HÜLYA GENÇ SERTKAYA / Türkiye'yi gelecek beş yılda yüksek teknolojide devler ligine taşıyacak stratejik adımlar belirlendi. Milli Teknoloji Hamlesi vizyonu doğrultusunda hazırlanan 2030 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi, sanayi üretiminde ve teknolojide bağımsızlığı temin etmeyi ve Türkiye'yi yüksek teknolojili ürün üretimi ve ihracatında lider ülkelerden biri konumuna taşımayı hedefliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın önceki hafta açıkladığı 2030 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi, "Yüksek teknoloji, dijital ekonomi, yeşil dönüşüm, küresel entegrasyon ve yapısal dönüşüm" olmak üzere beş ana sütün üzerine inşa edildi. Strateji belgesinde, temel amaçlara ulaşmak üzere 100 strateji ve vizyonu somutlaştıran 20 makro hedef belirlendi. Strateji belgesinde, başta savunma, yapay zeka, çip/yarı iletken, ilaç, tıbbi cihaz, mobilite ve yenilenebilir enerji teknolojileri olmak üzere, öncelikli olarak tanımlanmış yüksek teknoloji alanlarında, yerli ve milli üretim kapasitesini artırma gerekliliği temelinde yapılandırıldı. Belgede, yüksek teknolojili ürün ihracatının, bugünkü değerinin üç katına çıkarılarak 30 milyar dolara; orta-yüksek teknolojili ürün ihracatının ise iki katına çıkarılarak 180 milyar dolara ulaştırılması hedeflendi. Bu çerçevede, kritik teknolojilerdeki Ar-Ge çalışmalarını ve bu alanlara yapılacak yatırımları yönlendirmek üzere özel tasarlanmış HIT-30 Yüksek Teknoloji Yatırım Programı'ndan Ulusal Çip Konsorsiyumu'na, Mega Endüstriyel Parklardan Yerel Kalkınma Hamlesi'ne kadar 37 öncelikli program ve proje tanımlandı. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen tanıtım toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sanayileşme İcra Komitesi'nin sağlayacağı koordinasyonla, yerli ve milli ürünlerin kamuya tedarikinde engelleri kaldırarak, bugüne kadar görülmemiş ölçüde bir yerli üretim teknoloji hamlesine imza atacaklarını ifade etti. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ise, 2030 Sanayi ve Teknoloji Strateji Belgesi ile önümüzdeki beş yılda nükleer reaktörlerden kuantum teknolojilerine, yarı iletkenlerden yapay zekaya birçok alanda atacakları adımların Türkiye'yi yüksek teknolojide devler ligine taşıyacağını kaydetti.
TEMA BAZLI ÇAĞRILAR AÇILACAK
2030 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi'nde, yüksek teknolojide ve kritik alanlarda yerli üretim kapasitesini artırmak ve dışa bağımlığı ortadan kaldırma hedefi doğrultusunda gündeme alınan öncelikli programlar/projeler arasında Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı, Yüksek Teknolojili Yatırım Programı HIT-30, uzay ekonomisi, kuantum teknolojileri, yapay zeka, kuantum teknolojileri, yarı iletkenler ve çip teknolojileri yer alıyor. Belgeye göre Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı çerçevesinde Türkiye'nin teknoloji odaklı kalkınmasını hızlandırmak üzere, belirli periyotlarla tema bazlı çağrılar açılacağı vurgulanıyor. Stratejik yatırımlarla ileri teknoloji alanlarında Türkiye'yi 2030 yılına küresel bir üretim üssü haline getirmeyi amaçlayan HIT-30 kapsamında yarı iletkenler, e-mobilite, yenilenebilir enerji teknolojileri, dijital teknolojiler, biyoteknoloji gibi öncelikli alanlarda yatırımlar destekleniyor. Bir yandan belirlenen bazı yatırım konularında özel çağrılar ilan edilirken, bir yandan da tüm yatırım konuları için başvurular alınıyor. Örneğin, HIT-30 kapsamında öncelikli yedi sektörden biri olarak tanımlanmış olan mobilite alanında "yakıt hücreli araçlar, elektrikli hızlı raylı sistemler, mikro mobilite hava araçları, insansız kara, hava, deniz taşıtları" başlıklarında çağrıya çıkılacak. Hamle ve HIT-30'un yanı sıra, proje bazlı teşvikler gibi odak programlar ve Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi (YTAK) gibi finansman uygulamalarıyla kritik alanlarda özgün teknoloji geliştirme ve yerli üretim kapasitesi güçlendirilecek.
