PARA RÖPORTAJ/ ÜRÜN DİRİER Hayata geçirdiği GreenASUS girişimiyle sürdürülebilirliği iş yapış şekillerinin merkezine alan ASUS, yeşil bilişim hareketinin öncü firmalarından biri. Aslında uzun süredir dünyanın gündeminde olan bu kavram, ülkemizde pandemi ve iklim değişikliği etkilerinin daha ağır hissedilmesiyle birlikte popülerlik kazandı. Dünyadaki insan nüfusu son 50 yılda sadece iki katına çıkmışken, elektronik cihazların tüketimi aynı zaman zarfında yaklaşık on kat arttı. Yeşil bilişime bir tercih olarak değil, iklim krizinin kaçınılmaz bir sonucu olarak, kitlesel bir dönüşüm arzusuyla ihtiyaç duyuluyor. ASUS Türkiye Sistem İş Birimi Ülke Müdürü Özge Kılıç Güler ile firmanın öncülük ettiği yeşil bilişim hareketini konuştuk.
Sürdürülebilirlik kavramı, iklim krizi, nüfus artışı, çevresel faktörler ve pandemiyle birlikte daha fazla şirketin gündemine girdi. ASUS'un bu konuya bakışı ve yaptığı çalışmaları öğrenebilir miyiz?
ASUS, çevreye duyarlı sürdürülebilir bilişimin önde gelen firmalarından biri. 2000 yılında daha yaşanılabilir bir dünya için hayata geçirdiği GreenASUS girişimi ile, bilişimin çevre üzerindeki etkisini hafifletmeye giden yolda sektöre öncülük ediyor. GreenASUS, 2000 yılından bu yana ASUSTek Computer Inc. Yönetim Kurulu Başkanı Jonney Shih liderliğinde idare edilen bir komite tarafından yürütülüyor. Girişim, özellikle birinci sınıf, çevre dostu 3C ürünlerle herkes için daha bir iyi dünya için çalışıyor. Çevre dostu tasarım, çevre dostu üretim, çevre dostu tedarik ve çevre dostu hizmetler ile pazarlama olarak adlandırılan "Four Green Home Runs" kavramını gerçekleştirme gayreti içerisinde.
Bu kavram neleri kapsıyor?
Sadece yasal prosedürlere uygun çevre dostu ürünler sunulmasıyla sınırlı bir yaklaşımdan söz etmiyoruz. GreenASUS, küresel operayonlarımızın tamamında yürütülen bir vizyon. Bu vizyon şirketin her kademesinde enerji tasarrufundan geri dönüşüme kadar farklı yöntemlerle destekleniyor. Girişim özünde, "Dört Yeşil Kazanç" olarak da ifade edebileceğimiz 4 alanı kapsıyor. Yeşil Tasarım; yeniden kullanımı, geri dönüştürülmesi ve sökülmesi kolay ürünler tasarlar, ürün güç verimliliğini artırır ve tehlikeli madde yönergelerine uyumu zorunlu kılar. Yeşil Üretim; kurşun ve halojensiz üretim süreçleri gibi daha çevreci üretim süreçleri uygular. Yeşil Tedarik; bir yeşil tedarik zinciri yönetimi (SRM) sistemini denetler ve yeşil tedarikçilerin çevrimiçi bir veritabanını tutar. Yeşil Hizmetler ve Pazarlama ise; hayır kurumlarının bu girişimlerden faydalanmasını sağlar.
GreenASUS projesiyle bugüne kadar çevre için ne gibi adımlar atıldı?
