Araştırmaya göre sosyal etkileşimler ve seyahatlerdeki canlanmanın da etkisiyle, özellikle deneyimler için yapılan harcamalar tarihi zirvelere ulaştı. Söz konusu pazar, zorlu makro-ekonomik koşullara rağmen sabit döviz kurları üzerinden yüzde 11-13 oranında güçlü bir büyüme kaydetmeyi başardı. Bu büyüme geçen yılki oranla tutarlılık gösteriyor ve farklı lüks kategorilerindeki harcamalarda 160 milyar Euro civarında etkileyici bir artış anlamına geliyor.
Araştırma bulguları, belirgin jeopolitik ve makro-ekonomik değişimler karşısında bile lüks pazarının şimdiye kadar benzersiz bir dayanıklılığa sahip olduğunu kanıtlıyor. 2023 yılında da büyümeye devam eden ana segment olan kişisel lüks tüketim ürünlerinin yıl sonunda 2022'ye kıyasla yüzde 4 artışla (güncel kurlarla) 362 milyar Euroya ulaşacağı tahmin ediliyor. Ancak dördüncü çeyreğe girilirken kırılgan tüketici güveni, Çin'deki makroekonomik gerilimler ve ABD'deki toparlanma işaretlerinin seyrekliği gibi bazı olumsuzluklar devam ediyor. Araştırmada, mevcut senaryolara dayanılarak 2024'te kişisel lüks tüketim performansının azalacağı ve 2023'e kıyasla daha düşük-orta düzeyde tek haneli büyüme elde edileceği öngörülüyor.
Bain & Company ortağı, Küresel Lüks Tüketim ve Moda sektör lideri ve raporun baş yazarı Claudia D'Arpizio, araştırma ile ilgili değerlendirmesinde şunları söyledi:
"Bu, markalar için belirleyici bir dönüm noktasını temsil ediyor. Yeni değer merkezli lüks tüketim denkleminin temelleri olan dayanıklılık, uygunluk ve yenilenme yoluyla kendilerini farklılaştıran markalar bu dönemin kazananları olacak. Lüks tüketim pazarı 2023'te markaların yüzde 65-70'i için pozitif büyüme sağlıyor, bu oran 2022'de yüzde 95'ti. Oyunda kalabilmek için markaların müşterileri adına cesur kararlar alması çok önemli olacak."
Mücevherler parlıyor, tek markalı mağazalar öne çıkıyor
Bain ve Altagamma'nın analizine göre, fiyatların yükselmeye devam etmesinin ve hacimlerin kısmen zayıflamasının da etkisiyle tüm lüks tüketim kategorileri büyüme kaydediyor. Yatırım zihniyetinden güç alan mücevher sektörü, 2023'ün sonunda 30 milyar Euro piyasa değerine ulaşacak ve kaliteli mücevherlerin belirsizlik ortamında parlak bir yatırım odağı olduğu doğrulanacak. Hazır giyim sektörü, mükemmellik ve dayanıklılığa yönelik taleplerin artması ile en yüksek tekliflere üst düzey harcama yapanlar tarafından tercih edilerek olumlu bir büyüme gösteriyor. Makyaj malzemeleri ve kokuların başı çektiği güzellik sektörü, Amerika ve Avrupa'da ortaya çıkan "ruj etkisi" (tüketicilerin ekonomik dalgalanma dönemlerinde daha ucuz lüks tüketim ürünlerine yönelmesi) sayesinde olumlu bir ivmeye sahip. Sektörün zirvesindeki birkaç şirket etrafında artan kutuplaşmaya rağmen saat sektörü gelişmeye devam ediyor. . Son yıllarda beklenenin üstünde performans gösteren deri ürünleri sektöründeki büyüme ise yavaşlama eğilimi gösteriyor.
