörle ilgili dile getirdikleri sorunlar ve çözüm önerileriyle örtüştüğünü vurgulayan sektör temsilcileri, hayvansal üretimin planlanmasını çok önemsiyor. Açıklanan yol haritasının eylem planlarına dönüştürülmesi beklentilerini dile getiren sektör temsilcileri, hayvancılığa dayalı bitkisel üretimin de göz ardı edilmemesi gerektiğinin altını çiziyor.
HAYVANSAL ÜRETİM PLANLANIYOR
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) Sosyal Tesisleri'nde düzenliği basın toplantısında hayvansal üretimin geliştirilmesine yönelik başladıkları ve beş yılda atacakları adımları paylaştı. Yol haritasını genel olarak 10 maddede topladıklarının altını çizen Yumaklı, yol haritasıyla ilgili ilerlemeyi ve gelinen aşamayı zaman zaman kamuoyu ile paylaşacaklarını kaydetti. Yumaklı, Tarım ve Orman Bakanlığı'nın ana görevinin 85 milyon vatandaşın ve 57 milyondan fazla turistin gıda ihtiyacını güvenilir şekilde karşılamak olduğunun altını çizdi.
Yol haritasının ilk başlığı hayvansal üretimin planlanması oldu. Yumaklı, yeni sistemde üretimin maliyet, kapasite ve pazarlama imkanları doğrultusunda planlanmasını ve ürünlerin bölgesel bazlı nerede ne kadar üretileceğine dair üretim modeli oluşturduklarını vurguladı. Yumaklı'nın açıklamalarına göre stratejik öneme sahip kırmızı et, beyaz et, süt ve yumurtanın; kaliteli, yeterli ve sağlıklı üretiminin devamlılığı için, suyu merkeze alacak şekilde kaba yem üretim kapasitesini, mera varlığı ve yapılarını, pazarlama imkanlarını dikkate alarak üretim planlaması yapılıyor. Alıcı ve satıcıyı güvence altına alan sözleşmeli üretim modeli yaygınlaştırılıyor.
YENİ DESTEKLEME MODELİ
Yol haritasına göre; hayvancılık işletmelerinin ekonomik açıdan güçlü, dirençli ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşmasını sağlamak amacıyla etkin bir destekleme modeline geçiliyor. Desteklemeler temel, yönlendirici ve verimlilik odaklı başlıkları altında üçe ayrılıyor. Yeni modelde bütün üreticiler, temel desteklerden yararlandırılıyor. Yeni modelde, sınırlama olmaksızın aşısı ve kaydı yapılan her buzağı, oğlak ve kuzuya destek ödemesi yapılıyor. Desteklemelerde uygulanan işletme büyüklüğüne göre sınırlandırmalar kaldırılıyor. Aile işletmelerine tüm hayvancılık desteklemelerinde ilk defa ilave destek sağlanıyor. Yumaklı'nın ifadelerine göre, bu sayede aile işletmeleri temel destekle aynı oranda ilave destek alarak en az iki kat destek almış olacak. Yeni modelde kırsalda üretimin ana direği olan kadınlara ve gençlere pozitif ayrımcılık yapılıyor. İlk defa genç ve kadın üreticilere yüzde 70 ilave destek veriliyor. IPARD destekleri 81 ile yaygınlaştırılarak faydalanıcı sayısı artırılıyor. Sübvansiyonlu kredilerde; kadınlara, gençlere ve planlı üretim bölgelerine ilave indirim oranları uygulanıyor. Yeni destekleme modelini örnek ile detaylandıran Yumaklı, şunları kaydetti:
"Sahibi kadın olan bir aile işletmesi düşünelim. Tüm şartları yerine getirdiğinde, buzağı başına mevcut modelde 2 bin 68 lira destek alırken, yeni sistemde, ilave verdiğimiz aile işletmesi, kadın desteği ve diğer verimlilik destekleriyle 5 bin 200 lira alacak. Yani iki buçuk kat fazla destek alacak. Eğer bu işletme, ari işletme olursa ilave destek vereceğiz ve bu rakam buzağı başına 7 bin 900 liraya kadar çıkabilecek. Böylece desteği yaklaşık dört kat artmış olacak. Diğer taraftan besici aile işletmesi, besilik olarak 20 buzağısını kesime kadar beslerse ve bu verimlilik kriterlerine uygun bir süreç olması durumunda, kesim anında dana başına ilave olarak 4 bin 500 liraya kadar destek alabilecek."