Çevreci ve enerji verimliliğine sahip ürünler yaratarak ve ürünlerin karbon ayak izini azaltarak ekolojik etkilerinin hafifletilmesini sağladık. 2018 yılından bu yana her yıl 50 ile 60 bin adet ekolojik etiket kazandık. GreenASUS konseptinin ortaya çıkmasından 4 sene sonra yine aynı yıl içerisinde üretiminde kurşun kullanılmayan ilk anakartını piyasaya sürdük. 2005 yılında Tayvan'ın ilk çevre dostu üretim yönetimi sistemini geliştirdik, 2006 yılında ise daha iddialı bir adım atarak Avrupa Birliği'nin Zararlı Maddeleri Sınırlandırma Yönetmeliği'ne (RoHS) uyma kararı aldık. Hatta daha da ileri giderek yönetmelikte yer almayan 31 adet zararlı maddeyi daha şirket bünyesinde yasakladık.
2007′den bugüne kadar Tayvan ve Avrupa Birliği sınırları içerisinde bu alanda birçok standarda uyma kararı alan ve çeşitli sertifikaları almaya hak kazanan markamız, 2009 yılından beri dizüstü bilgisayarlarında, PDA'larda ve ekran kartlarında halojen kullanmıyor. GreenASUS projesi sadece piyasaya sürülen modellerde kullanılan maddelerle sınırlı değil. Şirketin her kademesinde enerji tasarrufundan geri dönüşüme kadar birçok yöntem ile GreenASUS konsepti destekleniyor.
ASUS, 2007 yılında, Oekom research AG tarafından Bilgisayar ve Çevre Birimleri Sektöründe "En Çevre Dostu Firma" olarak tanıtıldı. Ekim 2008 tarihinde ise ASUS ürünlerine 9 EPEAT Altın Ödül verildi ve ASYS, bu prestijli ödülü hak eden ilk Tayvanlı IT markası oldu. Aynı zamanda EU Flower sertifikası almaya hak kazanan ilk lider notebook markası da ASUS'a ait. Bunların yanı sıra, bambudan ürettiği notebook ile PAS 2060:2010 Nötr Karbon Standardı'nı alan ilk üretici oldu ve 2011 yılında Greenpeace'den "Çevreye En Duyarlı Teknoloji Firması" ödülü aldı.
Green It'den bahsedebilir misiniz? Ne zaman ortaya çıktı, içeriği ve amacı nedir?
Green IT (Yeşil Bilişim), bilgi teknolojilerinin kullandığı kaynaklar, ekipmanlar, tasarım ve operasyonların, bilgisayar ve teknolojik yan ürünlerinin çevreye en az zarar vermesini sağlayan bir teknoloji farkındalığı. Kısa tanımıyla; çevresel olarak sürdürülebilir bilişim. Aslında uzun süredir dünyanın gündeminde olan bu kavram, ülkemizde pandemi ve iklim değişikliği etkilerinin daha ağır hissedilmesiyle birlikte popülerlik kazandı. Somut verilerle ifade edecek olursak; bilgi teknolojileri kaynaklarının tamamı elektrikle çalışan cihazlardan oluşuyor ve bu kaynakların tamamı modern bir ofis binasının elektrik giderlerinin yüzde 35'ini oluşturuyor. BT kaynaklarının salınım yaptığı karbondioksit oranı ise tüm dünya karbon salınımının yüzde 2'sini oluşturuyor. Bu oran tüm dünya havacılık sektörünün kullandığı enerji miktarıyla aynı. Kullandığımız cihazların sayısı arttıkça bu oranın da artacağını öngörmek çok zor değil. Nitekim dünyadaki insan nüfusu son 50 yılda sadece iki katına çıkmışken, elektronik cihazların tüketimi aynı zaman zarfında yaklaşık on kat arttı. Yeşil bilişime dünyadaki iklim krizinin kaçınılmaz bir sonucu olarak, kitlesel bir dönüşüm arzusuyla ihtiyaç duyuyoruz. 90'lı yıllardan itibaren atılan çevreci bilişim adımları, küresel iklim krizinin önüne geçmek için yeterli gelmemiş, bu adımların daha büyük ve uzun vadeli hedeflerle atılması gerekliliği doğmuştur. Söz konusu kötüye gidişatı durdurmak için bireysel çabaların yetersiz kalmasıyla dünya çapında tüm gözler şirketlere ve onların bu konuda atacağı dönüşüm adımlarına çevrilmiş durumda.