YENİ YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ
Yeni yatırım teşvik sistemi ile teşvik uygulama araçları ve süreçleri sadeleştirilecek ve yatırım projelerine ilişkin değerlendirmelerde daha seçici bir yaklaşım gözetilecek. Yeni yatırım teşvik sisteminde, "Türkiye Yüzyılı Kalkınma Hamlesi" altında Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi, Yerel Kalkınma Hamlesi ve Stratejik Hamle programları yer alacak ve bu programlar proje odaklı bir yaklaşımla yürütülecek. Sektörel Teşvik Sistemi ise Öncelikli Yatırımlar ve Hedef Yatırımlar programlarından oluşacak ve genel kurallara bağlı şekilde hayata geçirilecek. Yeni teşvik sistemiyle, Türkiye'nin kritik teknolojilerde yetkinliğini artıracak, arz güvenliğini sağlayacak, dışa bağımlığı azaltacak, rekabet gücünü artıracak stratejik öneme sahip projelerin desteklenmesi sağlanacak. Aynı zamanda illerin karakteristik özelliklerini, kaynaklarını ve iç dinamiklerini dikkate alarak bölgeler arası gelişmişlik farklarını azaltacak projeler önceliklendirilecek. Diğer taraftan, Türkiye'nin yeşil ve dijital dönüşüm hedefleri doğrultusunda ikiz dönüşüme yönelik yatırımlar yeni teşvik sistemi kapsamında güçlü bir şekilde desteklenecek.
MİLLİ MUHARİP UÇAK KAAN'IN SERİ ÜRETİMİNE GEÇİLECEK
Savunma sanayiindeki yüksek performansın artarak devam edebilmesi için insansız hava ve denizaltı araçları, roket ve hava savunma sistemleri gibi kritik alanlarda Ar-Ge faaliyetleri ve yatırım destekleri yoğunlaşarak devam edecek. Önümüzdeki dönemde Milli Muharip Uçak KAAN'ın seri üretimine geçilecek. Türkiye'nin yerli ve milli imkanlarla geliştirdiği kapsamlı ve katmanlı bir hava savunma sistemi olan "Çelik Kubbe Projesi" ile hava savunma sistemleri tek bir ağa entegre edilecek. Silahlı insansız hava araçlarında, yüksek hız, otonomi, görünmezlik gibi özellikler bakımından teknoloji liderliği devam ettirilecek. Savunma sanayiinde elde edilen ürün, yetenek ve teknolojik kazanımlar, çift kullanımlılık yöntemiyle, sivil sektörlere de taşınacak.
Sanayileşme İcra Komitesi (SAİK) kararları vasıtasıyla ilaç ve tıbbi cihaz, raylı sistemler, bilgi ve iletişim teknolojileri başta olmak üzere, kamu alımlarında yerli ürünlere, yerli teknolojilere yönelmeyi sağlayacak araçlar geliştirilecek, kritik alanlardaki araştırma ve ürün ticarileştirme süreçlerinde kamu-özel iş birliği mekanizmaları çeşitlendirilecek. Kamu alımlarında, "Yerli Malı Belgesi" bulunan ürünlerin önceliklendirilmesi amacıyla merkezi bir "Yerli Malı Ödeneği" oluşturulacak.
Milli Uzay Programı doğrultusunda, yerli uzay ve uydu teknolojileri geliştirilecek. Uzay teknolojileri odaklı Ankara'da bir teknopark hayata geçirilecek.
MEGA YATIRIMLARA VE AR-GE'YE BÜYÜK DESTEK
Belgeye göre, Türkiye otomotiv sektörünün batarya, hidrojen yakıt pili ve e-yakıt teknolojilerine geçişini sağlamak üzere uluslararası ittifaklar kurulacak; bu alandaki mega yatırımlara ve Ar-Ge süreçlerine ilişkin destekler artırılacak. Uçan araba ve otonom araç teknolojilerine yönelik Ar-Ge çalışmaları ve yatırımlar desteklenecek; bu alana ilişkin teknik, fiziki ve hukuki altyapı oluşturulacak. Hedef odaklı Ar-Ge ve yatırım destekleriyle Türkiye, batarya ve enerji depolama teknolojilerinde bölgesel üretim üssü haline getirilecek.
