Kararsızlara son karar için rehber -2-

Üniversite tercih dönemi 8 Ağustos’ta bitiyor. Ne okumak ve hayatta ne yapmak istediğini iyi bilen idealistleri bir kenara koyalım, ancak çoğu öğrenci ne okursa daha parlak bir geleceğe sahip olabileceği konusunda kararsızlık yaşıyor. İşte bu dosya kararsızlar için… (2. Bölüm)
01.08.2023 12:17 GÜNCELLEME : 01.08.2023 12:17

PARA ARAŞTIRMA/ ÜRÜN DİRİER Rektörler ve eğitim uzmanları, gençler için altın değerinde tavsiyeler paylaştı. En çok ihtiyaç duyulan meslekleri, işsiz bırakmayacak bölümleri, geleceği parlak işleri, en kıymetli uzmanlıkları, havada kapılan yetkinlikleri ve yeni açılan bölümleri masaya yatırdık…

TÜRKİYE SANAYİSİNDEKİ TRANSFORMASYON YÖNELİMLERİ DEĞİŞTİRİYOR

Gebze Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Öğretim Üyesi ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Göktürk, "Türkiye'de popüler olacak meslekler, dünyadaki ile paraleldir. Dolayısı ile ülkemiz dünyadan izole bir işgücü tablosuna sahip değildir. Bunlar arasında bilişim, insan-makine-robot entegrasyonu, yönetim, sanat, tıp ve biyoteknoloji, tasarım gibi alanlar önde gibi görünmekle beraber geleneksel mühendislik ve fen alanları yahut hukuk ve diğer yönetim bilimleri dalları, her zaman olduğu gibi belirli potansiyele sahiptir. Eğitim alanında eğitim transformasyonu nedeniyle öğretmenlik mesleğinin gelecekte nasıl bir evrim geçireceği ise tartışma konusu" dedi. Bilişim teknolojileri, birçok mühendislik alanı, tıp gibi alanların yanında, havayolu işletmeciliği gibi eğitimlerin yeni dönemde öne çıkacağını ifade eden Göktürk, şunları aktardı:

"Yeni dönemde rutin işlemlerin çok önemli derecede otomasyon ile yapılacak olması nedeniyle yaratıcı ve karar vermeye dayalı, yenilik üretebilen meslek yeteneğine sahip olan kişiler daha çok öne çıkacaklar. Rutin işleri yapmaya dayalı bilgi ve beceriye sahip olanlar ise zamanla kendilerini geliştirerek farklı alanlarda çalışmaya zorlanacaklardır. Küresel etkileşim artıkça işgücü rekabeti artacaktır. Diplomadan daha çok yetenekler ön plana çıkacak olduğundan yetenekleri geliştirici bir eğitim alınması, üniversite ile birlikte kendi kendine yeni yetenekler kazanılması ve portföy oluşturulması büyük önem taşımaktadır."

Türkiye sanayisinin bir transformasyon sürecinden geçmesi sebebiyle "satış" odaklı mühendislikten "geliştirme" faaliyeti içeren mühendisliğe bir yönelim olduğunu kaydeden Göktürk, "Kendini geliştirmiş, literatürü takip edebilen, öğrenebilen ve üretebilen personel kritik öneme sahip. Tüm dünyada da bu durum giderek artmakta olup, belirli uzmanlık alanları yerine bilgi elastikliğine sahip olan ve proje odaklı çalışabilen işgücü, buna ilişkin yetenekler daha ön plana çıkıyor" dedi.

