PARA FRANCHISE/ AYŞEGÜL KÜÇÜKKURT ZOR Turkuvaz Medya Grubu bünyesinde bulunan haftalık ekonomi dergisi PARA'nın düzenlediği, sponsorluğunu ise 'Bayim Olur musun?' fuarının temsilcisi olan Özhan Erem'in üstlendiği 'Yuvarlak Masa' franchise toplantılarının ilki 22 Ağustos günü gerçekleşti. Sektör temsilcilerinin Turkuvaz Medya Center'da bir araya geldiği ve franchise dünyasındaki son gelişmelerin masaya yatırıldığı etkinlikte, eylül ayında düzenlenecek olan Türkiye'nin en büyük fuarı 'Bayim Olur musun?'nun sektöre kattığı dinamik etkilerinden bahsedildi. Masanın moderatörlüğünü, Karavan Mentor Eğitim ve Danışmanlık'tan Mentör, Eğitimci ve Danışman Hakan Ömer Gider yönetti. 'Yuvarlak Masa'nın sponsoru olan Medyafors Fuarcılık Kurucusu ve Erem Yayıncılık Yönetim Kurulu Başkanı Özhan Erem olurken konuklar ise; Seç Market Genel Müdürü Altan Sekmen, Global Restoran Grup Yönetim Kurulu Başkanı Oğuz Şenol, Etiler Marmaris Franchise Direktörü Hasan Asan ve Sopung CEO'su Aramsol Kim oldu. Ana teması 'franchise sektörünün gelişimi ve fuarların sektör üzerindeki etkileri' olurken, firmaların markalarını daha iyi noktalara taşımak için yaptıkları çalışmalardan söz edildi.
HEM YAYINCILIK HEM FUARCILIK
Dünyanın en büyük franchise fuarlarının Türkiye temsilcisi olan ve binlerce markanın fuarlar sayesinde büyümesine olanak sağlayan Medyafors Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Özhan Erem'in konuşmasıyla başlayan etkinlik, sektörde yaşanan sorunları, krizleri, yatırımcı için sağlanan fırsatları ve firmaların yatırımcı için neler yaptığı konusunda fikirler ortaya sunuldu. Moderatör Gider'in Erem'e ilk sorularından biri, "21 yıl fuarla bir sektöre hizmet veriyorsunuz. Franchise sektörünün gelişmesinde de fuarların somut etkisi olduğunu duyuyoruz. Markaların fuardan yararlanabilmesi açısından nasıl bir çaba içerisinde olmalılar? Kendilerini orada nasıl tanıtmalılar?" sorusu oldu. Erem; "1988 yılında dergicilik ile başlayan bu serüven, bugünlere kadar büyük bir çaba ve özveri içerisinde bugünlere kadar geldi. O dönemde ne cep telefonu ne de perakendecilerin kendini tanıtabilecekleri bir ortam vardı. Hem yayıncılık hem de fuarcılık ile deneyimimizi birleştirince ortaya çok güzel bir sinerji çıktığını gördük. Fuarları düzenlerken esas sormamız gereken iki soru var. Biri kim katılacak, diğeri ise kim ziyaret edecek? Eğer bu iki kitleyi doğru bir biçimde bir araya getirebilirsek ve buradan bir sinerji bir ticaret doğuyorsa o zaman fuarlar kıymetlidir ve ertesi seneler daha da büyüyerek yol alır" diyerek cevapladı. Türkiye'de nalburiye, kırtasiye ve oto yedek parça gibi sektörlerde düzenledikleri fuarda İngiliz şirketlerinin satın aldığını anlatan Erem, 1999 yılında kurdukları Expo Channel TV'si ile daha geniş kitlere hitap etme imkânını bulduklarını söyledi. "Türkiye'de reel sektörün reklam verebileceği mecra sayısı kısıtlıydı. Ana akım kanalların ve sistemin içine girmeleri de bütçesel olarak mümkün değildi. Bir takım KOSGEB girişimleri vardı ama bugüne göre çok aşağılardaydı. Biz bunları değerlendirebilecek bir reklam tanıtım havuzu oluşturduk. Bu havuz içerisinde de bin 500 KOBİ vardı" diyen Erem, bugüne kadar firmaların kendilerini büyütmelerine pek çok açıdan destek sağladıklarını ifade etti.
