Yeni nesil tarla ürünleri: Süper mini sebzeler

Tanınmış şeflerin tabaklarını süsleyen baby (mini) sebzeler, gurme marketlerden sonra; market raflarında, manav ve pazarlarda yer almaya başladı. Çeri domates ile başlayan mini sebze çeşidi de 20’ye yaklaştı. Sebzeler minik ama ekonomik değeri giderek artıyor. İhracat pazarlarının da aranan ürünü olan minik sebzeler, üreticisinin de yüzünü güldürüyor. Fırsat kapısını kaçırmayın, yatırımda geç kalmayın…
24.04.2023 11:30 GÜNCELLEME : 24.04.2023 11:30

PARA TARIM/ ÖZGE ÖZ Türkiye, meyve sebze üretiminde dünyanın sayılı ülkelerinden. Toplam sebze ve meyve üretimi 52 milyon tonu geçmiş durumda. Coğrafi konumu nedeniyle dünyada dört mevsim üretim yapan nadir ülkelerden biriyiz. Yaz aylarında açık tarla tarımı, kış aylarında örtü altı üretimde iddialıyız. Türkiye hem jeotermal bölgelerde hem de Ege ve Akdeniz'deki seralarda yaz-kış üretim yapıyor.

PARA Dergisi'ni takip edenler bilir. Neredeyse her sayımızda tarım ile ilgili haberleri sayfalarımıza taşıyoruz. Domates, biber, patlıcan, patates, kabak gibi sebzeler ve kiraz, erik, incir, kayısı gibi meyveler, yıl boyunca dönemi geldikçe sayfalarımızda yer buluyor. Zaman zaman yaygın üretimi yapılan ürünleri sayfalarımıza taşırken çoğu zaman da geleceği olan ürünler sayfalarımızda yer alıyor. Bu kez ise kendileri minik, ekonomisi büyüyen baby (minik) sebzelere dikkat çekmek istiyoruz.

25 YILLIK GEÇMİŞE SAHİP

Baby sebzelerin geçmişi henüz yeni. 25 yıllık geçmişe sahip. Minik sebzeler eskiden sadece lüks restoranlarda ünlü şeflerin tabaklarında yer alıyordu. Sonra gurme marketler aracılığıyla üst gelir grubunun sofralarına girdi. Şu sıralar CarrefourSA, Macro, Migros, File gibi zincir marketlerde ve lüks manavlarda satılmaya başlandı. Pazarlarda çok sık olmasa da karşımıza çıkmaya başladı. Gidişata bakılır ise yakın zamanda indirimli marketlerin raflarında da yer alması yakındır. Yani pazarı giderek büyüyen bir ürün grubundan bahsediyoruz. Hem ihracatta hem de iç piyasada alıcıları giderek artıyor. Üreticiler için gelecek dönemde ciddi bir gelir kapısı, alternatif bir kazanç kapısı olmaya aday.

Mini sebzelerle ilgili istatistiki bilgileri de sizlere aktarmak isterdik. Ancak henüz üretim düşük olduğu için Tarım ve Orman Bakanlığı'nın veri envanteri içinde yer alabilmiş değil. Tarım ve Orman Bakanlığı ve Tarımsal Araştırma Enstitüleri'ne mini sebzeler ile ilgili özel bir çalışma olup olmadığını da sorduk. Ancak bakanlık tarafından bu konuda çalışma olmadığı bilgisi verildi. Giderek yaygınlaşan bu ürün grubunun önümüzdeki dönemlerde bakanlığın da radarına gireceğine eminiz.

İstatistiki bir veri olmadığı için ne kadarlık bir üretim olduğu net belli değil. Bu alanda iki büyük üretici bulunuyor. Biri Erüst Tarım, diğeri de Emtar Tarım. Her ikisi de minik sebzeleri Antalya'daki seralarında üretiyor. Antalya'nın seralarıyla meşhur Kumluca, Serik, Demre gibi ilçelerinde küçük çaplı üretimler mevcut.