OYUN TASARIMI VE E-TİCARET DİKKAT ÇEKİYOR

Beykoz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Durman, günümüzde iş dünyasının ve toplumun ihtiyaçlarının hızla değiştiğine, bu ihtiyaçlar doğrultusunda mesleklerin dönüşerek yeni mesleklerin ortaya çıktığına işaret ederek, "Üniversite bünyesindeki tüm programlar sektörlerin ihtiyaç duyduğu alanlara göre şekillenen ve uygulama ağırlıklı olan programlardı. Örneğin bir önceki yıl açılan E-Ticaret ve Pazarlama önlisans programımız son derece dikkat çeken bir bölüm. Bildiğiniz gibi dijitalleşmenin etkisiyle kurulan e-ticaret platformları pazarda hızla büyüyor ve küresel ölçekte bir etki yaratıyor. Yaşanan bu gelişmelere paralel olarak e-ticaret, hızla büyüyen bir kariyer alanı olarak karşımıza çıkıyor. Bir diğer programımız, Dijital Oyun Tasarımı. Ülkemizde, oyun sektörü ciddi bir ivme yakalamış durumda. Sektörün bu yükselişi, istihdam alanı da oluşturuyor. İyi bir oyun tasarımcısının yaşamın bütün alanlarına değebilmesi gerektiğini düşünerek verdiğimiz öğretim-eğitimle okumayı, araştırmayı ve tartışmayı seven hem kod yazabilen hem de tasarım bilgisi ve kültürüyle donanmış nitelikli gençler, meslek uzmanları yetiştirmek için gayret ediyoruz" dedi.

HEM TARIMDA HEM DE TARIMDA ALGORİTMALAR DEĞİŞİYOR

Dünyada üretimin sürdürülebilirlik temelinde olacağı yeni bir çağın başladığını ifade eden Nörobiyolog Can Kayacılar, "Bu çağda tarımda da gıdada da her türlü algoritma değişiyor. Bir hammaddeden tek bir ürün üretim ve atık oluşturma yerine, bir hammaddeden en az dört-beş farklı ürün üretim ve sıfır atığa giden bir üretim modeline gidiliyor. Bu süreçlerin tamamında özellikle biyoteknoloji ve biyomühendislik alanlarında yetişmiş insanlara ihtiyaç var. Bu kapsamda özellikle biyomühendislik ve biyoteknoloji alanları çok önemli bir değere kavuşacaktır. Bu alanlarda özellikle biyoreaktör teknolojisinin gelişmesiyle her türlü temel gıda hammaddeleri üretilebilecek. Gıda sanayinin kullandığı sitrik asit, tükettiğimiz yağlar, vitaminler, omega-3 gibi çok farklı gıda takviyelerinin ham maddeleri hep biyoreaktörlerde mayalara, bakterilere ya da alglere ürettirilebilecek" dedi. Bunun haricinde gen düzenleme teknolojilerinin gelişmesi ile istediğimiz enzim ve etken bileşenleri mayalara, bakterilere ya da alglere genetik mühendislikle ürettirilmesini mümkün olacağını ifade eden Kayacılar, şöyle konuştu:

"Böylece sürdürülebilir üretimin sağlanması gerçekleştirilecektir. Bu kapsamda özellikle biyomühendislere, moleküler biyologlara, genetik mühendislerine ve biyoteknologlara çok büyük ihtiyaç var. Geleceğin mesleklerinin başında bu bilim dalları geliyor. Burada geliştirilecek biyoreaktör sistemlerinin kontrolü özellikle yapay zekâ teknolojileri ile destekleneceği için yapay zeka alanında da çok hızlı ilerlemeye ihtiyaç var. Bu kapsamda yapay zekâ alanında çalışacak bilgisayar mühendislerine, mekatronik mezunlarına ve yapay zeka alanında özelleşmiş bir bölümden mezun insanlara ihtiyaç çok fazla olacaktır."

MESLEKLE MODİFİYE EDİLECEK

Tıp, biyoloji ve sağlık gibi insan sağlığı odaklı mesleklerin güncelliğini her zaman koruyacağını ifade eden Tıbbi Biyoloji ve Genetik Uzmanı Prof. Korkut Ulucan, "Değişen dünya düzeni ile psikoloji ve toplum sosyolojisi gibi meslekler, beslenme ve diyetetik gibi bölümler, yazılım mühendisliği ve veri madenciliği gene güncelliklerini koruyacaktır. Yeni mesleklerin ortaya çıkmasından ziyade, her meslek grubunun kendini ve müfredatını güncelleyeceğini düşünüyorum. Türkiye'de özellikle halen sağlık alanında yeterli kriterlerde gerekli insan gücüne sahip olmadığımız fikrindeyim. Ancak bilgi teknolojileri gibi, sağlık alanında biyoinformatiğin ön planda olacağı modifiye meslek grupları olacağı, yeni bölümlerden ziyade üniversitelerde güncelleme yapılacak bölümlerin gene popüler olacağı kanaatindeyim" dedi.