Özhan Erem
"FRANCHİSE DEĞİL BAYİM OLUR MUSUN?"
Fuarlar, firmaların ve yeni bir marka yaratmış, zincirleşme yolunda ilk adımı atmak isteyenler için büyük fırsatlar doğuran ortamlardan biri. Özellikle Erem için, hem firmalar için hem de yatırımcılar için her yıl düzenledikleri Bayim Olur musun? fuarı ile kendini yenilemeyi başarıyor. Kurdukları Expo Channel TV başarısından sonra gittiği yurtdışı seyahatinde 'Private Label (özel markalı ürünler)' fuarını gezme şansı bulmuş, o dönemlerde de Türkiye'de bu tarz fuarın kurumsallaşmamış olduğunu farkına varmış. Kendi çabalarıyla ve girişimiyle 'private' bir sektör yaratmaya çalışırken yine İngilizler tarafından bu fuar projesi de satın alınmış. "Yeni bir proje arayışındayken Türkiye'de 5-10 yıl boyunca yapılmaya çalışılan ve hiçbir zaman 700-800 metrekareleri geçmeyen bir franchise fuarı olduğunu gördük. Fuarı organize eden kişilerin bize teklifinden sonra biz devraldık. Ancak biz adının franchise olmasına karşı çıktık" diye anlatan Erem, yatırımcılara franchise ve bayilik kavramlarını anlatmaya çalıştıklarını söyledi. Türkiye'de franchise kavramının henüz anlaşılmadığını, franchise ile bayilik arasında ince çizgi olduğuna dikkat çekti. Birinin ürün odaklı, diğerinin ise sistem odaklı olduğunu anlattı. Fuarların düzenlenmesiyle katılımcılara ve yatırımcılara bu sistemi anlatmak her ne kadar kolay görünmese de Erem, bunu Bayim Olur musun? kelimesiyle taçlandırarak, ilk fuarda ciddi potansiyele ulaşmış. "Hatta bununla da kalmadık, dijital bir yapı oluşturduk" derken sadece bu fuara odaklandıklarını belirtti. Şu anda 360 derece hizmet verecek bir yapı oluşturuyorlar. Yıl boyu markalarının kendi portföyleri üzerinden yatırımcı adayların erişebileceği bir ortam yarattıklarını anlatan Erem, bunu da uzun uğraşlar sonunda başardıklarını belirtti.
"PEK ÇOK BAŞARI HİKÂYESİ VAR"
Franchise sektörünün anavatanı bilindiği üzere Amerika. Amerika'dan Türkiye pazarına giriş yapan çok kıymetli markalar bulunuyor. Franchise sisteminde tüm dünyada örnek teşkil eden McDonald's'ın yanı sıra Burger King, Subway gibi global markalar da başı çekiyor. Erem, sadece Türkiye'de markaların büyümesi değil, yurtdışında da başarılara imza atması için yeterli düzeyde teşviklerin gelmesi gerektiğini savunuyor. Hatta markaların direkt yurtdışına açılmasını, "direkt rafa ihracat" olarak yorumluyor. Sözlerine, bayilerin kazanması, onların doğru strateji ve ortaklıklarla kazanmalarını temenni ederek sonlandırırken, "Markalarımızın pek çok başarı hikâyesi var. Ama esas başarı hikâyesi, pandemi gibi büyük çaplı olağan durumlarda markaların bayilerine destek çıkması, tüm imkânları onlara sağlaması en önemli başarı hikâyesi bence…" diye de altını çizdi.
