İDRİZ ÇOKAL/ Bir baba ve iki çocuk düşünün. Üçü de mühendis. Hem de kazanılması öyle kolay olmayan üniversitelerde okumuşlar. Hatta baba devlet bursu kazanıp, eğitimini ABD'de tamamlamış. Üçü de idealist ve Türkiye'nin geleceği olan teknolojik dönüşümde rol almak için gece gündüz çalışıyorlar. Adnan Demirkol ve "yol arkadaşları" olan çocukları Ece ve Erman Demirkol'dan bahsediyoruz.
Adnan Demirkol'ün 35 yıl once kurduğu Multitek Elekronik, akıllı ev teknolojileri alanında faaliyet gösteren yüzde 100 yerli sermayeli bir şirket. Akıllı kapı görüntüleme sistemleri, akıllı santraller, akıllı posta kutuları, yangın alarm sistemleri gibi birçok teknolojik ürünü var. İstanbul Dudullu'daki fabrikasında üretilen bu ürünler sadece Türkiye'de değil, dünyanın dört bir yanında kullanılıyor. Kendi alanında dünyada da söz sahibi olan Multitek Elektronik'in bugünlere gelişi gerçekten de herkese örnek olabilecek bir başarı hikayesi. İstanbul Teknik Üniversitesi Elektronik Mühendisliği'nden 1973 yılında mezun olan Demirkol'un hayali aslında üniversitede kalıp, akademik kariyer yapmakmış. Parlak bir öğrenci olan Demirkol, devlet bursu ile ABD'ye doktora eğitimine de gitmiş. Yedi yıl ABD'de kaldıktan sonra Türkiye'ye dönmüş. Telekomünikasyon sektöründe faaliyet gösteren kamu kuruluşlarında görev yapmış. Özellikle sayısal telefon santralleri üzerine uzmanlaşmış.
Bir süre kamu kuruluşlarında çalıştıktan sonra 1989 yılında kendi işini kurmaya karar vermiş ve Multitek Elektronik'in temellerini atmış. İlk olarak telefon santralleri üreterek işe başlamış. Demirkol'un dünya arenasına taşıdığı şirkette bugün kızı ve oğlu da görev yapıyor. Kendisi Yönetim Kurulu Başkanı olarak halen şirketin başında. Kızı Ece Demirkol CEO, oğlu Erman Demirkol ise Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi. Baba ve çocuklarıyla Multitek Elektronik'in İstanbul Dudullu'daki üretim üssünde bir araya geldik. Keyifli bir sohbet oldu. Multitek Elektronik'in gelecek planlarını ve hedeflerini anlattılar…
Adnan Bey önce şirketin kurucusu olarak sizi tanıyalım. Hem kendinizden hem de şirketin kuruluşundan bahseder misiniz?
ADNAN DEMİRKOL: Kosova doğumluyum. Babam beni 3.5-4 yaşlarında İstanbul'a getirdi ve zor şartlar altında büyüdük. İstanbul Teknik Üniversitesi Elektronik Mühendisliği'nden 1973 yılında mezun oldum. İstanbul Teknik Üniversitesi'ni bitirince öğretim üyesi olarak üniversitede kalmayı planlıyordum. Bunun üzerine devlet beni Amerika'ya doktora yapmaya gönderdi. Yaklaşık 7 sene orada kaldım ve araştırma görevlisi olarak çalıştım. Türkiye'ye döndükten sonra o zamanki telekomünikasyon firmalarda çalıştım. Görevim sayısal telefon santralları üzerineydi. Bu firmalarda çalıştıktan sonra artık kendime "kendi şirketimi kurabilirim, Türkiye'de kendimizi kanıtlayabilecek bazı işler yapabiliriz" dedim ve Multitek'i kurduk. Multitek'i kurduğumuzda ilk önce telefon santralları üretmeye başladık. Çünkü bu konuda uzmanlaşmıştık. Daha sonra bina içi görüntü konuşmaları, akıllı evler, akıllı binalar konusunda çalışmaya başladık. Şu anda popüler olan yapay zeka da portföyümüzde var. Özellikle yapay zekayı bina sistemleriyle nasıl entegre edeceğimiz konusunda çalışıyoruz. İnşallah yakın zamanda bunlarla ilgili ürünlerimiz piyasaya çıkacak.
Şirket kurup, patronluğa adım atarken zorlandınız mı? İlk yıllar nasıl geçti?