HER YIL 55 BİN TÜRK ÖĞRENCİ OKUMAK İÇİN YURTDIŞINA GİDİYOR

Türkiye'den her yıl 55 bini aşkın öğrenci, yükseköğrenim için yurtdışına gitmeyi tercih ediyor. Bu öğrencilerin en çok tercih ettiği ülkeler arasında İngiltere başı çekerken, öğrenim görmek için en çok tercih edilen bölümlerin başında ise İşletme geliyor. Ekonomi ve İşletme eğitimi almak isteyen Türk öğrenciler, bu eğitim için İngiltere, ABD ve Kanada üniversitelerine öncelikli olarak yönelirken, mühendislik eğitimi için ilk tercih edilenler ise Alman üniversiteleri oluyor. Son dönemde uygun fiyatları ve yaşam koşulları nedeniyle sınavsız olarak mühendislik eğitimi veren Polonya, Macaristan ve Malta üniversiteleri de öne çıkıyor. Türk öğrenciler alan tercihlerinde Psikoloji, Dijital Pazarlama, Bilişim Teknolojileri, Mimarlık ve Uluslararası Hukuk bölümlerine yöneliyor. Yurtdışı eğitim konusunda uzmanlaşmış İngiltere merkezli Türk kuruluşu First Edumate Kurucusu Kerem Öziş, yurtdışında öğrenim görmek isteyenlerin en çok dikkat etmeleri gereken konuların başında güvenilirlik ve doğru tercihler yapma olduğunu belirtiyor. Öziş, yurtdışında yükseköğrenim görmek isteyen öğrencilerin yıllık toplam maliyetlerinin ülkeden ülkeye değiştiğini ve bazı ülkelerin gelen öğrencilere yasal olarak part-time çalışma imkanı sunduğunu da kaydederek şunları söyledi:

"Bir öğrencinin yıllık toplam maliyeti değişkenlik gösterse de ortalama olarak 10 bin Amerikan Doları'ndan başlıyor. Yurtdışında üniversite eğitimleri Türkiye'deki gibi sadece Eylül ayında başlamıyor, yıl içerisinde birden fazla başlama dönemlerinde bu üniversitelere kayıt yaptırarak zaman kaybı önlenebiliyor."

"İNOVATİF DÜŞÜNEBİLEN GENÇLER SAĞLIK ALANINDA BAŞARILI OLUR"

Prof. Dr. Güner DAĞLI / SANKO Üniversitesi Rektörü

İnovatif düşünebilen ve düşündüklerini uygulamaya dönüştürebilen gençlerin sağlık alanında ilerleyebileceği ve temel bilimlerde başarı kazanabileceği düşüncesindeyim. Sağlık sektörünün geleceğinde kişiselleştirilmiş tıbbın ki bunun içerisinde kişisel ilaç üretiminin, mikrobiyolojinin, epidemiyolojinin önem kazanacağı aşikâr. Genetik çalışmaların daha de şekilleneceği, geriatri, moleküler biyoloji, biyomühendislik, yapay organ üretmeye yönelik çalışmalar özellikle yapay zekanın daha yaygın kullanımı ve tıp alanına verdiği destekle daha da tercih edilir hale gelecektir. SANKO Üniversitesi olarak sağlığın her kademesinde sağlık profesyonelleri yetiştirmek üzere yola çıktık. Ameliyathane Hizmetleri, Anestezi, İlk ve Acil Yardım ile Tıbbi Görüntüleme Teknikleri Bölümlerinde eğitimlerin verildiği Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulumuz, Tıp Fakültemiz, Beslenme ve Diyetetik, Fizyoterapi ve Rehabilitasyon ile Hemşirelik Bölümlerinden oluşan Sağlık Bilimleri Fakültelerimiz yanında Lisansüstü Eğitim Enstitümüzde Biyoistatistik alanında doktora, Moleküler Tıp, Hemşirelik, Biyolojik ve Biyomedikal Bilimler, Fizyoterapi ve Rehabilitasyon, Tıbbi Mikrobiyoloji yanında bu yıl Tıbbi Biyokimya ile Beslenme ve Diyetetik Yüksek Lisans Programlarımızı açtık. Sağlık ve sağlıkla ilgili alanlara, multidisipliner çalışmaların yapılacağı mühendislik gibi alanlara da ihtiyacımız var.