Dünyaya verilen zararı en aza indirmeyi hedefleyen ürünlerin özelilkleri neler?
Elektronik cihazların üretiminde çevre için çok zararlı olan bazı maddeler kullanılabiliyor. Ağır metaller, plastik, kurşun, cıva, kadmiyum gibi toksik atıklar doğaya büyük zararlar veriyor. Her gün büyüyen bu elektronik cihaz çöplüğü, çevre için çok büyük bir tehdit anlamına geliyor. Dünyanın en büyük bilgisayar üreticilerinden biri olarak bu durumun farkındayız ve üzerimize düşeni yapmaya gayret ediyoruz. Ürünlerimizi belli kurallar ve standartlar çerçevesinde üretiyor; doğayı korumaya destek olmaya çalışıyoruz. Çevreci ürünler, enerji tüketiminden, üretime kadar birçok konuda doğa dostu teknolojilerle çalışıyor. Ürünler, enerji tasarrufu yapmak için özel olarak tasarlanıyor. Birçok farklı ürün gamında kullanılan bu sistemler yüzde 30 ile yüzde 70 arasında aylık tasarruf sağlıyor. Yüzde 80,23 CPU gücü tasarrufu sağlayan ASUS EPU teknolojimiz de çevreye duyarlı üretimin en iyi örneklerinden biri. ASUS, Avrupa Birliği'nin "enerji tüketen ürünler" (EuP) için çıkardığı çevre dostu yasalar da dahil olmak üzere, uluslararası tasarım yasalarına uymak ve daha fazlasını yapmak için sürekli çalışıyor. Bu çalışmalar enerji tasarrufu sağlayan teknolojiler geliştirerek aşırı elektrik kullanımının frenlenmesine ve bu sayede çevreyi korumaya yardımcı oluyor. ASUS'un geliştirdiği EPU dünyanın ilk donanım temelli, istendiğinde devreye giren yeni nesil otomatik enerji tasarrufu çipi, gelişmiş VRM verimliliğiyle her yük altında, CPU güç kaynağını dijital olarak izleyip otomatik olarak ayarlayan yenilikçi bir güç teknolojisi kullanıyor. Yüksek performans için yüksek güç sağlarken, düşük yoğunluklu programları çalıştırırken yüzde 80,23′e kadar CPU gücü tasarruf ederek çevre korumasına katkıda bulunuyor. Tasarruf edilen elektriği ve azaltılan CO2 miktarını gösteren yenilikçi AI Gear3 ile birleştirilen ASUS EPU yüzde 50′ye kadar artırılmış güç verimliliği sağlıyor. ASUS EPU, çevreye bir başka yolla da katkıda bulunuyor. Bir yıl boyunca aralıksız çalışan tek EPU anakart 33.000 watt elektrik tasarrufu sağlayabiliyor, bu da 20,7423 kg daha az CO2 anlamına geliyor. 10 milyon EPU anakart kullanılırsa, 207.430.000 kg CO2 azaltılabilir. Bir ağacın yılda 12 kg CO2 tükettiği düşünülürse, ASUS dünyaya yılda 17.285.833,33 ağaç eşdeğerinde katkı sağlıyor.
ASUS olarak, dünyanın gerçek çevresel eylemlere ihtiyacı olduğuna inanıyoruz. Enerji verimliliğini artıracak ve çevresel etkileri azaltacak ürünler geliştiriyoruz. 2010 yılında piyasaya sürdüğümüz üretim sürecinde minimum miktarda plastik materyaller kullanılan U serisi Bambu koleksiyonunu ve monitörlerini de buna örnek gösterebiliriz. Cıvasız LED arka ışıklı paneliyle de benzer LCD monitörler ile karşılaştırıldığında büyük tasarruf imkanı sağlıyor. Yılda 37.2 kWh ve 23.6 kilogram CO2'ye eşdeğer, yüzde 45'e varan güç tasarrufu sağlayan Designo serisi, bununla birlikte her yıl 1.9 ağaç dikmeye veya dört kişilik bir aile için neredeyse iki yıl yetecek kadar oksijen üretmiş oluyor.