"AİLE HAYVANCILIĞININ DESTEKLENMESİ ÇOK OLUMLU"
Ulusal Kırmızı Et Konseyi (UKON) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hacıince, desteklemelere ilişkin en dikkat çeken açıklamanın "aile işletmelerine yapılacak desteklerin diğerlerine göre daha yüksek olması" olduğunu vurguladı. Aile hayvancılığının desteklenmesini çok olumlu bir gelişme olduğunu belirten Hacıince, "Her zaman dile getirmişimdir, hayvancılık ailece yapılacak bir iş koludur. Gençlerin ve kadınların kredi kullanımında özellikle desteklenmesini de çok faydalı görüyorum. İşletme başına verilen kredi limitinin 60 milyona yükseltilmesi olumlu bir gelişme. Kuzulara da buzağı desteği gibi destek verilmesi yerinde bir uygulama. Büyükbaş ve küçükbaş hayvanların sağlıklarının korunması yönünde yapılan aşı desteklerinin faydası küçümsenemez" dedi.
HASTALIKLA MÜCADELEDE YENİ TEDBİRLER
Yol haritasında hastalıklarla mücadelede yeni tedbirler alınıyor. Hayvanlarda görülen bulaşıcı hastalıklara karşı da koruyucu aşı uygulaması yaygınlaştırılıyor. Aile işletmelerinde buzağı, kuzu ve oğlak sağlığını koruyucu tedbirlere ağırlık vererek aşı desteğe sağlanıyor. Bakan Yumaklı'nın açıklamalarına göre, şap hastalığına karşı her yıl rutin olarak iki doz uygulanan aşı sayısı bu yıl üçe çıkarıldı. Buzağı kayıplarını azaltmak için, ilk etapta 200 bin gebe sığırı aşılanacak. Kuzu kayıplarını azaltmak amacıyla ülke genelindeki tüm küçükbaş hayvanlara bu yıl içinde koyun keçi çiçek aşısı, yeni doğan tüm küçükbaş hayvanlara ise koyun keçi vebası aşısı yapılacak. Bahsedilen tüm bu aşıların ücretlerini Bakanlık karşılayacak.
Hayvan hastalıklarının yayılmasını önlemek amacıyla veteriner yol kontrol ve denetim istasyonlarının sayısı artırılıyor. Yedi gün 24 saat görev yapacak bu istasyonlardan ilki Erzurum'da açılırken, ikincisi ise önümüzdeki günlerde Elazığ'da açılacak. Yıl sonunda bu sayının yediye çıkartılması hedefleniyor.
Bakanlığa ait Pendik Veteriner Kontrol Enstitü Müdürlüğü'nde yeni bir ulusal aşı üretim tesisi kuruluyor. Burada daha modern ve teknolojik imkanlarla yüksek kapasiteli aşı üretimleri gerçekleştirilecek.
Veteriner Tıbbi Ürün Kontrol Merkezi oluşturuluyor. Burada da her türlü ilaç, aşı ve tıbbi malzemenin testleri yapılacak.
Hayvan hastalıklarından korunmak amacıyla kullanılan aşıların ve ilaçların üretimden uygulama aşamasına kadar geçen süreçte, soğuk zincir izleme sistemi bu yılın ilk yarısında kurulacak.
Bakan Yumaklı'nın açıklamalarına göre; verilecek ilave desteklerle ari işletme sayısının bin 136'dan 2024'te 2 bine, 2025'te ise 2 bin 500'e çıkarılması hedefleniyor.
"ÇOBAN SORUNU ÇÖZÜLMELİ"
Sektörün beklenti ve talepleri arasında "çoban" sorununun çözümü de yer alıyor. Yol haritasında hayvan bakıcısı veya çoban olarak adlandırdıkları işçi temininde yaşanan sorunların giderilmesine yönelik de bir program göremediklerini vurgulayan UKON Başkanı Ahmet Hacıince, yol haritasında değinilmemiş olsa da bu sorunun giderilmesi için gerekli adımların atılacağına inandıklarını kaydetti.