"ÖĞRENCİLERİMİZ YENİ İLAÇ KEŞİFLERİ İÇİN ÇALIŞACAKLAR"

Prof. Dr. Serdar DURDAĞI / Bahçeşehir Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı

Fakültemiz mezunları kişisel eczane açabileceği gibi hastanelerde klinik eczacı olarak da çalışabilirler. Ayrıca ilaç ve kimya sanayii alanlarında, kozmetik firmalarında, adli tıp kurumlarında, ecza depolarında da istihdam edilebilirler. Bunların dışında preklinik ve klinik ilaç araştırma-geliştirme (Ar-Ge) laboratuvarlarında görev alabilirler. Fakültemizde özellikle yapay zekâ mühendisliği ve yazılım mühendisliği bölümleri ile ortak çalışmalar yapılarak her mezunumuzun bir programlama diline hâkim olmasını sağlayacağız. Böylelikle özellikle bilgisayar destekli ilaç tasarımı ve yapay zekâ tabanlı yaklaşımlar ile yeni ilaçların keşifleri alanlarında çalışmalar yapan ulusal ve uluslararası akademik ve endüstriyel laboratuvarlarda çalışma olanakları da bulunacaktır. Ülkemizdeki bitki çeşitliliği düşünüldüğünde doğal ilaç hammaddesi keşifleri konusunda çalışmalar mesleğimizin önemli bir alanını oluşturuyor. Günümüzde endüstrileşme ve artan çevre kirliliği nedeniyle maruz kalınan ekzojen maddelere maruziyetin insan sağlığı açısından yan etkilerini toksikolojik açıdan değerlendirmek ve dünyaya benzer şekilde yasal düzenlemeleri yapmak mesleğimizin oldukça önemli diğer bir alanıdır. Fakültemizde bilgisayar destekli ilaç geliştirilmesi, yapay zeka tabanlı moleküler simülasyonlar, yeni ilaç keşifleri, doğal ilaç hammaddelerinin keşifleri ve aşı çalışmalarına önem veriyoruz.

"KANSAS ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ İLE ÇİFT DİPLOMA ANLAŞMAMIZ VAR"

Prof. Dr. Kadir Emre GÖKYAYLA / Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı

Fakültemiz, klasik hukuk eğitiminden ödün vermeden, dünyadaki teknik ve hukukî gelişmelere paralel olarak kendisini sürekli yeniliyor. Açılması zorunlu olan temel derslerimize ilâve olarak yapay zekâ hukuku, kadın hakları, fikrî haklar, deniz ticareti, milletlerarası tahkim, blokzincir hukuku, spor hukuku, hukuki yönleriyle tarım, gıda ve göç, e-ticaret, sosyal medya ve internet hukuku, tüketici hukuku, üzerinde özel olarak durulan konulara örnek olarak verilebilir. Öğrenim hayatı boyunca öğrencilerimiz, zorunlu ve seçmeli dersler haricinde, arzu ettikleri takdirde fikri ve sınai haklar, tüketici hukuku, aile hukuku gibi sertifika programlarına katılabiliyor. Ortalaması yüksek olan ve talep eden öğrencilerimize, başarı sıralaması da dikkate alınarak yapılan seçime göre, MLA College (Plymouth-UK) Sürdürülebilir Denizcilik Operasyonları Bölümü'nden ikinci bir diploma alma imkânı tanınıyor. Seçilen öğrencilerimiz tam burslu, diğer öğrencilerimiz ise indirimli olarak sözü edilen eğitimden yararlanabiliyor. Fakültemiz bu yıl Kansas Üniversitesi Hukuk Fakültesi ile çift diploma anlaşması yaptı. Buna göre, öğrencilerimiz Üniversitemizden lisans, Kansas Üniversitesinden yüksek lisans diploması alabiliyor ve ABD'nin önemli bazı eyaletlerinde avukatlık sınavına girme hakkı kazanıyor. Bu anlaşma ile amacımız, sadece öğrencilerimizin yabancı bir hukuk sisteminiz tanımazı veya kültürel olarak kendilerinizi geliştirmesi değil, aynı zamanda Türkiye'yi ve Türk müvekkilleri yurt dışında temsil etme imkânını kazanmalarını istiyoruz.