Yeni kuşağın deneyim önceliği sektörü etkiliyor
Markaların, tüketici tabanındaki farklı ihtiyaçları karşılamak için çok yönlü oynayarak farklı kuşakların oluşturduğu artan karmaşıklıktaki tüketici ortamında yönlerini belirlemeleri gerekiyor. X ve Y kuşakları en yüksek gelirlerine sahip oldukları yıllardalar; lüks satın alımların büyük kısmını gerçekleştiriyorlar ve yakın gelecekte esas olarak onların gelirleri artacak. Bununla birlikte, Z Kuşağı sosyal ve kültürel değişimin ön saflarında yer alıyor, deneyimselliğe yönelik güçlü arzusu ve anlam arayışıyla diğer kuşakların değer sistemlerine ilham veriyor. 2030 yılına gelindiğinde, lüks tüketim pazarındaki satın alımların yüzde 25-30'unu Z kuşağı, yüzde 50-55'ini ise Y kuşağı gerçekleştiriyor olacak.
2030'da lüks tüketim pazarı: Sırada ne var?
2030'a baktığımızda, sağlam temeller, yol boyunca olası tümseklere rağmen pazar büyümesinin devam etmesini sağlayacak. Çinli müşteriler kişisel lüks tüketim pazarının yüzde 35-40'ını, Avrupalılar ve Amerikalılar ise yüzde 40'ını oluşturacak. Çevrimiçi ve tek markalı mağazaların 2030 yılına kadar tüm pazarın üçte ikisini oluşturması bekleniyor.
Lüks turizm harcamaları pandemi öncesine döndü
Araştırma, lüks turizm harcamalarının neredeyse pandemi öncesi seviyelerine ulaştığını ve birçok alanda açığa çıkarılmamış potansiyelin bulunduğunu gösteriyor. Avrupa, önemli lüks tüketim şehirlerinin yanı sıra yüksek harcama yapanların ilgisini çeken uzun süreli tatil beldeleri ile turizmde aşamalı bir toparlanma yaşadı ve birçok ülkede büyüme güçlendi. Yerel istekli müşteriler makroekonomik istikrarsızlıktan etkilense bile, üst düzey müşteri havuzları pozitif ivmeyi koruyarak pazar büyümesine katkıda bulundu.
Bundan farklı olarak, Amerika kıtasında yıl boyunca bir yavaşlama görüldü ve yaygın belirsizlik ortamı istekli müşterilerin harcamalarını etkilemeye devam ettiği için 2022'ye kıyasla yüzde 8'lik bir düşüş kaydedildi. Üst düzey müşteriler güvenlerini korumakla birlikte, ABD dolarının Euro karşısında güçlü kalması ve fiyat farklarının denizaşırı alımları cazip kılması nedeniyle harcamalarını yurtdışında sürdürdü.
Suudi Arabistan, büyük lüks markaların yatırımlarını çekerek ivme kazanıyor; Avustralya ise büyüme için verimli bir zemin sağladı.
Anakara Çin ilk çeyrekte yeniden açıldıktan sonra güçlü bir performans sergiledi, ancak yeni makroekonomik konuların ortaya çıkmasıyla giderek yavaşladı. Hainan, parlak bir lüks tüketim merkezi olarak büyümeye hazırlanıyor, buranın 2025 yılına kadar tamamen gümrüksüz bir ada haline gelmesi planlanıyor. Japonya, sağlam yerel müşteriler ve turistik ziyaretleri destekleyen zayıf Yen sayesinde patlama yaşıyor; buna karşılık Güney Kore, olumsuz makroekonomik rüzgarların yerel tüketimi etkilemesi ve güçlü para biriminin turistleri başka yerlerde alışveriş yapmaya yönlendirmesi nedeniyle zorlu bir yıl geçiriyor. Güneydoğu Asya ülkeleri, güçlü bölge içi turizm ve özellikle Tayland'da yerel tüketicilerin artan ilgisi sayesinde olumlu bir ivme yakaladı.