YENİ TÜRLER YOLDA

1932 yılından bu yana tarım sektörünün içinde olan Erüst Tarım, mini sebzeler konusunda oldukça iddialı bir marka. Erüst Online ile dijital kanallardan da satış yapan Erust Tarım'ın; ıspanak, marul, domates, pancar, biber, kereviz, roka, turp, fasulye ve soğan gibi 10 çeşit mini sebzesi CarrefourSA, Migros ve Makro Center'lerde satılıyor. Erüst Tarım, mini sebze üretimine 1998 yılında Antalya'da başlamış ve bu alanda öncülük eden bir firma.

Erüst Satış Pazarlama Departmanı Yöneticisi Burak Akbulut, açık veya kapalı seralarda mevsim şartlarına göre üretim yaptıklarını belirtiyor. Akbulut, "Mevcutta birçok çeşit minik sebzemiz var. Minik sebzeler önem gösterdiğimiz bir departman. Bu nedenle yeni türler için Ar-Ge çalışmalarımız devam ediyor. Denemelerimiz turpgiller, lahanagiller ve Ege otları üzerine. Yakında yeni çeşitler de piyasada olacaktır" diyor. Bu ürünlerin artık tüm ulusal marketlerde bulunduğunu da belirten Akbulut, "Marketler için perakende satış noktalarında bulunduruyoruz. Zaten günlük satışlarının yapılması da bu ürünlerin üretiminin başladığını ve arttığını gösteriyor. Biz hep şef ve profesyonel mutfaklar için özel ürün üretiyoruz, ama amacımız tüm mutfaklarda olması" şeklinde konuşuyor. Genelde yurtiçi satış yaptıklarını belirten Akbulut, talep doğrultusunda Arap ülkeleri ve Rusya'ya mini sebze ihracatı yaptıklarını söylüyor.

Mini sebzelerin en çok otel, kafe ve restoranlardan talep gördüğünü belirten Akbulut, mini sebzeleri keşfedecek daha çok insan olduğunu söylüyor. Akbulut, "Fuarlara sürekli katılıyoruz. Orada görünce şaşırıyorlar. Pek de bilinmiyor aslında. Biz, daha çok yaygınlaşmasını sağlayacağız. Hem vitamin ve mineral açısından zengin. İnsanlar bunu gördükçe daha çok kullanımı olacağını ve daha çok talep geleceğini düşünüyorum" diyor. Akbulut, son olarak "Her mini grubun ortalama aylık üretimini üç ton. Mini havuç ve mini Yedikule üretimi ise aylık ortalama bir milyon adet. Üreticilerden ekim talebi var ama iyi tarım uygulamaları kontrolünü kaybetmemek için ekimlerimizi kendi sera ve tarlalarımızda yapıyoruz" şeklinde konuşuyor.

"KUMLUCA'DA MİNİ KAVUNLAR POPÜLER"

Türkiye'de seracılığın başkenti olarak bilinen Kumluca ağırlıklı geleneksel sera ürünleri yetiştiriyor. Domates üretiminde açık ara lider konumunda olsa da salatalık, biber, patlıcan ve fasulye üretiminde de iddialılar. Ayrıca seralarda karpuz, kavun gibi meyveler de yetiştiriliyor. Kumluca Ziraat Odası Başkanı Hidayet Kökçe, mini sebze üretiminin de başladığı bilgisini veriyor. Kökçe'nin verdiği bilgiye göre Kumluca'da 55 bin dönüm alanda mini sebze üretiliyor. Hidayet Kökçe, "minik ürünlerde karpuz, kavun, domates ve biber ekimi var" diyor. Yeni dönemde mini kavunların popüler olduğunu belirten Kökçe, mini sebzelerin normallerinden daha pahalı olduğunu da belirtiyor. Kökçe, "Normal boyutlu ürünlerden daha pahalılar çünkü işçiliği fazla. Şu an revaçta. Görsel olarak da farklılar" diyor. Serada üretim yapıldığından bahseden Kökçe, "Açık alanda üretim yapma şansı her geçen gün sıfıra düşüyor, çünkü çok farklı haşereler var. Örtü altı buna göre çok daha güvenli. Tül yardımı ile ürünleri koruyoruz. Diğer türlü çok fazla ilaç kullanmak gerekir" şeklinde konuşuyor. Kökçe, bölgede üretilen minik sebzeleri talebe göre iç veya dış piyasada çeşitli yerlere gönderildiğini söylüyor.

