Sabah Gazetesi Ekonomi Müdürü ve Köşe Yazarı Dilek Güngör ve A Para Genel Yayın Yönetmeni Özlem Doğaner'in açılış konuşmasıyla başlayan foruma, ilk olarak Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA) Başkanı Francesco La Camera, video konferansla katıldı. La Camera, ''Yenilenebilir Enerji: Daha Güvenli Bir Geleceği İnşa Etmek' başlığındaki konuşmasında, "Yenilenebilir enerjinin, Paris Antlaşması'na uyum sağlayabilmesi için 2030 yılına kadar üç katına ve enerji verimliliğinin ise iki katına çıkarılmasının en gerçekçi rota düzeltme eylemi olduğuna inanıyorum. IRENA Dünya Enerji Geçişi Görünümü 2030 Raporu'na göre dünyanın yenilenebilir enerji, enerji depolama ve yenilenebilir yakıt kullanımının yaygınlaştırılmasında önemli bir ivme kazanması gerekiyor" dedi. La Camera, şunları söyledi: "IRENA, ETAF olarak adlandırılan Enerji Geçişini Hızlandırma Finansman Platformu gibi proje destek platformları, stratejik finansman ve yatırım desteği ile yenilenebilir enerjiye yönelik küresel geçişe ivme kazandırılmasında ön saflarda yer alıyor. ETAF, gelişmekte olan ülkelerde yürütülen yenilenebilir enerji projelerine 5 milyar dolar yatırım sağlamayı hedefliyor."
Francesco La Camera
Avrupa enerji diktatörü
Ardından Siyaset bilimci, Yayıncı, BRENNUS Enstitüsü Danışmanı Ulrike Reisner de, online canlı bağlantıyla Brüksel'in enerji rejimini değerlendirdi. Reisner, Avrupa'da siyaset alanında yıllardır enerji odaklı çalıştığını hatırlatarak, "Bugün Brüksel'in enerji politikasının karanlık yüzüne değineceğim. Ben buna Avrupa Birliği (AB) içerisinde enerji diktatörlüğü diyorum. AB, Avrupa Konseyi ile birlikte bir mevzuata dayanmadan, üye devletlerin egemenlik haklarına saygı göstermeden bir enerji politikası güdüyor. Bunu yaparken hukuki bir maddeyi gösteriyor ve genel bir tekinsiz durumdan bahsediyor" dedi. Reisner, şunları söyledi: "AB'nin aldığı tedbirler kendi üye ülkelerinin egemenlik haklarını ihlal etmemeli. AB Konseyi ve Avrupa Komisyonu sistematik bir şekilde ülkelerin enerji çıkarları ile ilgili politikalarını 'acil' durum başlığı altında etkilemeye çalışıyor. Özellikle Rusya'ya olan yaptırımlar AB'ye enerji girişini oldukça sınırladı. İkinci konu Yeşil Mutabakat. Yeşil mutabakat dogmatik bir sözleşme, ekonomik olarak son derece sorunlu ve Avrupa'daki sektöre büyük bir yük bindiriyor ve rekabeti bozuyor. Şu anki ortam 2025'ye kadar sıfır emisyon hedefine ulaşmamızı pek mümkün kılmıyor."
Ulrike Reisner
Kontratlar yeniden gözden geçiriliyor
Karbon vergisi ve yeni uygulamaların çelik gibi sektörlerde faaliyet gösteren üreticileri de zorlayacağını belirten Reisner, "Ekonomik rakamlara baktığımızda Almanya başta olmak üzere Avrupa'nın yeni enerji politikasının zararlarını göreceğini düşünüyoruz. AB'deki tedarik sorunlarının artması Türkiye gibi ülkeler için fırsat olabilir. AB'de enerji talebi artarken Rusya ile yapılan kontratlar yeniden gözden geçiriliyor. Kontratlar bozulmak isteniyor. Bu Türkiye için dikkatle izlenmesi ve fırsat olarak görülmesi gereken bir alan" ifadelerini kullandı.
