PARA ARAŞTIRMA/ GÜZİDE YÜLEK Her şey sosyal medyadaki bir paylaşım ile başladı. Öyle ki "Sabah partisi" konseptli viral olan bu video, eğlence sektörünün yeni yıldızı olmaya aday. Hillside City Club'ın Slow Cafe ile ortak düzenlediği ve beklenenden çok daha fazla talep gördüğü bu trend, sabah saatlerinde DJ eşliğinde içkisiz ve dans üzerine kurgulanmış. Bu yeni eğlence konseptine ilgi öylesine büyük olmuş ki birçok kişi mekana sığmadığı için sokak ortasında uzun kuyruklar oluşturmuş. Mekan sahipleri bu şaşırtan ilgi ve talep üzerine ikinci partiyi 24 Aralık'ta düzenlediler. Üstelik, yoğun bir sponsor desteğiyle. Gelelim dalga dalga yayılan bu akımın nasıl doğduğuna ve ekonomisine…
DOĞUM YERİ İNGİLTERE
İlk olarak 2013 yılında Londra'da Morning Gloryville ile sabah 06.30'da başlayan bu akım, alkol yerine kahve, taze sıkılmış meyve suyu ya da çay çeşitleriyle danslı sabah partilerinin önderi olmuş. Ardından konsept biraz daha gelişip DJ performanslarına ek olarak profesyonel dansçılar, kostümler ve sahne dekorlarıyla boyut atlamış. Londra'da başlayan eğlenceli sabah cafe buluşması New York, Amsterdam, Sydney ve Tokyo'ya kadar uzanmış.
Akıma eklenen ikinci halka Amerika New York'ta Day Breaker'ın düzenlediği etkinlik, New York'ta sabah 06.00'da başlayıp yoga, meditasyon gibi dinlendirici etkinliğin ardından 07.00 gibi yerini müzik ve dansa bırakıyor. Day Breaker, halen 25'in üzerinde şehirde etkinlik düzenlemeye devam ediyor ve sabah dans kültürünün öncülerinden olmayı sürdürüyor.
ENERJİK SABAHLA EKONOMİK POTANSİYEL
Henüz yeni olsa da ülkemizde de yoğun ilgi gören bu konseptte, alkolün olmaması, sabah saatlerinde enerjik bir başlangıç yapma imkanı ve sosyal bağlantılar kurma fırsatı gibi özellikleri nedeniyle günlük yaşama pozitif etki yapıyor. İş dünyası ve girişimciler için yeni bir fırsat kapısı açan DJ'li alkolsüz, sağlıklı yaşam partileri, yalnızca eğlence anlayışını değiştirmekle kalmayıp aynı zamanda yeni bir ekonomik ekosistem oluşturma potansiyeli de taşıyor. Özellikle metropol şehirlerde yaşayanların ilgisi yoğun. Çoğunlukla 25-45 yaş arası, sağlık bilincine sahip, şehirli ve orta-üst gelir grubuna mensup kişiler bu partilere katılıyor. Grup sağlıklı yaşam alışkanlıklarına ve sosyal etkileşime değer veriyor. Özellikle beyaz yakalı çalışanlar, gün içinde yoğun geçen iş temposundan önce güne enerjik bir başlangıç yapmak için bu tür etkinliklere yönelebilme potansiyeli taşıyor.
Son yıllarda istikrarlı bir büyüme gösteren küresel sağlıklı yaşam ekonomisinin gelecek vaat ettiği göz önüne alınırsa bu konsept partilerin de hem girişimcisine hem de ekonomiye katkısının çok olacağı söylenebilir. Çünkü sağlık ve sağlıklı yaşam pazarının 2030 yılına kadar 5.446,44 milyar dolar büyüklüğüne ulaşacağı ve yüzde 5.8'lik bileşik yıllık büyüme oranı sergileyeceği öngörülüyor.
