DR. ALİ EFE İRALI 'Dâhil olamıyorsanız yönlendirin, yönlendiremiyorsanız uyum sağlayıp dâhil olun' prensibinden yola çıkan FIFA, e-sporda yeni markalaşma sürecini tamamlamaya çalışıyor. FIFAe adı altında, bir alt marka oluşturan organizasyon, pek çok farklı isim altındaki turnuvayı kendi çatısı altında birleştirmek istiyor.
Sayısal ortam, ülkeler nezdinde yükselişini her türlü engebeye rağmen sürdürmeye devam ediyor. Küresel ekonomik daralmaya karşı bir set çeken oyun endüstrisi, e-sporun pazarlama gücünü arkasına alarak güçlenmeye devam ediyor. Uzak Doğu'dan Avrupa'ya kadar pek çok alanda seslerin yükseldiği bir döneme giriliyor.
Geçtiğimiz yıl Güney Kore'de oyunlara yönelik derecelendirme kuruluşları odak noktasına yerleşmişti. Hatırlayacağımız üzere Kore, yabancı oyun firmalarının, ülkenin kendi iç denetim mekanizmalarınca oluşturulmuş denetleme sertifikasyonlarına başvurmaları gerektiğini söylemişti. Pek çok oyun şirketi ve aracı sanal perakende devi de bu duruma ses yükseltmiş ama yine aynı oranda razı olmaya başlamışlardı. Bu rızanın gösterilme sebebi, aslında Uzak Doğu'nun elinde bulundurduğu oyun kültürü ve izleyici kitlesi gücünden kaynaklanıyor. Ve sadece yurtdışına yönelik hamlelerde değil, yurtiçindeki çalışmalarda da kendisini hissettiriyor. Oyun oynamayı kontrol ve denetim altında tutarak, toplumsal yapının korunmasına yönelik oluşturulan ablukalar, tüm uğraşlara rağmen genç neslin direnişiyle karşılaşıyor. Peki bu direniş, aslında ülkesel anlamda bir gücün de işareti olabilir mi? Bunu biraz daha iyi açabilmek adına Çin Halk Cumhuriyeti oyuncularının 'League of Legends' finalindeki başarısına odaklanalım…
LOL DÜNYA ŞAMPİYONU ÇİN'DEN
Normal şartlar altında Çin'de düzenlenmesi beklenen, ancak pandemi sebebiyle İzlanda'ya alınan şampiyonanın galibi Şanghay merkezli Edward Gaming takımı oldu. ABD'nin New York eyaletinden yayın yapan SupChina isimli portalda görev yapan gazeteci Jiayun Feng'in aktardığına göre, Şanghay sokaklarında bu şampiyonluk coşkuyla kutlanmış. İşin ilgiye değer kısmı bu değil. İlginç olan, Feng'e göre Çin'de getirilmiş olan oyun oynama süre kısıtlamalarına dair yapılan yönetmelik değişikliklerine rağmen bu eğlencelerin düzenleniyor oluşu. Feng, reşit olmayan kişilerin haftada maksimum üç saat oyun oynamasını uygun gören bir yönetmelik yayınlandığını aktarıyor. Bu tür fikirlerin çok uzun süredir hem Avrupa'da yer alan ülkeler hem ABD olmak üzere pek çok birinci dünya ülkesi tarafından da ortaya atıldığını biliyoruz. Temel teknik becerilerin kuvvetlendirilmesine yönelik olarak sayısal ortam kullanımının kısıtlanması ve el-göz koordinasyonunu sağlayacak fiziki oyuncaklara yönelinmesi üzerine çok sayıda araştırma var. Ancak öte yandan, Uzak Doğu'nun küresel çapta oluşturduğu egemenliğe baktığımızda, devlet mekanizmasının aslında destekleme açısından girişimlerde bulunduğunu da görüyoruz. Aslında bir yandan kontrol altına alınan sistem varken, diğer yandan pazarlama hamlesini daha da yukarıya çeken çabalar ortaya çıkıyor. Şöyle bir düşünün, İzlanda'da, o kadar isim arasından Çin Halk Cumhuriyeti vatandaşı oyuncuların takımı galip geliyor. Şangay'ın dolaylı reklamı yapılırken; göndere onların bayrağı çekiliyor. Böylece sanayideki güçlü konumunu ve başarısını sürdüren Çin için, sanal ortamda yükselişini perçinleyecek bir süreç oluşuyor. Bu anlamda başarının farklı açılardan karşılaştırılması ve koruyucu yapının ne şekilde daha verimli bir süreç inşası ile kurulabileceğine dair daha çok yol alınması gerekiyor. Bu tüm ülkeler için geçerli. Sadece derecelendirme ya da oyun oynayan kişilerin süre bazında eğlencelerini yarıda bıraktırmayı hedefleyen yapılardan fazlasının tartışılması lazım. Öte yandan ülkelerden çıkıp, çatı organizasyonlar nezdindeki duruma odaklandığımızdaysa, sektörün sürekli içinde yer alanların, yavaş yavaş fikir değiştirmeye başladığını görüyoruz. Kim bu fikir değiştiren? Tabii ki futbolun patronları…
FIFA E-SPORU YÖNLENDİRMEK İSTİYOR
'Dâhil olamıyorsanız yönlendirin, yönlendiremiyorsanız uyum sağlayıp dâhil olun' prensibinden yola çıkan FIFA, e-sporda yeni markalaşma sürecini tamamlamaya çalışıyor. FIFAe adı altında, bir alt marka oluşturan organizasyon, pek çok farklı isim altında yürütülen turnuvayı kendi çatısı altında birleştirmek istediğini duyurdu. Bu da, sponsor gelirlerinin tek bir noktada toplanmaya devam etmesi anlamına geliyor. LOL ve DOTA gibi oyunlarda toplanan sponsorluk gelirlerinin futbol için de yüksek anlamda toplanabileceğine yönelik bir kanaatin oluştuğu kesin. Burada önemli olan, belki de yıllardır şeffaflık ilkesinin tüm dünyaca yüksek sesle dile getirildiği bir futbol ortamının, yüksek şeffaflık ve hesap verilebilirlikle sanal ortamda sürdürülebilmesinin sağlanması. Yeni nesil gençlik, sanal ortamın yerlisi olma unvanı sayesinde, geleneksel futbol adına yeşil sahalarda olan olayların benzerlerini kendi sahasında uygulatmayacaktır.