Yapı denetim şirketi kurmak isteyen bakanlıkta sıraya girdi

Deprem süresince yıkılan binalardan sonra en çok konuşulan konulardan biri yapı denetim şirketleri oldu. Vatandaşlar denetim için belediyelerin ve yapı denetim şirketlerinin kapısını çalmaya başladı. Mimar ve mühendisler, bu ilgi sonrasında yapı denetim şirketi kurmak için bakanlıkta sıraya girdi.
06.03.2023 12:56 GÜNCELLEME : 06.03.2023 12:56

PARA ARAŞTIRMA/ AYŞEGÜL KÜÇÜKKURT ZOR Depremler, seller, yangınlar, su taşkınları… Dünya genelinde doğal afetler ele alınınca 31 çeşit doğal afetin 28'ini meteorolojik afetler oluşturuyor. Jeolojik afetler arasında gösterilen depremler ise yıkıcı etkisi büyük ve can kaybının da bir o kadar fazla olabileceği doğal bir olay. Bu olaylar karşısında en güvenli yapılarımız ise evlerimiz olarak karşımıza çıksa da yaşadığımız Kahramanmaraş ve Hatay depremlerinden sonra yıkılan binalar, bize yapılarımızın tekrar sorgulanması gerektiğini gösterdi.

Deprem sonrası en çok konuşulan konulardan biri de yapı denetim şirketleri oldu. 1999 Düzce depreminden sonra yapılacak her yeni bina için zorunlu tutulan bu denetimler, konutların projelendirilmesiyle başlıyor ve 15 yıl boyunca yapı denetim şirketlerinin himayesinde denetleniyor. Oturduğumuz binaların hangi yapı denetim şirketi tarafından denetlendiği merak konusu olurken, yapı denetim şirketlerinin nasıl kurulduğu, kimlerin istihdam edildiği, görev ve yetkilerinin neler olduğu, hangi büyük illerde kaç şirketin yer aldığı araştırdık…

"YAPTIRIM GÜCÜMÜZ YOK"

Yapı Denetim Kuruluşları Birliği Derneği'ne bağlı toplam 19 şube, altı temsilcilik ve 829 üye kuruluş bulunuyor. Dört ilde daha temsilcilik için çalışmalarına devam eden dernek, T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile yakın temasta kalarak, yapı denetim sisteminin geliştirilmesi sürecinde önemli rol oynuyor. Ayrıca meslek odaları ve alanında uzman üniversite hocalarıyla iletişim halinde olduklarının altını çizen Yapı Denetim Kuruluşları Birliği Genel Başkanı Tayfun Gücenmez, "Dernek içerisinde komisyonlar oluşturduk. Bu komisyonlarda kanun ve yönetmeliklerle ilgili çalışmaları, yazılım, uygulama ve eğitim alanlarındaki sorun ve önerileri raporlayarak diğer kurumlar ile paylaşıyoruz. Özetle derneğimiz çalışmalarının iki ana odağı var. Yapı denetim sisteminin gelişmesi, hizmet kalitesinin artması ve üye kuruluşlarımızın sorunlarına çözüm bulunması" diye belirtiyor.

Özellikle yapı denetim şirketlerinin deprem sonrasında daha fazla gündeme gelmesi, görev ve sorumluluklarının tam olarak anlaşılmaması, bina sakinlerinin yaşadığı en büyük sorunlardan biri. Yapı denetim kuruluşları, yapı sahipleri adına müteahhiti denetleyen oluşumlardır. Sorumluluğu yapı sahibine karşıdır ve denetlediği kişi-kuruluş müteahhit firmadır. Bu kuruluşlar, bir inşaatın proje aşamasından başlayarak, inşaatın bitip oturma ruhsatı alabilecek aşamaya gelmesine kadar tüm süreçlerinden sorumlu hale geliyor. Bu süreçlerde yapılan imalatın projeye uygunluğunu yerinde denetleniyor. "Kontrollerimizde mutlaka uygunsuzluklarla karşılaşıyoruz. Uygunsuzluk söz konusu olduğunda müteahhit firmadan bunun düzeltilmesini talep ederiz. Düzeltilirse imalat devam eder. Düzeltilmemesi halinde yönetmelik gereği durumu ilgili idareye yani belediyeye bildiririz. Biz yapı denetimlerin bu bağlamda yaptırım gücü yoktur. Yaptırım uygulayan belediyedir" diyen Gücenmez, prosedüre bakıldığında her şey düzgün gibi gözükse de pratikte çok fazla zorlukla karşılaştıklarına vurgu yapıyor ve bu durumu ise şu sözlerle özetliyor:

"Özellikle şantiyelerde şantiye şefi olmaması, şantiye şefliğinin çoğunlukla kâğıt üzerinde kalması sebebiyle bizler, teknik eğitim altyapısı olmayan usta ve kalfalarla muhatap olmak durumunda kalıyoruz. Tespit ettiğimiz sorunlar hemen düzeltilmiyor. Yapı denetim bir kamu görevidir ve hukuksal olarak da bu bağlamda değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz."

