PARA RÖPORTAJ/ ÜRÜN DİRİER Anavarza Bal Türkiye'nin iki büyük markasından birisi. Markanın ikinci kuşak temsilcisi, Anavarza Bal Genel Müdürü Can Sezen, işi 1979 yılında kurmuş olan babası Süleyman Sezen'den devralmış ve gıda mühendisi, işletme müdürü kardeşi Burcu Sezen Garip ile markayı tepe noktaya taşımış. Şirketin Adana Kozan'daki Tesisinde, Türkiye'nin dört bir yanındaki arıcılardan gelen her bir teneke bal tek tek 100'e yakın analizden geçiyor. Saf, tarımsal ilaç kalıntısı barındırmayan, doğal ballar onaydan geçerek kavanozlara dolduruluyor. 8 yıl önce endüstriyel toz bal üretimine başlayan ve şu an ev dışı tüketim grubunda satışı olan Anavarza Bal, 2025 yılında toz balı raflarda son tüketiciyle de buluşturacak. Üretim esnasında besin değerini kaybetmeden elde edilen toz balda ilk yıl yüzde 100 büyüme hedefleniyor. Türkiye'nin dünyada bal üretiminde Çin'den sonra ikinci ülke olduğunu belirten Sezen, "Çin yılda 450 bin ton civarı bal üretirken biz 115 bin ton üretiyoruz. Fakat şu an arıcıların yaş ortalaması 54 ve bu durum nesil kaybına yol açıyor. Biz de bu durum karşısında elimizi taşın altına koyduk, Migros ve Milli Eğitim Bakanlığı'yla beraber arıcılığa yeni başlayacak olanlara ilk adım desteği veriyoruz" diyor. Türkiye' de toplam 100 bin arıcı ile 9 milyon kovan bulunduğuna işaret eden Sezen, "Ancak Türkiye'de arı sütü, polen, propolis gibi yan ürünlerin üretimi yetersiz. Bu yan ürünleri de zenginleştirmemiz gerektiğini ifade ediyor. Ciro'da bu yılı 375 milyon TL ile kapatacaklarını ifade eden Sezen, "Geçen yıla göre bu yılı yüzde 70 büyüme ile kapatmış olacağız" diyor.
Sezen ile hedeflerini ve dünyada arıcılığın karşı karşıya kaldığı riskleri konuştuk.
-Biraz markanın geçmişinden bahseder misiniz? Kaç yıl önce kurmuş babanız? O zamanlar kapasite neymiş? Bala ulaşmak o zamanlar daha mı kolaymış?
Biz aile olarak uzun yıllardır gıda ve perakende işinin içerisindeyiz. Sezen Gıda Babam Süleyman Sezen tarafından 1979 yılında ticari hayatına başlamıştır. Kozan'da gıda İşletmeleri ile başlayan şirketimizin faaliyetleri, 1993 yılında Kozan'da ilk süpermarketi açarak devam etti. Kozan Türkiye'nin en fazla bal üretilen ilçesidir, burada arıcılık hemen hemen her ailede mutlaka vardır. Biz de bu değeri ulusal bir markaya dönüştürmek için 1995 yılında kolları sıvayarak işe koyulduk ve bugünlere geldik.
Tesisimizin bulunduğu yer babamın ilk gıda işletmeleri için aldığı bir yer ve ilk oradan aldığı alan yaklaşık 500 metrekare, devamında işin gelişmesi ile birlikte 500 m2'lik alanda başlayan süreç şimdi aynı yerde 15.000 m2 olarak devam etmektedir. Kozan'da bulunan Anavarza Bal tesisimiz dünyanın en yetkin 10 tesisinden birisi konumunda.
-Anavarza Bal olarak yıllık üretim kapasiteniz ve yıllık üretiminiz nedir?
Yıllık yaklaşık 8500 tonluk kapasitemiz bulunmaktadır. Gerektiğinde 15 bin tona çıkabiliriz.
-Bir arının ömrü boyunca çağ kaşığının ucu kadar bal üretebildiğini biliyoruz. Bu durumda bal ihraç edilebilir bir ürün gibi görünmüyor. Sizin ihracatınız var mı? Olacak mı? Olmalı mı?