"Bu yıl fuar alanımızda bir beyaz masa oluşturacağız"
Erem şunları aktardı: "Biz 2023 yılı itibarıyla yatırımcı-franchise yatırımcı koordinatörlüğü adı altında bir portal oluşturduk. Bu portala başvuran ve üye olan bütün yatırımcı adayları istedikleri konularda yönlendiriyoruz. Dolayısıyla şu anda 50 bin kişilik portal üyemizin 5 bin-7 bin kadarı, nitelikli yatırımcıya dönüştürülmüş durumda. Bu yıl fuar alanımızda bir beyaz masa oluşturacağız. Daha detaylı bilgi alacakları, bütçe konularının konuşulacağı bir ortam oluşacak. Yüz yüze görüşülecek bu ortamda yatırımcılar önemli iş fırsatları yakalayacak. Bayilik sektörünün dinamiklerini yenilik olarak algılıyoruz ve destekliyoruz. Seminerlerimiz, trend alanlarımız olacak. Ayrıca Arap ülkelerinin hepsini kapsayan bir birliğin fuarımıza ziyaretçi getirmesi söz konusu... Yurtdışı açılımları için bu durumu önemsiyoruz. Arap yatırımcılarımız var. Onlar da markalarını kendi ülkelerine götürmek istiyorlar."
GELENEKSEL ESNAF MODERN PERAKENDECİYE DÖNÜŞÜYOR
Bugün Türkiye çapında 2 bin 600'ün üzerinde bayiye sahip olan ve hepsi de franchise sistemiyle işletilen markalardan biri de Seç Market. Seç Market, mahalle bakkalları ve esnafı modern marketlere dönüştürmeyi amaçlayan bir sistem geliştirmiş. Yıldız Holding çatısı altında faaliyet gösteren Seç Market, geleneksel mahalle esnafını modern ve ulaşılabilir marketlere dönüştürerek yerel ekonomiye katkı sağlıyor. Seç Market Genel Müdürü Altan Sekmen'in faaliyete geçirdikleri bu sisteme olan inancı tam. "Ben de bakkal bir babanın çocuğuydum, babamın bakkalında yetiştim" diyerek başlıyor sözlerine… Moderatör Gider'in, "Seç Market sizin grubunuzun ürünlerinin satıldığı, tedarik edildiği bir kanal. Toptan Market tarzında çalışan bir yapıdan, franchise ile bakkalları dönüştürmeye başladınız. Yıllar önce başka markalar da bu çalışmaları yapmıştı. Sizin başarınız hangi unsurları doğru yaparak gerçekleşti?" sorusunu Sekmen, şu sözlerle cevapladı:
"Özellikle 2000'li yıllarda modern perakende, dünyadaki gelişimin yanı sıra Türkiye'de de hızlı bir büyüme trendine girdi. Bizim alışık olduğumuz bir mahalle bakkalı kültürü var. Geleneksel esnaf, bu büyüme karşısında zayıf kaldı. Kurumsal kimliği var, satın alma gücü yok, bir sürü açıdan geri kaldı. Esnaf nasıl korunur diye birçok mecra çabalıyor. Biz de esnafı bu yarışa nasıl sokarız ve onlara nasıl destek oluruz diye yola çıktık. Amacımız tamamen bir ekosistem oluşturmak. Bu ekosistemin dayandığı temel yapı, mahalle bakkalı, mahalle marketiydi. Dolayısıyla biz bunları ele alarak bayilerimizin tek başına yapamayacakları konularda onlara destek sağlıyoruz. Kurumsal kimlik, dijital altyapı, tedarik, lojistik gibi her konuda bayilerimizin yanındayız. En büyük avantajlardan biri Yıldız Holding'in grup şirketleri sinerjisinden ve dijitalleşme konusundaki büyük bilgi birikiminden faydalanmaları. Bizim Toptan Market ve Şok'un satış gücünden de esnaflarımızı faydalandırıyoruz."