ERKEN DAVRANAN MARKA OLUR
Her trendde olduğu gibi bu Coffe Club parti konseptinde de adımı ilk atanlar markalaşıp pastadan büyük pay kapma potansiyeline sahip. Bu iş modelinin Türkiye için bir ekonomik büyüklüğünden söz etmek henüz erken çünkü trend başlayalı birkaç hafta oldu. Ancak İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerde geniş bir kitle şimdiden bir sonraki partinin ne zaman olacağını soruyor. Yeni trend girişimciler için düşük maliyetli ancak yüksek karlı bir iş fırsatı sunuyor.
Londra'da düzenlenen Morning Gloryville gibi etkinliklerde partiye giriş bilet ile gerçekleşiyor. Bilet fiyatları 15-30 Pound arasında değişirken Türkiye'de henüz oturmuş bir sistem yok. Coffee Club partilerini uygulayan her cafe, kendine göre bir sistem belirliyor. Bilet ile giriş olabileceği gibi sadece mekanda tüketilen yiyecek ve içecek satışından da hatırı sayılır bir gelir elde etmek mümkün. Yanı sıra sponsorluk gelirlerini de hayli cazip. Spor markaları, sağlıklı yaşam ürünleri üreticileri ve teknoloji firmaları gibi markalar bu tür etkinliklerde görünürlük kazanmak için sponsor olabiliyor. Sponsorların katkıları organizasyon gelirlerinin yüzde 20-30'una kadar ulaşabiliyor. Ayrıca etkinliklerin sosyal medyada yayılmasıyla katılımcılar tarafından oluşturulan içeriklerin viral etkisi de reklam geliri sağlayabilir. Özel yayın ve videolarla, ücretli üyelik sistemlerinin de ek gelir yaratabileceğini hatırlatalım.
Bu yeni iş modelinin yeni istihdam olanakları sağlayacağı da belirtiliyor. DJ'lerden yoga eğitmenlerine, sağlıklı yaşam ürünleri tedarikçilerinden mekan işletmecilerine kadar birçok sektöre gelir ve istihdam kapıları açabileceği ifade ediliyor.
Daha önce de belirttiğimiz gibi henüz sistem yeni olduğundan net rakamsal bir veri olmamakla birlikte, DJ ve ekipman kiralama, mekan kirası, sağlıklı yiyecek ve içecekler, pazarlama ve reklam gibi giderler düşüldüğünde etkinlik başına ortalama yüzde 40 kar marjı ile sürdürülebilir bir iş modeli olduğu söyleniyor.
Hali hazırda İstanbul, Ankara ve İzmir'de birçok cafe'de sadece sabah değil gün içinde farklı saatlerde aynı konseptte danslı parti duyurularına rastlayabilirsiniz. Mekanlar instagram hesaplarında parti duyurularını paylaşıyorlar.
Hillside City Club-Slow Morning Cardio Party
Yutdışında trend haline gelen Coffe Club partilerini İstanbul'da ilk duyuran marka Hillside City Club oldu. "Hillsider Morning Out" etkinliği kapsamında sabah saat 08:00'de düzenlenen bir koşunun ardından DJ Tankut Karakut eşliğinde Slow Bebek'te bir saatlik bir parti gerçekleştirildi. Etkinliğe toplamda 70 kişi katılırken, Hillside üyelerinin yanı sıra dışarıdan misafirlere de açık olarak organize edildi. Hillside'ın Bebek'teki koşu parkurunun üstünde olduğu için Slow Cafe ile işbirliği yapan marka, yenileri için şimdiden kolları sıvamış durumda. Etkinlik için işbirliği yapan Slow Cafe, ilginin bu derece olacağını önceden kestiremediklerini belirtiyor. Mekanın işletmecisi Nehir Işıkoğulları, "İlk etkinliği para kazanmak için yapmadık. Ama umduğumuzun da üstünde bir ilgi gördük. Mekan iğne atsanız yere düşmeyecek kadar kalabalıktı, bir o kadar kalabalık da dışarıdaydı. Bundan sonrasında da sponsorlarla ilerleyeceğiz. Ne kadar bir kar sağlıyoruz o zaman göreceğiz" diyor. Slow Cafe, ikinci buluşmayı bir sponsor eşliğinde 24 Aralık'ta Boğaz manzarası eşliğinde düzenledi. İlgi yine yoğundu.
