NUR DEMİROK Sosyal yaşamda olduğu gibi iş ortamında da kıskançlığın çeşitli türleri görülüyor. Hatta bu kıskançlık türleri, normal ve sağlıklı rekabet olgularını aşıp kronikleştiği zaman ciddi sorunlar da yaratabiliyor; bazı durumlarda patolojik ya da klinik rahatsızlıklara neden olup çalışma ortamını olumsuz etkileyebiliyor.
Patolojik kıskançlığın tıpta ve çalışma yaşamı literatüründe birçok tanımı var. Gerçekten de kıskançlık birçok nedenden kaynaklanabildiği gibi değişik görünümlerde de belirebiliyor.
Genellikle duygusal kıskançlık; insanın kendisinde olan özelliğin ve değerin bir başkasında daha iyi olduğunu gördüğünde ya da kendisinde olmayan özelliğin bir başkasında olduğunu hissettiği andaki yoğun güçsüzlük, nefret ve çekememezlik gibi olumsuz duygular bütününe verilen genel ad.
KRONİK KISKANÇLIKLARA DİKKAT EDİN!
Ancak kıskançlık sanıldığından çok daha karmaşık kompleks bir yapıya sahip; örneğin sevdiği bir özelliği başkasına kaptırma korkusu ya da onu yitirme endişesi, orantısız rekabet, bencillik, aşırı hırs ve öfke, bu süreci başlatan olguların başında geliyor.
Sosyal yaşamda da kıskançlığın çeşitli türleri var; sanrılı kıskançlık, akut ya da kronik kıskançlık, obsesif kıskançlık, Othello sendromu gibi… (Bu sonuncu, örnek Shakespeare'in ünlü eseri Othello'dan esinlenilerek verilmiş özel bir tanım.)
Tüm bunlar kontrol altına alınamayıp obsesif ya da patolojik bir hal aldığında günlük yaşamda -ne yazık ki- kadına şiddet gibi çok çirkin, insanlık dışı ve kabul edilemez durumlara da yol açabiliyor.
Ancak bu yazımızın konusu biraz daha spesifik: İşyeri kıskançlıkları…
İşyeri kıskançlıkları, genellikle bir çalışanın başka bir çalışanın yetenekleri ve başarıları karşısında kendini güçsüz ve değersiz hissetmesiyle başlıyor.
Bu durum süreğen bir takıntıya yol açıyor.
Sağlıklı rekabet; insanlık değerleri sınırları içinde, aşırıya kaçmayan olgun bir tavırla, profesyonelce yapıldığı taktirde, özellikle iş ortamlarında pozitif motivasyon yaratıyor. Oysa bunun tam tersi durumlarda negatif dinamikler beliriyor ve çalışma temposu olumsuz etkilenebiliyor.
Hemen her vakada genellikle kıskanılan insanın (ya da insanların) başarılarının ve yeteneklerinin kıskananlar tarafından bloke edilmesi, hatta sabote edilmesi de söz konusu.
Aşırı durumlarda kıskanç insanlar, kıskanılan bireyin (bireylerin) çalışmalarını kendi üzerlerine devşirerek ya da bariz bir şekilde başarılı kişilik özelliklerini taklit ederek o özelliklerin aslında kendilerine ait olduğunu vurgulamaya çalışıyor.
Tüm bunlar özgüven eksikliği ya da kişiliklerinin yeterince gelişmemesi yüzünden ortaya çıkıyor.
ÖVGÜ YOLUYLA UYUTANLAR
Hemen belirtmemiz gerek ki tüm sağlıklı iş ortamlarında olumlu eleştiri yapmak, başarının anahtarı.
Ayrıca başarılı bireylerin örnek alınması da profesyonel gelişime katkıda bulunuyor, çalışanları vizyon sahibi bireyler olmaya hazırlıyor.
Ancak; salt kıskançlık söz konusu olduğunda yukardaki pozitif unsurlar yerine iş ortamında sık görülen ani 'değer devşirme' hatta 'değer çalma' olguları oluşuyor.