Antalya Kumluca'da arazi sahibi olan Murat Aygün, topraklarını kiraya veriyor. 50 dekar arazide deneme amaçlı dört dekara mini sebze ekimi yapılmış. Aygün, "Şimdilik domates üretiliyor. Şu an dört dekar ama talebe göre üretimi artabilir. İşçiliği diğer ürünlere göre daha fazla olduğu için çok da talep durgun diyebiliriz. Bakımı daha meşakkatli" diyor. Gübre açısından normal sebzelerle arasında fark olmadığını belirten Aygün, "Gübrede fark yok, ama bakım ve işçilik farklı. Bunlar normal sebzelere göre birkaç TL daha fazla. Bakımı zor, o yüzden fiyatlarının farklı olması normal. Bakımının farklı olduğu nokta ise örnek veriyorum, arı kısmı. Dölleme amacıyla kullanılan dört-beş kovan arı koymalısınız. Diğer normal sebze yetiştirirken bir kovan ya da iki tane yeterli. Bu bile ekstra masraf" şeklinde yorum yapıyor.

NORMAL SEBZELERE GÖRE DÖRT KAT PAHALI

Uzunlukları beş santimetreyi geçmeyen mini sebzeler vitamin açısından normallerinden daha zengin. Mini sebzelerin fiyatı da normal sebzelere göre dört kat daha pahalı. Bir paket mini kabağın 250 gramlık paket fiyatı 48 TL kilosu ise 200 TL'ye yaklaşıyor. Normal bir kabağın kilo fiyatı ise 23 TL. Mini patlıcanın 250 gramlık paketi 48 TL , kilosu 200 TL'ye yaklaşırken normal patlıcanın fiyatı 35 TL seviyesinde. Karpuz sezonu henüz başlamadı. İthal karpuzların kilosu 35 TL'den satılırken 250 gramlık mini karpuzun fiyatı 150 TL olduğunu belirtelim.

CARREFOURSA'DA AYLIK 4 BİN PAKET SATILIYOR

Mini sebzelerin artık market raflarında da yerini aldığını belirtmiştik. Mini sebzelerin en çok satıldığı marketlerden biri de CarrefourSA'dan yapılan açıklamada, son dönemlerde mini sebzelerin satışında ciddi bir artış yaşandığı vurgulanıyor. Yazılı açıklamada mini sebze satışları ile ilgili şu bilgiler veriliyor: "Mini sebze satışları, özellikle son dönemlerde artış gösteren ürünlerimiz arasında yer alıyor. Görüntüsüyle profesyonel şef tabaklarından çocuklarına sebze yedirmeyi sevdirmeye çalışanlara kadar herkesin ilgisini çeken bu mini sebzeler, CarrefourSA raflarında da yerini aldı. Mini sebzelerin satışları kilodan ziyade genel olarak 250 gr'lık paketler halinde satılıyor. Bu kapsamda aylık 3 bin-4 bin paket arasında bir satış gerçekleştiriyoruz. Her sebzenin mini üretimi yapılmıyor. Şu anda kabaktan havuca, salatalıktan marula, enginardan patlıcana 10'dan fazla sebzenin minik hali üretiliyor. CarrefourSA'da en çok tercih edilen mini sebzeler ise ıspanak, domates, salatalık, havuç, kabak ve patlıcan. Mini sebzelere gösterilen ilgiyle birlikte üretimde de artış yaşandı. Özellikle Ege ve Akdeniz bölgesinde mini sebze yetiştiriciliği ön plana çıkıyor. Mini sebze üretimi normal sebze üretiminden farklı gerçekleştiriliyor. Mini sebzeler bir-iki buçuk ay gibi kısa sürelerde yetiştirildiği ve sık hasat yapıldığı için yıl boyunca üretim yapılabiliyor. Bu da yapılan üretimin şu anda ortaya çıkan talebi karşılamasına yetiyor. Bu yüzden özel bir üretim yaptırmıyoruz. Mini sebze tedarikimizi ise Antalya'da yerli üretim yapan firmalarımızdan sağlıyoruz."

