PARA TARIM/ ÖZGE ÖZ Aronya, mucizevi bir bitki ve meyve olarak adlandırılıyor. Meyvelerin kralı olarak biliniyor. Çalı benzeri, üç-dört metre kadar büyüyen aronya, mor üzümsü meyveleri olan bir bitki. İlk olarak Amerika Kızılderilileri tarafından binlerce sene öğünlerinde, ekmeğin içinde, etlerinin korunmasında ve çetin kış şartlarında hastalıklardan korunmak amacı ile kullanmış. Zamanla dünyaya yayılmış olan aronya besin içeriği ve faydaları nedeni ile Avrupa'da popüler hale gelmiş. Aronyanın bir besin takviyesi değil, doğal bir içerik olduğunu belirtelim. Asıl adı Chokeberry olan aronya meyvesi 'süper meyve' olarak da adlandırılıyor. Kullanım alanları da yaygın olan bir meyve. Aronya yaş olarak tüketildiği gibi meyveleri kurutularak da tüketiliyor. Aronya meyve suyuna işleniyor, dondurma endüstrisinde kullanılıyor, meyvelerinden reçel, marmelat yapılıyor, yaprağı, çiçeği ve meyvesinden çay elde ediliyor.
Aronya, Akdeniz ve Ege'nin sahil şeridi dışında Türkiye'nin her yerinde yetişebiliyor. Dünya genelinde yenilebilen 150 çeşit meyvenin 90'ı, Türkiye topraklarında hayat buluyor. Neredeyse dört mevsim meyvecilik yapılıyor. Yaz dönemi için de kış dönemi için de meyvelerimiz var. Hatta güney bölgelerimizde tropikal meyveler bile yetişiyor ve diğer meyveler için de denemeler yapılıyor. İşte aronya, bu meyvelerden biri. Bu meyvenin anavatanı Kanada olsa da dünya üretiminde Polonya söz sahibi. Türkiye'nin gündemine ise 2012 yılında girmiş.
Gündemine alan kurum ise meyve ve sebze alanında birçok projeye imza atmış Yalova'da kurulu Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü. 1961 yılında Yalova'da bin 100 dönüm üzerinde kurulan enstitü, 2012'den bu yana aronya üzerinde çalışmalar yapılıyor. Örnek aronya bahçeleri kurulmuş, fidanlar geliştirilmiş ve başarılı sonuçlar alınmış durumda.
İKİ TÜRÜ TESCİLLENDİ
Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü'nün yürüttüğü çalışmalar sonucunda Viking ve Nero türleri tescillenmiş. Bu alanda bir hayli yol kat eden enstitü, şimdi de meyve suyu üzerine çalışmalar yapıyor. Enstitüde görev alan Ziraat Yüksek Mühendisi Fatih Gökhan Erbaş, Marmara Kalkınma Ajansı ile iş birliği yaptıklarını belirtiyor. Erbaş, "Üzümsü meyveler ürün geliştirme konusunda bir iş birliği var. Bu kapsamda meyve suyu, konsantresi ve dondurulmuş aronya üzerinde çalışıyoruz. Ek olarak sulama projemiz de var" diyor. Ayrıca enstitü içerisinde bir işletme tesisi kurduklarını söyleyen Erbaş, bir kooperatif ile anlaştıklarını ve üreticilerden gelen aronyaları meyve suyuna dönüştürdüklerini belirtiyor. Erbaş, "İlk aşamada meyvenin sanayileşmesi için adımlar atacağız. İkinci aşamada ise meyvenin yaygınlaşması için adımlarımızı sürdüreceğiz. Bizim kurduğumuz işleme tesisi, Türkiye'deki ilk tesislerden" diyor. Artık aronya bahçesi kurma eğiliminin yüksek olduğunu söyleyen Erbaş, "Bu meyve, yurtdışında insanların hayatlarının içinde, bahçelerinde ekili. Burada ise yeni bir yatırım şeklinde görülüyor şu an. Üretici sayısında artış var. Sağlığa faydalı. Özellikle pandemi ile insanlar sağlıklı beslenmeye yöneldi. Bu sebeple son üç-dört yılda tüketimde bir artış oldu" şeklinde konuşuyor. Aronyanın bakımının da kolay olduğunu vurgulayan Erbaş, "Aronyada pek hastalık olmaz. Zaten yurtdışında 'easy plant' yani kolay bitki olarak geçiyor" şeklinde konuşuyor. Erbaş, aronya bilinirliğinin artığını belirterek "Önceleri aronya hiç bilinmezken artık neredeyse her ilde ortalama 200 dekarlık bir bahçe görmek mümkün. Enstitünün kendi bahçesinde ise eğitim ve deneme amaçlı kullanılmak üzere yaklaşık altı dekar var" diyor. Erbaş, son olarak "Aronyada şu an için tek eksik, işleyecek tesis olmaması. Dediğim gibi yalnızca iki tesis var şu anda. Bu sebeple aronya üreticileri topladıkları meyveyi nereye vereceğini bilmiyor. Aronya daha çok endüstri meyvesi, bu sebeple tesislere ihtiyaç var. Onların da zamanla artacağını düşünüyorum" diyor.