Balda Türkiye gerçekten bir dünya devi olabilir. Bunu doğa bize sunuyor, ancak arıcılık teknikleri ve teşviklerinde yeterince gelişmeye ihtiyacımız var. Bizim belirli ülkelere ihracatımız var. Üretimimizin yüzde 5'i ihracat. Ancak hedeflediğimiz ölçüde olamıyor. Balkan ülkeleri, dönemsel olarak Amerika ve bazı Ortadoğu ülkelerine ihracatımız bulunuyor.
-100'e yakın laboratuvar testi yapıyorsunuz. O süreci biraz anlatır mısınız? Bir balın sizin kavanozunuza girebilmesi için ne olması ya da ne olmaması lazım?
Öncelikle balı arı üretir ve biz onun kontrollerini yaparak kavanozlarız. Kavanozlamayı yapmadan da tüketicilerin sofralarında güvenle tüketmelerini garanti altına almak için yüze yakın bilimsel test ve lezzet testi yaparız. Bu bizim sorumluluğumuz. Biz tesisimize gelen her bir tenekeyi analiz ederek kabul ederiz. Bu analizlerin sonuçlarını da web sitemizde en güncel haliyle yayınlarız. Herhangi bir Anavarza Bal ürününün etiketinde yer alan parti seri no bilgisinden tüketicilerimiz kolayca analiz sonuçlarına ulaşabilir.
Bir de uluslararası ya da ulusal akredite kuruluşlar var. Onlar da bizi denetler. İşimizi ne kadar doğru yaptığımızı belgelerler. Dolayısıyla tüketici için bir diğer önemli konu da bir markanın bu belgelere sahip olup olmadığına bakmaları. Brc, Helal gibi birçok belge var. Ayrıca her zaman söylediğimiz bir şey var, dere suyu da doğal; ama tüketmiyoruz. Çünkü kontrollü ve güvenilir değil o yüzden bal için de bu geçerli. Tüketiciler her ne olursa olsun markalı analizleri tam yapılmış ballar tüketmeli.
-Türkiye'de kaç çeşit bal veya arı var?
Arılar balı gezdiği çiçeklerin nektarından yapmaktadır. Dolayısıyla bir balın lezzetini oluşturan en önemli unsur çiçek/nektar çeşitliliğidir, ülkemiz bu yönden çok zengin bir biyoçeşitliliğe sahiptir. Anavarza Bal olarak lezzet iddiamızın kaynağı da aslında ülkemizin bu zenginliğidir. O yüzden Çiçek Balı ve Çam Balı ürünlerimizin dışında Keven-Kekik Balı, Kestane Çiçeği Balı, Narenciye Çiçeği Balı, Keçiboynuzu Balı gibi birçok farklı lezzette ürünlerimiz bulunmaktadır. Bu arada Türkiye'de kişi başı ortalama bal tüketimi yıllık 1,2 kilo. Avrupa'da ise ortalama 700 gram.
-Türkiye arıcılıkta dünyada kaçıncı sırada? Rakamlarla aktarabilir misiniz?
Ülkemiz dünyanın ikinci büyük arıcılığına sahip, yaklaşık 9 milyon arı kolonisi ve 100.000 Arıcı ailesi bulunmaktadır ve yaklaşık 115 bin ton bal üretimi gerçekleştirmektedir. Dolayısıyla dünyada bal üretiminde önemli bir yeri bulunmaktadır o yüzden istiyoruz ki ülkemizde arıcılık daha fazla gelişsin ve bu işi yapmak isteyenler artsın.
-Ülke olarak en büyük eksikliğimiz nedir arıcılıkta?
Bu yıl için 100 TL kovan başı destek bulunmaktadır. Ancak arıcılarımızın en önemli giderlerinden birisi ülkemizde gezici arıcılık olduğu için arılarını taşıma yani yakıt gideridir. O yüzden çiftçilerimizde olduğu gibi arıcılarımızın da mazot desteği verilmelidir. Ayrıca bu destekler önemli olmakla birlikte ülkemiz arıcısının dünya ile rekabet edebilmesi için polen, arısütü, propolis ve arı zehiri gibi kovandaki mucizevi ürünleri de alabiliyor olması lazım ve bunun için de ürüne dayalı teşviklerin ülkemizde olması gerekiyor. Biz bu tür ihtiyaçları bulunduğumuz sivil toplum kuruluşları aracılığı ile ya da doğrudan temaslarımızda yetkililere iletiyoruz. Bu ülkenin en az turizm kadar önemli bir değeri de arıcılıktır. Çünkü bu alanda doğal olarak dünyaya karşı çok rekabetçi olma fırsatları bulunuyor.