"BİZİM AMACIMIZ ESNAFI DÖNÜŞTÜRMEK"
Seç Market, bugün 81 ilde yer alıyor ve yatırımcılar için de bakkalın markete dönüştürülebileceği kolay bir sistem. Markanın ne giriş ve isim hakkı bedeli, ne cirodan alınan payı, ne de reklam gibi bedeli bulunuyor. Sadece tedarik edilen ürünler için bedel alınıyor. Ortalama 120 -250 metrekare büyüklüğündeki bayileriyle hizmet veriyor. Dış cephe ve kasa bölümü dışında dükkânın iç dizaynının belirli bir düzende olması kaydıyla yatırımcıya bırakıyorlar. Sekmen, en önem verdikleri konuların başında şubenin doğru lokasyonda olmasına dikkat çekerken, "Bizim amacımız esnafları dönüştürmek. Mahalle kültürünü canlandırma konusunda da önemli rol oynadığımızı düşünüyorum" diye konuştu.
Sekmen, şubenin yanı sıra yatırımcılara verdikleri desteklerden de bahsetti. "Yatırımcılarımızın özel markalı ürünleri satma gücü yok, şimdi piyasada bulunuyor ama yüksek fiyattan satıyorlar. Biz onlara bu imkânı sağlıyoruz. Bunun yanında pazarlama desteği de veriyoruz. Danışmanlık, televizyon reklamları ve dijitalleşmeleri yolunda verdiğimiz desteklerimiz var. Biz bayi kelimesini kullanıyoruz, franchise kelimesi yabancı bir kelime. Bu bayilik sistemi tamamen esnafları korumak üzerine geliştirilmiş bir sistem. Bunu da bir ekosistem olarak görüyoruz. Bahsettiğim yapı içerisinde esnafa destek sağlayacak her şeyi yapmak istiyoruz" derken, bayilik yarışında Seç Market'in yatırımcılarını, tabiri caizse esnafını da bu yarışa soktuklarının altını çizdi. Fuarları ve özellikle Bayim Olur Musun? fuarını önemsediklerini söyleyen Sekmen; "Geçen sene ilk defa katıldık. Perakende sektöründe bayilik yeni yeni gelişiyor. Bu iyi bir şey ve biz de öncülük yapmak istiyoruz. Bizim hedef kitlemiz fuarlara çok gelmiyor. Esnafın, bakkalın fuara geldiği bilinmezdi ama biz burada da yavaş yavaş rol oynamaya çalışıyoruz. Bizim için bu fuarın birkaç açıdan önemi var. Biz, Seç Market tabelası adı altında "benim" duygusunu yaşatmak istiyoruz. Bunun zorlukları var ama biz başardığımızı düşünüyoruz" diyerek bu işi yapmak konusunda hevesli ve kendine güvenen esnaflar ile fuarda buluşmak istediklerini söyledi.
ULAŞILABİLİR İTALYAN MUTFAĞI
Sektörde 28 yılını geride bırakan, 1995 yılında açtığı Harvard Cafe ile Türkiye'ye Cafe Bistro konseptini tanıtan isimlerden biri olan Oğuz Şenol'un kurduğu Global Restoran Grup çatısı altında bulunan Cafe Italiano, restoran sektörüne yeni bir ekonomik model kazandırmış. "İtalyan mutfağı herkese yönelik bir mutfak. Öyle ki Uşak'ta bile restoranımız bulunuyor. Bizim konseptimizin sadece turiste yönelik olduğunu söylemek doğru değil" diyerek restoranlarında her kesimden insanın yemek yiyebileceğini anlattı. Yurtdışında çeşitli eğitimler aldıktan sonra başta bayilik modeline sıcak bakmayan ama 2020 yılının Şubat ayından sonra kararını değiştiren Şenol; "McDonald's sistemi franchise sisteminin başlangıcıdır. A'dan Z'ye bu sistemin nasıl işlediğini anlayarak, kurduğum işletmelerde bunu uygulamaya çalıştım. Türkiye'deki en uygun modeli yapmak için ince eleyip sık dokudum. Böylece mezo-restoran konsepti ortaya çıkmış oldu. Biz, yatırımcıların zorluklarla biriktirdiği bütçesinin bir hayal uğruna gitmesini istemediğimiz için uğraşıyoruz. Hep söylüyorum, karşınızdakini aile bireyi olarak görmeniz gerekiyor. O biriktirdiği parayı, hayalini gerçekleştirmek için yapıyor. Karşı tarafın da kazanmasını sağlamak yükümlülüğündesiniz. Aynı mantıkta bütün bunları anlatmanız lazım" diye konuştu. Şenol, bu konunun sadece kendisi değil tüm sektör paydaşlarının da titiz davranması gerektiğinin altını çizdi.