Cafe cafe gezen Koffein Club Radio
Müzisyen Ezgi Yelen tarafından kurulan Koffein Club Radio, İstanbul'un farklı kahve dükkanlarını ve elektronik müzik tutkunlarını birleştiriyor. Nedir bu Koffein Club Radio? Ezgi Yelen şöyle cevaplıyor: "Kısaca gündüz kahvelerimizle partilememiz; bu bir format veya konsept değil, bu bir ihtiyaç. Londra'da ve LA'de doğdu bu yaz. Kahve dükkanlarında ve matcha dükkanlarında partiler başladı. Bu kadar ilgi görmesinin sebebi de insanların kahveleriyle, tişörtleriyle, şapkalarıyla kasmadan eforsuz şekilde eğlenebiliyor olmaları. Bunun için illa bir gece kültürüne ihtiyaç duymuyor olunması. Random partiler herkesin hoşuna gider. O yüzden bu yepyeni bir kültür aslında. Yani kulüp kültürü değişiyor ve kahve ile elektronik müzik bence inanılmaz uygun birbirine. Buradan doğdu aslında. Cihangir'de biz lokal olarak başladık bu partileri yapmaya. Daha sonra diğer kahve mekanlarında sırayla çalmaya başladık." Koffein Club Radio, Cihangir 9Kahve'deki etkinlikten sonra Melly Coffeeco'da, Kalamış Duende Art Cafe'de ve MittsSuadiye'de bu konseptte insanları buluşturdu, buluşturmaya da devam edecek.
Das Cafe İstanbul ile her saatte partili eğlence
Her ne kadar sabahın ilk ışıklarıyla düzenlendiği için öne çıksa da Göktürk'te hizmet veren Das Cafe, partinin saatinin olmadığını savunanlardan. Ağustos ayında soft opening yapan, eylül ayında ise bünyesine pilates, yoga gibi etkinlikleri katan Dask Cafe, "dans etmek için geceyi beklemeye gerek yok" diyerek 12 Aralık'ta partili konsepti de bünyesine kattı. Her ne kadar öğle saatlerinde düzenlenmiş olsa da matcha'lı, kahveli ve müzikli bu partiye ilgi hayli yoğun olmuş. Devamı da 29 Aralık'ta 13.00-17.00 arası düzenledikleri parti ile gelmiş. Görünen o ki, müzikli, sağlıklı atıştırmalı ve matchalı, kahveli bu etkinlikler hız kesmeden sürecek.
Fenomenden 80'ler 90'lar konsepti
İnstagramda 3.9 milyon takipçisi olan ve temizlik, sağlıklı beslenme ve kahve tutkusuyla tanınan Cem Özkök, geçtiğimiz günlerde Bostancı Altıntepe'de bir arkadaşı ile ortak Hemm İstanbul adında bir cafe açtı. Cafe'sinde de tıpkı instagram hesabında olduğu gibi her şey sağlıklı; atıştırmalıklar, Hemm markasına ait ürettirdiği özel fermente kahve çeşitleri ile hizmet veriyor. Cafe henüz yeni açılmış olsa da ilgi oldukça büyük. Yer bulmak neredeyse imkansız. Instagram paylaşımlarında "Burası benim evim. Kendi evimde ne yiyor içiyor, misafirlerime ne ikram ediyorsam aynı temizliği ve titizliği burada da sürdürüyorum. O yüzden evim diyorum, gelenler de misafirlerim" diyor Cem Özkök; mekanına gelen konuklarıyla sohbet ediyor, yakından ilgileniyor. Plaklara ve nostaljiye tutkunluğuyla da tanınan ünlü fenomen, Hemm İstanbul'da 80'ler Türkçe müzikli parti düzenleyip günümüz Coffee Club akımına yeni bir pencere açarak ayak uyduruyor.