SEÇİLEN ALANIN DİĞER DİSİPLİNLERLE İLİŞKİSİ ÖNEMLİ

Koç Üniversitesi'nin yaptığı açıklamaya göre, önümüzdeki yıllarda insanlığı ve toplumları en çok etkileyecek yeni buluşlar sosyal bilimler, insani bilimler, temel bilimler, mühendislik ve tıp alanlarının kesişimlerinden ortaya çıkacak. Dolayısıyla öğrencilerin hangi bölüm çatısında kayıtlı olduğundan ziyade, seçtiği alanı diğer disiplinlerle ilişki içerisinde nasıl ele alacağı daha büyük bir önem teşkil ediyor. Koç Üniversitesi Tıp, Mühendislik, Fen, İnsani Bilimler ve Edebiyat, İktisadi ve İdari Bilimler, Hukuk ve Hemşirelik ile öne çıkıyor. Öğrencilere çift anadal yaparak ikinci bir lisans diploması alabilmenin yolunu açan üniversite, burslu öğrencilerin burslarını bir sene daha uzatarak onları teşvik ediyor.

"EN ÖNEMLİ İHTİYACIN GIDA OLDUĞUNUN FARKINA VARDIK"

Tolga BİLDİRİCİ / GOSB Teknopark Genel Müdürü

Pandemi, orta uzun vadede nelerin ön plana çıkacağının bir fragmanını da gösterdi. Bugüne kadar hep elimizin altında ve her zaman ulaşılır olarak düşündüğümüz ama aslında öyle olmayacağının farkına "gıda sektörü" ile vardık. Her ne kadar, öncesinde ticaret savaşları ile başlayıp pandemide doruk noktaya çıkan ve kısa dönemde de çözülecek gibi durmayan çip üretiminin yetersizliği, her şeyi makineler, robotlar veya yazılımlarla çözmeye çalışmanın önünde ciddi bir engel teşkil ediyor gibi görünse de aslında bu geçici ve kısa dönemli bir sorun. Ancak uzun vadede logaritmik olarak gelişen bu alan, liderliği elinde tutacak olmasına rağmen doğası gereği belirli bir noktadan sonra az iş gücüne ihtiyaç duyacak. Bu da şu an duyulan insan kaynağı ihtiyacının azalması demek olacak. Elbette teknolojinin geldiği bu noktada tamamen ani değişiklik olacağı gibi sığ ve irrasyonel bir varsayımda bulunmuyorum. Ama son dönemde hem her kullandığımız cihazı "akıllı" yapmaya aşırı odaklılık ile Maslow ihtiyaç piramidinin en altındaki ama en önemli ihtiyacımız gıdayı hem de otomasyon ve dijitalleşmenin belirli bir zaman sonra doğası gereği daha az insan kaynağı ihtiyacını ne yazık ki görmezden geldik.

"ÜNİVERSİTE VE BÖLÜM İSİMLERİNE ODAKLANMAK ARTIK GERÇEKÇİ DEĞİL"