ADNAN DEMİRKOL: İlk başlarda elbette zorlandık. Akademisyen olmayı isteyen birisi olarak, bir mühendis olarak ticarete atılmak çok zor. Çünkü biz mühendisler genelde ticaretten pek anlamayız. O zamanlar bir arabam vardı, Renault marka. O arabayı satarak şirketi kurduk. O dönemlerde bankalardan kredi de alamadık. Şirketi "iğneyle kuyu kazar gibi" büyüttük. Önce birkaç kişi çalışıyordu, sonra onlarca kişi olduk. Şu anda şükürler olsun 150-200 kişi çalışıyor. Türkiye'de teknoloji şirketi olarak kendimizi nitelendiren bir şirket haline geldik. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından desteklenen bir Ar-Ge merkeziyiz. Şirketimizin birçok patent ve faydalı modeli var, bu konuda gurur duyuyoruz. Önümüzdeki günlerde çok daha enteresan projelere imza atmayı planlıyoruz.
Çocuklarınız işe başlayınca yükünüz azalmıştır…
ADNAN DEMİRKOL: Evet o zaman biraz rahatladım. Önce dışarıda çalışıp, tecrübe kazandılar. Ece Hanım'ın da global şirketlerde, farklı yerlerde çalışması güzel bir deneyim oldu. Birçok aile şirketi benzer şeyler yapıyor zaten. İkinci nesil işin başına katıldığında, yüküm biraz hafifledi. Hala enerjim çok, özellikle teknolojiyi takip ediyorum. Hatta belki de en çok çalışanlardan biriyim diyebilirim. Çünkü elektronik ve yazılım sektöründe teknoloji çok hızlı gelişiyor. Duraklama yok. Bir sene bile yeni bir ürün çıkartmazsak geride kalmış oluruz. Firma olarak her zaman sektörde ileri teknolojide önde olan, yüksek teknoloji ürünleriyle bilinen bir firmayız. Şu anda dursak bile, önümüzdeki senelerde çıkacak projelerimizin Ar-Ge'si devam ediyor.
Multitek'in CEO'su olarak Ece Demirkol'u tanıyalım…
ECE DEMİRKOL: Ben ikinci nesil yöneticilerindenim. Ağabeyim Erman Demirkol'la beraber bu şirketi global bir marka yapma çabası ile ikinci nesil olarak çalışıyoruz. Ben endüstri mühendisiyim. Sabancı Üniversitesi'nden mezun oldum. Daha sonra İngiltere Warwick Üniversitesi'nde mühendislik işletmesi yüksek lisansımı tamamladım. Yaklaşık 10 senedir Multitek bünyesinde çalışıyorum. Burada kurumun ve operasyonların dijitalleştirilmesi, raporlamaların daha görünür hale getirilmesi gibi kurumsallaştırma faaliyetlerinde ve operasyonların iyileştirilmesinde görev alıyorum.
Üniversiteden mezun olduktan sonra, hemen CEO koltuğuna mı oturdunuz?
ECE DEMİRKOL: Hayır, öncelikle farklı yabancı firmalarda yönetim danışmanlığı alanında çalıştım. Bu firmalar çok büyük uluslararası ve ulusal firmalara strateji çizen firmalardı. Oralarda iyi bir deneyim elde etme şansına sahip oldum. Multitek'te ilk başladığımda ise iş geliştirme ve dış ilişkilerin kurulması alanında çalıştım.
Multitek'te neler yapıyorsunuz? İkinci nesil olarak şirketteki hedefleriniz nelerdir?
ECE DEMİRKOL: Sonuçta elektrik mühendisi bir baba var. Bizden daha bilgili ve daha deneyimli. Ağabeyim de bilgisayar mühendisi. Şirketin ilerlemesi için elimizden geleni yapıyoruz. En azından ikinci neslin hedefi, ki bu beni gururlandırıyor, şirketi global bir marka yapmak. Türkiye'nin ihracatında yüksek katma değerli ürünlerin payının artması lazım. Bunun için Multitek gibi daha birçok firmanın global bir marka olması lazım. Çünkü ancak bu şekilde ülkemizi zenginleştirebiliriz. Endüstride yapılacak küçük dokunuşlarla Türkiye'nin 21. yüzyılda hakikaten önemli bir güç olmasını sağlamak mümkün.
Türkiye'de kaç konutta ürünleriniz var? Neler yapıyorsunuz?