700 DEKARDA ÜRETİM
Aronya meyvesi ile faaliyette bulunan isimlerden biri de Dr. Aronia'nın kurucusu girişimci Aylin Kalafatoğlu. Aronya konusunda 2016 yılından bu yana çalışmalar yapan Kalafatoğlu, hem fidan satışı yapıyor hem de Aronya meyvesi üretenlerin meyvelerini alarak pazarlara ulaştırıyor. 100 dönümle işe başladıklarını belirten Kalafatoğlu, "Şu anda 700 dekarda üretim yapıyoruz. Ağırlıklı Trakya bölgesinde Kırklareli, Denizli, Burdur ve Çanakkale'de bahçelerimiz var. İhracat ve online odaklı satış yapıyoruz" diyor. Katma değerli birçok ürün geliştirdiklerini belirten Kalafatoğlu, "Birçok yeni ürün geliştirdik. Her ürünümüz çok tercih ediliyor ama en çok çay, krema, tuz ve draje çikolatamız ön planda. Yine çocuklar için 'Aronya Kids' serisi çıkardık. Sade aronya suyu çocuklara ekşi geldiği için hurma özü ile çocuklara özel aronya suyu yaptık. Aronya çayımız geçen sene en yenilikçi diyet ürünü ödülünü aldı" diyor. Dikim ve hasadı da kendilerinin yaptıklarını belirten Kalafatoğlu, ürünleri Bursa'daki fabrikalarında işlediklerini söylüyor. Aronyanın meyve olarak değil de işlenmiş katma değerli ürün olarak tüketmenin daha uygun olduğunu belirten Kalafatoğlu, "Mesela reçel, çay, meyve suyu gibi tüketicinin hayatında yer edinen bir ürün olmalı. Gelişim ve enerji olarak önemli. Zaten bilimsel anlamda da çalışmalar artıyor. Bu nedenle aronya; gelecek vadeden değil, geleceği olan bir meyve zaten" şeklinde konuşuyor. Özellikle Covid'den sonra aronyanın parladığını belirten Kalafatoğlu, sağlığın ön plana çıktığı dönemlerde yüksek antioksidan özelliğinden dolayı aronyanın tercih edildiğini söylüyor. Aronyanın, Avrupa ve ABD'de çok ciddi bir sektörü olduğunu belirten Kalafatoğlu, kendilerinin Polonya ve ABD'de iş ortakları olduğunu söylüyor. Kalafatoğlu, son olarak "Big Chef'te menülere aronyalı ürün eklendi. Bu ürünlerin tedarikini de biz yapıyoruz" diyor.
GİRİŞİMCİ KARDEŞLER
Mor Aronya'nın kurucuları; Aynur Rona ve Songül Koç Kardeşler. Aronya meyvesiyle tanışmaları, Songül Hanım'ın eşi Mehmet Koç'un yurtdışı seyahatinde aronya meyvesini incelemesiyle başlamış. Süreçten bahseden Mor Aronya Genel Müdürü Sertaç Kılıçaslan, "Meyvenin tadı ve sağlık üzerindeki etkilerine şaşıran Mehmet Bey, seyahat dönüşünde ailesiyle araştırmalarına devam etti. Sonrasında sağlık, tıp ve endüstri alanlarında uzmanlığı ve merakı bulunan Aynur Rona ve Songül Koç Kardeşler, aronya ekimi ve üretimi araştırmaları için yapılan seyahatlerle de çalışmalarını hızlandırdılar" dedi. Yalova Atatürk Bahçe Bitkileri Enstitüsü'nün aronya için detaylı çalışmalarını gören kadın girişimciler, Türkiye'de ekim alanı aramaya başladılar. Titiz ve yoğun bir çalışmayla 2020'de Aronya Gıda ve Sağlık A.Ş. firması kuruldu. Girişimci kardeşler, 2019 yılında Yalova'da bulunan arazilerinde araştırmalarını deneme ekimiyle sürdürürken; 2020'de firma kurulumuyla dünyada aronya üretiminde ilk beşte yer alan Biojuice firmasıyla da distribütörlük anlaşması imzaladılar. Mor Aronya olarak aronya meyvesi tarımsal üretiminin başında yer aldıklarını belirten Genel Müdür Kılıçaslan, "Kırklareli'de 215 dönüm, Yalova'da dört dönüm alanda 100 bin ekili aronya fidanımız bulunuyor. Bunun yanı sıra anlaşmalı olduğumuz büyük üreticiler de mevcut. Hem kendi hem de anlaşmalı çiftçilerden aldığımız aronyaları analizlerden geçiriyor, en doğal ve en yüksek antioksidan oranına sahip meyveleri işleyip katma değerli ürün haline getiriyoruz. Aronya, gıda teknolojisiyle dönüştürülmeye çok müsait bir meyve" şeklinde konuşuyor.