"EN BÜYÜK SORUN KALİTELİ ELEMAN"
'Yuvarlak Masa'nın gündeme getirdiği en önemli başlıklardan biri ise sektörün kanayan yarası olan ve bu konuda teşviklerin az olduğu çalışan sayısı. Özellikle işçi maliyetlerinin, sigorta giderlerinin büyük şehirlerde daha da artmasıyla kaliteli eleman bulmakta zorluk yaşanıyor. Moderatör Gider'in Global Restoran Grup Yönetim Kurulu Başkanı Oğuz Şenol'a yönelttiği; "Restoran sektörünün problemlerinden bahsedebilir misiniz? Franchise sektörünün teşvik sıkıntısı nerede yatıyor?" sorularına Şenol, şu sözlerle cevap verdi:
"Türk markalarının en büyük ortak sorunu maliyetlerin artması. Biz fiyat anlamında en uygun olanını belirlemeye çalışıyoruz. Bütün problemlerimizin tamamı eğitim sorunu. Hem kendi sektörümüzde hem de bütün sektörlerde eğitim olsa, yatırımcının da işletmesi o kadar değerlenecek. Ne eğitimli çalışan ne de yatırımcının bu konuda eğitimlisini bulabiliyoruz. Şu anda Turizm Meslek Yüksek Okulları'ndan mezun olan çocukları çalıştırdığınız takdirde devlet teşviki veriliyor. Bu güzel bir şey, ancak turizm meslek liselerinin daha da çoğalması lazım. Örneğin ben mezun olan üç kişiyi hemen işe başlattım. Eğitim, benim için o kadar önemli. Bu gençlere yatırım yaparak onları yetiştirmek istiyoruz. Ne yazık ki en büyük sorunumuz, eğitimli dediğimiz kişilerin yurtdışına gidiyor olması. Bu konuda çok üzülüyorum."
Şenol'un etkinlikte dikkat çektiği bir diğer konu ise franchise sisteminin doğru anlatılamaması oldu. Franchise konusunun insanlara daha detaylı bilgilerle sunulması, bayilik ve franchise arasındaki farkları göstermek gerektiğini söyledi. "Bu konuları daha cazip şekilde anlatmak için reklam yapmamız gerekiyor. İnsanlar bu şekilde daha kolay ulaşır. Fuarlar, sosyal medya, devletin fuarlara katılacak firmalara teşviklerin verilmesi gibi konular önemli. Özellikle fuarda yapılan görüşmeler artı bir değer sağlıyor" diyen Şenol, firma sahibi olarak bu konular üzerinde elinden gelen tüm desteği yatırımcılarına sunmaya çalıştıklarını anlattı.