ECE DEMİRKOL: 36 senedir faaliyet gösteriyoruz ve şu anda bir milyondan fazla konutta ürünlerimiz var. Yeni bir proje çıkardık, eski tip analog sistemleri dijitale çevirebiliyoruz. Görüntülü diafon sistemleri, apartman konuşma sistemleri, telefon santralleri, yangın alarm sistemleri temel ürün gruplarımız. Apartman konuşma sistemlerinde akıllı ev yönetimi yapabilen IP intercom sistemleri ve klasik görüntülü diafon sistemleri olarak ikiye ayrılıyor. Klasik sistemleri daha akıllı hale getirmek için projeler yapıyoruz. Çünkü düşük donanım maliyetiyle yüksek teknolojiye erişmek herkesin hakkı. Bu yüksek teknoloji, konforu ve tasarrufu artırıyor. Örneğin, kombiniz evde açık kalsa bile dışarıdan kapatabiliyorsunuz. Işığınız açık kaldığında veya güvenlik için ütünün fişinin takılı kalıp kalmadığını kontrol edebiliyorsunuz. Artık aklınızın evde kalmasına gerek kalmıyor.
Türkiye'de kentsel dönüşüm olduğu kadar akıllı dönüşüm de yapılıyor mu?
ECE DEMİRKOL: Türkiye'de IP sistemlerine ilgi var ama genelde yeni yapılan binalarda müteahhitler buna ilgi gösteriyor. Çünkü evler zaten pahalıya satılıyor ve bu ufak yatırımlarla evin değeri daha da artıyor. Müteahhitler evin kontrolünü, ışıkları, perdeleri, kombiyi ontrol etmeyi vaat ediyor. Yeni projelerin hemen hepsinde dijital akıllı sistemler var. Kentsel dönüşüm projelerinde de sistemi değiştiriyorlarsa, dijital sistemleri, telefondan ontrol edilebilen sistemleri tercih ediyorlar.
Eski binalarda akıllı ev sistemine geçmek için ne yapmak gerekiyor?
ECE DEMİRKOL: Yeni bir ürün çıkarıyoruz. Eski binalara direkt olarak mevcut sistemi söküp yerine yeni bir monitör takıyorsunuz. Bunu kablosuz olarak dairedeki internete bağlıyorsunuz. Kablosuz modüllerle akıllı ev haline getiriyorsunuz. Eski evleri bile kabloları değiştirmeden akıllı ev yapabiliyorsunuz.
Erman Bey sizi de tanıyabilir miyiz? Siz şirkette nelere liderlik ediyorsunuz?
ERMAN DEMİRKOL: Yeditepe Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği mezunuyum. Şirkette pazarlama ve satıştan sorumluyum. Katma değeri yüksek ürünlerimizi hem yurt içinde hem de yurt dışında müşterilerimizle buluşturuyoruz. İhracatta katma değeri yüksek ürünler çok önemli. Türkiye'nin kilo başına ihracatı 1.5 dolar seviyesinde. Bizim ürünlerin kilo ihracat fiyatı ise bazı kalemlerde 100-200 dolar arasında. Bir iPhone'un kilosu yaklaşık 3 bin dolar civarında. Bu şekilde hızla kalkınmamız mümkün değil. Yüksek teknolojiye yatırım yapmamız lazım. Bize yurt dışından da projeler geliyor.
Nedir gelen yeni projeler? Biraz detay verebilir misiniz?
ERMAN DEMİRKOL: Mesela yakın zamanda akıllı posta kutusu projesi geldi. İngiliz bir firmadan aldık. "Biz bunun dış kutusunu yapıyoruz, iç elektronik aksamını yapar mısınız?" diye teklifte bulundular. Bu akıllı posta kutusu, posta kutusunun düğmesine basıldığında size cep telefonunuza bildirim gönderiyor. Uzaktan açıp kapatabiliyorsunuz. İngiliz posta kutuları için özel bir proje geliştirdik. İngiltere'de sırf bu iş için yeni bir şirket açtık. Orada bize gelen firmayla ortaklık yaptık ve oraya ciddi adetlerde gönderim yapmaya başlayacağız.
Multitek'i büyüklük olarak ifade etmek gerekirse, ne kadar cirosu var? Kaç çalışanınız bulunuyor?
ADNAN DEMİRKOL: Yaklaşık olarak 10 milyon doların üzerinde ciromuz var. Toplam 165 kişi istihdam ediyoruz. Yüzde 45'i teknik personel. Kadromuzda mühendisler, yüksek okul mezunları, teknisyenler var. Çok az mavi yaka çalışıyor. Lise mezunu 20-30 kişi ancak var. Diyarbakır'da, Adana'da, Trabzon'da hem teknik servis hem de satış ekiplerimiz bulunuyor. Ayrıca 30 kişilik bir Ar-Ge merkezimiz var. Her sene ciromuzun yüzde 5-5.5'ini Ar-Ge'ye harcıyoruz. Bu oran Türkiye ortalamasının çok üstünde. Türkiye ortalaması şu anda binde 2 gibi. Teknolojide var olmak için harcamak zorundayız. Bu uzun vadeli bir yatırım. Bakanlık onaylı bir Ar-Ge merkezimiz var. 2017'de alanımızda ilk Ar-Ge merkezi olduk.