GreenASUS'un geleceğe yönelik hedefleri neler?
ASUS, kısa süre önce açıkladığı 2025 yılı sürdürülebilirlik hedeflerini "İklim Eylemi", "Değer Yaratımı", "Sorumlu Üretim" ve "Döngüsel Ekonomi" ana başlıkları altında ele alıyor. "İklim Eylemi" hedefi kapsamında; 2025 yılına kadar küresel operasyonlarından kaynaklanan sera gazı emisyonlarını yüzde 50 azaltmayı ve ana ürünlerinin enerji verimliliğini yüzde 50 artırmayı hedefliyor. ASUS, Mayıs 2021'de, yüzde 100 yenilenebilir enerji elde etmek için, küresel bir yenilenebilir enerji girişimi olan RE100'ün üyelerinden biri olduğunu resmen duyurdu. Bu kapsamda, ASUS'un 2030 yılına kadar Tayvan merkezli operasyon merkezlerinde, 2035 yılına kadar küresel operasyon merkezlerinde yüzde 100 yenilenebilir enerji kullanmak da en önemli hedefleri arasında. Her yıl ana ürünlerinin Energy Star kapsamında, yüzde 30 üzerinde enerji verimliliği göstermesini taahhüt eden ASUS, önemli tedarikçilerinin de 2025 yılına kadar karbon yoğunluğu oranlarında yüzde 30'luk bir azalma göstermelerini sağlamak için çalışıyor.
"Döngüsel Ekonomi" hedefleri kapsamında da sürdürülebilir tedariki teşvik etmeyi, ürünlerinde ve ambalajlarında yüzde 100 çevre dostu malzemelerin kullanımını artırmayı hedefliyor. Geçerli ürün gruplarında yüzde 100 uyumluluğa ulaşmak için ISO 27001 Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemi kılavuzlarını takip ederek bilgi güvenliğini sürekli olarak iyileştirmek ve 2025 yılına kadar yeşil ürün gelir oranını yüzde 50'den fazla artırmak da aynı başlık altında hedefleri arasında.
"Sorumlu Üretim" hedeflerine ulaşmak için de tüm süreçlerini ortak değer yaratmak ve toplumda olumlu değişikliklere yön vermek amacıyla iş ortaklarıyla birlikte koordine ediyor. ASUS'un 2025 yılı hedeflerinde; sorumlu iş ortağı olan üçüncü parti tedarikçilerin denetimlerinin yüzde 100'ünü tamamlayarak işçi ve insan hakları için gerekli düzeltici eylemlerin yapıldığından emin olmak ve önemli tedarikçilerin bilgi güvenliği yönetmeliklerine yüzde 100 uyum göstermesini sağlayarak tedarik zinciri genelinde bilgi güvenliğini güçlendirmek bulunuyor. Aynı zamanda ASUS, 2025 yılına kadar tantal, kalay, tungsten, altın ve kobaltın yüzde 100'ünü kalifiye izabe tesislerinden tedarik ederek sorumlu mineraller kullanmayı hedefliyor.
ASUS, "Değer Yaratımı" hedefleri kapsamında, sürdürülebilirlik dönüşüm yolculuğunda, kurumsal büyüme ve inovasyon ivmesi dalgasını yönetmeyi ve yeni bir büyüme eğrisi oluşturmak için yeni ticari pazarları keşfetmeyi hedefliyor. Dijital dönüşüm ve inovasyon çabalarını yüzde 100 artırarak sürdürülebilir değer yaratmayı amaçlayan ASUS, sosyal gelişimi daha fazla teşvik ederek hedefleri doğrultusunda kilit yetenekleri yetiştirmeyi ve istihdama kazandırmayı da 2025 hedefleri arasında koydu. ASUS, 2025 yılına kadar 1000'den fazla yeteneği kazanmak için endüstri/akademi iş birliği projelerini güçlendirecek çalışmalarda bulunacak.
