Gerçekten tohumu İsrail ve Hollanda'dan mı alıyoruz?

“Tohumu İsrail ve Hollanda’dan alıyoruz” söylemi yıllardır kulaktan kulağa yayılmış ve doğru bilgi olarak kabul edilmiştir. Peki gerçekten öyle mi? Sektör uzmanları bu konuda şaşırtıcı bilgiler veriyor...
25.11.2021 17:20 GÜNCELLEME : 26.11.2021 00:00

Dünyanın en büyük örtü altı (seracılık) tarım sektörü fuarı olan Growtech 20. Uluslararası Sera, Tarım Teknolojileri ve Hayvancılık Ekipmanları Fuarı, "Tohumu Uzmanından Dinleyin" başlıklı panele ev sahipliği yaptı. Yüksel Tohum Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yüksel, Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. S. Ahmet Bağcı ile TSÜAB ve ECOSA Başkanı Yıldıray Gençer'in konuşmacı olarak katıldığı etkinlikte, 70'den fazla ülkeye tohum ihraç eden Türk tohumculuk sektörünün 30 yılda kat ettiği büyük mesafe ile bazı ürün gruplarında dünya ile rekabette değil, birçok ülkeden önde olduğuna vurgu yapıldı. Tohum sektörü hakkındaki son gelişmeler Buket Sakmanlı Apaydın'ın moderatörlüğünü yaptığı "Tohumu Uzmanından Dinleyin" isimli panelde masaya yatırıldı. Panele Yüksel Tohum Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yüksel, Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. S. Ahmet Bağcı ile Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliği TSÜAB ve ECOSA Başkanı Yıldıray Gençer konuşmacı olarak katıldı.

Tohumu uzmanından dinleyin

Panelde ilk sözü alan TSÜAB Başkanı Yıldıray Gençer, Türk tohumunun tarihteki gelişimi hakkında bilgi verdi. Gençer şöyle konuştu: "Gıdanın dolayısıyla tohumun ne kadar önemli olduğunu ve tohuma sahip olanın aslında gıdaya sahip olduğunu pandemi sürecinde gördük. Türk tohum sektörü genç bir sektör. Gelinen noktada Türk tohumculuk sektörü kısa bir sürede başarı hikâyesi yazdı. Bugün itibariyle 70'den fazla ülkeye tohum ihraç ediyoruz. Genç olmamıza rağmen bizden 300 sene önce başlayan ülkelerle rekabet eder hale geldik. 2023 yılında tohum üretimini 1.5 milyon ton olarak hedefledik ve bu hedefe ulaşacağımızdan eminim. Farklı farklı ürün gruplarıyla ilerlerken bazı ürün gruplarında Ar-Ge çalışmasına gerek olduğunu görüyoruz. Devletin bu konuda yapmış olduğu destekler oldukça önemli. Türk tohum sektörü olarak dünya ile yarışır hale geldik. Türk tohumuna kesinlikle güvenin."

Tohumculuk okulu geliyor

Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliği (TSÜAB) olarak çalışmalarını sürdürdükleri Tohumculuk Okulu hakkında da bilgi veren Yıldıray Gençer, "Tohumculuk Okulu ile tüm tarım paydaşlarına tohum hakkındaki bilgileri ulaştıracağız. Ülkemizde maalesef yanlış bilgi çabuk yayılıyor ve biz bunu engelleyemiyoruz. Tohumculuk Okulu ile yanlış ve deforme bilginin önüne geçeceğiz" diye konuştu.

Hollanda ve İsrail ile yarışıyoruz

Yüksel Tohum Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yüksel ise 1980'li yılların ikinci yarısından sonra atağa kalkan Türk tohum sektörünün geriden kalan 30 yılda büyük mesafe kat ettiğini söyledi. 30 yıl önce "Tohumu İsrail ve Hollanda'dan alıyoruz" söyleminin yaygın olarak kullanıldığını belirten Yüksel, "Artık bu söylemi değiştirmek gerekiyor. Özellikle meyvesi yenen sebzelerde örneğin domates, biber, kavun, kabak gibi ürünlerde dünya ile rekabette değil, birçok ülkeden öndeyiz. Bu durumda İsrail ve Hollanda'dan geride değiliz. Hatta bazı segmentlerde onların önündeyiz" dedi. Türkiye'nin ıslah konusunda zayıf, tohumculuk konusunda ise ileri seviyede olduğunu belirten Yüksel, ata tohumu konusuna değindi. Yüksel, "Ata tohumu dediğimiz köy popülasyonlarının çeşitleridir. Bunları korumamız ve sonraki nesillere aktarmamız gerekir. Geleceğimizi ancak geçmiş ile inşa edebiliriz" diye konuştu.

Hibrit ile GDO'yu karıştırmayalım

Selçuk Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Ahmet Bağcı ise ise hibrit tohum konusuna değindi. Türkiye'de GDO (Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar) ile hibrit konusunu karıştırıldığını belirten Prof. Dr. Bağcı, "Dünyada her gün 750 milyon insan hiçbir şey yemeden yatağına giriyor. 2 milyar insan da açlıkla karşı karşıya. Bu kadar aç insanı ancak fotosentez doyuracak. Yediğimiz, içtiğimiz her şeyi fotosenteze borçluyuz. Fotosentez demek bitki demek. Bitki fotosentez yapmazsa biz yaşayamayız. Hibrit konusuna gelecek olursak. hibrit kelimesi arabada markalarında kullanılınca kulağa hoş geliyor, tarım sektöründe kullanılınca insanlar kötüymüş gibi algılıyor. Hibrit demek birim alanından daha fazla verim almak demek. hibriti GDO ile karıştırıyorlar. Hibrit, iki saf hattın melezlenmesiyle üretilen döldür. Mısırdan örnek verelim. Hibrit olmayan bir mısırdan dekar başı 300-500 kilo ürün alırken hibrit olan bir mısırdan dekarda bin ton ürün alırsınız. Evet, hibrit fazla su ve gübre ister. Ama gerekli yetiştirme tekniklerini uygularsanız birim alanda 300 kilo alacağınız yerde bir ton alırsınız. Verim alamazsak o ürün açığını ithal etmek zorunda kalacağız. Hibrit doğaldır ve hibriti GDO ile karıştırmayalım. Eğer hibrit ile ürünlerimizi yüksek oranda üretemezsek, açığı ithal etmek zorunda kalacağız" dedi.

BİZE ULAŞIN