PARA RÖPORTAJ/ HAYRİYE MENGÜÇ Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de doğal kaynaklar tükeniyor ve sürdürülebilir üretim stratejileri zorunla hale geliyor. Bu anlamda her sektör, iklim krizine karşı uygulamalı tedbirler alıyor. Bu sektörlerde biri de yapı ve inşaat sektörü. Küresel ısınma ve iklim krizi nedeniyle insan ve çevre odaklı yeşil binaların önemi giderek artıyor. Türkiye'de sürdürülebilirlik kriterlerine uygun şekilde entegre edebilmek için yeşil binalar konusunda şirketlere hizmetler sunan Altensis firmasının kurucu ortağı Dr. Emre Ilıcalı, "Yeşil bina aslında insan ve çevre odaklı binalardır" diyor.
PARA Dergisi'nin podscast serisi Sürdürülebilir Yeşil Ekonomi'ye konuk olan Altensis kurucu ortağı Dr. Emre Ilıcalı, çevre dostu yeşil binaların maliyet getiren binalar değil, tam tersine olası riskleri azaltan ve geriye yönelik özellikle enerji su ve diğer kaynakların kullanılmasından kaynaklı tüm maliyetleri azaltan binalar olduğunu söylüyor. Teknopark İstanbul, Sabiha Gökçen Havalimanı, İstanbul Havalimanı, İstanbul Finans Merkezi binaları, Okmeydanı, Kartal, Göztepe, Bursa şehir hastaneleri, Akbatı ve Akasya AVM gibi Türkiye'nin önde gelen hava alanı, hastane, ofis, AVM ve konut projelerine yönelik yeşil bina hizmeti verip sertifikalandıran Altensis Kurucu Ortağı Dr. Emre Ilıcalı, Para Dergisi Şef Editörü Hayriye Mengüç'ün sorularını yanıtladı...
Para Dergisi Şef Editörü Hayriye Mengüç
-Yeşil bina nedir?
Yeşil bina aslında insan ve çevre odaklı binalardır. Yeşil binalar tasarımında, inşasında ve operasyonunda uluslararası kurallara uygun olarak yapılan, tasarlanan ve inşa edilen aynı zamanda enerji, su ve hammadde gibi kaynakları verimli kullanan binalardır. Bu binalar aynı zamanda içinde yaşayan ve çalışan insanlara daha konforlu ve sağlıklı ortamlar sunar.
-Peki, bir binanı yeşil olması maliyetini çok artırır mı? Ya da ne kadar ve nasıl artırır?
Yeşil bina kavramı, binaların aslında olması gerektiği gibi yapılmasını öngören bir kavramdır. Bu anlamda günümüzdeki özellikle son dönemdeki güncellenen mevzuat ve yönetmelikler, aslında binaların bu şekilde yapılmasını bir noktadan sonra zorunlu kılıyor. Bu anlamda yeşil binalar artık maliyet getiren binalar değil, tam tersine olası riskleri azaltan ve geriye yönelik özellikle enerji su ve diğer kaynakların kullanılmasından kaynaklı tüm maliyetleri azaltan binalardır. Yani günümüzde artık yeşil binanın ek bir maliyet getirmemesi gerekir ya da bir ilk yatırım maliyeti getiriyorsa mutlaka bu maliyet kısa sürede aslında kendini ödüyordur. İşte yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımıyla yağmur suyunun kullanımıyla bu maliyet aslında kısa sürede kendini ödüyor yeşil binalarda. Toplamda bina yaşam döngüsü içinde yeşil binalar aslında bir maliyet getirmiyor bu bakımdan.
-Peki, bu söyledikleriniz yeni yapılan binalar değil mi? Yeni yapılmayan mevcut binalar yeşil binaya nasıl dönüştürülecek?
Aslında mevcut binaların yeşil binaya dönüştürülmesi çok önemli. Çünkü bu binalar daha yüksek potansiyel taşıyor. Yeni binalar yeni mevzuatlara göre yapıldığı için bunlar bazı kriterleri, bazı verimlilik koşullarını sağlıyor ama bu anlamda eski binalar hala eksikleri var. Eski binalara yönelik de binaların özelliğine göre binanın tabii ki sağlamlığına göre, binanın mevcut durumuna göre analiz ve etütler yapılıyor ve bu binalarda neler yapılacağı, her binaya özel olarak belirleniyor. Eski binalarda da yeni binalara benzer çalışmalar yapılabilir ya da tabii ki eğer depremsel açıdan bu bina sağlam değilse yıkılıp yeniden yapılması gerekiyor yeşil bina olabilmesi için. Orada farklı yaklaşımlar farklı stratejiler izliyoruz.
-Enerji kimlik ve su kimlik belgesi uygulamalarının zorunlu tutulmasını istemiştiniz… Bunlar da yeni olmayan mevcut binalar için mi söz konusu olacak?
Hem mevcut hem de yeni binalar için söz konusu olacak. Enerji kimlik belgesi, bizim uzun süredir mevzuatımızda olan bir konu. Binalar, enerji kimlik belgesi olmadan ruhsat alamıyor. Var olan binalarda da bu belgenin alınması zorunlu aslında. Su ise yeni bir uygulama. Aslında burada suyun da çok büyük önemi var. Özellikle Türkiye'nin mevcut su kaynaklarının yetersizleşmesinden ötürü, binalar da ciddi anlamda su tüketen yapılar olduğundan ve su tüketiminin de ciddi bir konu olması nedeniyle aynı enerjide olduğu gibi su için de bir kimlik belgesi olması, binanın su tüketim seviyesine ve su verimliliğine göre derecelendirilmesi; aslında oldukça faydalı bir uygulama olacaktır, diye düşünüyorum. Bu hem yeni hem de eski binalar için yapılması gereken bir uygulamadır.
PODCAST LİNKİ: https://open.spotify.com/episode/5Wflzpv6djEAmmMxl6kKTs?si=5ST30eF7QvShxCS2thqRKA