Dr. Onur İLHAN / Etki Yatırımı Danışma Kurulu EYDK Genel Sekreteri

Pandemide pek çok gencimiz, kendi çabalarıyla ve internetin sunduğu nimetleri aktif kullanarak, daha okurken kariyer yolculuklarına başlama fırsatı yakaladılar. Bu kariyerlerin de sivil toplum, start-up ekosistemi, bilginin üretimi ve paylaşımı gibi daha yenilikçi ve esnek alanlarda yoğunlaştıkları söylenebilir. Yine sürdürülebilirlik, pozitif sosyal ve çevresel etki odağı, iklim eylemi, sosyal girişimcilik gibi anahtar kelimeler de tüm sektörleri yatayda kesen mega eğilimlerin habercisi oldular. Bu anahtar kelimeler, yakın zamana kadar sadece hayırseverlik, halkla ilişkiler ve kurumsal sosyal sorumluluk başlıkları altında tali iş ve projelere konu oluyordu. Ancak değişim çok hızlı ve radikal oldu. Dolayısıyla entegre raporlama, etki ölçümü ve yönetimi gibi yetkinlikler artık her sektörün talep ettiği bir hal aldı. Sürdürülebilirliği varoluş amaçlarının ve iş yapış şekillerinin temeline koyamayan işletme ve kurumların gelecek on yıllarda mevcut konumlarını koruma ya da büyüme şansları da hayli azaldı. Bu minvalde üniversitelerimizin öncelikle atabilecekleri adım, etki ölçümü ve yönetimi alanında doğru paydaşlarla iş birliğine giderek sertifika programları, lisans ve lisansüstü dersler oluşturmak ve staj imkanları yaratmak olabilir. Üniversite ve bölüm isimlerine odaklanmak ya da geçmiş başarıyı geleceğin teminatı olarak almak, artık çok da gerçekçi bir yaklaşım değil. Kişisel gelişimin yeni bir boyut kazandığı, rekabetin gerçek manada küresel ölçeğe taşındığı, sürdürülebilirliğin büyük bir paradigma değişikliği yarattığı günümüzde, istek ve ihtiyaçlar artık bambaşka bir boyuta ulaştı. Öğrencilerimizin bu çerçevede geleceğe hazırlanmaları, Türkiye'nin geleceği için de elzemdir.

"MULTİ-DİSİPLİN SAHİBİ OLMAK DAHA KIYMETLİ"

Faruk İNALTEKİN / Bilkent Cyberpark Genel Müdürü

Neredeyse tüm firmalar teknolojik altyapı yatırımlarını artırırken; dijital alana yönelik meslekler, belirgin bir şekilde aranan hale geldiler. Olaya bu perspektif ile yaklaşıldığında, yazılım mühendisliği, bilgisayar, elektrik-elektronik mühendisliği, veri bilimi, dijital ve görsel sanatların öneminin artmış durumda olduğu yorumunu yapabiliriz. Öte yandan tüm bu disiplinlerin birer araç olduğunu, bu araçları ihtiyaca yönelik doğru kullandığınız ve üretken fikirlerinizi bu bilgilerinizle birleştirdiğinizde ve bu amaç uğruna ancak çok çalıştığınızda güçlü bir fark yaratabileceğinizi aklınızda tutmalısınız. Bu noktada iki konu da aslında ön plana çıkıyor. Birincisi, multi-disiplin sahibi olmak, diğeri ise genel eğitim ile birlikte belirli bir konuda daha derin bilgiye sahip olmak. Bunlara özetle bakacak olursak; sürekli gelişim içerisinde hızla değişen dünyada artık sadece bir alanda özelleşmiş olarak çalışmak, eğitim almak yeterli olmuyor. Tek alan üzerine yoğunlaşan bir eğitim almaktan ziyade, multi-disiplin sahibi olmanız daha kıymetli. Alacak olduğunuz lisans eğitimini farklı alanlarda veya idari/yönetim alanında yapacağınız yüksek lisanslarla, eğitimlerle pekiştirerek elinizdeki bilgi ve tecrübeyi daha etkin olarak uygulayabilir hale gelirsiniz.