"İhracat şansı yüksek"

Hayrettin UÇAK / Ege Yaş Meyve ve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı

Üretici mini sebzeleri sevmeye başladı. Hem iç piyasadan hem ihracat pazarlarından talepler artıyor. İhracat şansı oldukça yüksek bir ürün. Minik sebze ürün grupları çok kıymetli. Üretici sayısı daha da artmalı. Üretim arttıkça pazar da büyüyecektir. Bu alana giren üreticinin zarar etmesi mümkün değil şu aşamada. Antalya bölgesinde üretimler var. Önümüzdeki yıllarda diğer Akdeniz illerinde de bu ürün gruplarında üretimin artacağını bekliyorum. Bir bilgiyi de aktaralım buradan. Gastronominin sofralarımıza getirmeye başladığı farklılıklardan olan mini veya minyatür sebzeler, genetiği ile oynanmış ürünler değildir. Tüketicilerimizin içi rahat olsun. Mini sebzeler, evlerimizde bile yetiştirebileceğimiz doğal ürünlerdir. Artık yemeklerin tadı kadar sunumu, görünüşü de önemsendiğinden, özel üretim parmak patlıcanlar, kabaklar, bir lokmalık enginarlar, mini domatesler, vb. ürünlerin üretimi hızla artmaktadır. Katma değeri oldukça fazla olan mini sebze üretimi yapan girişimci üreticilerimizin yaptıkları takdire şayandır. Bu tür sebzeler, çocukların sebze tüketimini artırmaya yardımcı olmakla birlikte, mutfaklar için cazip bir alternatif oluşturmaktadır.

"Kullanımı daha da artacak"

Savaş AKCAN / Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) Başkanı

Mini sebzelere muazzam ölçüde talep olduğunu söyleyemem. Gözlemlerimize göre bu işi yapan birkaç firma var. Üretim daha çok hobi amaçlı, evlerde yapılıyor. Sebzeler küçük diye genetiği ile oynandığını söylemek doğru değil. Bunlar hibritleme ve melezleme yöntemleri ile yapılan çalışmalar sonucunda elde ediliyor. Zaten 5977 sayılı biyogüvenlik kanununa göre bu durum yasak. Dolayısıyla GDO'lu değiller. Mini sebzelerin, kullanımının artacağını düşünüyorum ancak bu sebzeler, doyumla ilgili değil. Daha çok şehirlerde yaşayan çocukların tarımı öğrenmesi veya yemek yemeği sevmesi, şeflerin tabak süslemesi gibi durumlarda kullanılıyor.

BABY SEBZE ÇEŞİTLERİ

Mini patlıcan, mini beyaz patlıcan, mini hıyar, mini kabak, mini mısır, mini sarı kabak, mini patates, mini ıspanak, kırmızı mini Yedikule marul, mini Yedikule marul, mini çeri domates, mini sarı çeri domates, mini plum domates, kırmızı mini pancar, sarı mini pancar, mini biber, mini kereviz, beş ayrı renkte mini havuç, mini roka, mini turp, mini fasulye ve mini soğan.

EN AZ 20 DEKAR İLE YATIRIM YAPIN

Artık tarımda ölçek ekonomisi olmazsa olmaz. Küçük alanlarda yapılan tarımın üreticiyi kazandırması mümkün değil. Mini ürünlerle ilgili de durum aynı. Mini ürünler seralarda üretiliyor. Bu alana girmek için de en az 20 dekarlık sera kurulması öneriliyor. Teknolojik seraların kurulum maliyeti metrekare başına 55 dolar seviyesinde. 20 dekarlık bir sera için ise yaklaşık 20 milyon TL'lik bir yatırım gerekiyor. Normal klasik seralarda ise yatırım maliyeti daha düşük. Ancak bu noktada da yine 10 milyon TL'ye kadar bir yatırım gerekiyor. Yani ciddi bir sermaye şart. Bugün mini sebze pazarı çok iyi. Mevcut üreticiler pazara mal yetiştiremiyor. Kârlı bir alan. İşin uzmanları, minimum üç-dört yılda yatırımın amorti edilebileceğini belirtiyor.