Türkiye Koyun Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği (TÜDKİYEB) Genel Başkanı Nihat Çelik de yetiştiricilerin yaşadığı çoban sorununa çözüm beklentisini dile getirdi. Bakanlığın verdiği kurslardan sertifika alan sertifikalı çoban sayısının 50 bine ulaştığı halde destek alan çoban sayısının sadece 10 bin civarında olduğuna dikkat çeken Çelik, "Destek verilen çoban sayısı artırılmalı, çobanlık teşvik edilmeli, cazip hale getirilmelidir" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin kırmızı et üretiminin yüzde 27'sinin küçükbaş hayvancılıktan karşılandığını vurgulayan Çelik, şunları kaydetti:
"Merkez Birliği politikamız Cumhurbaşkanımızın talimatları gereği küçükbaş hayvan sayımızın nüfus başına 1 hayvan olacak şekilde en az 80 milyon baş olmasıdır. Ancak sektörde yaşanan girdi fiyatlarındaki artışlardan kaynaklı yüksek maliyetler nedeniyle kazanamayan yetiştiricimiz sürüsünü azaltmış veya hayvancılığı bırakmış, bu durum küçükbaş hayvan sayımızın azalmasına neden olmuştur. Bu nedenle kırmızı et üretimimizin yüzde 27'sini karşılayan küçükbaş hayvancılığımız, bu üretim oranında desteklerden pay almalıdır. Küçükbaş hayvan süt üretimi toplam çiğ süt üretiminin yüzde 7'sini karşılamaktadır. Bu nedenle Ulusal Süt Konseyi koyun-keçi sütü için de referans fiyat belirlemeli, yetiştiricilerimiz de konseyde temsil edilmelidir."
ANAÇ HAYVAN ÜRETİMİ ARTIRILACAK
Hayvansal üretimin geliştirilmesine yönelik yol haritasının önemli başlıklarından biri de anaç hayvan üretiminin artırılması oldu. Yetiştiricilerinin ihtiyaç duyduğu anaç hayvanlar kendi işletmelerinden karşılanacak şekilde planlama yapılıyor. Bu kapsamda; hastalıktan ari işletmelerde cinsiyeti belirli sperma kullanımını teşvik ediliyor. Anaç hayvan sayısının artırılması amacıyla hastalıklardan ari işletmelerde dişi buzağılara ilave destek veriliyor.
Bir diğer önemli adım ise TİGEM ve Et ve Süt Kurumu (ESK) iş birliğinde hayata geçirilecek yeni proje. TİGEM işletmelerinde anaç hayvan üretimi artırılacak. TİGEM işletmeleri, damızlık merkezleri olacak. ESK'nın da desteğiyle sayıları artacak damızlıklar, aile işletmelerine uygun maliyetle dağıtılacak. Böylece yerli üreticinin damızlık ihtiyacı kamu güvencesiyle karşılanacak.
Hayvancılıkta ıslah eylem planı hayata geçiriliyor. Genomik Test Merkezi, Haziran 2024'te Ankara'da açılacak. Genomik seleksiyon ve embriyo transferi yöntemiyle yüksek genetik kapasiteli üretim boğaları Ocak 2025'te üretmeye başlanacak. Yerli sperme üretim ve kullanımı teşvik edilecek.
"HEM SÜT HEM ET SEKTÖRÜNE KATKI SAĞLAYACAK"
TİGEM Damızlık Merkezi projesini değerlendiren Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (SETBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. İsa Coşkun, damızlık merkezlerinin kurulmasıyla ülkenin damızlık ihtiyacının karşılanması ve dişi buzağılara verilen destekle de anaç hayvan üretiminin artırılmasının amaçlandığını vurguladı. Bunun hem süt hem de kırmızı et sektörüne katkı sağlayacağına dikkat çeken Coşkun, "İşletmelerin anaç hayvanlarından doğan erkek buzağılar besilik olarak değerlendiriliyor. Bu nedenle besi danası yetiştiriciliği yapmak için tedarik zinciri sisteminin kurulması gerekiyor. Besiciler, ihtiyaç duydukları besi hayvanını istediği zamanda ve istediği kalitede temin edemediği için ithalata yönelmektedir. Sonuç olarak, açıklanan 2024-2028 yıllarını kapsayan bu yol haritasının hayvancılık sektörüne önemli katkıları olacağını düşünmekteyiz" dedi.
