İnsanlar zamanlarının neredeyse yüzde 90'ını kirletici konsantrasyonları, dış mekânlara göre 2 ila 5 kat hatta bazı durularda 100 kat daha yüksek olan iç mekânlarda geçiriyor. Yüksek katlı plazalarda bulunan kalabalık hatta camı bile açılamayan ofisler de kirletici konsantrasyonların yüksek olduğu mekânlar arasında yer alıyor.
Sağlığı olumsuz etkiliyor
Ofislerde havanın doğru yönetilememesi çalışanların sağlığını ve performansını olumsuz etkiliyor. Çünkü kötü bir iç mekân havası; baş ağrısı, baş dönmesi, yorgunluk ve solunum problemleri gibi sağlık sorunlarına neden oluyor. Ayrıca çalışanların performanslarını da olumsuz etkiliyor.
Çalışanların bilişsel işlev performansı 2 kat düşüyor
Harvard Halk Sağlığı Okulu tarafından yapılan araştırmaya göre iç mekân hava kalitesi kötü olan ofislerde çalışanların bilişsel işlev performansı, iç mekân hava kalitesi iyi olan ofislerde çalışanların bilişsel işlev performansından 2 kat daha düşük oluyor.
"Ofislerin iç mekân havasını doğru yönetmek yani iklimlendirme sistemleri ile iç ortam havasını yüzde 100 taze hava ile şartlandırmak çalışanların sağlığı ve performansı açısından kritik önem taşıyor" diyen Hifyber Genel Müdürü Ahmet Özbecetek, iklimlendirme sistemlerinde güvenli filtrasyonun önemine dikkat çekerek,
"İç mekân hava kalitesi, işyerlerinde ki en önemli sorunlar arasında yer alıyor. Çünkü kötü hava kalitesi, bir dizi sağlık sorununu da beraberinde getiriyor. Bu durum aynı zamanda üretkenliğin azalmasına ve devamsızlıkların artmasına da neden olabiliyor. Bu nedenle ofislerde güvenli çalışma ortamı oluşturmak için iklimlendirme sistemlerine ihtiyaç duyuluyor. Ancak iklimlendirme sistemlerini doğru yönetemediğinizde sorun devam ediyor. İklimlendirme sistemleri ile havayı güvenli bir şekilde şartlandırmak için hava filtrelerinde geleneksel filtre yerine nanofiber kaplı hava filtresi kullanmak ve filtrelerin periyodik bakımını aksatmamak gerekiyor" dedi.