Girişim ekosistemi, yüksek teknoloji odaklı olarak yeniden yapılandırılacak ve güçlendirilecek. Strateji belgesinde bu doğrultuda, 2030 yılında Turcornların toplam değerlemelerini asgari 100 milyar dolar büyüklüğüne yükseltme ve Teknogirişimlerin sayısını 100 bine çıkarma hedefleri tanımlandı. Bu hedeflere ulaşılmasını mümkün kılacak şekilde girişim sermayesi yatırımlarının 20 milyar dolar düzeyine çıkarılması hedeflendi. Bu hedeflere ulaşılması için girişimcilik ekosisteminin tüm bileşenlerini kapsayan bir dönüşüm öngörüldü. Kamu, bu dönüşüm sürecinde çapa yatırımcı olarak stratejik bir rol üstlenecek ve girişim sermayesi fonlarına katkısını artırarak hem uluslararası sermayeyi çekmeyi hem de yerel girişimcilik ekosisteminde güveni tesis etmeyi hedefleyecek. Terminal İstanbul, GO Girişim Ofisleri, girişim sermayesi fonları ve benzeri enstrümanlarla Türkiye, teknoloji girişimciliği alanında küresel çekim merkezlerinden biri haline gelecek.
Yapay zeka, siber güvenlik, yenilenebilir enerji teknolojileri ve biyoteknoloji gibi stratejik alanlarda ihracatı artırmak için sektör odaklı özel Ar-Ge ve yatırım teşvikleri ve pazar geliştirme programları oluşturulacak.
Kamu destekli fonların fonu mekanizmaları yaygınlaştırılacak; söz konusu mekanizmalar üzerinden biyoteknoloji, yapay zeka, dijital dönüşüm gibi kritik alanlarda sektörel ve tematik girişim sermayesi fonları oluşturulacak ve büyük işletmelerin girişim sermayesi fonlarına katılması teşvik edilecek.
ULUSAL KUANTUM ENSTİTÜSÜ KURULUYOR
TÜBİTAK bünyesinde, Ulusal Kuantum Enstitüsü kurulacak. Enstitü, Türkiye'nin kuantum alanındaki araştırma ve teknoloji geliştirme çalışmalarını koordine edecek Yenilenebilir kaynaklara dayalı "yeşil hidrojen" üretimi merkeze alınarak Ulusal Hidrojen Programı hayata geçirilecek. Türkiye'de nükleer bilimler, radyasyon teknolojileri ve malzeme araştırmaları gibi kritik alanlarda Ar-Ge ve inovasyon ekosisteminin bir araya getirilmesi amacıyla Nükleer Teknopark kurulacak.
Nanoteknoloji ve malzeme bilimi araştırmaları, yüksek performanslı kompozitler, enerji depolama malzemeleri ve akıllı yüzey kaplamaları gibi alanlara odaklanacak.
Ülkenin veri işleme ve yüksek başarımlı hesaplama kapasitesini güçlendirmek üzere Yapay Zeka Süperbilgisayar Yatırım Programı önceliklendirilecek.
Yapay zeka, çip/yarı iletken, genetik, kuantum ve siber güvenlik alanlarında ulusal araştırma altyapıları kurulacak.
Çip/yarı iletken, nükleer, biyoteknoloji, petrokimya gibi stratejik alanlarda, kamu destek mekanizmalarıyla, çok ortaklı ulusal konsorsiyumlar kurularak lider teknoloji girişimlerinin ortaya çıkması sağlanacak.
İlk Arabam Yerli Otomobil Aile Destek Programı
Strateji belgesi ile Türkiye'nin yerli otomotiv sanayi alt yapısını güçlendirmek ve otomobile erişimi kolaylaştırmak üzere üç veya daha fazla çocuklu ailelere yönelik "İlk Arabam Yerli Otomobil Aile Destek Programı" hedefleniyor. Program ile özellikle düşük gelir gruplarının satın alma gücüne uyumlu uzun vadeli finansman imkanı sağlanması planlanıyor.
Adnan ÜNVERDİ /Gaziantep Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı
"Kentimizin kabuk değişimi için gereken çabayı göstereceğiz"
2030 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi Belgesi hedeflerinin, kabuk değiştiren ekosistemde ihtiyacımız olan değişim ve dönüşüme en büyük katkıyı sunacağına inanıyorum. En önemli başlıklardan olan ve bizim de Gaziantep Sanayi Odası olarak odaklandığımız yüksek teknolojiye geçiş, üretimde yerlileşme, yeşil ve döngüsel ekonomiye geçişle karbon salınımının azaltılması, dijitalleşme ve verimliliğin artırılması, sanayinin ihtiyaç duyduğu nitelikli insan kaynağının yetiştirilmesi, sanayimizin rekabet gücünü artırma konularında, yeni stratejik hedefler doğrultusunda kamu destekleri ile iş birliği içerisinde bu süreci çok daha yukarıya taşıyacağımıza inanıyorum. Yüksek teknolojiye geçişte savunma sanayisinde atılan adımlar ülkemizin neler yapabileceğini ortaya koymuş ve rol model olmuştur. Kent olarak savunma sanayisinin geliştirilmesi noktasında yeni adımlarla, kent sanayimizin kabuk değişimi için elimizden gelen çabayı göstereceğiz. Gaziantep bu süreçte ortaya konan rakamsal hedeflere ulaşılmasında, 37 öncelikli program ve proje kapsamında, stratejik alanlarda; sanayi altyapısı, üretim gücü, insan kaynağı, ihracat potansiyeli ile sorumluluk almaya da hazırdır.