"Bayiliği sadece para olarak görmüyoruz"
Aramsol KIM / Sopung Kore CEO'su
Son bir buçuk yıldır franchise sistemiyle tanıştık. Şu anda yatırımcımız Türk, ancak çalışanlarımızın büyük kısmı Koreli. Türk olan üç-dört kişi diyebilirim. Sistem olarak yeni büyümeye başladık. Kore'de hangi sokağa gitseniz mutlaka bir franchise şube ile karşılaşırsınız. Bu yönden bakacak olursak Amerika'nın benzeri şekilde hareket ediyor. Türkiye de yavaş yavaş o yönde ilerlemeye başladı. 15 yıl önce Türkiye'ye geldiğimde dışarda yemek yeme kültürü çok yaygın değildi. Ama şimdi herkes dışarıda yemek yiyor. Gençlerden ziyade orta yaşlı insanların da dışarı yemek yediğini gözlemliyorum. Geçmiş dönemlerde bu durum böyle değildi. Biz Sopung olarak müşteriyi çekmek adına çok çabalıyoruz. Özellikle sosyal medya ve youtube platformları, biz bir şey yapmasak bile kendiliğinden reklam oluyor. Genç ve dinamik kişiler yatırım yaptığında sosyal medyayı daha kolay anlıyorlar ve nereden reklam getirisi olacağını çok iyi biliyorlar. Bu, Türkiye'de de Kore'de de böyle. 40 yaşından sonra bu tarz konulara bütçe ayırmıyor ve popülerliği daha aza iniyor şubelerin. O zaman pek faydalı olduğu söylenemez. Bu sene şube hedefimiz 30'du. Şu anda 21'i yakaladık. Biraz durdurduk kendimizi. Sebebi ise, Türkiye'de çok fazla farklı ülkelerden yatırımcı var, ama biz Türk yatırımcılarına ağırlık vermek istedik. Şube açmak için bin dolar gibi bir para gerekiyor. İnsanlar çok soruyor ama biz yatırımcının hemen para kazanması yerine markamızı beraber geliştireceğimiz girişimcilerle bir arada olmak istiyoruz. Bayiliği sadece para olarak görmüyoruz. Bize bir şeyler katması da gerekiyor.
"Etiler Marmaris'in borsada olması, yatırımcıya güven veriyor"
Hasan ASAN / Etiler Marmaris Franchise Direktörü
Etiler Marmaris, sektöründe borsaya kote olan ilk franchise firma. Hisse alıp yatırım yapmak isteyen ve yatırımcı olan girişimcilerimiz çok fazla. Etiler Marmaris'in borsada olması, yatırımcıya güven veriyor. Borsada olan bir markanın yanlış yapma ihtimali bulunmuyor. Düzenli olarak Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından denetleniyoruz. Yeminli mali müşavirler gelip denetliyorlar. Şu anda 50 şubemiz bulunuyor, 45'i franchise olarak işletiliyor. Türkiye'nin pek çok ilinde yer alıyoruz. Bu şubelerin yoğunluğu İstanbul'da bulunuyor. Biz yabancı markaları rol model alıp o yönde hareket etmeye çalışıyoruz. Yerlilerin de markayı nasıl büyütürüm, demesi gerekiyor. Yabancı markalar, franchise tarafında daha sistematik ilerliyor. Türk markaların temel eksikliği, sistematik şekilde olmaması. Yabancı markalar o sistemi iyi yapıyor. Son üç yıldır Etiler Marmaris olarak büyük ivme kat ettik Yeni yatırımcılarımız var. Bu yatırımcılarımız markaya ciddi değer veriyor. Sürekli markamızın nasıl yükselmesi gerektiğini hesaplıyoruz. Son üç yıldır bayilerimizle güzel bir sinerji yakaladık. Nakit desteği, reklam ve ürün tedariki gibi her konuda destek oluyoruz. Franchise'larımızdan aylık 5 bin 250 lira+KDV gibi bir rakam temin ediyoruz. Ayrıca bin lira gibi de reklam bedeli var, ancak onu havuzda biriktiriyoruz TV reklamları için kullanmaya çalışıyoruz. Etiler Marmaris'in giriş bedeli 95 bin lira+KDV. Tabii yatırım maliyetleri de var. Özellikle 'Bayim Olur musun?' fuarında bulunması, hem firmalara hem de yatırımcılara ciddi katkılar sağlıyor.