Üç yılda et ithalatının sona erdirilmesi amaçlanıyor
Toplantıda basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, yetiştiricilerin süt ve et verimliliğinde daha üstün ırklara sahip olmalarıyla ilgili program başlattıklarını vurgulayarak, işletmelerin elindeki verimsiz hayvanları verimlileriyle değiştirecek bir süreci de başlatmış olacaklarını kaydetti. Bakan Yumaklı, "Daha verimli ve daha üstün özelliklere sahip ırkları üreticilerimize verdiğimizde, onlar zaten diğerlerini otomatik olarak elemine etmiş olacak. Minimum iki yıl içerisinde bunun sonuçlarını almış olacağız" ifadelerini kullandı.
Hayvancılık sektöründe ithalatı devlet kontrolüne aldıklarını belirterek, "Buradaki sürekli ithalata yönelimi gördük. Ne zaman ne kadar ihtiyaç varsa bunun planlamasını Et ve Süt Kurumu (ESK) aracılığıyla regüle ettik. Amacımız burada, ithalata yönelimi engellemek. Bizim amacımız, en geç üçüncü yılda bu ithalat konusunu artık tamamen sona erdirmek" dedi.
Ramazan ayının başlamasının fiyatların yükseltilmesiyle ilgili bir gerekçe olarak görüldüğüne dikkati çeken Yumaklı, Ticaret Bakanlığı ile çok yakından çalıştıklarını, bitkisel ve hayvansal üretimde haksız kazanca yol açacak ne varsa bunlara zerre kadar tahammül etmeyeceklerini, bunlarla mücadeleyi sürdüreceklerini kaydetti. Yumaklı, "Önümüzdeki günlerde göreceksiniz, çok farklı bir noktaya gidecek" ifadelerini kullandı.
Türkiye'de ürün arzıyla ilgili problem olmadığını ifade eden Yumaklı, maliyetlerle ilgili konuları günlük olarak takip ettiklerini bildirdi.
Bakanlık olarak rutin gıda denetimlerine aralıksız devam ettiklerini kaydeden Yumaklı, geçen yıl başlatılan sektörel denetimlerin de devam ettiğini, vatandaşlardan gelen her şikayeti dikkate aldıklarını aktardı. Bir soru üzerine Yumaklı, tarım sayımını 2026'da tamamlamayı planladıklarını ifade etti.
Dr. Vet. Ahmet YÜCESAN / Kırmızı Et Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (ETBİR) Yönetim Kurulu Başkanı
"Teşvik ve desteklerin artırılması önem arz ediyor"
Ülkemizin coğrafi şartlarına bağlı olarak hayvansal üretim maliyetlerinin yüksek olması ve bu maliyetlerin nihai tüketiciye yansıması, tüketimde daralmalar oluşturuyor. Alım gücüne bağlı bu tür baskılanmalar Ramazan, Kurban Bayramı ve turizm sezonu gibi dönemlerde normal zamanların aksine tüketimde artış oluşmakta. Bu süreçler her zaman için üretici açısından tedirginlik oluşturan gelişmeler. Bu dönemsel hareketlilik ile birlikte, üretim maliyetlerinin de yüksek olmasıyla yapısal düzenleme ve istikrarlı üretim yapabilmek güç. Ayrıca, bu çelişkiyi daha da zorlaştıran, tüketicilerin ülke genelinde oluşabilecek basit de olsa ekonomik sıkıntılarda, derhal kırmızı et dışında alternatif ucuz protein içerikli ürünlere yönelebilmesidir. İlgili Bakanlığımızın hazırladığı 'Hayvancılık Yol Haritası' bizler için birçok açıdan önemli. Yukarıda bahsi geçen olumsuz davranışların konsolide edilebilmesi için, hayvancılıkta teşvik ve desteklerin arttırılması yanında, özellikle üreticiye üretiminin sezon başlangıcında güvence verilmesi hususu çok önem arz ediyor. Hayvansal üretim aylara ve yıllara bağlı bir üretim modeli olduğundan dolayı, üretici bugünden başladığı besi peryodunun 6-8 ay sonra tamamlandığında, bu zaman diliminde hangi fiyat olgusuyla karşılaşacağını tam olarak bilemediğinden oluşan tedirginlik üretimini baskılıyor. Bu yapısal problemin kamu aracılığı ile çözülmesi sektörün büyümesi ve gelişmesi elzem bir husus. Gerek TİGEM ve gerekse ESK gibi kamunun güçlü yapıları daha çok projenin sürdürülebilir olması için düzenleyici olmanın yanında fiili ticaretinde değil, denetleyici olması kanaatindeyiz.