Yakında uçak yakıtı müjdesini vereceğiz
Özel oturumların ardından düzenlenen 'Yeşil Dönüşüm - Enerji Endüstrisi Dönüşümü Nasıl Gerçekleştirilebilir?' başlıklı panel, Sabancı Üniversitesi İstanbul Enerji ve İklim Merkezi Direktörü Bora Şekip Güray moderatörlüğünde RHG Enertürk Enerji Genel Müdürü Alpay Beyla, Enerjisa CEO'su Murat Pınar, Zorlu Enerji CEO'su İ. Sinan Ak, SOCAR Türkiye CEO'su Elchin Ibadov ve Smart Güneş Teknolojileri Yönetim Kurulu Başkanı Halil Demirdağ'ın katılımıyla gerçekleştirildi. SOCAR Türkiye CEO'su Elchin Ibadov, sürdürülebilir yakıtlara ilişkin, sürdürülebilir uçak yakıtı, jet yakıtı yerine gelecek ama şunu da unutmamamız lazım; ilk elektrikli araçların pilinin mevcudiyeti kadar onun büyüklüğü de önemli. Tırlarda henüz elektrikli mekanizmalar gelişmedi. Petrokimya ürünlerinin devam edeceğini görüyoruz" dedi. Ibadov, şöyle konuştu: "Bir taraftan biz gelecekle ilgili karbona bağlı olmayan ürünlerin oluşması için çalışırken öbür taraftan da mevcut talebi karşılayacak üretimi yapmalıyız. Bugün bizim stratejimiz mevcut yatırımlarımızı, mevcut üretimlerimizi tam gaz devam ettirmek. Uçak yakıtıyla ilgili çalışmamız devam ediyor, inşallah yakın tarihte bunun müjdesini de vereceğiz. 140 bin tondan fazla su tasarrufu sağladık. Yeşil dönüşüme önemli bir katkı veriyoruz." Ibadov, Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) hakkında da, "Güzel işler yapanları ödüllendiren bir sistem. ETS'nin Türkiye'de sanayiye ve çevreye katkı sağlayacağını düşünüyorum. Ar-Ge ve inovasyonla ETS mantığına uygun hazırlıklarımızı sürdürüyoruz" dedi.
Elektrikli araç şarjında Avrupa'da üst sıralardayız
Enerjisa CEO'su Murat Pınar, son yıllarda sürdürülebilirlik ve karbon ayak izinin düşürülmesinde enerji sektörünün ana aktör olduğunu söyledi. "Depremin Enerjisa'yı da çok sarstığını hatırlatan Pınar, "Şimdi şehirlerin yeniden kurulmasından bahsediyoruz. Hatay'ın geleceği için hem trafo hem kapasite hem de enerji nakil haklarını içeren 2 milyar lira yatırım yaptık. Önümüzdeki 3 yıl için 8 milyar lira yatırım planladık. Bu yatırımlarla deprem bölgesinin ayağa kaldırılmasını hızlandıracağız" diye konuştu. Murat Pınar, elektrikli araçlara yönelik de şöyle konuştu: "Elektrikli araçlardaki büyüme çok konuşuluyor ama aslında elektrikli araçlar fosil yakıtlı araçtan daha eski. 2035'te toplam satılan araçların yarısının elektrikli olacağını düşünüyoruz. TOGG'un gelmesi, elektrikli araçlara olan ilginin artması, bizi elektrikli araçların şarj cihazları noktasında Avrupa'da üst sıralara taşıdı. Teknolojiler çok yeni. Gelişmeler sürüyor. Bugün dünyadaki tüm araç parkını değiştirmeye çalıştığımızda zaten 50 yıldan bahsediyoruz. Türkiye bu anlamda şanslı. Bu alanlarda yatırımlara devam etmek zorundayız. Bu bizim için bir seçenek değil, zorunluluk."
2030'a kadar 2 milyar euro yatırım
Artık enerjide dönüşümün başladığını vurgulayan Zorlu Enerji CEO'su İ. Sinan Ak da "Hızlı adımlarla ilerliyoruz. Hükümetimizin de atmış olduğu ciddi adımlar var. 2030-35'e kadar bugüne kadar yapılanın iki katı yatırım yapılması gerekiyor. Devlet üstüne düşen görevi yapmış durumda. Yabancı yatırımcıların da ciddi anlamda talepleri var" dedi. Sinan Ak, şunları söyledi: "Önümüzdeki 2-3 yılda yenilenebilir enerji alanında ciddi anlamda bir dönüşüm görüyorum. Bunları yapmak için altyapı yeterli ama önümüzdeki dönemde yetmeyecek. Bunun bir şekilde depolanması ve uygun saatte tüketilmesi de gündemimize gelecek. Pillerin en büyük üreticisi şu an Çin. Bu pillerin bir şekilde Türkiye'de üretilmesi gerekiyor. Şimdi biz de grup olarak bu alanda ciddi atılımlar yapacağız. 3 ila 5 bin megavat enerjinin devreye alınması gerekiyor. Bu önümüzdeki dönemde 10-15 bin megavata gidebilir. Türkiye'de 5 bin megavat güneş yatırımı devam ediyor." Ak, şöyle devam etti: "Elektrikli araçlar artıyor, Türkiye için bu stratejik bir ürün. Hem Türkiye'de hem yurtdışında yatırım yapıyoruz. Şu an 12 ülke civarında ekibimiz var, orada altyapı çalışmalarına başladık. 2030 yılına kadar 2 milyar euro civarında yatırım yapmayı hedefliyoruz."