-İklim krizi arılarımızı etkiliyor mu?
Arılar, balı gezdiği çiçeklerin nektarından üretiyor. Dolayısıyla mevsimler ve mevsim değişikliklerinin bitki örtüsüne yansıması doğrudan arıları da etkilemektedir. Yine yangınlar sebebiyle aynı durum söz konusudur. Bununla birlikte sıcaklıklar değiştiği için bunun da arılar üzerinde olumsuz etkileri olmaktadır.
İklim krizinin etkilerini azaltabilmek adına kullandığımız elektrik enerjisinden ambalajlarımıza kadar tüm süreçlerimizi gözden geçiriyor ve tedbirler almaya çalışıyoruz. Anavarza Bal olarak sürdürülebilirlik adımları çerçevesinde geçen yıl güneş enerjisi yatırımını gerçekleştirdik. Böylelikle tesisimizin ihtiyacı olan tüm elektrik tüketimini bugün güneş enerjisinden sağlamaktayız ve kapasite artırımımız da bu yıl içerisinde muhtemelen olacak.
-Türkiye'den dünya çapında bir bal markası çıkar mı? Bunun için ne lazım?
Ülkemizin bal üretimindeki potansiyeline güveniyoruz. Evet zorluklar var, düzeltilmesi gereken konular da var sektörde ama dünya ölçeğinde bizler gibi üretim yapan kuruluşlar da var dolayısıyla bu potansiyelin gelecekte dünyada kendi sektöründe çok daha ileri gideceğine inanıyoruz.
Bizim için en önemli hedef şu; benzersiz bir coğrafyada bulunuyoruz ve çiçek zenginliği bakımından dünyada çok öndeyiz, bu benzersizliği katma değere dönüştürmek. Yani bu topraklardan üstün lezzete sahip balları sofralar ile buluşturmak bizim için en büyük hedef ve önceliktir. Dünyada Türk balına karşı bir algı ve talep oluşturma potansiyelimiz var. Bu sayede ciddi katma değerli bir sektöre dönüşebiliriz.
-Toz bal konusunda bilgi verebilir misiniz? Nedir nasıl kullanılır? Toz bal ile ilk yıl büyüme hedefiniz ne olacak?
Türkiye'de ilk kez ürettiğimiz bir üründür Anavarza Toz Bal, toz balın henüz endüstriyel satışı var; ancak ilerleyen dönemde nihai tüketiciye de ulaşmış olacak, çayınıza, kahvenize şeker yerine % 100 doğal olan Toz Balı kullanabileceksiniz. Şu an birçok yerel ve global çikolata, cips, mama, ekmek markası toz bal ürünümüzü ballı yaptığı yenilikçi ürünlerde kullanmaktadır.
-Gerçek balı anlamanın "analiz'' yapmak haricinde" bir yolu var mıdır?
Ne yazık ki tadına, rengine, kokusuna bakarak bir balın gerçek ya da sahte olduğunu anlama şansımız bulunmamaktadır. Yani tüketiciler duydukları yöntemlerle balın gerçekliğini garanti altına alamazlar. Bu nedenle akredite kuruluşların analizlerini yaptığı, denetlenen tesislerin markalı ballarını tercih etmek en güvenilir yöntemdir. Dünyada bilim ne kadar ileri gidiyorsa sahtekarlar da yöntemlerini değiştiriyor. Bu nedenle global literatürün içeriklerine hakim ve güncel tesislerle bu işi yapmak zorundayız.
-Bal ve toz bal dışı yan ürünleriniz var mı?
Biz sadece balı anlattık belki ama arı sadece bal yapmaz. Bunun yanında bir çok katma değerli ürün de bulunuyor; arı zehiri, polen, propolis gibi, ülkemizin bu tür alternatif arı ürünlerinde gideceği çok yer var. Buradan hareketle bizimde üretmiş olduğumuz Stamina ürünümüz var, Krem Bal, Polen, Arısütü ve Propolis karışımlı ürünler. Bunları da tüketicilerimiz raflarda görebilir şu an.