Yoğun çalışma saatleri, ulaşılması imkânsız gibi görünen proje hedefleri ve iş tanımının dışına taşan görev listeleri çalışanlar için günü kötü bir kâbusa dönüştürebiliyor. Birçok kişi, iş hayatı için günde ortalama 10 saat harcıyor. İşte yaşanan stres, uyku problemlerinden depresyona, migrenden panik atağa kadar pek çok sağlık sorununa neden olabiliyor. Çalışanları en çok yaralayan konulardan biri de insan ilişkilerindeki çatışmaların çözülememesi. Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz, bir tartışma durumunda pozitif sonuç alabilmenin yollarını aktarıyor.
Şu bir gerçek ki, iyi yönetilemeyen stres yüzünden, bezginlik ve işe odaklanma güçlüğü ve nihayetinde de performans düşüklüğü kaçınılmazdır. Öfke ve kızgınlık hisleri ile dolan çalışanlar, gelecek kaygısını başkalarından daha fazla hissetmekte. İş yaşamındaki rekabet, daha düşük maaşlarla daha çok görev üstlenmeyi zorunlu kılıyor. Ancak yeterli motivasyon sağlanamadığında çoğu zaman bu hızlı temponun altından kalkabilmek mümkün değil. Yoğun çalışma saatleri, sürekli iş seyahatleri ve görev tanımı dışındaki işlerin dayatılması, çalışanlardaki tükenmişlik hissini her geçen gün daha da artırıyor.
Aşırı stresin, uykusuzluk, mide-bağırsak rahatsızlıkları, boyun ve baş ağrıları, yeme bozuklukları gibi birçok sağlık sorununa neden olduğunu ifade eden Dr. Mehmet Yavuz, "Eğer çalışma yaşamındaki aşırı baskılar yeterince önemsenmez ve çözüm yolları aranmaz ise sonraki aşamalarda depresyon, panik atak, kaygı bozukluğu, fibromiyalji, migren ve sebebi bulunmayan ağrıların yaşam kalitesini çok düşürdüğünü görebiliyoruz" diyor.
Ekip içindeki uyumsuzluk, işin kendisinden fazla yoruyor
Dr. Yavuz'un aktardıklarına göre genellikle aynı dili konuşamamak ve iletişim sorunları, yapılan işten daha yorucu hale gelmiş durumda. Şirketlerde gerçekten çalışanlar ile ağzı iyi laf yapıp göz boyayanlar arasındaki farkın yöneticiler tarafından görülememesi, asıl emek veren çalışanların mağdur olması veya istifasıyla sonuçlanabiliyor.
Açıkça görülüyor ki, çalışma yaşamındaki çatışmalar zamanında çözülüp dengelenmezse kronik hale gelebiliyor ve ortamda yer alan herkesin huzurunu, ruhsal ve bedensel sağlığını bozma riskini içeriyor.
Peki nasıl davranmak gerek?
Dr. Mehmet Yavuz çatışmaların çözülebilmesi için yapılması gerekenleri şöyle anlatıyor:
"Grup içerisinde ve farklı takımlar arasındaki çatışmaları çözmek için iletişimi, 'Amaçlar' ve 'İlişki' boyutları ile ele almak en önemli unsurlardan biri. Sosyal ilişkilerin tamamında olduğu gibi iş yaşamında da ekibin her üyesine önem vermek gerekiyor. Bir ortamda mutlu olmak istiyorsanız oranın çaycısından genel müdürüne kadar her kademe ile uyumlu ilişkiler kurabilmeniz gerekli. Bu ilişkiler sadece insani açıdan değil, iş yerindeki amaçların kolaylıkla gerçekleştirilebilmesi açısından da önem taşıyor.
Bir fikir ayrılığı yaşandığında, korkularınız nedeniyle kendinizi ifade etmekten çekiniyorsanız veya ilişkileri bozmamak için karşınızdaki kişiyi idare ediyor ya da alttan alıp onun hakimiyetini kabul ediyorsanız, amaçlarınızı asla gerçekleştiremezsiniz. Sadece kendi amaçlarınıza yoğunlaşıp ekipteki dengeyi gözetmeden hareket ettiğinizde ise yine çalışma arkadaşlarınızla ilişkileriniz ve uyumunuz bozulacaktır. Çatışmaları çözmek için sorunu doğru tanımlayıp, konu ile ilgili tarafların bir miktar kendi çıkarlarından ödün vermelerini kabul ettirebilecek cazip bir denge noktası bulmak gerekir."
Strese karşı kadınlar ve erkeklerin tepkileri farklı
Stres, kadın ve erkeklerde farklı tepkiler veriyor. Yapılan araştırmalar erkeklerin iş stresi nedeniyle saldırganlaştığını, kadınların ise daha kaygılı hareket ettiklerini gösteriyor. Kadınlar daha çok psikolojik sorunlar yaşarken, erkekler ağırlıklı fizyolojik tepkiler veriyorlar. Bu fizyolojik tepkilerden dolayı erkeklerin ömürleri kadınlara göre genellikle daha kısa oluyor.
Bir tartışmadan tatminkâr sonuç almak için
İşinizde, evliliğinizde veya ebeveynlerinizle dönem dönem tartışmalar yaşanması normaldir. Mutsuz olduğunuz şartların değişmesi için bunları gündeme getirmek ve çözülmesini talep etmek gerekir. Bu konu sayfalarca anlatılabilir ancak özetlemek gerekirse; bir tartışmadan pozitif sonuç alabilmek için şu 4 adımı atmak gerekiyor;
1- Önce çekinmeden sorunu ortaya koyun.
2- Çözüm için önerilerinizi sıralayın.
3- Karşı tarafa ne kadar kızgın olursanız olun, mutlaka onu haklı gördüğünüz kısımları da konuşma içerisinde belirtin, onu anladığınızı vurgulayın.
4- Bir çözümün, iki taraf için de tatmin edici olması gerektiğinden, taleplerinizde bir miktar esnemeyi kabullenin.