"19 PİLOT İL SEÇİLDİ"

Yapı denetim kavramının 1999 Düzce depreminden sonra hayatımıza girdiğini söyleyen Gücenmez, o dönem inşaat sektöründe çok büyük revizyonlar yapıldığını anlatıyor. "İlk olarak 3 Şubat 2000 tarihinde Kanun Hükmünde Kararname ile 27 ilde pilot uygulama kapsamında yapı denetim kuruluşları kuruldu ve çalışmaya başlandı. Ancak bugünkü kanun ve yönetmeliklerin ana hatlarını oluşturan 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun, 13 Temmuz 2001 tarihinde yayımlandı ve 13 Temmuz 2010 tarihine kadar 19 pilot ilde uygulandı. Bu tarihten sonra ise tüm illerde uygulamaya geçildi" diye anlatan Gücenmez, bu kanunun geçtiğimiz 12 yıl boyunca çeşitli yönetmelik ve genelgeler ile şekillenerek bugünkü halini aldığını söylüyor.

Yapı denetim kuruluşları denetimlerini yaparken elindeki kanun ve yönetmeliklere uygunluğu onaylı projeleri esas alıyor. Bu uygunluk sadece demir sayısından, beton sınıfından ibaret olmuyor. Örneğin; beton dökümü doğru yapılıyor mu, betonun kalıba homojen biçimde yerleşmesi için vibratör kullanılıyor mu, beton akışkanlığı uygun mu, kalıplara herhangi bir yabancı cisim girmiş mi, gibi pek çok durum dikkate alınıyor. Gücenmez, "Çok soğuk havalarda beton dökümlerini iptal eder ya da betonun soğuk hava koşullarına uygun formüle edilmesini talep ederiz. Binaların deprem güvenliğini sağlayan taşıyıcı sistem olduğu için, sadece taşıyıcı sistem denetimleri dile getiriliyor ancak A'dan Z'ye inşaatın her aşaması (duvar örgüsü, yalıtım imalatı, mekanik ve elektrik tesisatları, mimari tasarım vb.) yapı denetim sorumluluğundadır ve hepsine dikkat etmek gerekir" diyerek yapı denetimin görevlerine değiniyor. Ayrıca Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı'na bağlı il müdürlüklerinin her bir yapı denetim kuruluşunu yılda altı kez denetime tabi tuttuklarını da belirtmeden geçmiyor. Bina sahiplerinin, yapının taşıyıcı sisteminin korunması, herhangi bir değişiklik yapılmaması konusunda kendilerini sorumlu hissetmeleri gerektiğini belirten Gücenmez, kolon kesme, kiriş delme gibi bir yapısal değişiklikleri fark ettikleri anda ilgili kurum ve kuruluşlara başvuruda bulunması gerektiği konusunda uyarılarda bulunuyor.

BÜYÜKLÜĞE GÖRE İSTİHDAM

Yapı denetim şirketlerindeki en önemli konulardan biri de istihdam konusudur. Bu şirketlerde öncelik mimar, inşaat mühendisi denetçi pozisyonlarıdır. Çekirdek kadro beş kişiden oluşuyor. Çekirdek kadroyu oluşturan ve belgeleri bakanlıkça verilmiş olan beş denetçi mühendise ilaveten, her 30 bin metrekare inşaat alanı için bir mimar veya inşaat mühendisi yardımcı kontrol elemanı istihdam ediliyor. Ayrıca mekanik ve elektrik tesisatlarının imalatları için de yine yönetmelikçe belirlenen metrekare sınırlarına kadar bir tane yardımcı kontrol elemanı makine mühendisi, bir tane de yardımcı kontrol elemanı elektrik mühendisi istihdam edilmesi zorunlu. Örneğin; üzerinde 150 bin metrekare iş olan bir yapı denetim firması, beş denetçi, beş mimar veya inşaat mühendisi yardımcı kontrol elemanı, işlerin seviyesine göre de birer tane elektrik ve makine mühendisi olmak kaydıyla toplamda 12 mühendis istihdam etmesi gerekiyor. 180 bin metrekareden sonra ise kadroya, çekirdek kadronun haricinde, ikinci bir proje ve uygulama denetçisi elektrik mühendisi ve proje ve uygulama denetçisi makine mühendisi eklemek gerekiyor. Yardımcı kontrol elemanlarının sayısı da yapı denetim kuruluşunun üzerindeki sorumluluk metrekaresine göre yine artış gösteriyor.