Şunu özellikle aklınızın bir köşesine hemen not etmelisiniz: Samimi olmayan iltifatlarla sizi aşırıya kaçan bir şekilde överek özelliklerinizi çalan ya da tam tersi sizi hak etmediğiniz şekilde eleştirip yeteneklerinizi kıskanan insanlara her an dikkat!
Bu tür insanlar genellikle 'sizden daha çok siz' olmaya çalışan, bunu yaparken de değerlerinizi devşirip taklit yoluyla sizi baskılamaya uğraşan ya da kendi bulundukları düzeyi geçemeyesiniz diye yolunuza taş koyan kişiler olabilir. Onların hayat görüşleri, vizyonları ve yetenek düzeyleri, sizden mutlaka daha aşağıda…
Bunların kendisinden daha yetenekli bireyleri baskılama isteği obsesif ve marazi bir hal aldığında bu kıskanç bireyler kişiliklerini geliştirip, profesyonel ilerleme sağlamaya odaklanacaklarına hem kendilerini hem de kıskandıkları, çalışanları stres altına sokarak işyeri dinamiklerini de bozabiliyorlar.
Bu kişiler yeterince çalışmadan, kolay yoldan bir yerlere gelme arzusu ve etik olmayan rekabet duygusuyla hep beğenilme, övülme çabası gibi ya da benzer psikolojik sorunlara sahipler.
İŞLETMENİZDE UZMAN PSİKOLOGLARA YER VERİN
İş ortamında üst düzey yöneticilerin bu süreci profesyonelce, tarafsız yaklaşımlar sergileyerek ele almaları ve çözmeleri gerekiyor.
Özetle söylemek gerekirse; engelleme, değersiz gösterme, 'özellik çalma' belirtileri gösteren kıskanç bireylerin bu şekildeki eğilimleri, ruhsal zayıflıklarının daha da yoğunlaşmasına neden olabiliyor.
Sonuç olarak; bu insanlar özgünlükten yoksun, kişiliksiz, başkalarının yeteneklerini baskılayan ya da başkalarının özelliklerinden beslenen davranışlar sunarak gösteriş yapma ve kibir sergilemeye kadar gidebilen bir süreci de başlatmış oluyorlar.
İş ve çalışma ortamını etkileyen bu gibi durumların duyarlılıkla ele alınması şart. Hatta bu şekilde olumsuzluklar söz konusu olduğunda uzman psikologlara başvurulması ya da bu konular hakkında 'çalışma workshop'ları düzenlenmesi gerekiyor.
Bugün dünyada çoğu ünlü firma bünyesinde uzman psikologlara ve klinik terapistlere de yer veriyor. Bu uzmanlar yalnızca işyeri kıskançlığı ve bunun uzantıları olan depresyon, öfke, geçimsizlik gibi sorunları çözmekle kalmıyor, aynı zamanda çalışanları da eğitip bilgilendiriyor.
UMUTSUZLUĞA VE ENDİŞEYE KAPILMAYIN!
Bu konudaki son araştırmalar, söz konusu sürecin reddedilemez bir gerçeklik olduğunu da gösteriyor.
Şunu belirtmeden geçmeyelim: Eğer gizli veya açık biçimde kıskanılıyor ve bunu birileri sık sık (dedikodu yaparak, başarılarınızı engelleyerek, yeteneklerinizi baskılayarak, sizi taklit edip çalmaya çalışarak ya da kötü reklamınızı yaparak) gösteriyorlarsa ve siz kendinizin farkında ve yeteneklerinizden eminseniz, tüm başarılarınızın daima alkışlanmaya değer düzeyde olduğundan emin olabilirsiniz.
Hiç umutsuzluğa kapılmayın ve kendinizi kutlayın; çünkü siz başarılısınız. Tüm bunlar sizin özgün ve yaratıcı olduğunuzun da en tipik belirtileri.
Bu gerçeği yalnız ben değil, çalışma yaşamını derinlemesine analiz eden tüm uzman psikologlar da söylüyor.