"HER ŞEYİN MİNİSİNİ YAPACAĞIZ"

Emtar Tarım'ın markası Greenada'da mini sebze olarak 12 tür bulunuyor. Antalya'da bin 200 dönüm üzerinde üretim yapılıyor. Emtar Tarım Sahibi Mesut Türk, yeni türler eklemek için Ar-Ge çalışmaları yaptıklarını belirtiyor. Türk, "Mümkün olabildiğince her şeyin minisini yapacağız. Yeşillik, sebze, lahana üzerinde çalışıyoruz. Hem insanlar da seviyor. Beğenmiyorlar gibi yorum oluyor, ama tam aksine talep var çünkü dünya bunları tüketiyor artık. Ağırlıklı iç piyasa olsa da Rusya, Avrupa ülkeleri, Maldivler ve Seyseller'e ihracat yapıyoruz" diyor. Mini sebzelerin hem çok daha lezzetli hem de mineralinin daha fazla olduğunu belirten Türk, kitlesinin sağlıklı beslenen sporcu insanlar olduğunu belirtiyor. Tarımın önemli olduğunu vurgulayan Türk, "Önemli olan bu sektörde ben katma değerli ürün üreterek, daha da katma ürün haline getiriyorum" şeklinde konuşuyor.

"Yeni akım giderek büyüyen bir pazar payına sahip"

Nur DEMİROK / Para Dergisi Yazarı

80'li yıllarda 'San Francisco'da sessizce başlatılan yeni bir trend, günümüzde giderek aranan bir beslenme formu haline geldi. 'Microgreens' (mikro-yeşillikler) birçok yenilebilir bitkinin ilk yapraklarını verir vermez hasadı yapılan ve besinsel özelliklerini yoğun bir şekilde içeren körpe, küçük yapraklı yeşilliklere deniyor. Konsantre lezzetleri, küçük yapraklı oluşları ve estetik görünümleri nedeniyle günümüzde büyük ilgi görüyor. Bu yeni nesil gıda formu, özellikle gelişmiş ülkelerde hızla yaygınlaşıyor. Besinsel değerlerinin epey yüksek oluşlarıyla da adeta şifalı bir iksir gibi aranıyor. Mikro-yeşillikler, yani 'microgreens'ler özellikle gelişmiş ülkelerde birçok tarımsal kurum ve tohum firmaları tarafından yetiştiriliyor. Tüm bunlar dünyadaki gurme-sağlık marketlerinde ve günümüzün en tanınmış sanal marketlerinde de rahatlıkla bulunabiliyor. Bu yeni akım, giderek büyüyen bir pazar payına sahip. Söz konusu mikro-yeşilliklerin tümü bu formdaki besinsel bitkileri ayrıcalıklı bir yere oturtuyor. İster microgreen (mikro-yeşillik), ister sebze filizi, ister 'bebek sebze' olsun besinsel bitkilerin bu formlarda yetiştirilmesi, hem günümüz şartlarında daha önemli hale gelen sağlık ve 'iyi yaşam' açısından hem de lezzet çeşitlendirmesi açısından, üretici ve tüketicilere birçok alternatif ve yenilikler sunuyor. Ülkemizde küçük işletmeler tarafından da uygun toprakta veya toprağa benzer özel yosunlu karışımlarda (sfagnum yosunu gibi) rahatlıkla yetiştirilebilir.

SEBZE Mİ, MEYVE Mİ?

Genelde meyve ve sebze tanımı çok karıştırılır. Uzmanlar, sebze bildiğimiz birçok bitkiye meyve diyor. Bezelye, domates hatta patlıcan bile meyve sınıfında değerlendiriliyor. Bilim insanları "Çekirdeği olan yiyecekler meyvedir" diyor. Bir başka şekilde, tüketilen şey çekirdekliyse meyve, yaprak ya da köklü sebze olarak tanımlanıyor. Buna göre pek çoğumuzun sebze olarak isimlendirdiği kabak, domates, salatalık, hatta fasulye, aslen meyve olarak tanımlanıyor. Soğan, patates, ıspanak, marul gibi bitkiler ise sebze sınıfına giriyor. Ancak biz yine de bu haberimizde hala yaygın bilinen toplumda kabul görmüş haliyle bu yenen bitkilere; sebze demeye devam edeceğiz...