GELECEĞİN MESLEKLERİ

2022 Dünya Ekonomik Forumu "Geleceğin Meslekleri" konulu rapora göre, insan kaynağı ihtiyacının artacağı meslekleri, Veri Çözümleyici ve Veri Bilimcileri, Yapay Zeka ve Makine Öğrenimi Uzmanı, Büyük Veri Uzmanı, Dijital Pazarlama ve Strateji Uzmanı, Süreç Otomasyon Uzmanı, İş Geliştirme Uzmanı, Dijital Dönüşüm Uzmanı, Bilgi Güvenliği Analisti, Yazılım ve Uygulama Geliştiricileri, Nesnelerin İnterneti (Iot) Uzmanı, Robotik Mühendisi, Veri Tabanı ve Ağ Uzmanları, Sanal Gerçeklik Uzmanı ve Tasarımcıları ve Fintech Mühendisleri olarak sıralayan Teknolojide Kadın Derneği Kurucu Yönetim Kurulu Başkanı Zehra Öney, "Teknolojide Kadın Derneği olarak en kritik konulardan biri olan teknolojide nitelikli uzman insan kaynağı ihtiyacını gidermek için Wtech Akademi ve Genç Dönüşüm Akademisi olmak üzere iki akademi kurduk. Her iki akademimizde de etki düzeyi yüksek uzman yetiştirmeyi hedeflediğimiz için ağırlıklı olarak yazılım dersleri veriyoruz. Robotik Süreç Otomasyonu, Veri Analitiği, Python ile Yapay Zeka, Siber Güvenlik, İş Analistliği, Test Mühendisliği, Veri Bilimi, Mobil Uygulama Geliştirici, DevOps, Google Flutter, Sanallaştırma gibi yapay zeka çağının temel uzmanlıklarını oluşturan eğitimler ile yetenek ve 'soft skill' yani yumuşak yetenek eğitimlerini birleştiriyoruz. Bu zamana kadar her iki akademimizden toplam 2 bine yakın mezun verdik" diyor. Öney, beceri alanında öğrenci ve endüstriler arasında sürdürülebilir kariyer sahibi olabilmek için, Bilgisayar Bilimi, Matematik ve İstatistik, Sanat ve Beşeri Bilimler Mühendislik, Hukuk Meslekleri, Sosyal Bilimler, Eğitim Bilimleri, Biyolojik Bilimler ve Sağlık bölümlerinin birlikte hareket edeceğine işaret ediyor.

KARAR VERMEK KARMAŞIK BİR SÜREÇ

Üniversitelerde bu yıl önlisans programlarında 388 bin, lisansta 465 bin olmak üzere toplam 853 bin; açıköğretim ve uzaktan öğretimle birlikte 1 milyon 61 bin kontenjan bulunuyor. 34 yaş üstü kadınlar, depremzede adaylar ile şehit ve gazi yakınları için ayrılan kontenjanlar da eklenince, toplam kontenjan sayısı 1 milyon 111 bine ulaşıyor. Karar vermenin basit gibi görünse de doğası gereği oldukça karmaşık bir süreç olduğunu belirten Tercih ve Kariyer Danışmanı Uzman Psikolojik Danışman Ece Tözeniş, yapılması gerekenin eldeki seçenekleri değerlendirerek uygunluklarına göre bir liste oluşturmak olduğunu söyledi. Tözeniş, şu tavsiyelerde bulundu:

"Tercih dönemini sağlıklı ve doğru bir kararla bitirmek için bu dönemde biraz araştırmak, okumak, değerlendirmek gerekiyor. Buna kendinizi tanıyarak başlayabilirsiniz. Kendinizle baş başa kalın, bir bakın bakalım sizi en çok ne heyecanlandırıyor ve en çok nerede olmak mutlu ediyor? Mesela bundan dört-beş yıl sonra nerede, kimlerle ve ne yapıyor olmak istersiniz? Yıllar içinde yapılan işler, meslekler ihtiyaçlara göre farklılıklar gösterse de işini iyi yapan, farklı donanımlara sahip meslek elemanlarına her zaman ihtiyaç olacaktır. Tercih etmeyi düşündüğünüz meslek alanları ile ilgili araştırmalar yapabilirsiniz. Bu araştırmaları yaparken, üniversitelerin web sayfalarından destek alabilirsiniz. Birkaç bölüm arasında kararsız olabilirsiniz. Kariyer testini çözerek, test sonucunda kişilik özelliklerinize göre seçebileceğiniz meslek alanlarını görebilirsiniz. Büyükleriniz, yakınlarınız ve arkadaşlarınızla tercihleriniz hakkında fikir alış-verişi yapın ama unutmayın son karar sizin!"

BİZE ULAŞIN