Akıllılardaki en büyük soru ise, denetlenen binaların yıkılması halinde bunlardan yapı denetim şirketlerinin mi sorumlu tutulacağı konusu. İnşaat sektörünü halkalardan oluşan bir zincir gibi düşünürsek, yapı denetim bu zincirin halkalarından biri. Eksikliğin veya hatanın, zincirin hangi halkasında olduğunun tespiti, bu süreçte büyük önem teşkil ediyor. Bu kişiler; ilgili idare, proje müellifi jeoloji ve jeofizik mühendisleri, yapı denetim kuruluşu, yapı laboratuvarı, beton firmaları, şantiye şefi, müteahhit, usta, kalfa, yapı sahibi oluyor. Zincirin hangi halkası bu yıkımdan sorumluysa, o kişi veya kuruluşlar için süreç, hukuk çerçevesinde ilerliyor. Binada herhangi bir aykırılık varsa bakanlık, yapı denetim şirketini kapatıyor ve lisansını geri alıyor. Eğer sistemsel bir aykırılık varsa, binanın komple bütün denetçileri ceza alıyor. Firma yetkilisi üç yıl boyunca aynı işi tekrar yapamıyor. Sonrasında tekrar müracaat ederek sıraya giriyor. Kabul edilirse yapı denetim şirketi kurabiliyor.

ŞİRKET KURMANIN MAALİYETİ 150-200 BİN TL

Yapı Denetim Kuruluşları Birliği İstanbul Şubesi Başkanı ve aynı zamanda Estanbul Yapı Denetim'in sahibi olan Fikret Şahin, İstanbul'da toplam 501 yapı denetim şirketinin bulunduğunu söylüyor. Her ilin toplam inşaat alanının metrekaresine göre bu şirketlerin sayısının belirlendiğini ifade eden Şahin, bakanlığın her yılın sonunda verdiği inşaat ruhsatlarına göre bu sayının arttığını söylüyor. Bu şirketlerinin bazılarının Yapı Denetim Kuruluşları Birliği'ne bağlı olduğunu, kimisinin ise olmadığının altını çiziyor. Üniversiteden mezun olan her inşaat mühendisi, elektrik mühendisi ve mimar, yapı denetim şirketi kurabiliyor. Tabii bunun bakanlıkça belirtilen teminatları ve şartları mevcut. Şu anda İstanbul için 180 kişinin sırada beklediğini ve bu sayının bu sene artırılmadığını söyleyen Şahin, "Geçen yıl İstanbul için 10 kişiye müsaade edildi. İnşaat alanının orantısıyla eş değer olduğu için sayı öyle belirleniyor" diyor. Yapı denetimi, anahtar teslim hizmeti olarak görülmesi gerektiğini söyleyen Şahin, ilk inşaatın yapılmaya karar verilmesinden ve sürecin bitişine kadar görevinin devam ettiğini söylüyor ve ekliyor; "İskân ruhsatı alınana kadar yapı denetim işlerin başında duruyor ve bütün süreci denetliyor. Sonrasında da 15 yıl boyunca o binadan sorumlu oluyor. Bu süre müteahhit için beş yıl. Yapı denetim şirketi kurmanın maliyeti, çekirdek personelle beraber 150 bin TL ile 200 bin TL arasında değişiyor."

Binaların ortalama 35-40 yıl arasında ömürleri bulunuyor. İnşaat maliyetleri göz önünde bulundurulduğunda insanlar evlerini yenilemek ya da güçlendirmek için başvuruda bulunmak istemiyor. Bir binanın, yapı denetimi şirketi tarafından denetlenmesinin ortalama metrekare fiyatı 120 TL civarlarında. Bin metrekarelik bir alan baz alındığında KDV dahil bu fiyat 120 bin TL'leri buluyor. Denetleme için tapu sahibinin başvurması yeterli oluyor.