Zeki KIVANÇ / Adana Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı
"Türkiye'yi 2030'a güçlü teknoloji kapasitesiyle taşıyacak"
2030 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi'nin temelinde, ülkemizin teknoloji üretiminde bağımsız bir ülke haline gelmesi hedefleniyor. Yüksek teknolojiye dayalı üretimi artırarak küresel pazarlarda rekabet gücünü yükseltmek, savunma sanayii, uzay teknolojileri, biyoteknoloji, petrokimya ve yarı iletkenler gibi kritik alanlarda yerli üretimi desteklemek planlanıyor. 2030 Stratejisi, sanayinin dijitalleşmesini ve yeşil dönüşüm süreçlerine uyumunu teşvik etmeyi amaçlıyor. 5G ve ileri haberleşme teknolojileri, endüstriyel robotlar, akıllı üretim sistemleri gibi alanlara yatırım yapılması ve Sınırda Karbon Düzenlemesi gibi küresel gelişmelere uyum sağlanması planlanıyor. Yenilenebilir enerji, yeşil hidrojen ve karbon yakalama teknolojileri ile Türkiye'nin enerji bağımsızlığını güçlendirmek hedefleniyor. Strateji kapsamında 2030'a kadar 100 milyar dolarlık teknoloji girişim değeri yaratılması hedefleniyor. Türkiye'nin milyar dolarlık teknoloji şirketleri sayısını artırması, AR-GE ve inovasyon desteklerinin genişletilmesi, nitelikli insan kaynağının yetiştirilmesi öncelikler arasında bulunuyor. Organize sanayi ve endüstri bölgelerinin toplam yüz ölçümünün 149 bin hektardan 350 bin hektara çıkarılması, sanayi altyapısının genişlemesi açısından çok önemli bir hedef olarak yer alıyor. Stratejinin başarıyla uygulanması halinde, Türkiye'nin küresel ekonomide güçlü bir sanayi ve teknoloji merkezi olarak konumlanması mümkün olacak, ülkemizi 2030'a güçlü bir sanayi altyapısı ve teknoloji kapasitesiyle taşıyacak.
Şerafettin Nezih KULEYİN/ Türkiye Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler, Serbest Meslek Mensupları ve Yöneticileri Vakfı (TOSYÖV) Başkanı
"KOBİ'lerin proaktif, çözüm üreten oyunculara dönüşmesi hedefleniyor"
Türkiye'nin 2030 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi, sanayinin dijitalleşmesi, yeşil dönüşüm ve yüksek katma değerli üretim vizyonuyla şekillenirken, KOBİ'leri bu dönüşümün taşıyıcısı olarak konumlandırıyor. Belgede yer alan politikalar arasında dijital dönüşüm merkezleri, yapay zeka ve robotik gibi yeni teknolojilerle uyumlu üretim süreçleri, KOBİ'ler için stratejik destek alanları olarak tanımlanıyor. Aynı zamanda finansmana erişimin kolaylaştırılması, kamu desteklerinde performans ve verimlilik odaklı yeni bir yaklaşım, KOBİ'lerin rekabet gücünü artıracak araçlar arasında. Yeşil mutabakat uyum sürecinde KOBİ'ler için önemli bir eşik olan sürdürülebilir üretim, enerji verimliliği ve karbon ayak izi azaltımı da artık stratejinin vazgeçilmez parçası. Bu bağlamda, çevresel kriterlere dayalı destek sistemleri ve danışmanlık mekanizmaları, KOBİ'lerin bu dönüşüme entegre olmalarını kolaylaştıracak.2030 perspektifinde asıl beklenti, KOBİ'lerin yalnızca finansal olarak desteklenen yapılar olmaktan çıkıp; teknoloji geliştiren, sürdürülebilirlik ilkesini iş modeline entegre eden ve bulundukları bölgelerde kalkınmayı tetikleyen ana aktörlere dönüşmesidir. Bu dönüşüm, KOBİ'lerin üretim süreçlerinden pazarlama stratejilerine kadar tüm yapılarında yenilikçi, çevreci ve dijital bir anlayışı benimsemeleriyle mümkündür. Özellikle bölgesel kalkınma açısından KOBİ'lerin sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyal bir sorumluluk taşıdığı; istihdam yaratan, yerel kaynakları etkin kullanan ve genç nüfusa fırsat sunan yapılara dönüşmesi stratejinin kritik hedeflerinden biridir. 2030 hedefi, KOBİ'lerin pasif birer faydalanıcı değil, proaktif, çözüm üreten, yerelden küresele etki eden oyunculara dönüşmesini hedefliyor.