"TALEP DAHA DA ARTACAK"
Kılıçarslan'ın belirttiğine göre aronya, sağlık için gıda takviyesine dönüşürken gün ortası için atıştırmalık veya içecek haline gelebiliyor. Mor Aronya'nın yüzde 100 aronyadan ürettiği 'freeze dry' yönetimiyle kurutulmuş aronya, aronya sirkesi, tozu, suyu, kurusu, konsantresi, reçeli, marmelatı ve çiğnenebilir jel formu başta olmak üzere 11 çeşit ürünü bulunuyor.
Kılıçarslan, üç farklı çay reçetesi ve danışmanlar iş birliğinde eczane kanalına yönelik ürünler üzerinde de çalışmalarının devam ettiğini söylüyor. Aronya, sağlık üzerindeki etkileri ve gıda olarak çeşitliliğe uygun olması açısından çok değerli bir meyve. Aronya meyvesinin yeni dönem insan yaşamında birçok sağlık ve yeni tat arayışlarımızı karşılayacağını düşünüyoruz diyen Kılıçarslan, "Bu değerli meyvenin tüketim hakkını, ulaşabileceğimiz bütün bireylere sunmak istiyoruz. 2021 yılında e-ticaret ortamında başladığımız satışlarımıza 2022'de butik dükkânları ekledik. Bu yıl ise eczane, market, otel gibi yeni satış noktalarını da ekleyeceğiz. Satışlarımız beklentilerimiz doğrultusunda ilerliyor. Aronya ve faydalarının tüketici tarafından bilinirliği artıkça ürünlerimize olan ilgi de doğru orantılı artış gösteriyor. Önümüzdeki dönemde talebin daha da artacağını öngörüyoruz" şeklinde yorum yapıyor.
"YÜKSEK ORANDA ANTİOKSİDAN İÇERİR"
Eda HONCA / Acıbadem Fulya Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı
Aronya, gülgiller familyasından bir meyve ve küçük, siyaha yakın rengiyle bilinir. Süper meyve dediğimiz arony; Chokeberry, Enigmatic, Aronia Berry adlarıyla da bilinmektedir. Yüksek oranda antioksidan içerir. Antioksidan; diyabet, kanser, kalp, Alzheimer, demans gibi hastalıkların riskini azaltmaya yardımcı olabiliyor. Ayrıca antioksidan, hücre yenilenmesinde büyük rol oynamaktadır. Polifenol, Antosiyanin oranının yüksek olması, mor meyveler arasında özel bir yere sahip olmasını sağlar. Bilimsel araştırmalar, günlük almamız gereken antioksidan miktarının 3 bin-5 bin ORAC değeri miktarında olmasını öneriyor. 100 gram aronya 16 bin 62 ORAC (oksijen radikal absorbans kapasitesi) değerinde. Günlük olarak, taze aronya meyvelerinden yaklaşık 30 adet, kuru aronya meyvelerinden bir avuç tüketmek yeterli olacaktır. Aronya herkes tarafından tüketilebilen bir meyve. Dört yaşından büyük çocuklar da aronyayı rahatlıkla tüketebilir.
DEKARDAN 60 BİN TL KAZANIN
Aronya, iki şekilde hasat ediliyor. Makine ve elle toplanıyor. Makineli yok ama elle hasat için üç metreye bir buçuk metre aralıklarla dikilmesi öneriliyor. Dekara 200-220 arası meyve fidanı dikilebiliyor. Fidanlar üçüncü yıldan itibaren meyve vermeye başlıyor. Fidanların ömrü ise minimum 25 yıl. İyi bakımlı bahçelerde bu, 30 yılın üzerine çıkıyor. Bir fidanın fiyatı ortalama 50 TL. Dekara 200 fidan dikildiğini düşünürsek 10 bin TL fidan masrafı var. Sulama, işçilik ve gübre gibi masraflar da yaklaşık 10 bin TL tutuyor. Bitki başına tavsiye edilen 10 kilo meyve alımı ideal. 10 kilo alındığı takdirde iyi bir verim olarak adlandırılıyor. Ama bakım ve çevresel koşullara göre 17 kilograma kadar almak da mümkün. Genelde eylülde hasat ediliyor. Toptan alınırsa 40 TL, iyi bir fiyat olarak öne çıkıyor. Bireysel satışlarda ise 100-150 TL'ye kadar çıkıyor. Bir dekardan yaklaşık bin 500 kilo ürün alınıyor. 40 TL'den alındığını düşünürsek en az 60 bin TL dekardan geliri var. Bakım ve sulama iyi yapılır ise 2 tona kadar da çıkabiliyor. Verimi düşük bile olsa 1 dekardan en az 1 ton meyve elde edebilirsiniz.