Nihat ÇELİK / Türkiye Koyun Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği (TÜDKİYEB) Genel Başkanı
"İthalata bağımlılık azalacak"
Yeni yol haritası hayvancılığımızda yeni ufuklar açacak. Memnuniyetle görüyoruz ki önerilerimizin birçoğu yeni yol haritasında yer almış. Hayvancılığı darboğaza sürükleyen tüm detaylar, titizlikle ele alınmış ve isabetli bir çalışma olmuş. Planlı üretim ve sözleşmeli üretimin yanında aile işletmelerinin ilave desteklerle güçlendirilecek olması bizim de en büyük beklentilerimizdendi. Diğer taraftan sıkça dile getirdiğimiz sadece anaç koyun keçiler değil, kayıtlı tüm hayvanların destekleme kapsamına alınması konusuydu. Bu konuda çok önemli bir adım atılarak aşılı ve kayıtlı tüm kuzu ve oğlakların buzağılarda olduğu gibi destekleneceği yeni yol haritasında yer aldı. İlk kez uygulanacak destekleme modeli olması bakımından kayda değer buluyoruz. Bu desteği aynı zamanda kuzu ve oğlak ölümlerinin önüne geçilmesinde fayda sağlayacak bir destek olarak görüyoruz. Ayrıca aile işletmelerine ilave destek verilmesi konusu hayvancılığımıza büyük ivme kazandıracak. Çünkü aile işletmeciliği tarımın sürdürülebilirliği açısından son derece önemli. Yine ilk defa olmak üzere genç ve kadın üreticilere yüzde 70 ilave destek sağlanması da kayda değer diğer bir önemli destek olacak. TİGEM'in en önemli görevlerinden biri de yetiştiricilere bitkisel ve hayvansal üretimde damızlık materyal temin etmesi. Daha da önemlisi bu damızlık materyalleri, yetiştiricilere daha uygun fiyatlardan verebilmesi. Damızlık materyalin proje kapsamında uzun vadeli taksitlerle verilmesi zor durumda olan yetiştiricilerimizi bir nebze olsun rahatlatacak. Ülkemiz hayvancılığında damızlık sorununun çözümü demek milyarlarca liralık dövizin yurtiçinde kalması demek. Dolayısıyla damızlık konusunda alınacak mesafe ile ithalata bağımlılık da azalacak. Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliklerimizce 1.2 milyon hayvanla yürütülen ıslah projelerinden elde edilen damızlıkların da TİGEM ile işbirliği halinde yetiştiricilere dağıtılmasını talep ediyoruz.
