PARA RÖPORTAJ/ ÜRÜN DİRİER NTT, Fortune Global 100 listesindeki şirketlerin yüzde 75'ine hizmet veren, her yıl Ar-Ge'ye 3,6 milyar dolar yatırım yapan, 330 binden fazla çalışanıyla dünyanın en büyük 4. telekom şirketi olan Tokyo merkezli bir Japon devi. NTT DATA Business Solutions'ın çatı şirketi olan NTT DATA ise, 50'den fazla ülkede faaliyet gösteren, sistem geliştirmeden, kurumsal BT dış kaynak kullanımına kadar geniş bir hizmet yelpazesi sunan, dünyanın en değerli 6. BT hizmetleri markası. 30 ülkede 100 veri merkezi bulunan NTT DATA, dünyanın en büyük 3. veri merkezi sağlayıcısı konumunda. NTT, dünyadaki çoğu büyük şirketin uçtan uca dijital dönüşümünü gerçekleştiren bir şirket. Türkiye ofisi ise 2500 çalışanıyla, global devin en çok dikkat çeken birimi. Daimler, BMW ve BSH'nin global operasyonlarına Türkiye'deki merkezden teknolojik çözümler sunması gibi başarıları nedeniyle, geçtiğimiz Temmuz ayında tüm Ortadoğı ve Afrika bölgesi kendisine bağlanan NTT Data Business Solutions META bölgesi başkanı Dr. Bahri Danış ile son dönemde en çok rağbet gören dijital dönüşüm taleplerini konuştuk.
"Eskiden veri için günümüzün petrolü diyorduk. Artık veri herkeste var. Önemli olan fikir ve düş gücü" diyen Danış, dijital dönüşümün bir teknolojik dönüşümden çok daha fazlası olduğunun altını çizerek, "İş yapma şekli hatta insan kaynağı da dönüşmek zorunda kalıyor. Fikir dünyası ve düş gücü yüksek olan çalışanlar daha çok talep görüyor… Özetle günümüzün petrolü düş gücüdür!" diyor.
Türkiye ekonomisi için KOBİ'ler çok önem arz ediyor. Bu yüzden KOBİ'ler açısından sormak istiyorum. Size gelen dijital dönüşüm talepleri içinde dikkat çeken neler var?
-Dünya devi şirketler haricinde Kobi'lerin üst segmentlerine de hizmet veriyoruz. Türkiye'de canavar Kobi şirketler var. Onların aslında büyüme hedefleri, yurt dışına açılma hedefleri var. Yurt dışına yatırımlar yapıyorlar. Biz onlar için ne yapıyoruz? Biz bütün üretim süreçlerini, satın alma süreçlerini, yazılımlarını ayağa kaldırıyoruz diyebilirim ama daha da önemlisi bir yol haritası çıkartıyoruz. Veri analitiği, yapay zeka gibi alanlardaki trendleri de şirketin hangi noktada kullanması gerektiğini, bu teknolojilerden nasıl faydalanabileceğine ilişkin bir planlama yapıyoruz. Şirketin sektörünü inceliyoruz. Sonra bir yol haritası çıkartıyoruz. İşini büyütmek, lojistik süreçlerini optimize etmek, yurt dışına açılmak, maliyetlerini görmek, fiyatlamalara karar vermek, ekiplerini güçlendirmek başta olmak üzere birçok senaryo için bize geliyorlar. Son dönemde de yapay zekayı nasıl kullanabileceklerine dair taleplerle gelen çok şirket var.
Kobi'lerden de yapay zekay için çok talep geliyor mu peki yoksa büyük şirketler mi daha çok ilgileniyor dijital dönüşüm ile?