"BURSA İLİNDE TOPLAMDA 110 TANE YAPI DENETİM ŞİRKETİ BULUNUYOR"

Oktay ALTUN / Yapı Denetim Kuruluşları Birliği Bursa Şube Başkanı ve Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi, Kule Yapı Denetim Firması Kurucusu

Bursa ilinde toplamda 110 tane yapı denetim şirketi bulunuyor. İzmir'de ise bu şirket sayısı 95. Bu sayılar iller bazında bakanlık nezdinde belirleniyor. Doğru hizmet verebilmek ve pastadan alınan payı azaltmak için yapı denetim şirketlerinin azaltılması gerektiği kanaatindeyim. Bu şirketlerin zorunlu hale gelmesi 2000 yılında sistem kurulduktan sonra başladı. Başta 19 pilot ilde uygulandı. Bu sistem görüldü ki belediye denetlemesinden daha verimli, 2011'den sonra Türkiye'ye yayılmaya başladı. Adana, Hatay ve Gaziantep pilot iller içerisindeydi. 10 ilde yaşanan depremde yapı denetimli bina sayısı 151 bin 990'du. Bu binaların 132 tanesi yıkılmış. Tabii ki yıkılmamalıydı ancak ivme değerleri çok yüksek iki deprem meydana geldi. Bizim yönetmeliğimizde alınan ivme değeri 0.40. Bunu biz belirlemiyoruz, geçmiş dönemlerde yaşanan depremlerden alınan verilerin ortalamasıyla belirleniyor.

YAPI DENETİM ŞİRKETİ NASIL KURULUR?

Yapı denetim şirketi kurmak için ön koşullardan biri şirket ortaklarının her birinin mimar, inşaat mühendisi, makine mühendisi veya elektrik mühendisi olması. Yapı denetim kuruluşu, çekirdek kadro dediğimiz denetçiler ve yardımcı kontrol elemanlarından oluşuyor. Bir yapı denetim şirketinin Bakanlığa izin belgesi başvurusunda bulunabilmesi için bünyesinde en az birer tane Proje ve Uygulama Denetçisi Mimar, Proje ve Uygulama Denetçisi İnşaat Mühendisi, Uygulama Denetçisi İnşaat Mühendisi, Proje ve Uygulama Denetçisi Makine Mühendisi ve Proje ve Uyulama Denetçisi Elektrik Mühendisi barındırıyor olması gerekiyor. Ayrıca fiziki standartları da mevcut. Örneğin, yapı denetim kuruluşlarının ofisleri net 100 metrekareden az olmaması, kuruluşun en az üç aracının olması, bakanlığın belirlediği miktarlarda banka teminatı gösterilmesi gerekiyor.

Bakanlığın talep ettiği tüm gerekliliklerin karşılandığını gösteren form, belge ve tutanaklar Bakanlığa iletiliyor ve ilgili komisyonun incelemesi sonucunda yetki belgesi almaya hak kazanılıyor. Bu durum bazen olumsuz da sonuçlanabiliyor. Bakanlık tarafından yetki belgesi almaya hak kazanan kuruluşlar, ayrıca Bakanlığa her üç yılda bir vize yenilemesi yaptırmak zorunda. Yapı denetim kuruluşu yetki belgeleri, vize yaptırılmaması veya vize verilmemesi halinde askıya alınıyor, kuruluşun Ulusal Yapı Denetim Sistemine girişi engelleniyor ve tüm faaliyetleri durduruluyor. Vizelerde şirketin tüm gerekli koşulları yerine getirip getirmediği, tıpkı şirket açılışında olduğu gibi gözden geçiriliyor ve vize verilmesi halinde faaliyetlerine devam etmesine müsaade ediliyor.

BKS İLE BİNA KONTROLÜ YAPILIYOR

Yapı denetim kuruluşları dışında bina sahiplerinin kolayca erişebileceği uygulamalardan biri de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nca yapılan Bina Kimlik Sistemi (BKS) uygulaması. Türkiye'de 81 ilde yapı denetimli olarak tanımlanan her binanın nüfus bilgileri ve teknik özelliklerine QR kodu ve RFID elektronik etiketi üzerinden ulaşım sağlanabiliyor. Yapılara teknolojik bir levha halinde monte edilecek olan kimlik belgesi niteliğini taşıyan sistem ile o binaya ait tüm bilgiler yer alıyor. BKS sistemi üzerinden bina kat planlarından yapı malzemeleri ve zemin bilgilerine, binanın genel bilgilerinden binanın nüfus bilgilerine levha üzerindeki QR kodu ile ulaşılabiliyor. BKS, yedi farklı sistemle entegre olarak çalışıyor. Bu sistemler; e-Devlet, Yapı Denetim Sistemi (YDS), Elektronik Beton İzleme Sistemi (EBİS), Yapı Müteahhitleri Bilgi Sistemi (YAMBİS), Mekânsal Adrese Dayalı Kayıt Sistemi (MAKS), Tapu ve Kadastro Bilgi Sistemi (TAKBİS), Nüfus ve Vatandaşlık İşleri (NVİ). BKS'nin sunduğu verilerle yapı denetimi daha kolay gerçekleşecek olan binalarda, izinsiz yapılan değişikliklere engel olup, olası afetlerdeki can kayıplarının önüne geçilmesi planlanıyor.

BİZE ULAŞIN