Paris İklim Anlaşması ASUS için ne ifade ediyor?
Daha istikrarlı ve sağlıklı bir gezegen, daha adil toplumlar ve canlı ekonomilerin olduğu bir dünya bırakmayı amaçlayan Paris İklim Anlaşması'nı imzalandığı günden bu yana yakından takip ediyoruz. Ülkemizde de yürürlüğe giren anlaşma, doğa dostu üretim ve karbon salınımını azaltması açısından teknoloji sektörü için oldukça önemli bir gelişme. Türkiye'nin şu an en büyük hedefi bu anlaşmayla birlikte 2053 yılında karbon salınımını nötr hale getirmek. ASUS'un 2011 yılında ürettiği karbon nötr ürünleri mevcut. Paris İklim Anlaşması'yla kullandığımız teknolojinin de karbon-nötr olacağını umuyoruz.
Size göre şirketlerin "sürdürülebilir bir gelecek" için odaklanmaları gereken konular neler olmalı?
Covid-19 sürecinin sürdürülebilirlik için bir milat olduğunu söyleyebiliriz. Pandemi, hepimize sürdürülebilir bir dünya ve yaşamın devamlılığı için düşünce davranış rotamızı değiştirmemiz gerektiğini gösterdi. İş hayatının son iki yılına baktığımızda risk tanımları değişti, genişledi. Önceden şirketlerin temel amacının kar elde etmek, temel sorumluluğunun ise sadece şirket ortaklarına karşı olduğu düşüncesi hakimdi. Şirketlerin temel amacının kar elde etmek olduğu düşüncesi geride kalırken, yeni düzende bu amaç toplumsal çıkarlar ile çatışmayan "kazan-kazan" ilişkisi olarak değişti. Yani, günümüzde sadece şirket ortaklarına karşı değil, toplumsal ortaklarımıza karşı da sorumluluğumuz var.
Covid-19 gibi hiç öngörülmeyen bir krizin tedarik zincirlerini nasıl etkilediğini, tüm sektörlerin bunu yönetmekte ne kadar zorlandıklarını hepimiz yakından gördük. Dolayısıyla, sürdürülebilir bir gelecek için doğayla olan ilişkimizi değiştirmekten başlamamız gerektiğine inanıyorum. Bu konuda tek bir kesim değil devlet politikaları, özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve hatta bireyler kendilerine düşen sorumluluğu almalı. Tüm bu süreç sorumluluğun sadece bir kesimde olmadığının da önemli bir göstergesi ve elbette herkesin sorumluluk düzeyi farklı. Beni en çok umutlandıran ise her seviyede bu konudaki farkındalığın yayılma hızı. Elbette hızlıca aksiyonlara dönmesi de hepimizin takip etmesi ve sorgulaması gereken unsurlar.
Şirketlerin sürdürülebilir bir gelecek için atması gereken en temel adım ise sürdürülebilirliğe bakış açılarını değiştirmeleri. Sürdürülebilirliği bir iş kolu, bir ürün grubu, bir departman gibi yönetmemeleri. Sürdürülebilirlik bir trend değil. İşletmelerin ana amaçlarına yansıtmaları, tüm iş yapış biçimlerine entegre etmeleri gereken yeni bir iş modeli. Şirketler gerçek başarıya, sürdürülebilirlik faaliyetlerini bir yük olarak değil, tüm paydaşların yararlandığı kaynak, uzmanlık, fırsat ve yenilikler bütünü olarak ele aldıklarında ulaşabilirler. Bugün sürdürülebilirlik anlamında çevre, enerji, insan kaynaklarına yatırım yapmayan bir şirketin yaşamını sürdürebilmesi ise çok zor.