-10-15 yıl önce, dijital dönüşüm hikayeleri daha çok büyük gruplara hitap ediyordu. Çünkü bu projeler çok uzun projelerdi, 1,5-2 yıllık projelerdi. Devasa yatırımlar gerekiyordu. Donanım yatırımları gerekiyordu. Ama şimdi durum değişti. Bugün artık Kobi'ler de kira öder gibi bulut çözümlerle birlikte, dünyadaki en büyük şirketlerin kullandığı teknolojilerin aynısına kendi ölçeklerine uygun rakamlarla sahip olabiliyorlar. Özellikle KOBİ'lerin başındaki patronlar, yöneticiler, yapay zekayla ilgili treni kaçırıyor muyuz, ne oluyor, ne bitiyor, nereden başlayacağız, geride mi kaldık, ne yapalım diye geliyorlar. Onlar için yapay zeka akademisi diye bir platform oluşturduk. Önce yapay zeka eğitimi veriyoruz onlara . Sonra da departmanlar bazında, üretimde, satın almada, satışta, insan kaynaklarındaki ekiplerle oturup senaryolar çıkarıyor ve onun üzerine yapay zeka kullanım alanlarını belirliyoruz.
Kobi düzeyindeki bir şirket de yapay zekayı kullanmak zorunda mı sizce?
-Şöyle düşünün, bir insanın ortalama IQ'su şu an 130 civarı. Dünya genelinde ortalama bu. Yapay zeka ise şu anda 150 civarında bir yerde. 2-3 yıl içerisinde, 150'nin 1500 olacağını hayal edin. Onunla rekabet edemezsiniz. Yani dolayısıyla herkes yapay zekayı bir şekilde entegre edecek işine. Peki ben de aynı soruyu sorayım Kobilerle.
Bizim şirketler yapay zekada ne durumda sizce?
-Yapay zekayı üretenler ve uygulayanlar olarak ikiye ayırabiliriz. Biz uygulamada iyiyiz. Biz zaten ülke olarak yeni teknolojileri kullanmaya hevesliyiz. Şu andaki sıkıntı şu ki o teknolojileri nasıl kullanacağımızla ilgili bir arayışımız var. Veri ne kadar yoğunsa o kadar fazla işimize yarar yapay zeka teknolojileri.
Hangi sektörlerde veri daha fazla?
- Perakendede İnanılmaz fazla kullanıyoruz. Neden? Çünkü müşteri datası var, ürün datası var, lojistik datası var. Yapay zeka kullanımında Türkiye'de şampiyon olan sektör perakendedir. Onun dışında bütün üretim sektörlerini sayabiliriz. Mesela otomotiv ve metal sanayi. Üçüncüsü de profesyonel hizmetler diyebiliriz. Turizm otelcilik gibi. Burada da işlenecek veri çok fazla.
Veri günümüzün petrolü mü öyleyse?
-Bir dönem veri yeni dünyanın petrolüydü. Dolayısıyla veri çok önemliydi. Veri, veri, veri, veri. Şimdi artık fikir daha önemli, hayal gücü daha önemli. Düş. Çünkü artık veri herkeste var. Veriye ulaşmak çok kolay. O veriyi toplamak da çok kolay. Bütün hikaye, o veriyle neler yapabileceğinizi hayal etmek. Çünkü bütün bu senaryoları birisi hayal ediyor. Dijital dönüşüm bir teknolojik dönüşümden çok daha fazlası. İş yapma şekli hatta insan kaynağı da değişmek, dönüşmek zorunda kalıyor. Fikir dünyası ve düş gücü yüksek olan çalışanlar daha çok talep görüyor… Özetle günümüzün petrolü düş gücüdür.
Yeni yetenekleri, yeni nesil iş gücünü sektöre kazandırmak için neler yapıyorsunuz peki?
-One Talent diye bir programımız var. Her yıl üniversiteden yeni mezun 150 öğrenci seçiyoruz. 6 bin üzerinde başvuru alıyoruz biz bu programa. Çok net söyleyebilirim, canavar bir gençliğimiz var bizim. Biz bu gençlerle sadece Türkiye'de değil, Türkiye ofisi üzerinden Londra'da, Seattle'da, Sao Paulo'da, Endonezya'da da iş yapıyoruz. Globaldeki başarılarımız nedeniyle Temmuz ayında bütün META bölgesi Türkiye ofisine bağlandı.