Hangi ülkelere ihracat yapıyorsunuz?
ERMAN DEMİRKOL: Toplam satışımızın yüzde 15'i ihracattan geliyor. Avrupa ülkeleri, İngiltere, Suudi Arabistan, Katar, Irak gibi ülkelere, Cezayir'e ihracatımız var. Yabancılar genelde daha teknolojik ürünleri tercih ediyorlar. Klasik diafon sistemlerini değil, akıllı sistemleri daha çok tercih ediyorlar. Avrupa ihracatımızı önümüzdeki seneler artırmayı hedefliyoruz.
Şirketin ortaklık yapısı nasıl? Aile dışında ortağınız var mı? İleride şirketin halka arzı gündeme gelir mi?
ADNAN DEMİRKOL: Şirketin yüzde 100 hissesi bana ait. Başka ortağımız yok. Halka arz düşünüyoruz. Bunu para kazanmak için değil, şirketi daha global hale getirmek için istiyoruz. Kurumsallaşmak için de bu önemli. Yurt dışında halka açık şirket olmanın bir karşılığı var.
Yabancı ortaklık teklifi geldi mi?
ADNAN DEMİRKOL: Yabancı şirketlerden ortaklık teklifleri, satın alma teklifleri çok geldi. 15-17 senedir geliyor. Ama biz direniyoruz. Çünkü biliyoruz ki çoğu firma satın aldıktan sonra ismini değiştirip kendi ürünlerini satmaya başlıyor. Biz buna direnmek istiyoruz. Bunu geçmişte Teletaş gibi şirketlerin satılmasında gördük. Yok olup gittiler. Bugün o şirketler satılmasaydı dünyada telekomünikasyon alanında söz sahibi olurduk. Çünkü bu alanda ülke olarak iyiydik.
Evi "akıllandırmanın" maliyeti çok değil
ECE DEMİRKOL: Evi akıllı hale getirmek aslında düşünüldüğü kadar pahalı değil. Bir daire yaklaşık 20-30 bin liraya kontrol edilebilir hale geliyor. Işıkların, elektriğin, perdelerin, panjurların kontrolünden bahsediyoruz. Kapı çaldığında cep telefonunuza bildirim gelsin istiyorsanız 30 dairelik bir apartmanda yaklaşık 900 TL gibi bir maliyetle bu sisteme sahip olabilirsiniz. Ayrıca bir abonelik üyeliğine ihtiyaç yok, tek seferlik satın almanız yeterli. Kurulu bir sistemde sadece konforu değil, tasarrufu da düşünmek lazım. Örneğin kombiyi kontrol edebilirsiniz. Yaptığımız hesaplamalara göre ortalama aylık yüzde 30-40 tasarruf etmek mümkün. Yani ortalama 1.000 liralık bir fatura 500-600 liraya düşebilir. Yapılan yatırım 1-2 sene içinde kendini amorti eder.
"En büyük katma değer yazılımda"
ADNAN DEMİRKOL: Firma olarak sermaye anlamında yüzde 100 yerliyiz. Hem sermayemiz yerli, hem de bütün yazılım ve donanım tasarımları bize ait. Elektronik üretimi yaparken yurt dışından bazı parçalar alıyoruz. Anakartı oluşturacak çizimi kendi ekibimiz tasarlıyor. Anakartın oluşması için gerekli komponentleri belki Türkiye'de bulamıyoruz ama yüzde 100 yerli ve milli kısmı burada devreye giriyor. Yurt dışına bir bağımlılığımız yok. O komponentler Türkiye'de üretilmeye başladığında hemen adapte olabiliriz. Dünya değişti. Şirketi kurduğumuz zamanlarda bir ürün ürettiğimizde, ürünün yaklaşık yüzde 70-80'i elektronik parçadan oluşuyordu. Şu anda ise tam tersi, yüzde 30-40'ı elektronik parçalardan oluşurken, yüzde 60-70'i yazılımdan oluşuyor. En büyük katma değer yazılımda. Elektrik teknolojisi çok değişti. Yazılıma ve yapay zekaya yapılacak yatırımlar, yerli ve milli oranın daha da artmasını sağlayacaktır.