Ahmet HACIİNCE / Ulusal Kırmızı Et Konseyi (UKON) Yönetim Kurul Başkanı
"İyi bir üretim planlaması yapılmalı"
Kırmızı et sektöründe iyi bir piyasa düzeni için öncelikle iyi bir üretim planlamasının yapılması gerektiğine inanıyorum. Bu nedenle de hayvansal üretim planlamasına geçileceği yönündeki açıklamayı olumlu bir gelişme olarak değerlendiriyorum. Hayvancılığın temel sorunlarından birisi olan mera konusunda; meraların korunması, genişletilmesi ve iyileştirilmesi yönünde hareket edileceğine dair herhangi bir ifadeye yer verilmemiş olmasını kaba yem açığının kapatılmasına yönelik büyük bir eksiklik olarak değerlendiriyorum. Daha öncesinde yapmış olduğumuz açıklamalarımızda da yer verdiğimiz üzere; sığırcılıkta besi materyali temininde dışa bağımlılıktan kurtulmanın en önemli adımlarından biri 'kullanma melezlemesi ile süt işletmelerinden erkek besi materyali temin edilebilmesidir.' Bakanımızın açıklamalarında bu yönde bir detaya rastlanılmamıştır. Ancak desteklemeler içerisinde bahsi geçen dişi ve erkek cinsiyeti belirli sperma kullanımının özendirilmesi sağlanabilirse besi materyali teminine önemli bir katkı sağlanacaktır. Tabii ki bu konuda destekleme miktarlarının özendirici büyüklükte olması çok önemlidir. Besi materyali sığır temininde kaynak konumunda olan illerimizde (özellikle doğu illerimiz) anaç sığır sayısının artırılmasına büyük ihtiyaç var. Çünkü her geçen yıl dişi sığır sayısı azalıyor. Açıklamalarda bu nitelikteki işletmelerinin desteklenmesine yönelik de bir planlamaya rastlanılmadı. 14 işletmesinde sığırcılık faaliyeti yürüten TİGEM'in mevcut kapasitesi verimli kullanılabildiği takdirde sektörümüzün ihtiyaç duyduğu damızlık sığırın karşılanması çok büyük katkı sağlayacak.
Dr. İsa COŞKUN / Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (SETBİR) Yönetim Kurulu Başkanı
"En dikkat çekici nokta, suyu merkezine alan bir sistem oluşturulması"
Hayvancılıkta verimli, kaliteli, kayıtlı ve sürdürülebilir üretim yapabilmek için önce planlama yapılması gerekli. Yeni sistemde en dikkat çeken nokta, suyu merkezine alan ve doğal kaynakların da korunduğu bir sistem oluşturulması. Oluşturulacak bu üretim modeli ile hangi bölgede hangi ürünlerin yetiştirileceği planlanmış olacak. SETBİR olarak her zaman vurguladığımız gibi desteklemelere ilişkin yeni bir model oluşturulmasıyla hayvancılık sürdürülebilir bir yapıya kavuşacak. Hayvan hastalıklarıyla mücadele konusu ülkemizin en büyük problemlerinden biri. Aşılamanın artırılması ve yeni aşı üretim tesisi kurulmasından büyük memnuniyet duymaktayız. Açıklanan bu çalışmalar arasında hayvan varlığımızın artmasına destek olacak en önemli madde damızlık hayvan sayısının artırılmasıdır. Sektör olarak en büyük beklentilerinin açıklanan yol haritasının eylem planlarına dönüştürülerek, bu çerçevede sorumlu kurum, kuruluş ve birimlerin belirlenmesi, eylemlerin takvimlendirilmesi, çalışmaların izlenmesi, sonuçlarının ise ilgili kurum, kuruluş ve kamuoyu ile paylaşılması. Hayvancılık sektörü, kırmızı eti, sütü ve yem sektörünü kapsayan ve birbirinden ayrılmaz bir yapıda. Ayrıca hayvancılığa dayalı bitkisel üretimin de göz ardı edilmemesi gerekmekte. Tüm bunları kapsayan bir destekleme modelinin olduğunu görmek oldukça umut verici. Etkin bir destekleme modeline geçiliyor. Küçük aile işletmelerine ilave destek, kırsalda çalışan kadın ve gençlere pozitif ayrımcılık yapılması, desteklerin etkin ve doğru kullanılması halinde üretim planlaması ve ürün deseninin oluşturulması çok daha kolay ve sağlıklı olacak. SETBİR olarak hazırladığımız sorunlar çözüm önerileri raporumuzda, ülkemizde tarımın etkin ve performansa dayalı bir şekilde desteklenmesi gerektiğini vurgulamıştık. Bunun için özellikle damızlık üreticilerine devlet desteğinin artırılması ve başta buzağı olmak üzere girdi maliyetlerinin düşürülmesini sağlayacak uygulamaların geliştirilmesi ihtiyacı olduğunu belirttik. Hayvancılık yol haritasının esas itibarıyla SETBİR olarak ortaya koyduğumuz görüşlerimizle paralel olmasından memnuniyet duymaktayız.