2 milyon adet elektrikli araç hayal değil
RHG Enertürk Enerji Genel Müdürü Alpay Beyla ise, yenilenebilir enerjideki hedeflerine dikkat çekti. Enerji verimliliği ve yenilenebilir enerjide gelinen noktanın çok iyi olduğunu belirten Beyla, şöyle devam etti: "Bugün siz Londra Borsa'sında 'yeşil tahvil' ihracıyla ilgili yatırımcılarla konuştuğunuzda karşılık bulabiliyorsunuz. Yatırımcı, ülkemizin geçmiş 5 yılda, 10 yılda yaptıklarına bakıyor. Buna baktığı zaman da Türkiye'nin ortaya koyduğu işler var. Ve yatırımcı da bunun için ne kadar uygun bir alan olduğunuzu görüyor. Son yıllarda yapılan yatırımlara baktığımızda tedarik tarafında da ciddi yatırımlar var. Bunun bir kısmı yabancı ortaklarla, bir kısmı yerli kaynaklarla yapıldı. Dağıtım şirketlerinin yükü artacak. Bu tarafta da ciddi yatırımlar bizi bekliyor. Doğrudan yatırımlar konusunda çok ümitliyim." Türkiye'de 2035'in yenilenebilir enerji için çok önemli bir dönem olduğunu kaydeden Beyla, "2 milyon adet elektrikli araç hayal değil. Her 10 araca bir soket dediğinizde biz Türkiye'de 200 bin adet kamuya açık şarj noktasını sağlamış olacağız. Bu da 1.5-2 milyar dolarlık bir yatırım" dedi.
Güneşte en şanslı ülkelerden biriyiz
Smart Güneş Teknolojileri Yönetim Kurulu Başkanı Halil Demirdağ da 2016 yılında yatırım kararı aldıklarına dikkat çekerek, şunları söyledi: "Devletimiz desteklere önce güneş paneli üzerinde başladı. Biz de ilk tesisimizi Gebze'de devreye aldık. Bizler şirketler olarak devletin verdiği yönlendirmeyle hareket ederiz. Türkiye güneş konusunda en şanslı ülkelerden biri. Almanya'da siz aynı panelle 1 kilovatsaat üretirken Türkiye'de 2 kilovatsaat üretiyorsunuz. 10 yılda sektörün geldiği yer çok iddialı. Açık ara en fazla üreteceğiniz enerji güneş. Sahip olmamız gereken tek şey o teknolojiyi üretebilmek ve gökyüzü. 1 dolar yatırarak iki katını elde edebiliriz."
Açılışta konuşan A Para Yayın Koordinatörü ve A Haber Ekonomi Müdürü Özlem Doğaner, yenilenebilir enerjinin iklim değişikliğiyle mücadelede kritik bir rol oynadığını belirterek, "Türkiye'de geldiğimiz nokta bize cesaret veriyor. Çok hızlı değişime çok hızlı adapte olan bir iş dünyamız var" dedi. Sabah Gazetesi Ekonomi Müdürü ve Köşe Yazarı Dilek Güngör de "Dünyanın en önemli gündemi enerji. Türkiye'nin yakın gelecekte gaz ve fosil yakıtlar dışında yenilenebilir enerjide de de önemli bir yere geleceğine inanıyorum" ifadelerini kullandı.
6. Türkiye Enerji ve İklim Forumu'na güçlü sponsor desteği
Forumun ana sponsorluğunu Halkbank, Kalyon Enerji, Türk Telekom, Vakıf Leasing, Ziraat Bankası, cosponsorluğunu Enerji SA, RHG Enertürk Enerji, Smart Güneş Teknolojileri, SOCAR Türkiye, destek sponsorluğunu ise Akfen, BioTrend, Karakan Enerji, D&R, Epiaş, İdefix, NaturelGaz, Orge Enerji Elektrik Taahhüt A.Ş, Papara, Shell, Zorlu Enerji üstlendi.