Prof. Dr. Murat YÜLEK / OSTİM Teknik Üniversitesi Rektörü
"Kapsamlı ve vizyoner bir yaklaşım"
Türkiye'nin 2030 Sanayi ve Teknoloji Strateji belgesinde teknolojik gelişimin hemen hemen tüm alanlarına değinilmiş. Kapsamlı ve vizyoner bir yaklaşım ortaya konulmuş. Yüksek teknolojiden dijital ekonomiye, yeşil dönüşümden yapısal dönüşme kadar çeşitli ana amaçlar çerçevesinde öncelikli program ve projeler belirlenmiş. Kuantum teknolojisinden mobilite sektörüne, uzay ekonomisinden yapay zekaya kadar hemen hemen tüm alanlara değinilmiş. Perspektifin bu kadar geniş tutulması elbette vizyon açısından çok değerli. Diğer yandan bu amaç çerçevesinde hazırlanan program ve projelerin yol haritasına sahip olması, somut süreç adımları içermesi ise çok daha önemli. Belgede somut hedefler belirlenmiş. Örneğin, imalat sanayiinin GSYH içindeki payının 2028-2030'da 21'den 23'e çıkması hedeflenmiş. Organize sanayi bölgelerinin yüz ölçümünün iki katına, teknogirişim sayısının 11 binden 100 bine, imalat sanayiinde çalışan kişi başına katma değerin 31,86 milyar dolardan 40 milyar dolara çıkarılması gibi spesifik ve detaylı hedeflerin olması umut verici. Bununla beraber, belgenin genelinde adım adım amaçların nasıl gerçekleştirileceğinden ziyade, atılımların öneminden, diğer ülkelerin izledikleri stratejilerden bahsedilmiş. Kaynak ve finansman planlamasının daha belirgin olması, uygulama ve izleme mekanizmalarının net bir şekilde tanımlanması ve belirlenmesi bu tip strateji belgelerinin hayata geçmesi için ayırt edici özelliklerden. Belgenin son kısmında izleme ve değerlendirme süreçlerinin bazı ayrıntılarına yer verilmiş. Her yılın ocak ve temmuz ayında, ilgili kurum ve kuruluşlardan stratejilere ilişkin gerçekleşmelerin talep edilmesi, bu gerçekleşmelerin Bakanlık tarafından değerlendirilmesi ve geri dönütlerin yapılmasının planlanması çok önemli.
Memiş KÜTÜKCÜ Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu (OSBÜK) Başkanı
"Türk sanayisi için yeni bir sıçrama"
Sayıları 410'a ulaşan organize sanayi bölgeleri Türk sanayisinin lokomotifi. Bugün Türkiye'nin toplam sanayi üretiminin yüzde 45'i OSB'ler tarafından gerçekleştiriliyor. Strateji Belgesi'nde ifade edilen adımların hayata geçmesiyle birlikte OSB'lerin yatırım ve üretim avantajları artacak. Organize sanayi bölgelerimiz başta olmak üzere sanayi alanlarının lojistik altyapılarının güçlendirilmesi, demiryolu ve liman bağlantılarının iyileştirilmesi, sıfır emisyon hedefine ulaşmak için Yeşil OSB sayısının artırılması, OSB'lerde kaynak verimliliği, enerji verimliliği, yalın üretim, endüstriyel atık iş birliği ve çevreye duyarlı uygulamalar teşvik edilecek olması, OSB'lerde barınma ihtiyaçlarına yönelik olarak konutların inşa edilmesi, genç çalışanlar için sosyal alanların oluşturulması, kreş ve etüt merkezi gibi olanakların artırılması gibi belirlenen stratejik kararlar hayata geçtikçe OSB'lerin yatırım, üretim, istihdam ve ihracat kapasiteleri artacak. Bu da ülke ekonomisine pozitif olarak yansıyacak. Sanayi ve Teknoloji Stratejisi, Türk sanayisine yeni bir sıçrama kabiliyeti kazandıracak.