"Daha sağlıklı ve lezzetli"

Tuba SUNGUR / Acıbadem Dr. Şinasi Can Kadıköy Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı

Yapılan analizlerde mini sebzelerin normal sebzelere göre besin değerlerinde, çok yüksek farklılığa rastlanmamıştır. Yetiştiricilik yöntemi olarak daha kısa süre dalında kaldığı için ve zirai ilaç kullanımına gerek duyulmadığından daha sağlıklı ve tatları daha lezzetlidir. Tüketimleri normal sebzelerden faklı değil. Boyut olarak küçük olduğu için daha çok salatalarda tercih edilebilir. Ana yemeklerde et, tavuk veya balığın yanında, fırında veya buharda pişirilip garnitür olarak sunumu şık yemekler oluşturulabilir. Kabuklarını soymadan tüketilmesi, besin değerlerini kaybetmemesi açısından önemli.

"Yaklaşık 45-50 çeşidi var"

Özden ÖRKÇÜ / NPİSTANBUL Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı

Mini sebzelerde, normal sebzelere göre olgunlaşma süresi kısa. Bu yüzden polisakkarit olan nişastanın şekere dönüşme süresi azalıyor ve olgunlaşmanın getirdiği besin kayıplarının da önüne geçilmiş oluyor. İlaçlama süresi ve maruz kalma süresi de azalıyor. Yaklaşık 45-50 çeşit minyatür sebze var. Belki dahası da sayılabilir. Bu tür sebzelerin hassas kıvamları, onları nispeten kısa bir raf ömrü ve daha fazla emek yoğun hasat uygulamaları sağlar. Hemen hemen hiç zirai ürün kullanılmadığı için de onları diğerlerinden cazip kılan yönü de bu olsa gerek. Çocukların da güvenle tüketmelerini sağlar, hatta iştahı az olan çocuklarda şekli ve görüntüsüyle daha çekici bir hale gelebilir. Bu tür sebzeleri uygun pişirme tekniğine göre tüketmekte fayda var. Domates likopen içeriğinden dolayı pişirilince antioksidan özelliğinde olan likopen aktive olur. Diğer yandan sindirim açısında sıkıntı yaşayanlar vitamin mineral içeriğini kaybetmeden pişirip haşlama suyunu değerlendirmeleri vitaminler ve mineraller açısından daha sağlıklı olacaktır. En uygun yöntem, buharda ve kısa sürede B vitamini ve C vitamini kaybını en aza indirecek şekilde olmalı.

"Yemeklerimde kullanıyorum"

Rüzgar SÜNBÜL / Şef

Gözlemlerime göre her türlü mini sebze yemeklerde kullanıma uygun. Ben de mini sebzeleri, yemeklerimde kullanıyorum. Özellikle restoran ve kafelerde çokça tercih sebebi. Mini sebzeleri, genelde et ve balık yemeklerinde kullanıyorum ve çok pişirmeden kullanmayı tercih ediyorum. Balık ve tavuk yemeklerinin yanında da çok tercih ediliyor ve kullanılıyor. Bu boyuttaki sebzeler, tabaklarda görüntü açısından çok iyi duruyor. Artık şef ve aşçılık çok değişti. Sadece lüks restoranlarda değil, evlerde de kullanılıyor bu ürünler. Özellikle anneler, çocuklarına tabakları sevdirmek için tercih ediyorlar. Misafir geldiği zaman, tabak süslemek için kullanılıyor ve sunum için tercih sebebi oluyor da diyebiliriz. Salata ve hatta tatlı için bile tercih ediliyor. Dünya değişiyor, bu ürünler de daha çok kullanılıyor haliyle. Farklı şeyleri artık denemek lazım.

BİZE ULAŞIN